• Sonuç bulunamadı

II. Metot ve Kaynaklar

1.1. Ebû Muâviye ed-Darîr

1.1.7. İrcâ ile Suçlanması

İrcâ inancı Hâricîlerin büyük günah işleyenleri tekfir etmelerine tepki olarak ortaya çıkmıştır. Büyük günah işleyenlerin hükmünü Allah’a ve ahirete bırakırlar. Murcie ismi de “ertelemekt sonraya bırakmak” anlamına gelen ircâ kelimesinden gelmektedir.389

Ebû Muâviye ed-Darîrt ircâ ile itham edilmiştir. İbn Sa’d (230/845) onun hakkında “Murcî idi” der ve Vekî’in (197/812)390 bu sebeple Ebû Muâviye ed-Darîr’in cenaze merasimine katılmadığını söyler.391 Hatîb el-Bağdâdî’nin Yakûb ibn Şeybe’den (262/875)392 naklettiği rivâyet de bunu teyit etmektedir. Yakûb ibn Şeybe şöyle der: “(Ebû Muâviye ed- Darîr) ircâ görüşüne sahipti. Vekî’in bu sebeple onun cenaze merasiminde bulunmadığı söylenir.”393 Yahya ibn Maînt Ebû Muâviye ed-Darîr’in ircâ inancına meyilli olduğunu ifade eder.394 Ahmed ibn Hanbelt Ebû Muâviye ed-Darîr’in murcî olduğunu belirtir.395 Iclî de onun hakkında “İrcâ görüşüne sahipti. Yumuşak sözlüydü” der.396

Ahmed ibn Hanbelt Şebâbe ibn Sevvâr’dan397 rivâyet nakletmeyi onun ircâ görüşünde olması dolayısıyla terk ettiğini söyleyincet “Ebû Muâviye hakkında ne dersin?” diye sorulur. Bunun üzerine Ahmed ibn Hanbelt Şebâbe’nin bid’atına davet edenlerden olduğunu belirtir.398 Ahmed ibn Hanbel’in bu sözlerinden Ebû Muâviye ed-Darîr’i ircâ görüşünde olsa

387 İbn Ebî Hâtimt el-Cerh ve’t-Ta’dîlt VIIt 247 388 Bkz. sf. 118

389 Kutlut Sönmezt “Mürcie”t DİAt İstanbult 2006t XXXIIt 41

390 Veki’ ibnu’l-Cerrâh ibn Melîh er-Ruâsî Ebû Sufyân el-Kûfî. İbn Hacer “sikat hâfızt âbid” olduğunu söyler.

Bkz. İbn Hacert Takrîbu’t-Tehzîbt 581

391 İbn Sa’dt et-Tabakâtu’l-Kubrât VIt 364

392 Yakûb ibn Şeybe ibni’s-Salt Ebû Yûsuf es-Sedûsî. Zehebît “büyük âlimt allâmet sika” olarak niteler. Bkz.

Zehebît Siyeru A’lâmi’n-Nubelât XIIt 477

393 Hatîbu’l-Bağdâdît Târîhu Bağdâdt IIt 306. Bkz. Mizzît Tehzîbu’l-Kemâlt XXVt 132

394 İbn Maînt Ebû Zekeriyyâ Yahyâ ibn Maîn ibn Avn el-Murrî el-Bağdâdî (233/848)t Ma’rifetu’r-Ricâlt I-IIt

Ahmed ibn Muhammed ibn Muhriz rivâyetit thk. Muhammed Kâmil el-Kassârt Mecmau’l-Luğati’l-Arabiyyet Şamt 1985t 158

395 Ahmedt el-Ilel ve Ma’rifetu’r-Ricâlt IIt 538 396 Iclît Ma’rifetu’s-Sikâtt IIt 236

397 Şebâbe ibn Sevvâr el-Medâinî. Horasan asıllıdır. İsminin Mervan mevlâ Benî Fezâra olduğu söylenmektedir.

İbn Hacert sika ve hâfız olduğunut ircâ ile itham edildiğini belirtir. Hicrî 204t 205 veya 206 yılında vefat etmiştir. Bkz. İbn Hacert Takrîbu’t-Tehzîbt 263

da bid’atına davet etmeyen râvîlerden kabul ettiği ve bu sebeple kendisinden hadis naklettiği anlaşılmaktadır.

