• Sonuç bulunamadı

Yüksek süt verimine sahip ineklerin metabolizması normal sınırlar dıĢına çıkmaya zorlanmıĢtır. Metabolizmada meydana gelen bu olumsuz değiĢiklikler yeni besleme stratejileri ile dengelenmeye çalıĢılmaktadır. PP erken dönemde; tüketebildikleri kuru madde miktarı, özellikle yüksek süt verim dönemlerinde gereken enerjiyi sağlayamaz durumdadır. Bu sebeple doğum sonrası tüm ineklerde negatif enerji dengesi oluĢması belli sınırlar içerisinde fizyolojik olarak kabul edilebilmektedir. Yüksek süt verimine bağlı bu değiĢiklikler ineklerinin metabolizmalarının bozulmasına ve fertilite ile ilgili önemli problemlerin oluĢması ile sonuçlanmaktadır (Yavuz 2008).

Süt sığırlarında üreme performansı son yıllarda verimin artmasıyla birlikte düĢme eğilimi göstermektedir (Butler 1998). Son 30-40 yıllık dönemde ineklerde süt verimini yükseltmek için yapılan genetik çalıĢmalar fertiliteyi olumsuz etkilemektedir. Örneğin ilk tohumlamadaki gebelik oranları %65’den %45’e düĢmüĢ (Butler 1998), gebelik baĢına düĢen tohumlama sayısı 1,62’den 2,91’çıktığı belirtilmektedir (Silvia 1998).

Doğum sonrası laktasyonla birlikte süt ineklerinde besin madde gereksinmeleri ciddi boyutta yükselmektedir. Ancak, gereksinmelerdeki artıĢa karĢın yem tüketim kapasitesinin sınırlı olması negatif enerji dengesinin oluĢmasına sebep olmaktadır. Negatif enerji dengesinin Ģiddeti, hayvanın süt verimi, sütün bileĢimleri ve hayvanın yem tüketim kapasitesiyle değiĢmektedir. Süt ineklerinde negatif enerji dengesine bağlı olarak vücut rezervlerinin daha yoğun kullanımı söz konusudur. Tamminga ve ark (1997), laktasyonun ilk 8 haftasında 41,6 kg ağırlık kaybeden ineklerde kaybın 30,9 kg’ınını yağ ve 4,6 kg’ının ise protein olduğunu bildirmektedir. Bu metabolik yük ise hayvanlarda reprodüktif performansın bozulmasında etkili olmaktadır.

Yukarıda sayılan sebeplerden dolayı yüksek verimli hayvanlarda PP erken dönemde negatif enerji dengesi oluĢumunu önlemeye ve PP metabolik ve reprodüktif problemleri azaltmaya yönelik besleme stratejileri uygulanmaktadır.

59 Sunulan çalıĢmada; yüksek süt verimine sahip holstein ırkı düve ve

ineklerde periparturient dönemde propilen glikol ve monensin desteğinin reprodüktif parametreler üzerine etkisi araştırılmıştır. Bu amaçla inek ve düvelerin

metabolizmaları üzerine propilen glikol ve monensinin etkilerinin sorgulanması adına bazı kriterler belirlenmiĢtir. Bunlar doğum Ģekli, RS oluĢumu, PP ilk östrüsün dıĢ belirtilerinin oluĢumu ve östrüs oluĢma zamanı, doğum ilk tohumlama aralığı ve ilk tohumlamada gebe kalma oranı ile negatif enerji dengesini belirlemede kullanılan VKS ve bazı metabolik profillerin (NEFA, BHBA, Glikoz, Ca ve P) belirlenmesi oluĢturmuĢtur.

Doğum Ģekilleri Öcal ve ark (2015)’nın belirlediği kurallara göre skorlanıp istatistiksel analizleri yapılmıĢtır. Kuru dönem yanlıĢ besleme uygulanan hayvanlarda ve özellikle düvelerde güç doğum oluĢma riski fazladır. Sloss ve Dufty (1980) tarafından yapılan araĢtırmada, sağmal dönemdeki ineklerde yaklaĢık %10 seviyelerinde uterus inerĢiyası vardır, myometrial kontraksiyonların zayıf olması ve bu nedenle doğum esnasında fetusun oldukça dilate serviksten çıkıĢı gecikir. Kuru dönemde yanlıĢ besleme sonucu oluĢan yoğun yağ mobolizasyonu özellikle düvelerde Ca mobilizasyonuna yol açıp Mg düzeyini azaltarak uterus inerĢiası (hipokalsemi nedenli) ve doğumun ikinci döneminin uzaması ile güç doğuma sebep olabilir (Goff 2000). Uterus inerĢiyası sebebiyle güç doğumların primer nedeni hipokalsemi, hipomagnesemi, yaĢlılık, zayıflık, egzersiz yetersizliği, erken doğum ve selenyum eksikliği, sekonder olarak ise buzağının boyutlarının büyük olması ve ikiz gebelikler olarak sıralanabilir (Noakes ve ark 2001). Obez hayvanlarda (VKS>4), intrapelvik bölgede fazla yağlanma ve buna bağlı olarak pelvik alandaki daralma muhtemel güç bir doğuma sebep olabilir (Gearhart ve ark 1990).

