• Sonuç bulunamadı

Sepsis ve septik şok, tüm dünyada yoğun bakım ünitelerinde yatan hastalarda mortalitenin en sık nedenidir. Septik şokta mortalite oranı %50’den fazladır.(85) Sepsis, enfeksiyona düzensiz bir konakçı tepkisinden kaynaklanan hayatı tehdit eden organ fonksiyon bozukluğudur. Organ işlev bozukluğunu tanımlamak için SOFA skoru kullanılıyor. Septik şok, yeterli sıvı resüsitasyonuna rağmen devam eden hipotansiyon ve doku perfüzyon bozukluğu olarak tanımlanmaktadır. Sepsis ve septik şokta erken tanı, hızlı enfeksiyon kontrolü, ampirik geniş spektrumlu antibiyotik tedavisi ve hemodinamik stabilizasyon sağlanması hastalarda mortalitenin azalmasına neden olmaktadır.(7) Bununla birlikte, bu önlemler ve tedaviler, sepsis ve septik şokun neden olduğu enflamatuar dengesizlik, immünolojik düzensizlik ve uzun süreli immünsüpresyonda faydalı olmamaktadır.(86) Sepsis ve septik şokta bozulmuş konakçı bağışıklık sistemini güçlendirmek için İmmünoadjuvan tedavi bir sonraki ana basamak tedavi olarak tanımlanmıştır.(8)

Sepsis ve septik şokun seyri sırasındaki düşük immünoglobulin seviyeleri kötü hasta prognozu ile ilişkilidir. Bu da endojen immünoglobulin replasmanının sonuçları iyileştirebileceğini düşündürmektedir.(83, 84)

IVIG preparatlarının sepsis ve septik şoktaki etkileri son on yıldaki klinik çalışmalarda araştırılmıştır. Sepsis ve septik şok tanılı hastalarda erken dönemde IVIG tedavisi uygulanmasının mortalite ve morbidite üzerinde olumlu etkisi olduğunu gösteren çalışmalar vardır.

Literatürde aynı araştırmacıların yaptığı iki retrospektif tek merkezli çalışmada IVIG tedavisinin septik şoklu olan hastalarda erken dönemde başlanmasının, bu hastalarda mortalite riskini bağımsız olarak azalttığı bildirmişlerdir.

Berlot ve ark. Temmuz 2004 – Ekim 2009 tarihleri arasında yoğun bakım ünitesinde yatan 129 septik şok tanılı hastada yaptıkları retrospektif, tek merkezli çalışmada hastalar IVIG başlama zamanına göre mortalite riski açısından araştırılmıştır. Yaşayan gruptaki hastalarda ölen gruba göre IVIG tedavisinin daha erken başlandığı saptanmıştır (23 ve 63 saat, p<0.05).(87)

Berlot ve ark. 1999 – 2016 tarihleri arasında yoğun bakım ünitesinde yatan 355 septik şok tanılı hastada yaptıkları retrospektif, tek merkezli çalışmada IVIG uygulamasındaki

gecikme ile mortalite arasında bağımsız bir ilişki olduğunu bildirmişlerdir (her 24 saatlik artış için, düzeltilmiş OR, 1.15; %95 CI, 1.05-1.27; p=0.0005) (88) Çalışmamızda hastaları IVIG başlanma zamanına göre değerlendirdiğimizde iki grup arasında istatiksel anlamlı farklılık saptanmadı. Bu iki tedavi grupu arasında istatiksel anlamlılığa ulaşmama nedenimiz çalışmamızdaki hasta sayısının az olması olabilir.

Sepsis tanısında kullanımının yanı sıra, CRP prognostik bir belirteç olarak da değerlendiriliyor. Lee C-C ve ark. sepsis ve septik şok tanılı 525 hastanın dahil edildiği bir çalışmasında ölen hastaları mortalite açısından iki gruba ayırmışlar. Erken mortalite (<5 gün) ve Geç mortalite (5-30 gün) saptanan grup. Bu iki gruptaki CRP değerleri yaşayan hastalara göre istatiksel olarak daha anlamlı yüksek saptanmıştır (p=0.002 ve p=0.011).(89) Bizim çalışmamızda ise ölen ve yaşayan hastalar arasında bazal CRP değerlerinde istatiksel olarak anlamlı farklılık saptanmasa da, CRP değişiminde (Δ CRP) yaşayan hastalarda istatiksel olarak daha anlamlı düşüş saptandı (p<0.001). Grup 1 (IVIG<24 saat) hastalarda CRP değişimde (Δ CRP) Grup 2’ye (IVIG>24 saat) göre daha iyi düşüş olsa da istatiksel olarak anlamlı bulunmadı.

