• Sonuç bulunamadı

Bu çalışmada, modellerin kullanıldığı öğretim sürecinin 11. sınıf öğrencilerinin gazlar ünitesindeki akademik başarılarına ve kimya dersine yönelik tutumlarına etkisinin araştırılması hedeflenmektedir.

Bu bölümde, çalışmadan elde edilen bulgular yorumlanmıştır. Tartışmalar, araştırma problemleri doğrultusunda ve veri toplama araçlarından elde edilen veriler üzerinden yapılmıştır. Buna göre veri toplama araçlarından elde edilen bulguların tartışması; “Gazlar Başarı Testi’nden Elde Edilen Bulguların Tartışması” ve “Kimya Tutum Ölçeği’nden Elde Edilen Bulguların Tartışması” şeklinde iki başlık altında sunulmaktadır.

5. 1. Gazlar Başarı Testi’nden Elde Edilen Bulguların Tartışması

Çalışmada, modellerle öğretimin 11. sınıf öğrencilerinin “Gazlar” ünitesindeki başarılarına etkisini belirlemek amacıyla Gazlar Başarı Testi kullanılmıştır. Bu bölümde Gazlar Başarı Testi’nden elde edilen bulgular, ilgili literatürle desteklenerek yorumlanmıştır.

Deney ve kontrol gruplarındaki öğrencilerin gazların betimlenmesinde kullanılan hacim ve basınç birimlerinin dönüşümlerine ilişkin bilgi düzeyleri Gazlar Başarı Testi’nde yer alan ikinci soruyla belirlenmiştir. Öğretim sürecinin hem öncesinde hem sonrasında deney ve kontrol grubu öğrencilerinin birimler arasında dönüşümleri açıklarken zorlandıkları göze çarpmaktadır (bkz. Tablo 10). Öğrencilerin basınç ve hacim kavramlarını anlamakta zorlandıkları Abraham ve diğerleri (1994) tarafından da ifade edilmiştir. Bunun dışında öğrencilerin birim dönüşümleriyle ilgili problem yaşadığı Çermik‘in (2008) çalışmasında da ortaya çıkmıştır. Çermik (2008) çalışmasında öğrencilerin yarıya yakınının birim dönüşümlerinde hatalar yaptıklarını ifade etmiştir. Bu durumun sebebi; öğrencilerin birim dönüşümlerine günlük hayatlarında çok fazla ihtiyaç duymamaları, bazı birimlerin günlük hayatın içerisinde daha fazla kullanıma sahip olmasına rağmen, bazılarının çok fazla kullanılmaması olabilir. Örneğin öğrenci litre kavramıyla günlük hayatın içinde pek çok yerde karşılaşırken, dm3 ifadesiyle pek fazla karşılaşmamaktadır. Öğrenciler günlük hayatta bu dönüşümleri fazla kullanmadıkları için bu bilgiler okulla sınırlı kalmakta, günlük hayata taşınamamaktadır. Nitekim öğretim öncesi ve sonrasında ikinci soruya doğru cevap verme oranının büyük ölçüde arttığı; ön ölçümde hem deney hem kontrol grubu öğrencilerinin beşte birinden daha azının doğru cevap verdiği görülürken, son ölçümde öğrencilerin yaklaşık yarısının bu soruyu doğru cevapladığı görülmektedir. Nitekim sorunun ikinci kısmında da hem deney hem kontrol grubunda tam anlama ve kısmen anlama kategorisinde cevap veren öğrencilerin oranlarında artış olmuş, ancak bu artış istenen

102

seviyede olmamıştır. Bu soru için öğretim sonrasında deney ve kontrol grubu öğrencilerinin cevapları arasında önemli fark gözlenmemiştir. Bu durum, her iki grupta da kazanıma ilişkin kuralların sunulması ve devamında alıştırmaların verilmesi şeklinde dersin işlenmesinden kaynaklanmış olabilir. Çünkü deney grubunda da birim değişimlerine yönelik bir model kullanılamamış, sadece kurallar verilip, alıştırmalar yaptırılmıştır.

