• Sonuç bulunamadı

Tasarım Kuramları ve Metot Yaklaşımları 17

2.1     Tasarım Süreci ve Özellikleri 14

2.1.3   Tasarım Sürecinin Analizine Yönelik Yapılan Çalışmalar 16

2.1.3.1   Tasarım Kuramları ve Metot Yaklaşımları 17

Tasarım, tasarım süreci ile birlikte tasarımın sonucu olan ürünü de içine alan bir eylemi ifade eder. Bu eylemin gerçekleşme biçimine yönelik yapılan çalışmalarda, yöntemlerin sürekli mercek altında tutuldukları görülmektedir. 1960’lı yıllardan itibaren sürekli bir değişim içinde olan bu tasarım yöntemleri çalışma kapsamında;

 Yöntem odaklı çalışmalar

o Birinci kuşak tasarım yöntemleri (sistemci yaklaşım) o İkinci kuşak tasarım yöntemleri (katılımcı yaklaşım)  Biliş bilimsel çalışmalar

biçiminde sınıflandırılmıştır.

Birinci Kuşak Tasarım Yöntemleri:

Birinci kuşak tasarım yöntemlerinde, tasarım eyleminde dönüştürme sürecinin düzenlenmesine odaklanılmıştır. Sistemci tasarlama yaklaşımıyla sürecin düzenlenmesinde;

18

 Bir tasarım problemine ait parçaların birbirine ve bütüne göre durumları ve ilişkileri ortaya konularak, tasarım problemine ait strüktürün belirlenmesi amaçlanır. Benzer şekilde olaylar ile nedenleri arasındaki ilişkiler araştırılarak, nedenler ve gözlemler dışlaştırılmaya, kendi kendini denetleyen bir sistemle sonuçların açıklanmasına çalışılır. Amaç tasarım problemini sistem düzeyinde kolay uğraşılabilir bir duruma getirmektir.

 Tasarımcının düşünme olgusu dışlaştırılarak, sürecin sistemleştirilmesi amaçlanır. Bu dışlaştırma işi sözlerle, matematik sembolleriyle ya da çizimlerle anlatma biçiminde olmaktadır. Amaç tasarımcının eylemini yinelenebilir, anlaşılabilir ve denetlenebilir duruma getirmektir [1].

Yapılan çalışma yeterli ya da ortalama bir sonucu elde etmek üzere izlenmesi gereken yolu tanımlamaya yöneliktir.

Heath [30], bu tip bir yaklaşımın, gerçek hedefin basit ve kesin ama bunu gerçekleştirmek için kullanılabilecek donanımların karmaşık olduğu askeri teknolojilerde ya da uzay teknolojilerinde kullanılabilir bir özellik taşıdığını ifade eder. Buna karşılık mimarlık pratiğinde hedef karmaşık ve bulanık, bunu gerçekleştirmek için gerekli donanımlar ise son derece basittir. Mimarlıkta tasarımla ilişkili temel problem, çözümü gerçekleştirecek donanımları belirlemek olmadığından, iyi tanımlı ve sınırları belirli problemler için uygun olan birinci kuşak tasarım problemlerinin mimari tasarım alanındaki kullanımları sınırlı olmuştur.

İkinci Kuşak Tasarım Yöntemleri:

İkinci kuşak tasarım yöntemlerinde, birinci kuşaktan farklı olarak problemin iyi tanımlı olmadığı kabulü yapılmış ve çalışmalarda problemin tanımlanmasına odaklanılmıştır. Problemin tanımlanmasında öncelikle bir hipotez ortaya atılmakta, tartışma ya da görüşlerle bu hipotezin doğruluğu/uygunluğu araştırılırken aynı zamanda çalışma alanının sınırları ortaya konulmaktadır. Problemin tanımlanması ardışık olarak geliştirilen ve test edilen hipotezlerle gerçekleştirilmektedir. İkinci kuşak tasarım yöntemleri, tasarlanan ürün ile ilişkili tarafların (kullanıcı, tasarımcı, üretici, vb) eşitliğine, kararların tartışılarak alınmasına, ele alınan problemin daha büyük bir problemin parçası olabileceğine, tasarımda alınan kararların açık olmasına dayanmaktadır [30].