60

Tablo 4. 1. Ġneklerde doğum Ģekilleri veri analizleri

Tablo 4. 2. Düvelerde doğum Ģekilleri veri analizleri

P+M+ P+M- P-M+ P-M- P+M+ - - - P+M- 1,182 - - P-M+ 0,85 0,166 - P-M- 0 1,182 0,85 P+M+ P+M- P-M+ P-M- n= 15 15 15 15 Σx= 408,5 518,5 494,5 408,5 x= 27,23 34,57 32,97 27,23 II= 56474,46667 KW= 2,162 Sonuç= Önemsiz

Tablo 4. 3. Ġnek ve düvelerin çalıĢma gruplarının ayrı ayrı değerlendirilmesi

P+M+ P+M- P-M+ P-M-

Ġnek-Düve 1,576 2,302 1,058 0,975

Sonuç - P>0,05 Önemsiz - -

Sunulan çalıĢmada deney ve kontrol gruplarında serum Ca düzeyleri ile birlikte doğum Ģekilleri de belirlenmiĢtir. GeçiĢ döneminde uygulanan monensin ve propilen glikol desteğiningüç doğum oluĢma oranı veya derecesi üzerine belirgin bir etkisinin olmadığı görüldü (P>0,05).

Propilen glikol ve monensin kullanımlarının doğum sonrası RS şekillenmesi üzerine etkisi araĢtırılmıĢtır. Plasentanın atılmamasında, immunolojik olayların yakından iliĢkili olduğu son dönemlerde yapılan araĢtırmalarda gösterilmiĢtir. RS,

P+M+ P+M- P-M+ P-M- P+M+ - - - P+M- 0,477 - - P-M+ 1,307 0,954 - P-M- 0,747 0,29 0,684 P+M+ P+M- P-M+ P-M- n= 15 15 15 15 Σx= 396,5 439 528,5 466 x= 26,43 29,27 35,23 31,07 II= 56426,76667 KW= 2,006 Sonuç= Önemsiz

61 immunolojik fonksiyon bozukluğu sonucunda ortaya çıkan bir hastalık olarak tarif edilebilir (Wathes ve ark 2007). Doğum öncesi ve sonrası dönemde enerji, vitamin ve mineral madde alımında azalma, negatif enerji dengesi, vücut yağları ile proteinlerin mobilizasyonu, doğuma yakın dönemde östrojen ve progesterondaki meydana gelen önemli değiĢiklikler ve doğum sırasında kortizol seviyesinin aĢırı yükselmesi gibi faktörler immunolojik fonksiyonlarda aksaklıklara ve baskılanmaya neden olmaktadır (Hammon ve ark 2006). Ġmmunolojik fonksiyonlardaki kasıt nötrofillerin fagositik aktivitesindeki yetersizlik ve bunların villi koriyalisler ile karunkül kriptler arası bölgeye göçleri (migrasyon) ve adezyonları, süperoksit anyon üretimindeki düĢüĢtür (Galvão ve ark 2010, Gilbert ve ark 2007). Negatif enerji dengesinin sebep olduğu hipoglisemi sonucunda, nötrofillerin hücre içi glikojen düzeylerindeki düĢme sonucunda ve fagositik aktivitede azalma meydana gelir (Galvão ve ark 2010). Ġneklerde ve düvelerde doğum öncesi dönemde oluĢan negatif enerji dengesinin fazla olması NEFA değerlerinin yükselmesine sebep olur. Yükselen NEFA değerleri E vitamini konsantrasyonunu düĢürerek RS riskinin %80 artmasına sebep olduğu tespit edilmiĢtir (Rodriguez-Martinez ve ark 2008). Kolesterol ve yağ asitlerinin yüksek serum konsantrasyonlarıda RS ile iliĢkilendirilebilir. Doğuma bir hafta kala serum kolesterol ve yağ asitleri konsantrasyonlarındaki 0,1 mmol/L‘lik artıĢın (hiperlipidemi durumunda) RS ihtimalini %5 arttırıldığı bildirilmektedir (Al-sadi ve ark 1994, LeBlanc 2008, Beagley ve ark 2010, Wakamiya ve ark 2009). Gearhart ve ark (1990)’nın ifade ettikleri gibi aĢırı yağlanma, pelvik alanın daralması ve muhtemel bir güç doğum problemine neden olabilir ve RS oluĢma riski ile paralellik gösterebilir.