Deney ve kontrol gruplarındaki öğrencilerin gazların betimlenmesinde kullanılan hacim ve basıncın ölçülme yöntemlerine ilişkin bilgi düzeyleri Gazlar Başarı Testi’nde yer alan beşinci soruyla belirlenmiştir. Öğretim sürecinin öncesinde deney ve kontrol grubu öğrencilerinin basınç ve hacim ölçülme yöntemlerine ilişkin öncülleri açıklamakta güçlük yaşadıkları görülmüştür (bkz. Tablo 10). Genel anlamda öğrencilerin basınç ve hacim kavramlarını anlamakta zorlandıkları literatürde ifade edilmektedir. Çalışmada, öğretim öncesinde ortaya çıkan bu durum Lawrenz, Lin ve Chang (2000) ve Azizoğlu ve Geban (2004) tarafından yapılan çalışmalarda ortaya çıkan “öğrencilerin gazların basıncıyla alakalı birçok kavram yanılgısına sahip olduğu” ve Nakiboğlu ve Özkılıç Arık (2006) tarafından yapılan çalışmada ortaya çıkan “öğrencilerin hacim kavramını tam anlamadıkları” sonucuyla paralellik göstermektedir. Bunun dışında öğrencilerin basınç-hacim kavramlarıyla ilgili problem yaşadığı Yıldırım’ın (2010) çalışmasında da ifade edilmiştir. Bu çalışmasında Yıldırım (2010), “sınıf öğretmen adaylarının kapalı kapta bulunan gazın durumuna ilişkin birçok yanılgıya sahip olduğunu” tespit etmiştir. Kariper (2013) yaptığı çalışmada gazların hacminin nasıl ölçüleceği sorusuna bazı öğretmen adaylarının “gazlar tüm ortama yayıldığından hacimleri ölçülememektedir” yanılgısıyla cevap verdiklerini rapor etmiştir. Literatürdeki çalışmalara ve öğretim öncesinde beşinci soruya verilen cevaplar, öğrencilerin birçoğunun hacim ve basıncın ölçülme yöntemlerinde sorun yaşadığını göstermektedir. Bu durumun sebebi de yine öğrencilerin günlük hayatın içerisinde gazların hacimleri veya basınçlarıyla ilgili durumlarla pek karşılaşmamaları olabilir. Gazlar yapısı itibariyle katı ve sıvılar gibi somut, gözle görülür bir yapıya sahip değillerdir. Bu sebeple günlük hayatta sık karşılaştıkları katı ve sıvı maddelerin hacimlerine kıyas ederek yanılgıya düştükleri düşünülmektedir. Nitekim öğretim sonrasında beşinci soruya doğru cevap verme oranının büyük ölçüde arttığı; ön ölçümde hem deney hem kontrol grubu öğrencilerinin üçte birinden daha azının doğru cevap verdiği görülürken, son ölçümde öğrencilerin büyük çoğunluğunun bu soruyu doğru cevapladığı görülmektedir. Sorunun ikinci kısmında da hem deney hem kontrol grubu öğrencilerinin tam anlama kategorisinde cevap veren öğrencilerin oranları büyük ölçüde artarken, yanılgılı, ilgisiz veya boş kategorisinde oranlar genel itibariyle azalmıştır. Bu soru için deney grubu öğrencilerinin kontrol grubu öğrencilerine kıyasla başarı oranlarında belirgin bir fark olmadığı gözlenmektedir. Bu durumda, deney grubunda kazanıma ilişkin hazırlanan Civanın Değişken Seviyesi, Civanın Yükselişi ve Gaz Hacmi