19

1960’lı yılar ile başlayan yöntem odaklı çalışmalar sürekli bir değişim içinde olsa da ağırlıklı olarak teorik çalışmalar olarak kalmış, pratik uygulamaya geçirilememiş ve çözüm üretmede yetersiz kalmışlardır. 1980’li yıllara gelindiğinde tasarım araştırmalarında ilgi bilgi ve bilginin nasıl oluşturulduğu, kullanıldığı ve iletildiği ile ilgili biliş bilimsel çalışmalara yönelmiştir. Ancak her iki kuşak tasarım yaklaşımının da biliş bilimsel tasarım yaklaşımları ile günümüz tasarım uygulamaları ve araştırmalarına oldukça fazla katkı sağladıkları görülmektedir [3], [29].

Biliş Bilimsel Çalışmalar:

Uluoğlu [3], bilgi ve bilginin nasıl oluşturulduğu, kullanıldığı ve iletildiği ile ilgili çalışmaların mimari tasarım alanındaki yansımalarını dört gurupta değerlendirmektedir:

1. Enformasyon bilimi kaynaklı çalışmalar;

2. Lengüistik kaynaklı çalışmalar ki, bunlar arasında türetici gramerlerden ve türetmenin temelinde yatan (dil) kurallarının araştırılmasına yönelik çalışmalar bulunmaktadır;

3. Bilme/öğrenme kuramına dayalı ve ağırlıklı olarak bilişsel tarzları göz önüne alan çalışmalar;

4. Tasarım alanının içinden bakışlar, yani bizzat stüdyo deneyiminden yola çıkarak onun kendi kuramını oluşturma çabaları.

Enformasyon bilimi kaynaklı çalışmalar ile bilimsel alanda geliştirilmiş kuramlardan enformasyon kuramına dayandırılarak tasarım bilgisinin açıklaması/tanımlanması hedeflenmektedir.

Eastman’ın [31], bu kapsamdaki bir araştırması, tasarlama süreci içerisinde enformasyonun nasıl kullanıldığına ilişkin stratejileri açıklamaya yöneliktir. Eastman’ın tasarımı sezgisel (tasarımcıların gerek eğitimleri gerekse mesleki pratikleri boyunca

edindikleri deneyim) bir süreç olarak ifade ettiği bu çalışmasında ulaştığı sonuçlardan

bazıları şöyledir:

 Tasarım probleminin çözümlenmesinde soyuttan somuta değil, somuttan soyuta bir gidiş söz konusudur. Soyut ilişkiler ve nitelikler üretip, sonra bunu fiziksel

elemanlara uygulamak yerine, önce eleman ele alınıp ve nitelikleri saptanır [31].

20

 Tasarım süreci kısıtlamalarla ilerlemektedir. Yeni bir enformasyon aşamasına

geçişte uygulanan işlemler arasında tek veya bir dizi yönlendirmenin bir kısıtlama ile birleştirilmesi gibi stratejiler mevcuttur [31].

Yine enformasyon işleme modelinden hareketle mimarların nasıl tasarladıklarına ilişkin çalışmasında Akın [32], on bir enformasyon işleme mekanizması tanımlar. Bunlardan sekizi (enformasyon edinme, problemi yorumlama, problemi temsil etme, çözüm üretme,

çözüm değerlendirme, algılama, çizim) tasarım çözümlerini geliştirmede

kullanılmaktadır. Diğer üçü ise ( tasarım planları, dönüştürme kuralları, tasarım

sembolleri) tasarımcının önsel (a-priori) bilgisini kapsamaktadır. Tasarım sembolleri

tasarlamanın kelime dağarcığını oluşturur, tasarlamada kullanılan kavramlar ve/veya nesnelerin sembolik anlamda temelleridir. Dönüştürme kuralları bu semboller arasındaki semantik ilişkilerdir. Tasarım planları, bir amaca yönelik olarak bir durumdan diğerine geçişte yol gösterici stratejilerdir. Bu yaklaşımını, tanımlayıcı ve işlemci bilgi kategorileri kapsamında içerik ve amaç açısından aldıkları değişik biçimler çerçevesinde detaylandıran Akın [33], özel ve genel bilgi alanları ile nesneler, ilişkiler ve işlemciden yola çıkarak bir taksonomi geliştirmiştir.

Lengüistik kaynaklı çalışmalarda amaç, mimari biçimin dilini oluşturan kuralları oluşturmak ve bunlar aracılığıyla morfolojik çözümlemelerin ötesinde bu bilgiyi türetici bir niteliğe kavuşturmaktır [3].

