• Sonuç bulunamadı

II. Metot ve Kaynaklar

1.1. Ebû Muâviye ed-Darîr

1.1.8. Tedlîs ile Suçlanması

Tedlîs kelimesi sözlükte satıcının hile yapıp satış anında malın ayıbını satıcıdan gizlemesi anlamına gelmektedir.424

Terim olarak ise râvînin görüşmediği ya da görüştüğü halde kendisinden hadis işitmediği hocasından işittiği zannını uyandıracak biçimde rivâyette bulunması anlamına

419 Uğurt Müctebât Ansiklopedik ladis Terimleri Sözlüğüt 68

420 Hatîb el-Bağdâdît Ebû Bekr Ahmed ibn Alî ibn Sâbit (463/1071)t el-Kifâye fî Ilmi’r-Rivâyet thk. Ebu Abdillah

es-Sûrakî ve İbrahim Hamdî el-Medenît el-Mektebetu’l-Ilmiyyet Medine-i Münevveret trs.t 130; İbn Recebt

Şerhu Ileli’t-Tirmizît It 357

421 Hatîb el-Bağdâdît el-Kifâyet 129

422 İbn Recebt Şerhu Ileli’t-Tirmizît It 358; Hâşimît Ebû Zur’a er-Râzî ve Cuhûduhî fi’s-Sunneti’n-Nebeviyyet IIt

296

423 Bkz. sf. 35t 36

424 Âsım Efendit Mütercim (1235/1819)t el-Okyânûsu’l-Basît fi Tercemeti’l-Kâmûsi’l-Muhît Kâmûsu’l-Muhît

gelmektedir. Tedlîs yapan râvî “mudellis” ve tedlîs yapılan rivâyet “mudelles” olarak adlandırılır.425

İbnu’s-Salâh tedlîsi isnâd tedlîsi (tedlîsu’l-isnâd) ve şuyûh tedlîsi (tedlîsu’ş-şuyûh) olarak ikiye ayırır.

İsnâd tedlîsi (tedlîsu’l-isnâd)t râvînin karşılaştığı bir kişiden veya çağdaşı olduğu halde karşılaşmadığı bir kişiden işitmediği hadisi işitmiş olduğu izlenimi verecek şekilde rivâyet etmesidir. Mudellis râvî ile naklettiği kişi arasında bir veya daha fazla râvî vardır.

İbnu’s-Salâh râvînin çağdaşı olduğu fakat bir araya gelmediği kişiden rivâyetini de tedlîs sayarken İbn Hacer ise bunun mursel-i hafî olduğunu ifade eder.426

Şuyûh tedlîsi (tedlîsu’ş-şuyûh) ise râvînin kendisinden hadis işittiği hocasını bilinen adıylat künyesiyle veya lakabıyla değil bilinmeyen bir adıylat künyesiyle veya lakabıyla zikretmesidir.427 Mudellis râvîlerin bu yola başvurmalarının bilinmeyen bir adıyla zikrettiği hocasının sika olmamasıt geç vefat etmesi sebebiyle kendisinden aşağı tabakada râvîlerin de kendisiyle birlikte ondan hadis almış olmasıt rivâyeti aldığı kişiden çokça hadis naklettiği için tek bir kişiyi aynı isimle anmış olmak istememesi gibi sebepleri vardır.428

Âlimler tedlîsin daha başka türlerine de işaret etmişlerdir. Onlardan biri de tesviye tedlisi (tedlîsu’t-tesviye)dir. Irâkî’ye (806/1404) göre ayrı bir tedlîs türü olan429 ve İbn Hacer’e göre isnad tedlîsinin bir çeşidi sayılan430 tesviye tedlîsit râvînin seneddeki sika râvîler arasındaki bir zayıf râvîyi atlayarak hadisin senedini tamamen sika râvîlerden oluşuyor gibi göstermesidir.431

425 Erult Bunyamint “Tedlîs”t DİAt İstanbult 2011t XLt 262 426 İbn Hacert en-Nukett IIt 614

427 İbnu’s-Salâht Ebû Amr Takıyyuddîn Osmân ibn Salâhiddîn Abdirrahmân ibn Mûsâ eş-Şehrzûrî (643/1245)t

Ulûmu’l-ladîst trc. Abdullah Aydınlıt M.Ü. İlâhiyat Fakültesi Vakfı Yayınlarıt 1. bs.t İstanbult 2019t 77

428 İbnu’s-Salâht Ulûmu’l-ladîst 79

429 Irâkît Ebu’l-Fadl Zeynuddîn Abdurrahîm ibn el-Huseyn ibn Abdirrahmân (806/1404)t et-Tebsira ve’t-Tezkira

fî Ulûmi’l-ladîst thk. el-Arabî ed-Dâiz el-Fıryâtît Mektebetu Dâru’l-Minhâct 2. bs.t Riyadt 2007t 107