Ebû Dâvûdt Ebû Muâviye ed-Darîr’in murcî olduğunu söyler.399 Ebû Dâvûd’dan Ebû Muâviye için “Kûfe’de Murcie’nin başıdır” dediği nakledilir.400

Ebû Zur’a er-Râzît kendisine Ebû Muâviye ed-Darîr’in ircâ görüşüne sahip olup olmadığı sorulduğundat “Evett ona (ircâya) davet ediyordu” der.401

İbn Hibbân ise çok iyi bir hâfız olduğunu belirttikten sonra “Fakat murcî idi” der.402 Mizzît İbn Hibbân’ın es-Sikât’ta Ebû Muâviye için “Habîs bir murcî idi” ifadesini kullandığını aktarır.403

Hatîb el-Bağdâdî Ali ibn Haşram’ın404 şöyle dediğini nakleder: Veki’ ile birlikte Cuma namazına gittim. Banat “Ey Ali! Kimin yanına gidip geliyorsun?” diye sordu. “Falanınt falanın ve Ebû Muâviye ed-Darîr’in yanına gidip geliyorum” dedim. Bunun üzerine Veki’t “Murcî olmasına rağmen ona git. Çünkü onu terk edersen A’meş’ten gelen bilgiyi kaybedersin” dedi. “Ey Ebû Sufyân! Beni ircâya davet etti fakat reddettim” deyince Veki’ banat “Ona A’meş’in dediği gibit “Sen det murcî arkadaşların da iflah olmazsınız” deseydin ya” dedi.405 Hatîb el-Bağdâdî ayrıca İbnu’l-Bâdiş’in406 “Ebû Muâviye büyük bir murcîdir”

dediğini aktarır.407

Zehebît Abdullah ibn Mubarek’in Ebû Muâviye ed-Darîr hakkında “Ebû Muâviye büyük bir murcîdir” dediğini nakleder408 ve el-Kâşif isimli eserinde Ebû Muâviye için “Murcî idi” der.409 İbn Hacer ise Ebû Muâviye ed-Darîr’in ircâ ile itham edildiğini belirtir.410

399 Mızzît Tehzîbu’l-Kemâlt XXVt 132

400 Âcurrît Ebû Ubeyd Muhammed ibn Ali ibn Osman (?)t Suâlât Ebî Ubeyd el-Âcurrî Ebâ Dâvûd es-Sicistânî

fi’l-Cerh ve’t-Ta’dîlt thk: Muhammed Ali Kâsım el-Omerît İslam Üniversitesit 1. bs.t Medine-i Münevveret

1983t It 160

401 Hâşimît Sa’dî Mehdî Saliht Ebû Zur’a er-Râzî ve Cuhûduhî fi’s-Sunneti’n-Nebeviyye maa tahkîki kitâbihî ed-

Duafâ ve ecvibetihî alâ es’ileti’l-Berzeît I-IIIt İslam Üniversitesit 1. bs.t Medine-i Münevveret 1982t IIt 407

402 İbn Hibbânt es-Sikâtt VIIt 442 403 Mızzît Tehzîbu’l-Kemâlt XXVt 133

404 Ali ibn Haşram ibn Abdirrahmân ibn Atâ’ ibn Hilâl ibn Mâhân ibn Abdillah el-Mervezî Ebu’l-Hasen. Bişr el-

Hâfî’nin amcasının oğludur. Kızkardeşinin oğlu olduğu da söylenmiştir. Bkz. Mızzît Tehzîbu’l-Kemâlt XXt 421. İbn Hacert sika olduğunu bildirir. Bkz. İbn Hacert Takrîbu’t-Tehzîbt 401

405 Hatîb el-Bağdâdît Târîhu Bağdâdt IIt 304

406 İbnu’l-Bâdiş hakkında herhangi bir bilgiye ulaşılamamıştır. 407 Hatîb el-Bağdâdît Târîhu Bağdâdt IIt 304

408 Zehebît Târihu’l-İslâm ve’l-Vefeyâtt IVt 1267 409 Zehebît el-Kâşift IIt 167

Bütün bu rivâyetlerden Ebû Muâviye ed-Darîr’in ircâ inancını benimsemekle suçlandığı anlaşılmaktadır. Bununla birlikte naklettiği rivâyetler terk edilmemiştir. Ebû Zur’a er-Râzî’den başka Ebû Muâviye ed-Darîr’in ircâya davet ettiğini söyleyen olmamıştır. Dolayısıyla “benimsediği bid’ate davet eden râvîler” arasında sayılamaz. İbn Hibbân’ın Ebû Muâviye hakkında söylediği “habis bir murcî idi” sözü ise gereksiz ve katı bir tenkittir.