Animasyonu modellerinin etkisi tam olarak anlaşılamamaktadır. Ancak civanın değişken seviyesi ve civanın yükselişi modelleri öğrencilerin genellikle anlamakta zorlandıkları basınç-civa seviyesi arasındaki ilişkinin anlaşılmasına yönelik hazırlanmıştır. Civanın yükselişi modelinde, deniz seviyesine göre yüksekliğin değişiminde civa seviyesinde meydana gelen değişimi göstermek amacıyla derecelendirilmiş silindirin üzerinde civa rengini temsilen kullanılan kırmızı renkli kağıt bir ray üzerinde hareket ederek basınç değişimlerinde civa seviyesinin değiştiğini göstermesi açısından önemlidir. Civanın değişken seviyesi modelinde ise kapalı kaplarda meydana gelen basınç değişimin civa seviyesindeki değişimi göstermesi açısından önemlidir.

Deney ve kontrol gruplarındaki öğrencilerin gazların betimlenmesinde kullanılan özelliklerden Charles yasasına dair bilgi düzeyleri Gazlar Başarı Testi’nde yer alan birinci soruyla belirlenmiştir. Öğretim sürecinin öncesinde deney ve kontrol grubu öğrencilerinin gazların hacim ve sıcaklıkları arasındaki ilişkiyi kurmakta zorlandıkları görülmektedir (bkz. Tablo 11). Bu soruda öğrencilerin gazların hacim ve sıcaklık ilişkisine yönelik yaptıkları yanlış açıklamalar, literatürde yer alan ilişkili yanılgıları hatırlatır niteliktedir. Öğrencilerin gazların sıcaklığı ve hacmi arasındaki ilişkiye yönelik çeşitli yanılgılara sahip oldukları, literatürdeki birçok çalışma da ifade edilmektedir (Novick ve Nussbaum, 1981; Yavuz ve Çelik, 2013; Yıldırım, 2010). Öğrencilerin özellikle ön testte bu soruyu cevaplamakta zorlanmalarının ve yanılgılara sahip olmalarının bir diğer sebebinin; öğretim süreçlerinde birçok kez karşılaşmalarına rağmen grafikleri yorumlamakta zorluk yaşamaları olduğu düşünülmektedir. Bunun yanı sıra, gazlara ait özelliklerden sıcaklık veya mol sayısında meydana gelen değişimin, basınç veya hacim değişkenlerinde nasıl bir farklılığa sebep olacağını tespit etme konusundaki bilgi eksikleri de, onların bu soruda yanlış açıklamalar yapmalarına sebebiyet vermiş olabilir. Hacim-sıcaklık ilişkisine dair yanılgıların farklı öğrenim düzeylerindeki öğrencilerde var olduğu daha önceki çalışmalarda da ifade edilmiştir (Birinci-Konur ve Ayas, 2010; Lawrenz vd., 2000; Nakiboğlu ve Özkılıç-Arık, 2006). Öğretim sonrasında ise birinci soruya doğru cevap verme oranının büyük ölçüde arttığı; ön ölçümde hem deney hem kontrol grubu öğrencilerinin üçte birinden daha azının doğru cevap verdiği birinci aşamanın, son ölçümde oldukça yüksek oranda doğru cevaplandığı görülmektedir. Özellikle deney grubu öğrencilerinin tamamına yakınının son ölçümde bu soruya doğru cevap verdiği görülmektedir. Nitekim sorunun ikinci kısmında da hem deney hem kontrol grubunda öğretim sonrasında tam anlama kategorisinde cevap veren öğrencilerin oranları artarken yanılgılı, ilgisiz veya boş kategorisinde cevap verenlerin oranları hem deney hem kontrol grubunda büyük ölçüde azalmıştır. Bu soruda deney grubu öğrencilerinin doğru cevaplama ve doğru açıklamalar sunma (tam anlama kategorisi) oranları, kontrol grubu öğrencilerine kıyasla önemli ölçüde farklılık göstermiştir. Kimya

