• Sonuç bulunamadı

Bölgeler

5.1. Tartışma ve Sonuç

Bu bölümde elde edilen verilerin analiz sonuçlarına göre değerlendirmesine yer verilmiştir. Öncelikle okul müdürleri ders denetim görevini yasal bir zorunluluk ve gereklilik olarak değerlendirmektedir. Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) 2014 yönetmeliği ile ders denetim görevini okul müdürlerine bırakmıştı, bu süreç müdürlerde önemli bir sorumluluk bilinci gelişimine sebebiyet vermiş gibi görünmektedir. Ayrıca denetim görevi bir denetleme aracı ve öğretmenleri değerlendirme süreci olarak yorumlandığı anlaşılmakla birlikte okul müdürleri ders denetimin önemli bir rehberlik faaliyeti olduğunu ve gelişimsel bir süreç olarak ele aldıklarını belirtmektedirler. “Daha önceki denetim anlayışında öğretmenin performansı nicel olarak değerlendirilmekte idi. Bu durum öğretmeni geliştirici bir yöntem değildi ve öğretmene baskıyı hissettiren, çaresizlik ifade eden bir yaklaşımdı”’(Ağaoğlu ve Ağaoğlu, 2020, s.224). denilmektedir ve bu ifade eldeki çalışmanın bulguları ile örtüşmektedir. Okul müdürü de okullardaki bu eğitim öğretim işlerinden sorumlu olan kişidir. Uygun bir ortam ile hazırlığın yapılması kendisine ait bir sorumluluktur (Ada, 2010). Okul müdürlerinin önemli bir kısmı ders denetiminin kendilerine bırakılmış olmasını doğru bir uygulama olarak yorumlamaktadır. Burada okul müdürünün öğretmeni daha yakından ve sürece dayalı olarak gözlemleyebilmesinin altı çizilmiştir. Güçlü bir iletişim, sürece dayalı geri bildirimlerin kişisel ve mesleki gelişimde önem arz ettiği değerlendirilmektedir. Aslanargun ve Göksoy (2013) da çalışmalarında;

tarafsızlık konusunda şüpheler taşımakla birlikte var olan denetim yaklaşımına göre öğretmenlerin yakın ilişki içerisinde oldukları okul müdürleri değerlendirmesi ve süreç değerlendirmesini tercih ettikleri belirtilmektedir.

Okul müdürü görüşleri incelendiğinde ders denetim yetkisinin kendilerine bırakılmasını büyük oranda olumlu karşılanmıştır. Birel ve Erçek (2019) ders denetim yetkisinin okul müdürlerine bırakılmasını, kendi yetkilerinin genişlemesi bakımından olumlu bulmuşlardır. Okul müdürleri kendilerinin öğretmenler üzerinde daha etkin ve otoritelerinin güçlendirilmesi olarak bu yeni yaklaşımı yorumladıkları düşünülebilir.

Çalışma ile elde edilen bulgu ve yorumlar eldeki araştırma bulgularını desteklemektedir.

Ders denetiminin kendilerine bırakılmasını olumlu karşılayan okul müdürleri, aynı zamanda kendilerine bu alanda özel bir eğitim verilmesi gerekliliğine de inanmakta oldukları anlaşılmaktadır. Eğitim kurum yöneticileri Yüksek lisans, hizmet içi eğitim veya

sertifikasyon gibi yöntemlerle eğitim almalarını bir gereklilik ve kişisel/mesleki gelişim alanı olarak değerlendirmektedirler. Farklı branş ve okul türleri, iletişim, denetim türleri gibi alanlarda ihtiyaç belirtmişlerdir. Ders denetimi alanında kendilerini yeterli görme oranı yüksektir. Eldeki çalışma bulgusu ile Birel ve Erçek’in (2019) çalışmalarında okul müdürlerinin ders denetim sürecinde kendilerini yetkin buldukları sonucuna ulaşmıştır ki bu da eldeki çalışma bulgularıyla uyum göstermektedir.

Ders denetimleri mevzuat gereği her dönem için en az bir sefer yapılması gereken bir görevdir. Bu bağlamda katılımcıların büyük çoğunluğu denetimi görevlerini dönemde birden fazla, bir kez veya yılda iki kez yaptıklarını beyan ederek mevzuata uygun hareket ettiklerini belirtmişlerdir. Bu bulgu Koşar ve Buran’ın (2019) yaptığı araştırma sonuçları ile uyumluluk göstermektedir.

Ders denetimi esnasında okul müdürleri en çok neyi gözlemlersiniz sorusuna:

Hazırlık, Ders süreçleri, Geri bildirim ve sınıf yönetimi alanlarına dikkat ettiklerini beyan etmişlerdir. Ders süreçlerinin gerek ders öncesi gerekse dersin işlenişi gibi alanlara büyük oranda dikkat eden okul müdürleri geri bildirimler yoluyla öğretmenlere dış bir göz ile kendilerini geliştirme fırsatı verebildiklerini değerlendirilebilir. Fırıncıoğulları Bige (2014.

s. 95) tarafından yapılan araştırma sonuçlarına göre öğretmenlerin denetimden bekledikleri

“rehberlik, materyal eksiklerinin tamamlanması, mesleki eksiklerin belirlenmesi, ödül-takdir, dönüt ve eğitimin niteliğinin artması” olarak gruplandırılmıştır. Okul müdürü gözlemleri ile öğretmen beklentilerin bazı eksikliklere rağmen benzer başlıklarda toplandıkları düşünülebilir. Halihazırda Millî Eğitim Bakanlığı bu görevi yürütenlerden öğretmenlerin anlık performans ölçümünden ziyade rehberlik sürecini öncelediği varsayımı ile okul müdürü yaklaşımlarının bakanlık görüşleri ile büyük oranda tutarlı olduğunu değerlendirmek mümkün olabilecektir.

