• Sonuç bulunamadı

B. Hukuk Davaları

2. Tecavüzün Refi Davası

Tecavüzün refi davası başlamış ve devam etmekte olan tecavüzün ortadan kaldırılması amacıyla açılır395. Bu davanın açılabilmesi için tecavüzün sürüyor olması gereklidir. Tecavüz son bulmuşsa artık tazminat davası açılabilir396. Yine tecavüzün gerçekleşme ihtimali söz konusu ise bu davadan farklı nitelikteki tecavüzün meni davası açılabilir. Dolayısıyla bu davanın konusu henüz tamamlanmamış veya devam eden tecavüzün varlığıdır. Bu nedenle ref davası tecavüzün giderilmesi ve önlenmesi amacı taşır397. Men davasının açılabilmesi şartlarında var olan kusurun varlığı bu davanın şartları arasında yer almaz. Bu davayı açabilmek için objektif olarak hukuka aykırılık teşkil eden bir eylemin varlığı gerekli

394 Yargıtay 11.HD.’nin 23.05.1974 T., 1974/1100 E. ve 1974/1805 K. sayılı kararında, “Davacı davalılardan (B)’nin söz ve müziği kendisine ait Delure adlı türkünün söz ve yazısını aynen olmak suretiyle diğer davalıya ait firma namına plağa koyup plakların satışa çıkartılmış olduğunu beyanla ….. YTL’nin davalılardan müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalılar savunmalarında, dava konusu türkünün, halka mal olmuş bir Karadeniz folklör türküsü olup, davacı ile bir alakası bulunmadığını, talebin fahiş olduğunu ileri sürmüşlerdir. Mahkemece tazminata hükmedilmiştir. Hüküm davalılar tarafından temyiz edilmiştir. Yargıtay kararında … Delure türküsünün tarihi gelişimin,n incelenmesi, folklör ürünü mü yoksa sırf davacı muhayyelesinde ve sanat gücüyle yaratılan bir eser mi yahut da kendinden katkıda bulunarak esasen mevcut olan bir folklör ürününü yeni bir eser haline mi getirdiği veya mücerret folklör ürününü nota ile tespit mi edildiğinin araştırılması gerekir…. Yukarıdaki esaslar uyarınca gerekli inceleme yapılmadan eksik tahkikata müsteniden ve son bilirkişilerin mesnedini göstermedikleri mücerret kanaatlerini ifade eden raporlarına dayanarak yazılı olduğu şeklinde hüküm tesisinde isabet görülmemiştir.”

395 Erel, Ş. (1988 Basım), s.248. 396 Ayiter, N., s.253.

127

ve yeterlidir398. Kusurun ağırlığı alınacak önlemler bakımından önem arz etmektedir399.

Tecavüzün refi davası, fikri mülkiyet haklarını düzenleyen KHK’larda düzenlenen tecavüzün kaldırılması davasıdır. Ancak FSEK m.66-68’de düzenlenen tecavüzün refi davasının kapsamında sadece tecavüzün önlenmesi değil, tecavüz ile ortaya çıkan durumun ve sonuçlarının giderilmesi ve hatta tecavüze uğrayan kişiye ödenmek üzere birtakım para cezaları yer almaktadır. Söz konusu tedbirler arasında tecavüz sonucu ortaya çıkan ürünlere ve bu ürünleri ortaya çıkaran aletler el konulması ve bunların imhası yer almaktadır 400.

FSEK m. 68/I fıkrasında, çoğaltma hakkı dışında kalan mali haklar ve m.68/II fıkrasında ise, çoğaltma hakkının ihlali şeklinde 2 kategori düzenlenmiş ve m. 68/II’de yer alan çoğaltma hakkının ihlali de kopyaların satışa çıkarılıp çıkarılmamasına göre iki alt bölüme ayrılmıştır401.

FSEK m. 68/I’de düzenlenen çoğaltma dışındaki ihlal halleri incelendiğinde402:

* Eserin sahibinin izini olmadan çevrilmesi: Bu koruma kapsamı daha çok yabancı yazarları korumak amacıyla konulmuştur. Ancak şüphesiz ki bu hüküm, Türk eser sahibinin yabancı dildeki bir eserinin Türkiye’de Türkçe’ye çevrilmesi ve Türkçe’deki eserin Türkiye’de yabancı dile çevrilmesini de kapsamaktadır.