104

öğretiminde sıklıkla karşılaşılan grafiklerin öğrenilmesi birçok üniteye ilişkin bilgilerin öğrenilmesinde öğrencilere yardımcı olacağı düşünülmektedir. Bu düşünceyle hazırlanmış olan grafikler panosu farklı zamanlarda grafikleri bir arada görebilme ve birbiriyle istenildiği zamanda kıyaslama olanağı tanıdığından etkili olduğu söylenebilir. Nitekim kullanılan hızlı tanecikler modeli de sıcaklık değişimde taneciklerin hızlarının değişeceğini ve bu yolla hacimde artışın meydana geleceğini görselleştirmesi açısından sonucu deney grubu lehine olumlu etkilediği düşünülmektedir.

Deney ve kontrol gruplarındaki öğrencilerin gazların betimlenmesinde kullanılan özelliklerinden Avogadro yasasına dair bilgi düzeyleri Gazlar Başarı Testi’nde yer alan yedinci soruyla belirlenmiştir. Öğretim sürecinin öncesinde deney ve kontrol grubu öğrencilerinin gazların hacim ve mol sayıları arasındaki ilişkiyi kurmakta zorluk yaşadıkları görülmektedir (bkz. Tablo 11). Öğrencilerin gazların mol sayısı ve hacmi arasındaki ilişkiye yönelik çeşitli yanılgılara sahip oldukları, literatürdeki farklı çalışmalarda da ifade edilmektedir (Demirel, 2015; Erdem, Yılmaz ve Morgil, 2001). Öğrencilerin bu soruyu öğretim öncesinde doğru cevaplamakta zorlanmalarının ve yanılgılara sahip olmalarının önemli sebeplerinden birinin; maddenin tanecikli yapısıyla ilgili yanlış ön bilgileri olduğu düşünülmektedir. Ayrıca bir diğer sebep ise soruda ifade edilen olayı zihinlerinde canlandıramamaları olabilir. Novick ve Nussbaum (1981) ve Benson ve diğerleri (1993) çalışmalarında öğrencilerin maddenin tanecikli doğasını yeni durumları açıklamada kullanırken güçlük yaşadıklarını ifade etmişlerdir. Öğretim sonrasında ise yedinci soruya doğru cevap verme oranının büyük ölçüde arttığı; ön ölçümde hem deney hem kontrol grubu öğrencilerinin üçte birinden daha azının doğru cevap verdiği birinci aşamanın, son ölçümde oldukça yüksek oranda doğru cevaplandığı görülmektedir. Özellikle deney grubu öğrencilerinin tamamına yakınının bu soruya doğru cevap verdiği, kontrol grubunda ise bu oranın biraz daha geride kaldığı görülmektedir. Nitekim sorunun ikinci kısmında da hem deney hem kontrol grubunda tam anlama kategorisinde cevap veren öğrencilerin oranları öğretim sonrasında artarken, belirli bir yanılgıyla kısmen anlama ve yanılgılı, ilgisiz veya boş kategorilerinde cevap veren öğrencilerin sayısı hem deney hem de kontrol grubunda büyük ölçüde azalmıştır. Bu soruda deney grubu öğrencilerinin doğru cevap verme ve tam anlama kategorisinde açıklama yapma oranları, kontrol grubu öğrencilerine kıyasla önemli ölçüde farklılık göstermiştir. Bu durumun sebebi, deney grubunda kazanıma ilişkin olarak sunulan Avogadro Kutusu modeli olduğu düşünülmektedir. Nitekim bu model, gaz maddenin çok olduğu yerden az olduğu yere doğru geçişini temsil etmektedir. Önemli olan yönü taneciklerin kap üzerinde oluşu ve taneciklerin hareketi neticesinde pistonlu kabın pistonunun yükseldiği ve artan hacim neticesinde taneciklerin de arttığını görselleştirmesidir. Modelin dikkat çeken bir diğer yönü ise pistonu temsil eden dikdörgen

şeklindeki yapının dönerek değişimi gösterebilmesi sebebiyle öğrencinin dikkatini duruma odaklaması olduğu söylenebilir.