Okul müdürlerine göre ders denetimi esnasında karşılaştıkları en önemli problem normal zamanlara göre daha heyecanlı, gergin veya huzursuz bir sınıf atmosferinin olduğunu gözlemlemeleri olarak öne çıkmaktadır. Öğretmenlerin o ders özelinde daha heyecanlı veya denetime karşı önyargılı olmalarının bu sürecin doğasını bozduğunu değerlendirmişlerdir. Altunay’ın çalışmasında (2020 s. 98) okul müdürlerinin görüşlerinde ders denetlenmesinde karşılaşılan sorunlara ilişkin en çok “öğretmenlerin heyecan hissetmesi, süre yetersizliği ve öğretmenlerin özeleştiri eksikliği” öne çıkmıştır.Bu bulgu eldeki çalışma bulgularını desteklemektedir. Bunun yanı sıra kendilerinde veya öğretmenlerde yetersiz performans olduğunu düşünen okul müdürleri de vardır. Ayrıca

29 derse veya ders planına hazırlık konusunda okul müdürleri öğretmenleri yeterli görmedikleri anlaşılmaktadır.

Okul müdürleri gördükleri problemlere karşı nasıl çözüm ürettikleri sorusuna büyük oranda ‘Etkili İletişim’ cevabını vermişlerdir. Öğretmenler ile ders denetimi öncesi ve sonrasında yapılan bire bir görüşmeler de kendilerine süreç, durum, alan ve mesleki konularda gerekli desteği sunduklarını beyan etmişlerdir. Ayrıca okul müdürleri sorunlara liderlik ederek ve yönlendirici tavırlar sergileyerek olumlu bir rehber görevi gördüklerini de beyan etmişleridir.

Uzaktan eğitim sürecinde ders denetimi yapabildiniz mi sorusuna cevaben yöneticilerin yarısı ders denetimi yaptıklarını diğer yarısı ders denetimi yapamadıklarını belirtmişlerdir. Uzaktan eğitim sürecinin teknik yetersizlikleri, teknolojik alt yapı imkanının kısıtlılığı, sürece yabancılık ve teknolojik okuryazarlık gibi faktörlerin bu süreçte ders denetimin önemli ölçüde yapılamamasına sebebiyet verdiği değerlendirilebilmektedir.

Uzaktan eğitim sürecinde ders denetim görevini yapabilen okul müdürleri bu süreçte denetim görevinin uygulanabilir ve hızlı bir şekilde sürece katılabilmenin kolaylığı üzerinde durmuşlardır. Teknolojik fırsatlardan faydalanmanın önemli bir husus olduğunu belirten okul müdürleri genel anlamda uzaktan eğitimin Covid-19 pandemi dönemi sonrasında da tamamlayıcı bir eğitim yöntemi olmasından yana fikir beyan etmişlerdir.

Can’ın (2020. s. 43) ‘Coronavirüs (Covid-19) pandemisi, Türkiye'de açık ve uzaktan eğitim sisteminin altyapı, erişim, içerik, tasarım, uygulama, kalite, güvenlik, mevzuat ve pedagojik açıdan güçlendirilmesi gerektiğini göstermektedir.’ şeklindeki bulgusu ile eldeki çalışmadaki okul müdürlerinin görüşleri paralellik göstermektedir.

Tüm kaliteli eğitim sistemlerinin vazgeçilmez unsuru olan öğretmenlerdir, iyi öğretmenlerin varlığı iyi bir eğitim sisteminin teminatı olarak değerlendirilebilecektir. Bu halde iyi öğretmen yetiştirilmesinde birçok farklı başlık olmakla birlikte okul müdürlerinin yapıcı etkisi ve öğretimsel liderliği önem arz etmektedir. Okul müdürleri ülkemizde önemli yasal sorumluluklara omuz vermiş ve az yetki ile çok iş yapılması beklenen bir görevi ifa etmektedirler. Ders denetim görevleri kendilerine verilmiş görevlerden yalnızca bir tanesidir. Bu görev onlara sorulmadan, fikir alışverişi yapılmadan verilmiştir. Bu anlamda kendilerini yetiştirme ve geliştirmelerine zaman ve imkân verilmesi önem arz etmektedir.

Kendisini iyi yetiştirmiş ve ders denetimi, öğretimsel liderlik ve çağdaş yöntemlerle gelişim sağlamış okul müdürlerinin varlığı iyi öğretmenlerimizin niceliğini ve niteliğini artıracaktır. Öğretmenin sadece bir ders saati ile değil süreç odaklı değerlendirebilecekleri

düşünülmelidir. Onları ders dışı zamanlarda ve diğer etkinliklerde de en iyi gözlemleme şansına sahip kişi okul müdürüdür. Ülkemizin öncelikli konularından olması gereken eğitim sistemimizde insan için insana yatırım yapılması önemli bir görevi yerine getirecektir.

Benzer Belgeler