Bu çalışmada, modellerin kullanıldığı öğretim sürecinin 11. sınıf öğrencilerinin gazlar ünitesindeki akademik başarılarına ve kimya dersine yönelik tutumlarına etkisinin araştırılması hedeflenmektedir. Çalışmada, veri toplama araçları kullanılarak elde edilen bulgular ve yapılan tartışmalardan ulaşılan sonuçlar şu şekildedir:
1. Deney grubunda öğretmen tarafından yürütülen ve içerisinde modellerin kullanıldığı öğretim sürecinin 11. sınıf öğrencilerinin gazlar ünitesindeki başarılarını anlamlı düzeyde arttırdığı ortaya çıkmıştır.
2. Kontrol grubunda öğretmen tarafından yürütülen, herhangi bir müdahelede bulunulmayan ve içerisinde anlatım, soru cevap, tartışma gibi yöntem ve tekniklerin kullanıldığı öğretim sürecinin de 11. sınıf öğrencilerinin gazlar ünitesindeki başarılarını anlamlı düzeyde arttırdığı ortaya çıkmıştır.
3. Hem deney hem de kontrol grubunun başarı testindeki son ölçüm puanları dikkate alındığında, modellerle öğretim sürecinin 11. sınıf öğrencilerinin gazlar ünitesindeki başarılarına, mevcut öğretime kıyasla daha fazla olumlu katkı sağladığı sonucuna ulaşılmıştır.
4. Hem deney hem de kontrol gruplarının tutum ölçeğinden elde ettikleri son test puanları karşılaştırıldığında, hem mevcut öğretimin hem de modellerle öğretimin kimya dersine yönelik tutum üzerinde anlamlı bir farklılık yaratmadığı ortaya çıkmıştır. Buna göre, kısa süreli uygulamalarla öğrencilerin tutumlarında olumlu bir değişim sağlamanın oldukça zor olduğu sonucuna ulaşılmıştır. 5. Öğrencilerin bir kısmının hem öğretim öncesinde hem de öğretim sonrasında
bilimsel çalışmalarda kullanılan birimler arasında dönüşümlerini yapmakta zorlandıkları ortaya çıkmıştır. Günlük hayatta bu birimlerden bazılarını sık kullanmamaları ve bilgilerinin okulla sınırlı kalmasının bunun en önemli sebebi olduğu düşünülmektedir.
6. Ön ölçümde her iki grubun üçte ikisine yakınının, son ölçümde ise kontrol grubunun yarıya yakınının gazların sahip olduğu niteliklerden ikisi olan basınç ve hacim kavramlarını grafik üzerinden yorumlama konusunda zorlandıkları görülmüştür. Öğrencilerin gazlara ait bu özellikleri maddenin diğer hallerindeki basınç ve hacim kavramlarına ait özelliklerle karıştırdıkları sonucuna varılmıştır.
7. Ön ölçümde öğrencilerin büyük çoğunluğu, son ölçümde ise konrtrol grubunun yarıya yakını mol hesabı yapılabilen her gazın bir hacmi olacağı, hacim miktarını ise gazın içinde bulunduğu şartların belirleyeceğinin anlamakta ve buna ilişkin hesaplamaları yapmakta zorlandıkları sonucuna varılmıştır.
8. Ön ölçümde öğrencilerin büyük çoğunluğu, son ölçümde ise kontrol grubunun yarıya yakını mol hesabı yapılabilen her gazın bir hacmi olacağı, hacim miktarını ise gazın içinde bulunduğu şartların belirleyeceğini anlamakta ve buna ilişkin hesaplamaları yapmakta zorlandıkları sonucuna varılmıştır.
9. Öğrencilerin ön ölçümde dörtte üçüne yakınının, son ölçümde ise dörtte birine yakınının manometre ve barometre kavramlarını karıştırdıkları sonucuna varılmıştır.
10. Ön ölçümde öğrencilerin büyük çoğunluğuher an üzerlerine etki eden atmosfer basıncının veya açık hava basıncının tam olarak farkında olmadıkları ve kullanmaları gereken bazı sorularda bunu kullanamadıkları sonucuna varılmıştır sonucuna varılmıştır.
11. Öğrencilerin veri toplama aracında çeşitli sorulara verdikleri cevaplardan, ünitenin öğretimi süresince birçok defa karşılaşmalarına rağmen, son ölçümlerde deney grubu öğrencilerinin üçte birinden azının kontrol grubu öğrencilerinin üçte birinden fazlasının grafikleri anlamakta ve yorumlamakta zorluk yaşadıkları sonucuna varılmıştır.
12. Öğrencilerin hacim ve mol sayısı kavramlarını açıklarken tanecikli yapıyı kullanarak açıklama yapmakta güçlük yaşadıkları sonucuna varılmıştır.
13. On birinci soruya verdikleri cevaplara bakıldığında, öğrencinler ön ölçümde büyük oranda her iki grubun son ölçümde ise kontrol grubunun üçte birinden fazlasının ideal gaz denkleminin hangi yasaların bileşiminden meydana geldiğini ifade etmede yetersiz olduğu sonucuna varılmıştır.