Zehebît Hâkim’in Ebû Muâviye ed-Darîr için “Şiîlikte aşırılıkla meşhur olmuştur” dediğini aktarır.411 Fakat bu görüş zayıftır. Cerh ve ta’dil âlimlerinden Ebû Muâviye’yi Şiîlikle itham eden başka hiç kimse olmamıştır. Bilakis Ebû Muâviye ed-Darîr’in murcî olduğu görüşü meşhurdur.

İbnu’l-Esîr’in (630/1233) Ebû Muâviye ed-Darîr için “Şia taraftarlığı yapıyordu” demesi412 de râvî hakkında bilinenlere aykırıdır ve İbnu’l-Esîr’in Hâkim’in sözüne binaen böyle demiş olması muhtemeldir.

1.1.7.1. Bid’atla İtham Edilen Râviden Rivâyet Konusunda Âlimlerin Görüşleri

Peygamber Efendimiz’in (s) vefâtından sonra sünnete aykırı bazı inanç ve davranışları benimseyenler ehl-i bid’at olarak adlandırılmışt sünnete bağlılığın gerekliliğine işaret eden rivâyetler hadis âlimlerince belirli bâblarda toplanmış ve ehl-i bid’atı tenkit için eserler kaleme alınmıştır.413

Hadis ilminde bid’at ehli ile sahâbe devrinin sonlarına doğru görülmeye başlayan Şia ve Râfızîlikt Hâricîlik ile daha sonraları ortaya çıkan Murciet Cehmiyyet Muşebbihet Mucessimet Kaderiyet Cebriye ve Mu’tezile gibi siyasi ve itikadi fırkaların taraftarları kastedilmektedir.414

Râvînin bid’at ehlinden olmasıt “metâin-i aşera” denilent beşi râvînin adâlet niteliğine ve beşi de zabt niteliğine yönelik olan on tenkit noktasından biridir. Râvîlerin bid’at ehlinden olup olmadıkları cerh ve ta’dil tenkitlerine konu olmuştur.415

İbn Receb el-Hanbelî (795/1393)t bid’at ve hevâ ehli râvîlerden hadis nakli konusunda âlimlerin ihtilaf ettiklerini belirterek söz konusu görüşleri dört grupta toplar:

411 Zehebît Mîzânu’l-İ’tidâlt IVt 575

412 İbnu’l-Esîrt Ebu’l-Hasen Izzuddîn Alî ibn Muhammed ibn Muhammed eş-Şeybânî el-Cezerî (630/1233)t el-

Kâmil fi’t-Târîht I-Xt thk. Omer Abdusselâm Tedmurît Dâru’l-Kitâbi’l-Arabît 1. bs.t Beyrutt 1997t Vt 420

413 Yavuzt Yusuf Şevkit “Ehl-i Bid’at”t DİAt İstanbult 1994t Xt 501 414 Uğurt Ansiklopedik ladis Terimleri Sözlüğüt 67

415 Çakant İsmail Lütfit ladis Usûlüt M.Ü. İlâhiyat Fakültesi Vakfı Yayınlarıt 43. bs.t İstanbult 2017t 82t 83;

1- Bid’at ehlinden rivâyeti hiçbir şekilde câiz görmeyenler. Mâlik (179/795)t İbn Uyeynet el-Humeydî (219/834)t Yunus ibn Ebî İshâk (159/775)t Ali ibn Harb (265/878) ve Hasan el-Basrî bu görüştedir.

2- Yalanla itham edilmedikleri sürece rivâyetlerini kabul edenler. Ebû Hanîfet Şafiî (204/820)t Yahyâ ibn Saîd ve Ali ibnu’l-Medînî bu ikinci görüşü benimseyenler arasındadır.

3- Bid’atına davet eden râvî ile davet etmeyenin rivâyetlerini farklı görenler. Bu gruptaki âlimler bid’atına davet eden râvînin rivâyetinin reddedilmesi gerektiği ve davet etmeyenin rivâyetinin ise kabul edilebileceği görüşündedir. Abdullah ibn Mubârekt İbn Mehdît Ahmed ibn Hanbel ve Yahyâ ibn Maîn onlardandır.