Deney ve kontrol gruplarındaki öğrencilerin gazların betimlenmesinde kullanılan özelliklerinden, Avogadro yasasına dair bilgi düzeyleri Gazlar Başarı Testi’nde yer alan on dördüncü soruyla belirlenmeye çalışılmıştır. Özellikle öğretim öncesinde deney ve kontrol grubu öğrencilerin çoğunun ve öğretim sürecinin sonrasında ise deney ve kontrol grubu öğrencilerinden bir kısmının, gazların betimlenmesinde kullanılan hacim ve mol sayısı kavramları arasında ilişki kurmakta zorlandığı noktaların olduğu görülmektedir (bkz. Tablo 11). Bu soruda öğrencilerin cevap olarak seçtikleri seçeneklerin ve sundukları açıklamaların literatürde yer alan kavram yanılgılarıyla uyum içinde olduğu görülmektedir. Örneğin; Demirer’in (2009) çalışmasında “bir mol gaz her koşulda 22.4 litre hacim kaplar”, “gazların sıvılar gibi kendi hacimleri vardır, bulundukları kaba göre hacimleri değişmez” gibi yanılgılar rapor etmiştir. Bu durumun sebebi öğrencilerin gazları diğer haller (katı ve sıvı) gibi düşünüp, dolayısıyla onların da belirli bir hacminin olmasını gerektiğini düşünmeleri olabilir. Yine özellikle öğretim öncesinde öğrencilerin çoğunlukla bu soruya doğru cevap verememelerinin sebebi; hareketli pistonun içindeki gazın mol sayısı değiştiğinde, iç basıncın dış basınca eşitlenmesi gerektiği durumunu bilmemeleri veya göz ardı etmeleri olabilir. Öğretim sonrasında ise on dördüncü soruya doğru cevap verme oranının büyük ölçüde arttığı; ön ölçümde grubu öğrencilerinin yarısından çok daha azının doğru cevap verdiği, son ölçümde hem deney hem kontrol grubu öğrencilerinin tamamına yakını tarafından doğru cevaplandığı görülmektedir. Kontrol grubunda öğretim sonrası bu sorunun doğru cevaplanma oranı deney grubuna kıyasla biraz daha fazladır. Nitekim sorunun ikinci kısmında da hem deney hem kontrol grubunda tam anlama kategorisinde cevap veren öğrencilerin oranları öğretim sonrası artarken, yanılgılı, ilgisiz veya boş kategorisinde cevap veren öğrencilerin oranları hem deney grubunda hem de kontrol grubunda azalmıştır. Bu soruda deney grubu öğrencilerinin doğru cevap verme ve tam anlama kategorisinde açıklama yapma oranları, kontrol grubu öğrencilerine kıyasla biraz daha yüksektir. Bu durumun sebebi olarak kullanılan Avogadro kutusu modeli gösterilebilir. Model, soruya ilşkin durumu zihninde canlandırmasını kolaylaştırarak açıklamasını öğretim sürecinde anlatılanları göz önünde bulundurarak ifade ettiği görülmüştür.

Deney ve kontrol gruplarındaki öğrencilerin gazlara ilişkin gözlemsel yasalardan Boyle yasasına ilişkin bilgi düzeyleri Gazlar Başarı Testi’nde yer alan on dokuzuncu soruyla belirlenmiştir. Özellikle öğretim sürecinin öncesinde deney ve kontrol grubu öğrencilerinin çoğunun ve öğretim sonrasında deney ve kontrol grubu öğrencilerinin bir kısmının gazların basınç ve hacim arasındaki ilişkiyi kurmakta zorlandıkları görülmektedir (bkz. Tablo 11). Öğrencilerin bu soruda cevap olarak işaretledikleri seçeneklerin ve sundukları