Leonardo’nun geometrik biçimlerden yola çıkarak merkezi plan tipli kilise için ürettiği planlar, bu tür yaklaşımların geçmişinin çok eskilere dayandırılabileceğini ortaya koymaktadır. Türetici bir tasarım dili oluşturabilme amacıyla Alexander [34] örüntü dili yaklaşımını geliştirmiştir. Bu yaklaşım ile mevcut bir çevrenin bağlamı içerisine uyacak biçimde örüntülerin bir araya getirilmesiyle tasarım yapılabileceğini savunmaktadır. Türetici gramerler son yıllarda daha çok bilgisayar destekli tasarım alanındaki çalışmalarda gündeme gelmektedir. Öncü örnekler arasında Stiny ve Mitchel’ın [35] Palladio villaları, Koning ve Eizenberg [36] F. L. Wright’ın pencere tasarımları, Knight’ın [37] Japon çay odaları, yine Stiny ve Mitchel’ın [38] Moğol bahçeleri için geliştirdikleri gramerler sayılabilir.

Bilme/öğrenme kuramı kaynaklı çalışmalarda, tasarım bir öğrenme süreci olarak ele alınır ve öğrenme biçimleri üzerine yapılmış araştırmalardan elde edilen sonuçların,

21

tasarım eğitimi alanına katkı sağlayacağı savından hareketle, psikolojik araştırmalara dayalı olarak geliştirilir [3].

Cross ve Nathenson [39] öğrenme konusunda yapılmış diğer çalışmalardan hareketle tasarımcının tasarım probleminde çözüm arama davranışlarını (bilişsel tarz) karşıt çiftler biçiminde dört grupta toplarlar. Bunlar:

 Daralan (kapanan) – genişleyen (açılan),  Atak – temkinli,

 Çevreye bağımlı – çevreden bağımsız,  Aşamalı (Dizgeci) – bütüncü.

Tasarım alanının içinden bakışlar, tasarım stüdyolarındaki bilgiyi anlama ve açıklama, böylelikle kendi deneyiminden yola çıkarak kendi bilgisini oluşturma arayışındaki çalışmalardır. Mimari stüdyolara yönelik yapılan en kapsamlı çalışmalardan ilki CESSA tarafından gerçekleştirilmiştir. Bu proje kapsamında, tanınmış üç mimarlık okulu seçilerek, mimari tasarım stüdyoları incelenmiştir. Schön, Argyris ve Beinart’ın çalışmalardaki yaklaşımları dikkat çekici bulunmuştur [3].

Schön [40], bu proje kapsamında yer alan çalışmasında, stüdyo yürütücüleri ile öğrenci arasındaki iletişimden yola çıkarak on iki bilginin kullanıldığını saptar. Bunlar; program/kullanım, arsaya yerleşme, bina elemanları, mekân organizasyonu, biçim, strüktür/teknoloji, ölçek, maliyet, bina karakteri, örnekleme, temsil, açıklama olarak gruplanmıştır. Bu tür bir gruplama ile tasarım bilgisine ait içeriğin açıklanmasının hedeflendiği, hatta mimarlığın öznesinden çok nesnesi ile ilgili bilgilere yer verildiği de söylenebilir.

Argyris [41], bu proje kapsamında yer alan çalışmasında, proje yürütücülerinin stüdyoda benimseyerek öne sürdükleri tavır ile gerçekte sergiledikleri tavır arasında farklılıklar olduğunu öne sürmekte ve bu savı tanımlayıcı-işlemci bilgi tartışması üzerinden yürütmektedir.

Beinart’ın [42], bu proje kapsamında yer alan çalışmasında, bilmek-yapmak ya da tanımlayıcı-işlemci bilgi tartışması farklı bir açıdan ele alınır. Mimarlıkta bilgi ve uygulamanın ayrı öğrenildiği savından hareketle, mimarlık tarihinden örneklerin incelenmesiyle bu ayrımın giderilmesi için kuramsal bir müdahalenin gerekliliği tartışılır.

22

Goldschmidt [43], bu kapsamdaki bir çalışmasında düşünmenin salt dilsel olanla özdeşleştirilmesini eleştirerek görsel olarak düşünmenin de araştırılması gerektiğini öne sürer ve mimarlıkta eskiz yapmanın bir düşünme biçimi olduğunu açıklamaya çalışır. Görsel olmanın önemine Schön ve Wiggins [44] de değinmişlerdir; tasarlamadaki farklı görme biçimlerini tartışırlar ve tasarlamanın görme ve yapma ile yapma ve keşfetme ilişkilerine dayandığını söylerler.

Benzer Belgeler