398 Erel, Ş. (1988 Basım), s.248. 399 Tekinalp, Ü., s.296. 400 Tekinalp, Ü., s.295.

401 Karş. Erel, Ş. (1998 Basım), s. 254 vd. 402 Tekinalp, Ü., s.301 vd.

128

* Sözleşme dışı veya sözleşmede belirtilen sayıdan fazla basılma: Yayın sözleşmesi kapsamında yayın hakkının ihlalidir. Burada çoğaltma hakkı da ihlal edilmiş sayılır.

* Diğer bir biçimde işleme: Burada ifade edilen yukarıda açıklanan çevirme ve fazla basma eylemleri dışında kalan fillerdir.

* Radyo ve Televizyon gibi araçlarla yayınlanması: Bu hükmü “işaret ses ve/veya görüntü nakline yarayan araçlarla iletim hakkı” şeklinde anlamak gerekir.

Yukarıda sayılan hakların ihlali halinde, sözleşme yapılmış olsaydı istenebilecek bedelin en çok üç katı veya emsal veya rayiç bedel uyarınca uğradığı zararın en çok üç katı istenebilir. Bu bedellerin taktirinde meslek birliklerinin görüşünün alınması şarttır.

FSEK m.68/II’de düzenlenen çoğaltma hakkının ihlali halinde ise403; eser sahibinin izni olamadan çoğaltılan nüshalar satışa çıkartılmışsa çoğaltılmış kopyalar ile çoğalmaya yarayan aletlerin imhası veya yukarıda sayılanların maliyet fiyatı aşmamak şartıyla uygun bir bedel karşılığında devrinin istenmesi veya sözleşme yapılmış olsaydı eser sahibinin talep edebileceği ücretin üç katı tutarındaki cezanın talep edilmesi söz konusudur.

Mali haklara tecavüz halinde davacı sıfatına kimin sahip olduğu FSEK’da açıkça belirtilmemiştir. FSEK m.66/I, 67/IV, 68:I,II,III,V hükümlerinde “mali haklara tecavüze uğrayan kimse”, “eser sahibi”, “hak sahibi” değimleri kullanılmış ancak davacı sıfatına sahip olabilecek kişiler için tam bir açıklık getirilmemiştir.

FSEK m.66/I’de “Mali hakları tecavüze uğrayan kimse tecavüz edene karşı tecavüzün ref`ini dava edebilir” demek suretiyle davacı sıfatına ilişkin genel bir kural

129

koymuştur. Buna göre mali hakların sahibi, eser sahibi ise, bu davayı eser sahibi veya onun ölümü halinde hakların miras yoluyla intikali söz konusu olduğundan kanuni veya mansup mirasçıları açabilecektir ; kullanma hakkı devredilmiş yani tam veya basit ruhsat (lisans) tanınmış ise, ref davasını hakları devralan veya lisans alan kişi açabilecektir404.

Ancak burada FSEK m.68’de düzenlenmeyle çelişkili bir durum olan eser sahibinin yanında ruhsat sahibinin de davayı açıp açamayacağı sorunu ortaya çıkmaktadır. Bu sorun hakkında doktrinde görüş ayrılıkları mevcuttur. Erel405 ve Öztrak406 ruhsat sahibinin de davayı açabileceği görüşünü savunurken, Ayiter, ruhsat sahibinin sadece sözleşme çerçevesinde ruhsat verene başvurarak, ondan ref davasını amasını isteyebilir407. Tekinalp’e göre ise mali hakları devralan kimseler bu davayı açabilir, ancak ruhsat sahiplerinin bu davayı açması mümkün değildir408.

Tecavüzün refi davası, mali hakları ihlal etmeye devam eden şahsa karşı açılır. Tecavüz fiilini gerçekleştiren bir işletmenin müstahdemi veya tüzel kişinin organı (temsilcisi) ise, tecavüz hizmetin ifası sıranda vuku bulmak şartıyla istihdam eden işletme sahibine veya tüzel kişiye karşı açılabilir (FSEK m.66/II).

Tecavüzün refi davasında yetkili mahkeme HUMK m.9 uyarınca belirlenir. Buna göre dava, davalının veya davalılar birden fazla ise herhangi birinin ikametgahı mahkemesinde veya tecavüz eyleminin gerçekleştiği yer mahkemesinde açılabilir. FSEK m.66/V uyarında eser sahibin ikamet ettiği yer mahkemesinde de bu dava açılabilir.

404 Tekinalp, Ü., s.306, Erel, Ş. (1988 Basım), s.250. 405 Erel, Ş. (1988 Basım), s.250.

406 Öztrak, İ., s.79. 407 Ayiter, N., s.254. 408 Tekinalp, Ü., s.307.

130

Bu davada özel bir zaman aşımı kuralı belirtilmediğinden TK m.2 uyarınca BK hükümleri uygulanır409.

Benzer Belgeler