106

açıklamaların, Yavuz ve Çelik’in (2013) çalışmasında tespit edilen “gazlar sıkıştırıldığında basınç azalır, hacim artar”, “gazlar sıkıştırıldığında alan daraldığı için PxV değeri artar”, gibi yanılgılarla benzer olduğu görülmektedir. Bunun dışında öğrencilerin gazların basınç ve hacim ilişkisine dair yanılgılara sahip oldukları literatürdeki farklı çalışmalarda rapor edilmektedir (Demirel, 2015; Yıldırım, 2010). Bu yanılgılar özellikle öğretim öncesinde öğrencilerin neden bu soruyu doğru cevaplamakta zorlandıklarını açıklar niteliktedir. Öğrencilerin bu soruya doğru cevap vermekte zorlanmalarının diğer bir sebebi sorunun aynı zamanda bir grafik okuma ve yorumlama sorusu olmasından kaynaklanabilir. Literatürde öğrencilerin grafik okuma konusunda yetersiz olduklarını rapor eden birçok çalışma bulunmaktadır (B. Tekin vd., 2009; Bayazıt, 2011; Kiriş, 2008; Sülün ve Kozcu, 2005). Hâlbuki grafikler, değişimleri gözlemleyebilme imkanı sunarak bir niceliğin diğer bir nicelik ya da nicelikleri nasıl değiştirdiğini belirlemek amacıyla kimya derslerinde kullanılan vazgeçilmez model türlerindendir. Bunun yanında 2013 öğretim programında kazandırılması öngörülen bilimsel süreç becerilerinden bir tanesi de öğrencilerin çizelge ve grafikleri yorumlayabilmesidir (MEB, 2013, s. 2). Öğretim sonrasında on dokuzuncu soruya doğru cevap verme oranının büyük ölçüde arttığı görülürken, son ölçüm sonuçları incelendiğinde deney grubu lehine daha fazla artışın olduğu gözlenmektedir. Bu artışın öncelikli sebebi olarak grafiklere yönelik hazırlanan grafikler panosunun ve sıkışan sünger modellerinin kullanılması gösterilebilir. Sıkışan sünger modelinde yaptıkları basınçla kabın hacminin azaldığını birçok kere denemeleri ve grafikler panosunun tüm grafikleri aynı anda görme fırsatı bulmaları, yasaların verilmesinin ardından bu grafikler üzerinde yaklaşık 10 dakika tartışmalar yürütülmesi ve ünite boyunca bu panonun sınıfın duvarında asılı olması, merak eden veya bilgisini tazelemek isteyen öğrencinin teneffüslerde bu panoyu inceleme fırsatı bulması, deney grubunda Boyle yasasının daha iyi anlaşılmasına katkı sağlamış olabileceği düşünülmektedir.

Deney ve kontrol gruplarındaki öğrencilerin bilimin doğası temelinde teori ile yasa arasındaki farka dair bilgi düzeyleri Gazlar Başarı Testi’nde yer alan on sekizinci soruyla belirlenmiştir. Bu soruda kinetik teori üzerinden, bilimin doğası temelinde yasa ve teori arasındaki farka ilişkin öğrenci anlamaları sorgulanmıştır. Öğretim sürecinin hem öncesinde hem sonrasında deney ve kontrol grubu öğrencilerinin bilimin doğası temelinde teori ve yasa kavramları arasında ilişki kurmakta zorlandıkları görülmektedir (bkz. Tablo 12). Çalışmada öğrencilerin çoğunluğunun bu iki bilgi türü arasındaki farka dair yanlış anlamalara sahip oldukları görülmüştür. Benzer durum çeşitli çalışmalarla uyum göstermektedir. Sandoval ve Morrison (2003) lise öğrencilerinin, Leblebicioğlu, Metin ve Yardımcı (2012) lise öğretmenlerinin “teoriler yeterince test edilip ispatlandığında ise daha güvenilir bilgi olan kanuna dönüşür.” yanılgısına oldukça yaygın şekilde sahip olduklarını