Albuminin, negatif akut faz reaktanı olarak, sepsis ve septik şok seyrindeki azalması, bu hastalarda mortalitenin güçlü bir göstergesidir. Kim MH ve ark. sepsis ve septik şok tanılı 670 hastanın dâhil edildiği çalışmalarında, bazal albumin düşüklüğü ile mortalite arasında istatiksel anlamlı ilişki saptanmışlardır (p<0.001) (90). Bizim çalışmada da, bazal albumin düşüklüğü ile mortalite arasında istatiksel anlamlı ilişki saptandı (p<0.001). Ayrıca yaptığımız bu çalışmada albumin değişimde (Δ Albumin) yaşayan hastalarda istatiksel olarak daha anlamlı artış saptandı (p=0.002). Grup 1 (IVIG<24 saat) hastalarda albumin değişimde (Δ Albumin) istatiksel olarak daha anlamlı artış saptandı (p=0.040).

MPV (mean platelet volume) kronik enflamatuar hastalıklarda enflamasyon, hastalık aktivitesi ve anti-enflamatuar tedavi etkinliği indeksi olarak önerilmektedir. Kim CH ve ark. sepsis ve septik şok tanılı 345 hastanın dahil edildiği bir çalışmasında MPV değişiminin (Δ MPV: 72.saat MPV-başvuru MPV) mortalite ile ilişkisi araştırılmıştır. Ölen grupta MPV değişiminde (Δ MPV) istatiksel olarak daha anlamlı artış saptanmıştır (p=0.021).(91) Bizim çalışmada da MPV (Δ MPV) değişimde ölen grupta istatiksel olarak daha anlamlı artış saptandı (p<0.001).

Sepsis ve septik şok tanılı hastalarda başlangıçta trombositopeni olması, takipte trombositopeni süresinin uzun sürmesi ve trombosit değerlerinde artış olmaması kötü prognostik belirteçdir. Lee K ve ark. 107 hastanın değerlendirildiği bir çalışmasında 53 hastada sepsis görülmüş ve bu septik hastalarda PLT sayısı ölen grupta yaşayan gruba göre istatiksel olarak daha anlamlı düşük saptanmıştır (p=0.004).(92) Bizim yaptığımız çalışmada da PLT değişiminde (Δ PLT) yaşayan grupta ölen gruba göre istatiksel olarak daha anlamlı artış saptandı (p<0.001). Grup 1 (IVIG<24 saat) hastalarda PLT değişimde (Δ PLT) Grup 2’ye (IVIG>24 saat) göre daha iyi artış olsa da istatiksel olarak anlamlı bulunmadı.

Septik şokta yeterli sıvı replasmanına rağmen dirençli hipotansiyon söz konusudur. Ortalama arteryel basıncı (MAP) sağlamak için inotropik ve vazopressör ajan kullanımı önerilmektedir. Mayaud ve ark. 2113 sepsis ve septik şok tanılı hastanın dahil edildiği bir çalışmasında MAP’in ölen grupta istatiksel olarak daha anlamlı düşük olduğu saptandı (p<0.001). İnotrop kullanımı açısından ölen grup ile yaşayan grup arasında istatiksel olarak anlamlı fark saptanmıştır (%63.1 ve %48.1, p<0.001).(93) Bizim yaptığımız çalışmada hastaların ortalama SKB 106.5 ± 28.4 mmHg, DKB 66.3 ± 17.06 mmHg’dir. Ölen grupta SKB ve DKB değerleri istatiksel olarak daha anlamlı düşük saptanmıştır (p=0.017 ve

p=0.019). İnotrop kullanan grupta mortalite oranı kullanmayan gruba göre istatiksel olarak

Benzer Belgeler