Tablo 4. 4. Ġneklerde RS veri analizleri

KĠ-KARE DEĞERLERĠ Yates düzeltmeli

P+M+ 0,139 0,417 0,556 P+M- 0,006 0,017 0,022 P-M+ 0,006 0,017 0,022 P-M- 0,272 0,817 1,089 0,422 1,267 1,689 SD= 3 –

KĠ-KARE DEĞERLERĠ Yates UygulanmamıĢ hali

P+M+ 0,272 0,817 1,089

P+M- 0,05 0,15 0,2

62 P-M- 0,45 1,35 1,8 0,778 2,333 3,111 SD= 3 – t SD önem P+M+ - P+M- = 0,422 28 P+M+ - P-M+ = 0,843 28 P+M+ - P-M- = 1,687 28 P+M- - P-M+ = 0,422 28 P+M- - P-M- = 1,265 28 P-M+ - P-M- = 0,843 28

Tablo 4. 5. Düvelerde RS veri analizleri

KĠ-KARE DEĞERLERĠ Yates düzeltmeli

P+M+ 0 0 0 P+M- 0 0 0 P-M+ 0 0 0 P-M- 0 0 0 0 0 0 SD= 3 –

KĠ-KARE DEĞERLERĠ Yates UygulanmamıĢ hali

P+M+ 0,024 0,056 0,079 P+M- 0,024 0,056 0,079 P-M+ 0,024 0,056 0,079 P-M- 0,024 0,056 0,079 0,095 0,222 0,317 SD= 3 – t SD önem P+M+ - P+M- = 0,398 28 P+M+ - P-M+ = 0,398 28 P+M+ - P-M- = 0 28 P+M- - P-M+ = 0 28 P+M- - P-M- = -0,398 28 P-M+ - P-M- = -0,398 28

Tablo 4. 6. Ġnek ve düvelerin deneme gruplarının (RS) karĢılaĢtırılması

P+M+ P+M- P-M+ P-M-

Ġnek–Düve Ġnek–Düve Ġnek–Düve Ġnek–Düve

n0 15 15 15 15 Sd 14,606 16,147 16,733 17,213 t 0,913 0,826 0,398 -0,775 X2 0,208 0,17 0 0,15 p1 86,67 80 73,33 60 p2 73,33 66,67 66,67 73,33 P 80 73,33 70 66,67 Q 20 26,67 30 33,33

63

d 13,333 13,333 6,667 -13,333

Sd 14,606 16,147 16,733 17,213

t 0,913 0,826 0,398 -0,775

X2 P= 0,648 0,68 1 0,699

Sunulan çalıĢmadan elde edilen veriler ıĢığında inek ile düvelerde kuru dönem ve PP erken dönemde propilen glikol ve monensin kullanımının RS oluĢumunu (gruplar arasında istatistiksel olarak fark olmasa da) aĢağıdaki tablodan (Tablo 4. 7) izlenebileceği gibi azaltılabileceği kanısına varılmıĢtır.

Ayrıca RS insidansının; ineklerde ve düvelerde yüksek olması ile doğuma müdahele edilen hayvan sayısı arasındaki iliĢki Tablo 4. 8’ de gösterilmiĢtir. Sunulan

çalıĢmadaki RS insidansının, ekonomik sınırlar dıĢında gerçekleĢmesinin sebebi olarak, doğumuna müdahale edilen hayvan sayısındaki artıĢ gösterilebilir.

Tablo 4. 7. Ġneklerde ve düvelerde yavru zarları durumunun sayısal verileri

P+M+ P+M- P-M+ P-M-

RS Atıldı RS Atıldı RS Atıldı RS Atıldı

Ġneklerde 2 13 3 12 4 11 6 9

Düvelerde 4 11 5 10 5 10 4 11

Tablo 4. 8. Doğuma müdahele edilen hayvan sayısı ile R.S insidansı iliĢkisi

P+M+ P+M- P-M+ P-M-

Ġnek Düve Ġnek Düve Ġnek Düve Ġnek Düve RS insidansı 13% 26% 20% 33% 26% 33% 40% 26% Doğuma müdahele

edilen hayvan sayısı

2 8 4 11 7 9 5 8

VKS değerlendirilmesi uygulamalar esnasında belirtilen günlerde, doğum esnası, PP 30 ve 60. günler‘de yapıldı. Vücut kondüsyon skorunun izlenmesi geçiĢ periyodunun muhtemel metabolik problemlerinin azatılması bakımından da önemi büyüktür. AĢırı kondüsyonlu ineklerde laktasyonun erken döneminde KMT normal kondüsyonlu ineklere göre daha düĢük olmaktadır. Bu durum erken laktasyonda negatif enerji dengesinin daha Ģiddetlenmesine, immün sistemin daha ağır bir baskı altına girmesine ve reprodüktif performansının kötüleĢmesine neden olmaktadır. GeçiĢ dönemi beslemesinde temel esas güç doğuma neden olmayacak, doğumdan önce ve sonra yem tüketiminin korunmasını sağlayacak bir kondüsyonla hayvanın

