• Sonuç bulunamadı

3. ÇALIŞMA ALANININ TANIMI

3.2 Tarihsel Değişim

Akçura (1971) tarafından bildirildiğine göre; Ankara tarih boyunca bir kentsel yerleşim alanı olmuştur. Kentin bu niteliği, coğrafi konumuna bağlıdır. Ankara, İç Anadolu’yu çevreleyen şehirler kuşağında yer almaktadır. Bölgeyi denizden ve diğer bölgelerden ayıran sıradağlar arasında yerleşime uygun bir eşik kuşağı bulunmaktadır. Dağlardaki su birikiminden yararlanarak bozkırın kuraklığından kurtulmak, sıcak yaz aylarında yüksekliklerin sunduğu serinlik, düşmandan korunma olanağı ve aynı zamanda dağların engebelik ve tarıma uygun olmayan topoğrafyası dışında kalmak nedenleriyle, bu kuşak tarih boyunca şehirlerin kurulup gelişmesine olanak sağlamış ve başlıca yollara güzergahlık etmiştir (Oğuz ve Erdoğan 2002).

Mustafa Kemal Atatürk’ün Ankarayı Kurtuluş Savaşı için karargah seçmesi, Cumhuriyet’in ilanından sonra da Ankarayı başkent ilan etmesi sonucunda küçük bir Anadolu yerleşimi olan Ankara giderek önem kazanmış ve bununla birlikte kentin geleceği önemli ölçüde değişikliğe uğramıştır (Sancaktar 2003).

Başkent seçilmesinden sonra Ankara’nın planlanmasının gereği ortaya çıkmış ve bu gereksinimle birlikte çeşitli çalışmalar ve atılımlar gündeme gelmiştir. Kamulaştırma ve imar planları için adımlar atılmış ve yine bu paralellikte kanunlar çıkarılmıştır (Sancaktar 2003).

Bu dönemde yapılan imar plan kararları ile şekillenen Atatürk Bulvarı Tarihi Aksı Ankara’nın kentsel omurgası niteliğindedir. Aşağıda değinilecek olan plan kararları ile şekillenen Atatürk Bulvarı Tarihi Aksı Cumhuriyet döneminden bu yana yerel yönetimlerin de etkisiyle özgünlüğünü yitirmiş ve otoyol şeklini almıştır (Sancaktar 2003).

26 3.2.1 İmar Plan Kararları

Ankara için planlama denemeleri Heussler firması eliyle, 1924 yılında Eski Ankara (kale ve çevresi) ve 1925 yılında Yenişehir için İstanbul İmar Komisyonu üyesi, Berlinli mimar Dr. Carl Ch. Lörcher’e yaptırılan planlar ile başlar. Eski kent için hazırlanan plan uygulanamaz gerekçesi ile uygun görülmemiş, Lörcher planı diye anılan ve bugünkü Sıhhıye civarını içeren 150 hektar büyüklüğündeki Yenişehir Planı uygulamaya sokulmuştur. Nitekim daha sonra Jansen de bu mahalle ve bölgeyi bir veri olarak planına geçirmiş, hatta plan civardaki yörelerini, bu mevcut fikirden hareketle çizmiştir.

İkinci planın kabul edilmesinin nedeni, onun beğenilmesinden çok, gittikçe artan konut sıkıntısı olmuştur (Sancaktar 2003).

Lörcher Planı, bir ızgara (Grid-Iron) yol sistemi üzerinde homojen ve bahçeli, tek ve en fazla iki kata ulaşan bir doku öngörmektedir. Bu planın uygulanmasına karşın, kent 1927 sonunda Çankaya ve Keçiören’e doğru yayılmak eğilimindedir. 1927 yılında kentin İmar Planı’nın yapılması için sınırlı bir uluslarası yarışma düzenlenmiş ve bu kapsamda Alman M. Brix ve Hermann Jansen ile Fransız hükumet baş mimarı Jean Jausseley’den teklif alınmıştır. 1928 yılında sonuçlanan yarışmayı kazanan Jansen planı, toplam 1500 ha. Alan üzerinde ortalama 120-240 kişi/ha gibi düşük bir yoğunlukla 270.000 kişinin yaşayacağını varsaymıştır. Eski Ankara’yı tümüyle yenileyen Jausseley planı ve geleneksel dokuyu tümüyle koruyan Brix planı arasında kalan bir tutumla, eski Ankara’yı korurken uygulanabilir gerçekçi bir yaklaşım getiren Jansen planı olmuştur (Sancaktar 2003) ,(Şekil 3.7).

