• Sonuç bulunamadı

AİHM’nin Yakın Tarihte Türkiye ile İlgili Olarak Verdiği, İç Hu kukta Öngörülen İtiraz Yolunun Etkin Olmadığına İlişkin Kararları

III. TUTUKLAMAYLA İLGİLİ OLARAK TÜRKİYE ALEYHİNE VERİLEN KARARLAR

1. AİHM’nin Yakın Tarihte Türkiye ile İlgili Olarak Verdiği, İç Hu kukta Öngörülen İtiraz Yolunun Etkin Olmadığına İlişkin Kararları

Konuyla ilgili AİHM’nin çok sayıda kararı bulunmaktadır. Bu ka- rarlardan, Türkiye açısından önemli olanlarına değinmeye çalışacağız. Erkan İnan-Türkiye kararı itiraz yolunun etkin olup olmadığı iddia- ları ile ilgilidir. Bu davada, AİHM, söz konusu şikayetin AİHS’nin 5/4. maddesi açısından incelenmesi gerektiği kanaatindedir. AİHS’nin 35. maddesinin 3. paragrafı çerçevesinde başvurunun dayanaktan yoksun olmadığını kaydeden AİHM, ayrıca, başka açılardan bakıldığında da “kabul edilemezlik” unsuru bulunmadığını tespit eder. Bu nedenle baş- vuruyu AİHM “kabul edilebilir” nitelikte bulur.

AİHM, içtihatlarına göre, AİHS’nin 5/4. maddesi uyarınca tutuk- luluğa itiraz için başvuruda bulunulan mahkeme önünde yürütülen bir “duruşmanın çekişmeli” olması ve iddia makamı ile sanık arasında “silahların eşitliği” ilkesinin sağlanmış olması gerekir81. Eğer savunma- 80 Özbek., s.707

nın; savunmanı olduğu kişinin tutukluluk halinin yasallığına etkin bir biçimde itiraz edebilmesi için büyük önem taşıyan dosya bilgilerine erişimi reddedilmişse silahların eşitliği ilkesi temin edilmemiştir82.

AİHM, Erkan İnan-Türkiye ile ilgili davada83, tutukluluk kararına

karşı yapılan itirazın incelenmesi sırasında, Ağır Ceza Mahkemesi’nin başvuranı dinlemediğini belirlemiştir. Ağır Ceza Mahkemesi duruşma gerçekleştirmemiştir. Diğer bir deyişle, dava çekişmeli olmamıştır ve iddia makamı ile sanık arasında “silahların eşitliği” temin edilmemiştir. AİHM, yeni Ceza Yargılama Yasası’nın 271. maddesinin hükümleri- nin, itiraz talebinin incelenmesi sırasında teorik olarak sanığın avuka- tına adli makam tarafından dinlenme olanağı sunduğunu belirtmek- tedir. Buna karşın; duruşma yapılarak itirazın incelenmesi durumu; tutuklu ve savunmanının istemlerinden bağımsız olarak, mahkemenin takdirine bırakılmıştır. Bu değerlendirmeleri belirttikten sonra AİHM, başvuranın tutukluluk halinin yasallığına itiraz etmek için açtığı dava- nın, AİHS’nin 5/4. maddesinin gereklerini karşılamadığı kanısına var- mıştır. Bu nedenle de söz konusu davada, AİHS’nin 5/4. maddesinin ihlal edildiğine karar vermiştir.

Yine AİHM, 01.12.2009 tarihli Abay-Türkiye kararında84, tutukluluk

halinin yasallığının denetimini yaptırmak için iç hukukla öngörülen itiraz yolunun AİHS’nin 5/4. maddesinin gereklerini karşılamadığı değerlendirmesinde bulunmuştur.

Dolayısıyla, Mahkeme’ye (AİHM) göre, başvuranın, tutukluluk halinin yasallığının incelemesini yaptırtmak için AİHS’nin 5/4. mad- desi uyarınca etkili başvuru yoluna sahip olduğu düşünülemez.

13.02.2001, başvuru no: 24479/94; Garcia Alva-Almanya, başvuru no: 23541/94, 13 Şubat 2001 ve Svipsta-Letonya, başvuru no: 66820/01

82 Bkz. Diğerleri arasından Mooren-Almanya, başvuru no: 11364/03; Bağrıyanık-

Türkiye, başvuru no: 43256/04, 5 Haziran 2007; Lamy-Belçika, 30 Mart 1989, Nikolova-Bulgaristan, başvuru no: 31195/96, sözü edilen Schöps, Shishkov- Bulgaristan, 09.01.2003, başvuru no: 38822/97

83 Erkan İnan-Türkiye, davası, başvuru no: 13176/05, 23 Şubat 2010

84 Abay-Türkiye davası kararı, başvuru no: 19332/04, 1 Aralık 2009; aynı nitelikte

karar için bkz. Abdo-Türkiye., başvuru no: 17681/04, 26 Ocak 2010; Demir ve

İpek-Türkiye, başvuru no: 42138/07 ve 42143/07, 26 Ocak 2010; Koşti ve diğerleri-

Türkiye., başvuru no: 74321/01, 3 Mayıs 2007; Bağrıyanık-Türkiye., başvuru no: 43256/04, 5 Haziran 2007

Öte yandan Demir ve İpek-Türkiye kararı85 da yeni Ceza Yargılama

Yasası’nın 271. maddesinin 1. fıkrasının öngördüğü hükmün uygula- mada tutuklamaya karşı etkin bir itiraz başvurusu olanağı sağlayıp sağlamadığı iddiası ile ilgilidir. Bu davada da AİHM, iç hukuk yolu- nun etkin bir başvuru olanağı sunmadığı sonucuna varmıştır.