64 doğuma girmesinin sağlanmasıdır. Hayırlı ve ark (2002), doğuma 3 hafta kalan periyotda 4’ün üzerinde kondüsyona sahip ineklerde yem tüketiminin daha düĢük kondüsyonlulara göre az olduğunu göstermiĢlerdir. Bu hayvanların doğum sonrası metabolik problemlere (güç doğum, RS, metritis, yağlı karaciğer, hipokalsemi gibi) yakalanma riskinin daha yüksek olduğu bilinmektedir (Mulligan ve ark 2006).

VKS ineklerin metabolizması için sağlanabilir enerji rezervini ve beslenme durumunu yansıtır (Butler 1989). Yüksek VKS’a sahip inekler ve düveler yağlı karaciğer sendromuna ve ketozise geçiĢ dönemi boyunca predispozedir (Jeffrey 2000). Yüksek kondüsyona sahip (VKS>4) obez inekler doğum sonrasında involüsyon sürecinde gecikme ve ilk doğumunu yapan düvelerde her 1 puanlık skor kaybı doğum–gebe kalma aralığında uzama ve anöstrüs insidansında artma olduğu bilidirilmiĢtir (Wattiaux 1999). Ġneklerde ideal kabul edilen VKS’nun kuru dönem baĢlangıcından doğuma kadar süreçte 3,5 olduğu bildirilmiĢtir (Markusfeld ve ark 1997). PP süreçte vücut rezervlerinin mobilizasyonu nedeniyle VKS’nun düĢmesi inaktif ovaryum ve suböstrüs görülme insidansını arttırdığı bildirilmiĢtir (Ruegg 1991, Markusfeld ve ark 1997). Doğum-gebe kalma aralığı 150 güne kadar uzayan vakalarda, RS insidansında artıĢ kaydedilmiĢtir. Aynı zamanda; kuru dönemde VKS artması (VKS>3,5) güç doğum insidansının artmasına ve doğum sonrası ovaryum kistlerinin oluĢumunun artmasına neden olduğu bilinmektedir (Markusfeld ve ark 1997, Wattiaux 1999). Doğum sonrası laktasyonun erken döneminde negatif enerji dengesinin Ģiddeti vücut rezervlerinin mobilizasyon derecesini, dolayısıyla VKS kaybının seviyesini belirler (Ruegg 1991). PP 60-80. günler süt veriminin maksimum seviyeye ulaĢtığı dönemdir ve NED’nin en Ģiddetli olduğu zaman dilimidir. Bu dönemde, vücut rezervlerinin mobilizasyonu netcesinde VKS kaybı 0,5-1 birim olduğu bilirilmektedir. Süt veriminin pik döneminin ardından NED’nin Ģiddeti giderek azalır, KMT’nin artıĢıyla beraber rezerv dokuların yerine yeniden yağ depolanmaya baĢlar ve bu VKS’nun yükselmesi olarak karĢımıza çıkar (Butler ve Smith 1989, Domecq ve ark 1997). Ġster düĢük VKS ister yüksek VKS olsun erken PP dönemde 1,0 birimden fazla VKS kaybeden ineklerde uterus involüsyonu ve ovaryum aktivitesinde gecikme (Domecq ve ark 1997, Markusfeld ve ark 1997), luteal aktivitenin baĢlamasında gecikme, anöstrus süresinde uzama, ilk tohumlamada gebelik oranında azalma, doğum-gebe kalma aralığında uzama, gebelik baĢına

65 tohumlama sayısında ve reprodüktif hastalıkların insidansında artıĢ olduğu belirtilmiĢtir (Butler ve Smith 1989, Ruegg 1991, Domecq ve ark 1997, Wattiaux 1999, Silke ve ark 2002). Postpartum dönemde zayıflama sürecine giren ineklerde, vücut yağlarının lipolizisi sırasında bu yağlarda biriken progesteron hormonunun açığa çıkması ve sirkülasyona karıĢması ile hipotalamus-hipofiz ekseninin baskılandığı ve fizyolojik anöstrus sürecinin uzadığı ve ineğin canlı ağırlığının ortalama %22-24’ünü kaybettiğinde anöstrusa geçtiği belirtilmiĢtir (Kruip ve ark 1998).