14. Ön ölçümde öğrenciler her iki grupta da dörtte birinden fazlasının, son ölçümde kontrol grubunun yarısının ideal gaz kavramını anlamakta zorlandıkları ve ideal gazı gerçek gazdan çok farklı bir olgu olarak algıladıkları sonucuna varılmıştır. 15. On ikinci ve yirminci sorulara verdikleri cevaplara bakıldığında, ön ölçümde
öğrencilerin her iki grupta da dörtte birinden azının son ölçümde ise yarıya yakının faz diyagramlarını yorumlamada zorlandıkları soncuna varılmıştır.
6. 2. ÖNERİLER
Bu çalışmada, modellerin kullanıldığı öğretim sürecinin 11. sınıf öğrencilerinin gazlar ünitesindeki akademik başarılarına ve kimya dersine yönelik tutumlarına etkisinin araştırılması hedeflenmektedir. Bu bölümde çalışmanın sonuçlarına dayalı olarak aşağıda bazı önerilerde bulunulmuştur.
1. Modellerle öğretimin başarıya olumlu etkisi düşünüldüğünde, farklı fen konularının öğretiminde modellerin kullanıldığı öğretim süreçlerinin planlanması ve farklı konular için etkililiğinin araştırılması önerilmektedir.
2. Modellerle öğretimin başarıya olumlu etkisi düşünüldüğünde, farklı fen konularının öğretimine yönelik modellerin ve bu modelleri içeren öğretim süreçlerinin geliştirilmesi ve bu modellerin herhangi bir ortamda (örneğin EBA) öğretmenlerin kullanımına sunulması önerilmektedir.
3. Bu çalışmada araştırmacı tarafından hazırlanmış modeller öğrenme ortamında kullanılmıştır. Bunun yerine öğrencilerin modeller oluşturdukları ve modelleme yeteneklerinin de geliştirildiği öğrenme ortamları tasarlanabilir, uygulanabilir ve etkililiği araştırılabilir.
4. Bu araştırmada modellerin kullanıldığı öğretim sürecinin başarıya ve tutuma etkisi araştırılmıştır. Bunların yanı sıra, yapılacak çalışmalarda modellerle öğretim sürecinin öğrencilerin öğrenmenin kalıcılığına, bilimin doğasıyla ilgili bilgi düzeylerine, bilimsel süreç becerilerine veya model ve modellemeyle ilgili bilgi düzeylerine etkisi de araştırılabilir.
5. Kimya konuları çoğunlukla soyut kavramlardan oluştuğu için, konuların öğretiminde modellerden daha fazla yararlanılması faydalı olacaktır. Öğrencilere konulardaki kavramları veya olayları temsil etmede kullanılabilecek modeller tasarlattırılabilir, öğrenmeye karşı motivasyonlarını ve kendilerine olan güvenlerini artırmak amacıyla amacıyla bunları sergilemeleri veya sunmaları sağlanabilir.
6. Modellerin kullanıldığı öğretim süreçlerinde, mutlaka modellerin yansıttıkları gerçek ile olan ilişkisi açıklanmalı, modellerin temsil ettikleri gerçekler ile benzeyen veya benzemeyen yönleri vurgulanmalıdır. Aksi takdirde, öğrenciler modellerin gerçeği tam olarak yansıtacağını düşünebileceklerinden dolayı, öğrencilerde yanlış anlamalar gelişebilir.
7. Öğrencilerin birimler arasında dönüşümleri unutmamaları için okulda ya da günlük hayatta daha çok karşılaşmalarına imkan sağlayan ödevler verilebilir ve öğrenme ortamlarında daha fazla alıştırma yaptırılabilir
8. Atmosfer basıncı veya açık hava basıncı kavramalarına ilişkin anlamlı öğrenmelerin gerçekleşebilmesi için farklı yüksekliklerde meydana gelen açık hava basıncını gösteren simülasyon veya animasyonların öğretim süreçlerinde kullanılması önerilebilir.
9. Grafikleri okuma ve yorumlayabilme öğretim programınında öğrenciden beklediği önemli bir beceridir. Bu nedenle öğrencilerin grafikleri okuyup anlama ve yorumlama yeteneklerinin gelişimi için ekstra faaliyetlerin yapılması ve ünite içeriğinde yer alan grafiklerin önemine vurgu yapılması önerilmektedir.
10. Denklem ve formüller soyut nitelik taşıdığı için unutulabilmektedir. Hatırda kalıcılığını artırmak için formüle ilişkin hazırlanan levhalar/panolar/grafikler gibi alternatif yöntem ve tekniklerin kullanılması ve modellerin istedikleri an bakıp tekrarlayabilecekleri şekilde sınıf ortamına asılması ve her an kullanılma hazır olması gerektiği önerilmektedir.
11. Öğrencilerin tanecikli yapıyı kullanarak hacim ve mol sayısı kavramlarını açıklarken yaşadıkları zorlukların önüne geçilebilmesi için tanecikli yapının öğretilmesinde de pedagojik analojik modellerden, animasyon, simülasyon ve tanecik düzeyinde gösterimlerden faydalanılması önerilmektedir.