430 İbn Hacert en-Nukett IIt 616

431 Suyûtît Ebu’l-Fadl Celâluddîn Abdurrahmân ibn Ebî Bekr ibn Muhammed el-Hudayrî ( 911/1505)t Tedrîbu’r-

Râvî fî Şerhi Takrîbi’n-Nevâvît I-IIt thk. Ebû Kuteybe Nazar Muhammed el-Fâryâbît Mektebetu’l-Kevsert 3. bs.t

Beyrutt 1996t It 259; Koçyiğitt Talâtt ladîs Usûlüt Türkiye Diyanet Vakfı Yayınlarıt 13. bs.t Ankarat 2014t 80; Uğurt Müctebât Ansiklopedik ladis Terimleri Sözlüğüt 397

Tedlîsin bu üç türünden başka atıf tedlîsi (tedlîsu’l-atf)t sükût tedlîsi (tedlîsu’s-sukût) ve belde tedlîsi (tedlîsu’l-bilâd) gibi çeşitleri de vardır.432

Ebû Muâviye ed-Darîrt cerh ve ta’dîl âlimleri tarafından tedlis yapmakla itham edilmiştir. İbn Sa’d onun için “Sika ve çok hadis rivâyet eden bir râvîydi. Tedlis yapardı” der.433

Ahmed ibn Hanbelt A’meş’ten naklettiği rivâyetlerde Şu’be ve Ebû Muâviye’den hangisinin daha üstün olduğu sorulduğunda “Ebû Muâviye an’ane yapmıştır” diyerek Ebû Muâviye’nin tedlis yaptığına işaret eder.434

Râvînin an’ane yapması hadisi “an” sîgasıyla nakletmesi anlamına gelir ve “an” sîgası râvînin hadisi hocasından işitmiş olduğuna kesin olarak delâlet etmez.435 Mudellis olmayan sika râvînin kendisiyle muâsır olan hocasından “an” sîgasıyla hadis nakletmesi semâya hamledilir. Buhârî gibi bazı âlimler mudellis olmayan sika râvînin “an” sîgasıyla rivâyetinin semâya hamledilebilmesi için râvî ile hocasının en az bir kez bir araya geldiklerinin sâbit olması şartını koşarlar. Mudellis râvînin “an” sîgasıyla naklettiği rivâyet ise semâ ifade etmez.436 Şu’be’yle kıyasladığı ve Şu’be’den daha aşağı mertebede olduğunu belirttiği Ebû Muâviye’nin “an’ane yaptığını” söyleyen Ahmed ibn Hanbel’in bunu cerh ifadesi olarak kullandığı anlaşılmaktadır. Mudellis olmayan râvînin “an” sîgasıyla rivâyeti cerh gerektiren bir durum değildir. Dolayısıyla Ahmed ibn Hanbel bu ifadeyle Ebû Muâviye’nin tedlîs yaptığına işaret etmektedir. Ayrıcat Ebû Muâviye birçok âlim tarafından da tedlîs yapmakla ithâm edilmiştir.

Ahmed ibn Hanbel ayrıca şöyle der: Ebû Muâviye bize şöyle rivâyet etti: [laddesenâ] Becîle’de437 bir şeyh olan Abdullah ibn Abdirrahman [an] İbrahim dedi ki: “Teyemmümle tek bir namaz kılınabilir.” Ahmed ibn Hanbel şöyle der: “Onun Becîle kabilesinin yanında ikâmet

432 Suyûtît Tedrîbu’r-Râvît It 259t 260; Koçyiğitt Talâtt ladîs Usûlüt 82; Uğurt Müctebât Ansiklopedik ladis

Terimleri Sözlüğüt 397

433 İbn Sa’dt et-Tabakâtu’l-Kubrât VIt 364 434 Ahmedt el-Ilel ve Marifetu’r-Ricâlt IIt 377 435 Aydınlıt ladis Istılahları Sözlüğüt 27

436 İbn Hacert Ebu’l-Fadl Şihâbuddîn Ahmed ibn Alî ibn Muhammed el-Askalânî (852/1449)t Nuzhetu’n-Nazar

fî Tavdîhi Nuhbeti’l-Fikert thk. Nuruddîn Itrt Matbaatu’s-Sabâht 3. bs.t Şamt 2000t 125t 126

437 Becîlet Yemenli kabilelerden bir kabiledir. Becîle’nin kabile üyelerinin annelerinin adı olduğu

söylenmektedir. Becîle kabilesi Kûfe’ye yerleşmiştir. Sahabeden Ebû Amr Cerîr ibn Abdillah el-Becelî kabilenin önde gelenlerindendir. Bkz. Sem’ânît el-Ensâbt IIt 91

eden el-Hasan ibn Umâra olduğunu söylediler. Ebû Muâviye’nin onun adını değiştirdiğini görüyorum.”438