Erken laktasyon döneminde 50 kg kadar zayıflamanın fizyolojik olduğu kabul edilmekte ve ineklerin en düĢük vücut ağırlığına PP 5 ve 10. haftalarda ulaĢtığı bildirilmektedir (Grant ve Keown 1992). Serin (2004), süt ineklerinde PP 60-80. günlerin; süt veriminin pike ulaĢtığı, negatif enerji dengesinin en Ģiddetli yaĢandığı ve rezerv kaybının maksimum olduğunu bildirmiĢtir. Ġdeal olarak sütçü sürüler içindeki hayvanlar buzağılama ve laktasyonun 30-40. günleri arasında 0,5-0,75 birim VKS kaybetmektedirler. Laktasyonun 50-60. gününden itibaren haftada 1,8-2,3 kg ağırlık kazanmaya baĢlamaktadırlar. YetiĢkin bir sığır için 1 birim VKS yaklaĢık olarak 54 kg’a eĢit olduğundan laktasyon baĢında kaybedilen 1 birim VKS‟nin geri kazanılmasının ortalama 6 ay sürdüğü bildirilmektedir. Ġlk 2-3 hafta boyunca 1 birim VKS kaybının oluĢması çok fazla bir kayıptır ve beslenme sorunu olduğunu iĢaret ederken, ilk 4-5 hafta içinde ki 0,5 birim VKS kaybı düzgün ve etkili bir sürü yönetimi uygulandığını göstermektedir (Grant ve Keown 1992).

66

Tablo 4. 9. VKS verileri incelemesi

VKS

Doğum esnasında 30. gün 60. gün

n ort. st.sapma ort. st.sapma ort. st.sapma

Ġnekler P+M+ 15 3,55 0,05 3,03a 0,05 3,2b 0,04 P+M- 15 3,52 0,06 3a 0,05 3,13b 0,05 P-M+ 15 3,48a 0,06 3,06 0,06 3,14b 0,06 P-M- 15 3,5a 0,05 3,12a 0,05 3,25b 0,05 P+ 30 3,53 0,04 3,02 0,04 3,17 0,03 P- 30 3,49 0,04 3,09 0,04 3,2 0,04 M+ 30 3,52 0,04 3,05 0,04 3,17 0,04 M- 30 3,51 0,03 3,06 0,04 3,19 0,04 Düveler P+M+ 15 3,72 0,05 3,02 0,04 3,12 0,03 P+M- 15 3,62 0,05 2,93a 0,04 3,13b 0,03 P-M+ 15 3,52 0,06 2,93a 0,03 3,07b 0,03 P-M- 15 3,55 0,04 2,93a 0,03 3,1b 0,03 P+ 30 3,67 0,03 2,98 0,03 3,13 0,02 P- 30 3,53 0,04 2,93 0,02 3,08 0,02 M+ 30 3,62 0,04 2,98 0,03 3,09 0,02 M- 30 3,58 0,03 2,93 0,02 3,12 0,02 Ġnekler 60 3,51 0,03 3,05 0,03 3,18 0,02 Düveler 60 3,6 0,03 2,95 0,02 3,1 0,02 Tüm Hayvanlar P+M+ 30 3,63 0,04 3,03a 0,03 3,16b 0,03 P+M- 30 3,57 0,04 2,97 0,03 3,13 0,03 P-M+ 30 3,5 0,04 3a 0,04 3,1b 0,03 P-M- 30 3,53 0,03 3,03 0,03 3,18 0,03 P+ 60 3,6 0,03 3 0,02 3,15 0,02 P- 60 3,51 0,03 3,01 0,02 3,14 0,02 M+ 60 3,57 0,03 3,01 0,02 3,13 0,02 M- 60 3,55 0,03 3 0,02 3,15 0,02

a, b, Aynı satırda farklı harfler taĢıyan gruplar arası ortalama değerler arasındaki farklılık önemlidir (P<0,05).

Ovaryumlarda siklik aktivitenin yeniden baĢlamasında gecikme, ilk tohumlamada gebelik oranlarında azalma, gebelik baĢına tohumlama sayısında artma, doğum-yeniden gebe kalma aralığında artma, PP dönemde patolojik NED’nin Ģiddetine bağlı oluĢan VKS kaybının birer sonuçlarıdır (Butler ve Smith 1989). PP dönemde NED Ģiddetinin az olduğu ve pozitif enerji dengesine hızlı geçen ineklerde

67 östrüs davranıĢlarının belirginleĢtiği ve gebelik oranlarının yükseldiği bildirilmektedir (Domecq ve ark 1997, Ruegg 1991, Wattiaux 1999).