AİHM, 16 Mart 2010 günlü Yiğitdoğan-Türkiye davası86 ile ilgili ola-

rak verdiği kararda da, Sözleşme’nin 5. maddesinin 4. fıkrasının uygu- lanması değerlendirilmiştir. Söz konusu bu kararda da, AİHM, önceki kararlarda olduğu gibi Ceza Yargılama Yasası’nın 271. maddesinin tu- tuklamaya itiraz sürecinin prensip olarak duruşma yapılmaksızın ger- çekleşmekte olduğunu açıkça belirtmiştir. Ayrıca tutukluluk işlemine karşı birçok kez itiraz başvurusunda olduğu gibi en son başvurunun da 21 Ocak 2008 tarihinde 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nce duruşma ya- pılmadan reddedildiği, üstelik bu istemlerin “atılı suçun niteliği ve isnat edilen suç” ve “dosyanın durumu” gibi birbirinin neredeyse aynısı bas- makalıp gerekçelere dayandırıldığını AİHM, bu davayla ilgili kararın- da açıkça vurgulamıştır.

Öte yandan AİHM, çok yakın tarihli olan 1 Şubat 2011 günlü, Kut- lar ve Ocaklı-Türkiye davası87 ile ilgili kararında da itiraz yasayolunun

sanıklar için gerçek anlamda “çekişmeli bir usul” sunmadığını belirt- miştir.

Yine AİHM, çok yakın tarihte vermiş olduğu Ulu ve Diğerleri-Türki- ye davası88 ile Şeyhmus Uğur ve Diğerleri-Türkiye davası89 ile ilgili olarak

vermiş olduğu kararlarında da, tutuklamaya itiraz yolunun iç hukukta etkin bir biçimde uygulanıp uygulanmadığını değerlendirmiştir.

85 Demir ve İpek-Türkiye davası kararı, 26 Ocak 2010, başvuru no: 42138/07 ve

42143/07

86 Yiğitdoğan-Türkiye davası kararı, 16 Mart 2010, başvuru no: 20827/08

87 Kutlar ve Ocaklı-Türkiye davası kararı., 1 Şubat 2011, başvuru no: 41433/06 ve

47936/08; Ayrıca bkz. Aynı nitelikte, Doğan ve Kalın-Türkiye davası kararı., 21 Aralık 2010, Başvuru No: 1651/05

88 Ulu ve Diğerleri-Türkiye davası kararı, başvuru no: 29545/06, 15306/07, 30671/07,

31267/07, 21014/08 ve 62007/08, 7 Aralık 2010

89 Şeyhmus Uğur ve Diğerleri-Türkiye davası kararı, başvuru no: 1968/07, 3608/07,

14474/07, 35240/07, 35252/07, 36503/07, 36505/07, 36509/07, 36541/07, 36544/07, 36556/07, 36571/07, 36573/07, 36582/07, 36586/07, 36593/07, 15637/08, 34229/08, 36489/08, 36492/08, 36493/08, 37232/08, 37233/08, 19 Ekim 2010

AİHM, geçmişte incelediği birçok benzer davada, ceza mahkeme- lerinin bir başvuranın tutukluluk halinin somut davalarda olduğu gibi basmakalıp gerekçelerle devamına karar vermesinin, Sözleşme’nin (AİHS) hem 5. maddesinin 3. fıkrasının ihlal edildiğini, hem de böylesi gerekçelerle mücadele etmeye olanak (imkan) tanıyan itiraz yollarının başarılı olmadığını, düşünmek için önemli bir öğe (unsur) oluşturdu- ğunu belirtmiştir. Özellikle de AİHM, itiraz yoluna başvurulduğunda, tutuklamanın yasaya uygun olup olmadığının değerlendirilmesinin duruşmalı olarak/açık yargılamada, “yargının çekişmeli” ve iddia ma- kamı ile tutuklu arasında “silahların eşitliği” ilkesine uyulması gerek- tiğini kararında vurgulamıştır. Ayrıca, ilgili kişinin bizzat kendisinin ya da avukatının yargılamaya/duruşmaya katılmasının sağlanması gerektiğini de AİHM, kararında açıkça belirtmiştir.

2. Tutukluluk Süresinin Uzun Olması Nedeniyle Tazminat İste-