Hatîb el-Bağdâdî Ebû Muâviye ed-Darîr hakkında Yakûb ibn Şeybe’nin şöyle dediğini aktarır: “O (Ebû Muâviye) sika râvîlerdendi. Belki tedlis yapmış olabilir.”439

Alâî (761/1359)t Ebû Muâviye ed-Darîr’i Câmiu’t-Tahsîl isimli eserinde tedlis yapan râviler arasında sayar ve şöyle der: “Muhammed ibn Hâzim Ebû Muâviye ed-Darîr. Ahmed ibn Ebî Tâhir (280/893)t “Tedlis yapardı” dedi.”440

İbn Hacert Ta’rîfu Ehli’t-Takdîs isimli eserinde Ebû Muâviye ed-Darîr’i ikinci mertebede yer alan müdellis râvîler arasında sayar ve “Dârakutnî onu müdellis olarak niteledi” der.441

İbn Hacert en-Nuket’te de Ebû Muâviye ed-Darîr’i ikinci mertebede yer alan müdellis râvîler arasında zikreder. Hadis âlimleri bu mertebede yer alan râvîlerden çok hadis rivâyet etmişlerdir. Bunun sebebi o râvîlerin önde gelen âlimlerden olmalarıt naklettikleri çok sayıda rivâyetin yanında tedlis yaptıkları rivâyet sayısının az olması ya da sadece sika râviden naklederken tedlis yapıyor olmalarıdır.442

İbn Hacert Ebû Muâviye ed-Darîr’i ikinci derecedeki mudellis râvîler arasında sınıflandırırken onun hıfzının genişliğine işaret eder.443 Ahmed ibn Hanbel ise Ebû Muâviye’nin el-Hasan ibn Umâra’nın444 ismini “Becîle’de bir şeyh olan Abdullah ibn Abdirrahman” şeklinde değiştirdiğini kaydeder.445 Dolayısıyla Ebû Muâviye’nin sadece sika râvîlerden tedlîs yaptığı için değil ilminin genişliği ve çok rivâyetinin yanında tedlîsinin azlığı sebebiyle ikinci mertebede tasnif edildiği anlaşılmaktadır.

438 Ahmedt el-Ilel ve Marifetu’r-Ricâlt IIt 532

439 Hatîb el-Bağdâdît Târîhu Bağdâdt IIt 306. Bkz. Tehzîbu’l-Kemâlt XXVt 132

440 Alâît Ebû Saîd Salâhuddîn Halîl ibn Keykeldî (761/1359)t Câmiu’t-Tahsîl fî Ahkâmi’l-Merâsîlt thk. Hamdî

Abdulmecîd es-Selefît Âlemu’l-Kutubt 2. bs.t Beyrutt 1986t 109

441 İbn Hacert Ebu’l-Fadl Şihâbuddîn Ahmed ibn Alî ibn Muhammed el-Askalânî (852/1449)t Ta’rîfu Ehli’t-

Takdîs bi Merâtibi’l-Mevsûfîne bi’t-Tedlîst thk. Âsım ibn Abdillah el-Karyûtît Mektebetu’l-Menârt 1. bs.t

Ammant 1983t 36

442 İbn Hacert Ebu’l-Fadl Şihâbuddîn Ahmed ibn Alî ibn Muhammed el-Askalânî (852/1449)t en-Nuket alâ

Kitâbi İbni’s-Salâht I-IIt thk. Rebi’ ibn Hâdî Umeyrt İslam Üniversitesit 1. bs.t Medine-i Münevveret 1984t IIt

638t 639

443 İbn Hacert Ta’rîfu Ehli’t-Takdîst 36

444 İbn Hacert el-Hasan ibn Umâra el-Becelî’nin “metrûk” olduğunu bildirir. Bkz. İbn Hacert Takrîbu’t-Tehzîbt

162

1.1.8.1. Tedlîs ve Müdellis Râviden Rivâyet Konusunda Âlimlerin Görüşleri

Tedlîst hadis âlimlerince kötülenmiştir. Şu’be ibnu’l-Haccâc’ın “Tedlîs yalanın kardeşidir” dediği nakledilmektedir. Şu’be’nin ayrıca tedlîsi zinâdan daha kötü gördüğü ve “Gökyüzünden düşmek benim için tedlîs yapmaktan daha sevimlidir” dediği rivâyet edilir.446 İbnu’s-Salâht Şu’be’nin “Tedlîs yalanın kardeşidir” sözünü tedlîs yapmaktan menetme ve nefret ettirme amacıyla söylenmiş fakat aşırıya kaçmış bir söz olarak nitelendirir.447