Tablo 4. 10. VKS veri analizleri

Source Kareler toplamı df Kareler ortalaması F P Corrected Model 21,259a 23 ,924 27,981 ,000 Intercept 3765,864 1 3765,864 114000,558 ,000 monensin ,002 1 ,002 ,061 ,805 propilen ,060 1 ,060 1,818 ,178 gün 19,805 2 9,902 299,767 ,000 yaĢ ,080 1 ,080 2,407 ,122 monensin * propilen ,185 1 ,185 5,585 ,019 monensin * gün ,036 2 ,018 ,540 ,583 monensin * yaĢ ,013 1 ,013 ,389 ,533 propilen * gün ,179 2 ,090 2,714 ,068 propilen * yaĢ ,194 1 ,194 5,863 ,016 gün * yaĢ ,627 2 ,313 9,483 ,000 monensin * propilen * gün ,001 2 ,000 ,010 ,990

monensin * propilen * yaĢ ,004 1 ,004 ,111 ,739

monensin * gün * yaĢ ,011 2 ,005 ,162 ,851

propilen * gün * yaĢ ,008 2 ,004 ,124 ,884

monensin * propilen * gün * yaĢ ,057 2 ,029 ,868 ,421

Error 11,099 336 ,033

Total 3798,223 360

Corrected Total 32,359 359

a. R Squared = ,657 (Adjusted R Squared = ,634), yaş: inek/düve, gün: doğum esnası-30 ve 60. günler.

VKS değerlendirmesi açısından sunulan çalıĢmada amaç; doğum sonrasında

vücut rezervlerinin, negatif enerji dengesini kompanze etmek için ne derecede kullanıldığı (lipid ve protein mobilizasyonu) ve propilen glikol ile monensin desteğinin bu rezervleri ne ölçüde koruduğunun VKS aracılığı ile de değerlendirilmesidir. Sonuç olarak ineklerde ve düvelerde propilen glikol ile monensin kullanımı, PP dönemde VKS’nun doğum esnasında, PP 30. ve PP 60. günlerde değiĢimin istatistiksel olarak anlamsız olduğu sonucunda varılmıĢtır (P>0,05). Ayrıca;

68

 Doğumdan sonra doğal olarak kondüsyon önemli bir kaybı olduğu ve 30. günde en düĢük değerlerin elde edildiği, ancak 60. günde tekrar kondüsyon skorunun yükselmeye baĢladığı görülmektedir,

 Ġnek ve düvelerde VKS değerlerinin farklı olmadığı ve farklı dönemlerde benzer değiĢimlerin olduğu, sadece propilen glikol ya da monensin kullanımının VKS üzerinde etkili olmadığı,

 Propilen glikol ve monensinin birlikte kullanımının, VKS üzerindeki etkileĢiminin önemli olduğu ancak bu etkileĢiminin negatif yönde olduğu Tablo 4.10’daki istatistiksel değerlendirmelerden anlaĢılmaktadır.

VKS değerlerine göre sonuç olarak, sunulan çalıĢmada propilen glikol ve monensin desteğinin inek ve düvelerde; mobilizasyonları azaltmıĢ, vücut rezerv kayıplarını sınırlandırmıĢtır.

Doğum sonrası 21 ve 30. günlerde rektal palpasyon ile CL varlığının

araştırılmasında amaç; propilen glikol ve monensin kullanımının; PP dönemde ilk

30 günün sonunda siklik ve non-siklik hayvanların belirlenmesi dolayısıyla doğum sonrası ilk östrüslerin oluĢma ve ilk ovulasyonların Ģekillenmesine ya da doğum sonrası ovaryum faaliyetlerinin yeniden baĢlaması üzerine etkilerini incelemek ve belirleyebilmektir. Negatif enerji dengesi yüksek verime sahip inekler ve düvelerde, immun sistemin fonksiyonunun bozulmasında, RS Ģekillenmesinde, doğum sonrası uterus enfeksiyonlarının artıĢında, östrüsün gözlenmesinde (suböstrüs durumları), ovulasyonun oluĢması ya da oluĢmamasında, ovaryum kistleri ile doğrudan iliĢkili olduğu kanıtlanmıĢtır (Mulligan ve ark 2006). Negatif enerji dengesinin Ģiddetinin artmasına, yani patolojik boyuta ulaĢması durumunda vücut lipid rezervleri yoğun Ģekilde mobilize olur ve serum NEFA konsantrasyonu, keton maddelerinin seviyesi artarken, insülin, IGF-1 ve leptin düzeyleri düĢmektedir. Sonuçta GnRH, LH ve FSH miktarları düĢmektedir (Jorritsma ve ark 2003, Lucy 2000, Roche 2006). Aynı zamanda ovaryumların FSH ve LH ya duyarlılıkları da olumsuz etkilenmektedir.