rapor etmişlerdir. Kariper (2013) öğretmen adaylarının kinetik teori hakkındaki bilgileri sorgulandığında kitaplarda yer alan bazı tanımları verebildiklerini ancak kendilerine kinetik teoriyi kullanmaları gereken sorular yöneltildiğinde, bilgilerini kullanamadıklarını ifade etmiştir. Öğretim sonrasında bu sorunun doğru cevaplama oranı deney grubunda üç kat, kontrol grubunda iki kat artmasına rağmen, yine de beklenen düzeyde bir değişim gözlenememiştir. Sorunun ikinci kısmında da hem deney hem kontrol grubu öğrencilerinin beklenen açıklamaları istenen düzeyde yapamadıkları görülmüştür. Deney grubunda beklenen artışın gerçekleşmemiş olması teori ve yasa arasındaki farka açıklamaya yönelik herhangi bir modelin geliştirilmemiş ve kullanılamamış olmasından kaynaklanabilir.

Deney ve kontrol gruplarındaki öğrencilerin Boyle, Charles ve Avogadro yasalarından yola çıkılarak ideal gaz denklemini türetebilme durumlarını belirlemek için Gazlar Başarı Testi’nde on birinci soruya yer verilmiştir. Öğrencilerin bu soruyu doğru cevaplayabilmeleri için Boyle, Charles ve Avogadro yasalarını kullanmaları, aynı zamanda ideal gaz denkleminin türetildiğini bilmeleri beklenmektedir. Öğretim süreci öncesinde deney ve kontrol grubu öğrencilerinin çoğunluğunun, öğretim sonrasında ise bir kısmının ideal gaz denkleminin türetilmesiyle ilgili bu soruya doğru cevap vermekte zorlandıkları görülmektedir (bkz. Tablo 13). Benzer sonuç Yıldırım’ın (2010) çalışmasında da görülmüş ve sınıf öğretmen adaylarının ideal gaz denkleminin temelini oluşturan yasaları bilmedikleri tespit edilmiştir. Bunun sebebi; derslerde öğrencilerin ideal gaz denklemini, daha çok ilgili problemlerin çözümünde kullanmaları, konunun işlenişi sırasında daha çok işlem sorularına ağırlık verilmesi olabilir. Öğretim sonrasında ise on birinci soruya doğru cevap verme oranının büyük ölçüde arttığı, son ölçümde deney grubu öğrencilerinin büyük çoğunluğunun bu soruyu doğru cevapladığı görülmektedir. Ayrıca son ölçümde bu soruyu doğru cevaplama oranının deney grubunda kontrol grubuna kıyasla daha yüksek olduğu görülmektedir. Nitekim sorunun ikinci kısmında da hem deney hem kontrol grubunda tam anlama kategorisinde cevap veren öğrencilerin oranları artarken, kısmen anlama ve yanılgılı, ilgisiz veya boş kategorisinde cevap öğrenci oranlarında azalma olduğu görülmektedir. Bu soruda deney grubu öğrencilerinin doğru cevap verme ve tam anlama kategorisinde açıklama yapma oranlarının, kontrol grubu öğrencilerine kıyasla önemli ölçüde farklılık gösterdiği belirlenmiştir. Bu farklılıkta, İdeal Gaz Denklem Animasyonunun etkili olduğu düşünülmektedir. İnternet ortamında bulunan, konuya ilişkin diğer animasyon veya simülasyondan farklı olarak, kazanıma ilişkin yasaların (Boyle, Charles, Avogadro) değişen gaz özelliklerini ifade ederek belirtmesi sebebiyle başarı seviyesini yükselttiği söylenebilir.

Deney ve kontrol gruplarındaki öğrencilerin ideal gaz denklemini kullanarak hesaplama yapabilme düzeyleri Gazlar Başarı Testi’nde yer alan sekizinci ve on beşinci

Benzer Belgeler