Bununla birlikte hadis âlimleri tedlîs yapmakla itham edilen râvîlerin hepsini aynı kategoride görmemektedir. İbn Hacert mudellis râvîleri beş dereceye ayırır:

Birinci derecedekilert Yahyâ ibn Saîd el-Ensârî gibi nadiren tedlîs ile itham edilenler. İkinci derecedekilert tedlîs yapma ihtimali olan fakat Sufyân es-Sevrî gibi imamlığı ve rivâyet ettiği çok sayıda hadisin yanında tedlîs yaptığı hadis sayısı gayet az olan ya da Sufyân ibn Uyeyne gibi sadece sika râvîlerden tedlîs yapanlar.

Üçüncü derecedekilert Ebu’z-Zubeyr el-Mekkî (126/743) gibi çokça tedlîs yapan ve bu sebeple ancak semâ sîgasıyla naklettikleri kabul edilenler.

Dördüncü derecedekilert Bakıyye ibnu’l-Velîd (197/812) gibi zayıf ve mechûl râvîlerden çokça tedlîs yaptıkları için semâ sîgasıyla naklettikleri dışındaki rivâyetlerinin kesinlikle kabul edilmemesi konusunda görüş birliği olanlar.

Beşinci derecedekilert tedlîs dışında başka bir sebeple daha zayıf kabul edilenler. Hadisleri semâ sîgasıyla nakletseler dahi kabul edilmez. Ancak İbn Lehîa (174/790) gibi zayıflıkları az olması sebebiyle tevsîk edilirlerse rivâyetleri kabul edilebilir.448

Tedlîs ile itham edilen râvîlerden rivâyet konusunda farklı görüşler vardır. Hadis âlimlerinden bir grup tedlîs yaptığı bilinen râvîyi mecrûh kabul ederekt semâ ifade eden sîgalarla nakletse dahi rivâyetinin kabul edilemez olduğunu belirtmiştir. Şâfiît bir kere bile tedlîs yapan râvîye bu kuralı uygulamıştır.449 İbnu’s-Salâh ise doğru olanın genelleme yerine ayrım yapmak olduğunut mudellisin semâ ifade eden ve senedin muttasıllığına işaret eden bir sîgayla naklettiği rivâyetlerinin kendisiyle ihticâc edilen makbul haberler olabileceğini

446 Hatîb el-Bağdâdît el-Kifâyet 355 447 İbnu’s-Salâht Ulûmu’l-ladîst 78 448 İbn Hacert Ta’rîfu Ehli’t-Takdîst 13t 14

449 Şâfiît Ebû Abdillâh Muhammed ibn İdrîs ibn Abbâs (204/820)t er-Risâlet el-Mektebetu’l-Ilmiyyet Beyrutt

söylemektedir. İbnu’s-Salâh’a göre tedlîs yapmak yalan söylemek değilt ihtimal ifade eden bir sözle durumu kapalı bırakmaktır.450

İbn Hacert sahih görüşe göre tedlîs yaptığı sabit olan râvî şayet âdil ise rivâyetinin ancak tahdîs sîgasıyla olması halinde kabul edileceğini söyler.451

Tedlîs çeşitlerinin farklılığı sebebiyle tedlîs yapmakla itham edilen râvîlerin hepsinin rivâyetlerini aynı kategoride değerlendirmek doğru değildir. İsnad ve tesviye tedlîslerinde rivâyet zincirinde kopukluk varken şuyûh tedlîsinde inkıtâ’ söz konusu değildir. Şuyûh tedlîsit isnâd tedlisine ve tesviye tedlîsine göre daha hafif bir kusurdur.452 Dolayısıyla râvînin hangi tedlîs çeşidine başvurduğuna da bakmak gerekir. Ahmed ibn Hanbel’in verdiği örnekte Ebû Muâviye ed-Darîr’in şuyûh tedlîsi yaptığı görülmektedir. Bununla birlikte Ebû Muâviye’nin sadece şuyûh tedlîsi yaptığı söylenemez. Zira İbn Hacert mudellis râvileri beş gruba ayırdıktan ve her bir gruptakilerin adlarını zikrettikten sonra söz konusu râvîlerin isnâd tedlîsi yapanlar olduğunut şuyûh tedlîsi yapanların ise sayılamayacak kadar çok olduğunu belirtir.453

Tedlîs iki yolla bilinir: Birincisit Sufyân ibn Uyeyne örneğinde olduğu gibi454 râvînin bizzat kendisinin tedlîs yaptığını bildirmesidir. İkincisi ise bu konuda bilgi sahibi bir âlimin araştırmasına dayanarak tedlîs olduğunu açıklamasıdır.455

Benzer Belgeler