4- Bu gruptaki âlimler de bid’at ehli râvîleri bid’atlarına göre ayırmaktadırlar. Cehmiyyet Râfızat Hâricîlik ve Kaderiye’yi ağır bid’atlar kabul ederken Murcie’yi hafif bid’atlardan saymaktadırlar.

İbn Recebt bu son görüşü tercih ederekt ağır bid’at sahiplerinin rivâyetlerinin reddedilmesi gerektiğit Kaderiye gibi orta derecede bid’atları benimseyenlerin bid’atlarına davet etmedikleri sürece rivâyetlerinin kabul edilebileceğinit ircâ gibi hafif bid’atların sahiplerinin rivâyetlerinin kabulü konusunda ise iki farklı görüş olduğunu ifade eder.416 İbn

Receb’in naklettiği dördüncü görüşten farklı olarak Kaderiye’yi orta derecede bid’at olarak tasnif ettiği görülmektedir.

İbn Hacert bid’at ehli râvî şayet inandığı bid’atın davetçiliğini yapıyorsa bid’atını öven rivâyetleri nakletme dürtüsüne sahip olduğunu ifade eder.417

Bid’at ehli râvilerin benimsediği bid’atlar ayrıca sahibini küfre götüren ve tekfir edilmesine sebep olan “bid’at-i mükeffire” ve sahibini küfre götürmeyip fâsık olarak nitelendirilmesine sebep olan “bid’at-i gayri mükeffire” olarak ikiye ayrılmıştır. Bid’at ehlinden olan râvînin bid’atına davet etme konusunda gösterdiği gayretiyle birlikte bid’atını savunmak için yalan söyleyip söylemediğine de bakılmaktadır.418 Râvî Hattâbiyye fırkası

416 İbn Receb el-Hanbelît Ebu’l-Ferec Zeynuddîn Abdurrahmân ibn Ahmed ibn Abdirrahmân Receb el-Bağdâdî

ed-Dımaşkî (795/1393)t Şerhu Ileli’t-Tirmizît I-IIt thk. Hemmâm Abdurrahîm Saîdt Mektebetu’l-Menârt 1. bs.t Ürdünt 1987t It 356t 357

417 İbn Hacert Lisânu’l-Mîzânt It 203

mensupları gibi inancını savunmak ve yaymak maksadıyla yalan söylemeyi câiz görenlerdense rivâyeti hiçbir şekilde kabul edilmez.419

Hadis âlimleri bid’at ehli râvîlerin naklettikleri hadisleri tamamen reddetmemişt bid’at ile itham edilen birçok râvîden hadis rivâyet etmiştir. Uygulamat hadis âlimlerinin yalan söylemediği bilinent ilmiyle ve dürüstlüğüyle meşhurt takvasına ve zabtına güvenilen râvîlerden bid’at ile itham edilmelerine aldırış etmeden hadis naklettiklerini göstermektedir. Meselât Ebû Dâvûd ehl-i bidât içinde rivâyetleri en doğru olanların Hâricîler olduğunu söyler.420 Hâricîlerin rivâyetlerinin kabulünde büyük günahları küfür görmeleri ve yalan söylemekten kaçınmaları etkili olmuştur.

Ali ibnu’l-Medînît Kaderiye dolayısıyla Basralı râvîlerden ve Şiilikle itham edilmeleri dolayısıyla Kûfeli râvîlerden hadis rivâyetinin terk edilmesi halinde hadis kitaplarının yok olacağını söyler.421 Ahmed ibn Hanbel’in de Murcie’den hadis alındığını ve Kaderiye’ye

mensup râvî bid’atına davet etmiyorsa rivâyetinin nakledilebileceğini söylediği aktarılmıştır.422

Murciet İbn Receb el-Hanbelî’nin de işaret ettiği gibi sahibini küfre götürmeyen hafif bid’atlardan kabul edilmiştir. Ebû Muâviye ed-Darîrt bid’atına davet etmeyen râvîler arasında sayılmaktadır. Nitekim Ahmed ibn Hanbel de bid’atına davet edenlerden olmadığı için Ebû Muâviye’den hadis rivâyet ettiğini bildirir.423

Benzer Belgeler