69 Tablo 4. 11. Ġneklerde ve düvelerde Rektal palpasyon ile CL tespit verileri

Rektal Palpasyon ile CL tespiti P+M+

21. gün 30. gün CL tespit edilmeyen

Ġnek Düve Ġnek Düve İnek Düve

4 2 8 7 3 6

P+M-

21. gün 30. gün CL tespit edilmeyen

Ġnek Düve Ġnek Düve İnek Düve

2 2 10 6 3 7

P-M+

21. gün 30. gün CL tespit edilmeyen

Ġnek Düve Ġnek Düve İnek Düve

2 2 8 10 5 3

P-M-

21. gün 30. gün CL tespit edilmeyen

Ġnek Düve Ġnek Düve İnek Düve

2 1 8 7 5 7

Tablo 4. 12. Ġnek ve düvelerde PP 30. gün sonunda CL oranları (siklik hayvan

oranları)

PP 30. gün sonunda CL (siklik hayvan) oranları (inek ve düveler)

P+M+ P+M- P-M+ P-M-

Ġnek Düve Ġnek Düve Ġnek Düve Ġnek Düve

80% 60% 80% %53,3 %66,6 80% %66,6 %53,3

Ovaryumlardaki CL bulgularına göre ineklerin gruplara göre sırasıyla %80;

%80; %66,6 ve %66,6’sının PP 30. gün sonunda siklik olduğu belirlenmiĢtir.

Ġneklerde PP ilk östrüs oluĢma zamanı gruplara göre sırasıyla: 24,6; 27,26; 26,5; 31

gün olarak tespit edilmiĢtir. Bu durum düvelerde gruplara göre sırasıyla %60; %53,3; % 80 ve %53,3’dür. PP Ġlk östrüs oluĢman zamanı gruplara göre sırasıyla 33,2; 35; 36,6; 35,2 gün olduğu kaydedilmiĢtir. Süt ineklerinde erken laktasyonda

vücut rezervlerinin mobilizasyonu kaçınılmazdır. Problem ineklerin yağ rezervlerini ani ve yoğun bir Ģekilde mobilize etmesidir. VKS’nin ani düĢüĢü üreme performansını olumsuz etkilemektedir. Butler (2000), bir puandan fazla kondüsyon kaybeden ineklerde gebelik oranının %17-38 arasında değiĢtiğini, 0,5-1 puan

70 arasında kaybın olması halinde gebelik oranının %25-53 arasında ve 0,5 puandan düĢük olması halinde ise gebelik oranının %60’dan büyük olduğunu bildirmiĢtir. Benzer Ģekilde Garnsworthy ve Webb (1999), en düĢük gebelik oranının doğumdan tohumlamaya kadar 1,5’dan fazla kondüsyon kaybeden ineklerde gözlendiğini bildirmiĢlerdir. Benzer Ģekilde PP dönemde Ģekillenen VKS kaybı, gönüllü bekleme süresi sonunda ovaryumların siklik olarak aktiviteye geçememesini arttırabilmektedir (Lopez Gaitus ve ark 2005). Dolayısıyla erken PP dönemde negatif enerji dengesi anovular hayvanların yüzdesini attırarak reprodüktif etkinliği azaltabilir. Sunulan çalıĢmada ineklere oranla düvelerde VKS kaybının daha fazla olması bu durumla paralellik göstermektedir. Ġneklerde PP 10-30 ve 60 günlerde VKS değerleri ortalaması sırasıyla, P+M+ grubunda 3,55; 3,03; 3,75, P+ M- grubunda 3; 3,25; 3,5, P-M+ grubunda 3,48; 3,25; 3,14, P-M- grubunda 3,5; 3,12; 3,25. Düvelerde ise PP 10-30 ve 60 günlerde VKS değerleri ortalaması sırasıyla, P+M+ grubunda 3,71;

3,02; 3,12, P+ M- grubunda 3,62; 2,93; 3,13, P-M+ grubunda 3,52; 2,93; 3,06, P-M-

grubunda 3,57; 2,93; 3,01’dir. Tüm bu sonuçlara dayanarak sunulan çalıĢmada, doğum sonrası ovaryumların siklik aktiviteye yeniden baĢlaması ineklerde düvelere göre daha erken olduğu, PP dönemde akut VKS kaybının Ģiddetine bağlı olarak doğum-ilk östrüs oluĢma aralığının geçiktiği ve PP ilk 30. gün sonunda ovaryumlardaki CL bulma oranlarının olumsuz etkilendiği sonucuna varılmıĢtır.

Tablo 4. 13. Ġneklerde ve düvelerde PP 30 gün sonunda VKS kayıpları (Akut VKS kaybı)

VKS farkları Doğum esnası ile PP 30 gün arası fark

P+M+ P+M- P-M+ P-M-

Ġnekler 0,5 0,25 0,23 0,38

Düveler 0,7 0,7 0,59 0,64

Ġneklerde ve düvelerde doğumsonrası 21 ve 30. günlerde CL araĢtırması sonucunda elde edilen verilerin analizleri sonucunda istatistiksel olarak farklılıkların önemsiz olduğu belirlenmiĢtir (P>0,05). Ġnekler ve düvelerde; 4 grupta kendi aralarında 21 ve 30. günler ayrı ayrı değerlendirildiğinde farkın anlamsız olduğu görülmüĢtür (P>0,05). Ġnekler ve düvelerin çalıĢma grupları karĢılaĢtırıldığında ise farkın önemsiz olduğu tespit edilmiĢtir (P>0,05). Ancak 30. gün sonunda siklik-non siklik oranları değerlendirildiğinde, her ne kadar istatistiksel olarak fark önemsiz olsa

71 da ineklerde ve düvelerde propilen glikol ve monensin kullanımının olumlu etkisi olabileceği düĢünülmüĢtür. Düvelerde ve ineklerde PP dönemde propilen glikol ve monensin desteği östrüsün dıĢ belirtilerinin artırarak östrüslerin belirlenmesine katkı sağlamıĢtır.

Tablo 4. 14. Ġneklerde CL kontrol veri analizleri

KWH 4 grup arasında

21 1726,23 Önemsiz P>0,05

30 687,541 Önemsiz P>0,05

Tablo 4. 15. Düvelerde CL kontrol veri analizleri

KWH 4 grup arasında

21 1726,23 Önemsiz P>0,05

30 687,541 Önemsiz P>0,05

Tablo 4. 16. Ġnek ve düvelerin deneme gruplarının kaĢılaĢtırılması Ġnekler-Düveler arasında P+M+ P+M- P-M+ P-M- 21 gün 30 gün 21gün 30 gün 21 gün 30 gün 21 gün 30 gün 30,175 19,225 15,492 18,976 31,917 15,99 33,411 19,225 önemsiz P>0,05 önemsiz P>0,05 önemsiz P>0,05 önemsiz P>0,05 önemsiz P>0,05 önemsiz P>0,05 önemsiz P>0,05 önemsiz P>0,05 Gebeliğin son dönemlerinde ineklerde lipid dokuda ve kas dokuda insulin dirençi geliĢmektedir ve lipolitik faktörlere karĢı bu dokuların duyarlılığını artırmaktadır (Bell 1995). Bu koĢullarda maternal vücut rezervlerinden perifer dokulara glikoz akıĢı düĢmekte dolayısıyla placentaya (fetüse) akıĢ kolaylaĢtırılmaktadır. Gebelik sırasında yağ ve kas dokuda insulin direncinin artması, lipit sentezini düĢürür ve lipit mobilizasyonunun artmasına neden olmaktadır. Yüksek verimli süt ineklerinde laktoz sentezi için gereksinim duyulan yüksek miktardaki glikozda dolaĢımdaki insulin düzeyinin düĢmesine neden olmaktadır. NED sonrası 2-3 haftada en Ģiddetli düzeyine ulaĢmakta, 8-10 haftalarda ancak dengelenmektedir (Thatcher ve ark 2010). Doğum sonrası NED büyüme hormonunu yükseltmekte, insulin düzeyinin düĢmesine neden olmakta, IGF-1 üretimi büyüme

hormonuyla uyumunu yitirmektedir (Lucy ve ark 2001). Artan büyüme hormonu ve

72 direnci yaratmaktadır (Lucy 2008). Erken laktasyonda yüksek büyüme hormonu- düĢük insulin düzeyi büyüme hormonunun lipolitik etkisini Ģiddetlendirmektedir (Bell 1995, Bauman ve Vernon 1993). IGF-1 büyüme hormonunun etkisiyle karaciğerde üretilmektedir ve büyüme hormonunun meme bezlerinde süt sentezini düzenlemesini sağlayan ana faktör olduğu bilinmektedir (Wathes ve ark 2007). Normal koĢullarda dolaĢımdaki IGF-1 düzeyi dokulardaki büyüme hormonu reseptörleriyle uyumludur (Lucy ve ark 2001). Bununla birlikte Ģiddetli NED dengesi bulunan koĢullarda karaciğer büyüme hormonu reseptörleri büyüme hormonuna cevap vermediğinden yeterince IGF-1 üretilemez, büyüme hormonu-IGF-1 ekseni uyumsuz hale gelir (Lucy ve ark 2001). Doğumla birlikte laktasyonun baĢlaması, enerji ve besin madde ihtiyacını farklı boyutlara taĢır ve dolayısıyla NED’nin Ģiddeti artmaktadır (Grummer 2005).

NED doğum sonrası follikül geliĢimini önemli derecede etkilemektedir. Pozitif enerji dengesindeki ineklerde büyüme hormonu reseptörleriyle ile karaciğerde üretilen IGF-1 uyumlu olduğunda hipofizden büyüme hormonu salınımı yavaĢlatılmakta ve dokuların insuline duyarlılığı artmaktadır. Ġnsulin ve IGF-1 ise

Benzer Belgeler