27 Şekil 3.7 Jansen planı (www.wowturkey.com)

Bu gelişmelerin ardından zaman içinde gelişen ve büyüyen Ankara’nın ihtiyaçlarını Jansen planı karşılayamaz olmuş ve kentin gelişiminin gerisinde kalan plan yerine, Ankara için yeni bir planlama çalışması kaçınılmaz olmuştur. Ankara Belediyesi’nin girişimi ile 1955 yılında şehir imar planı için, uluslararası bir yarışma açılmış, Nihat Yücel ve Raşit Uybadin tarafından hazırlanan ve 5720 ha’lık bir alanı kapsayan imar planı birinci gelerek 1957 yılında onaylanmıştır. Bu planda Ankara, yalnızca belediye sınırları içinde, batı, kuzey doğu yönlerinde bir çevre yolu ile kuşatılmış, yağ lekesi şeklinde gelişme gösteren, tek merkezli, gecekondusuz ve 750.000 nüfuslu bir kent olarak planlanmıştır. Ancak 30 yıl sonrası için hedeflenen rakama 1965 yılına gelmeden ulaşılmış ve bu planda işlevsiz hale gelmiştir. Ayrıca Jansen planının getirdiği açık yeşil

28

alan sistemini bozduğu ve Atatürk Bulvarı Tarihi Aksı’na alternatif yollar geliştirmeyi önerdiği için bu plan gelişim sürecinde etkili olamamıştır. Bu olumsuz gelişmeler sonucu kentin sağlıklı gelişmesi bu planda da denetlenememiş, 1960’lar da Ankara için yeni bir imar planının hazırlanması zorunlu hale gelmiştir (Sancaktar 2003).

Uybadin – Yücel planı kentin gelişme ihtiyaçlarını karşılamaktan uzak olmuş, geçmiş ve güncel gelişmeleri kısa vadeli çözümlerle geçiştirmekle yetinmiştir. 1968 tarihinde çıkartılan Bölge Kat Nizamı Planı, getirmiş olduğu yoğunluk artışlarıyla yetersiz durumda olan sosyal ve fiziksel kentsel alt yapı hizmetlerini olumsuz yönde etkilemiştir (Kurt 2006).

Bakanlar kurulu kararı ile Ankara Metropoliten Alan Nazım Plan Bürosu ülkede ilk kez metropoliten ölçekte bir planlama çalışması başlatmıştır. 1970-1975 yılları arasında yürüttüğü kapsamlı çalışma ise 20 yıl perspektifli bir nazım imar planı geliştiren Ankara Metropoliten Alan Nazım Plan Bürosu’nun nazım plan şeması ‘Ankara 1990 Nazım Planı’ olarak yürürlüğe girmiştir (Sancaktar 2003).

Ancak 1990 Nazım Planı onaylandıktan sonra Karayolları Genel Müdürlüğünce projelendirilen “Ankara Çevre Otoyolu” kentin makroform ve jeomorfolojik yapısıyla çelisen dairesel bir sistemle korunması gerekli bazı doku ve kuşakları da zedeleyerek, spekülatif baskıları artırmış, güzergah boyunca Nazım Plan kararlarından tamamen farklı olarak sanayi ve konut alanları icin yer seçimleri yapılmasına ve plan işleyişinin bozulmasına yol açmıştır. Diğer taraftan kısa zamanda yapılan Nazım Plan değişiklikleri ile ilave nazım planları, ruhsatsız konut alanlarının (gecekondu) düzenlenmesine yönelik “Islah İmar Planlama Calışmaları”, belediye mücavir alan sınırı dışındaki parçacı planlama yaklaşımları ve kaçak yapılaşmaların kontrol edilmemesi sonucu, “Ankara 1990 Nazım Planı” da işlevsiz hale gelmeye başlamıştır (www.ankara.bel.tr, 2008).

1983 sonrası dönemde 3030 sayılı Kanun ile yeni bir yönetim düzenlemesine gidilmiş, metropoliten ölçekteki kent yönetimi sorunlarıyla uğraşmak üzere Ankara Kentsel Ulaşım Projesine temel teşkil etmek amacı ile 1986’da Orta Doğu Teknik Üniversitesi

29

Şehir ve Bölge Planlama Bölümünde oluşturulan bir araştırma grubuna, 2015 yılı hedef alınarak Ankara kent makroformu değişim süreçlerine ilişkin 1/100.000 ölçekte bir

“Yapısal Plan” hazırlattırılmıştır. Bu planlama calışması; başlangıçta Ankara Kentsel Ulaşım Projesi’nin gerektirdiği 2015 yılının makroformuna ilişkin girdi sağlamak gibi sınırlı bir amaçla başlatılmıştır. Öte yandan 3194 sayılı “İmar Kanunu’nun mücavir alan sınırı dışında planlama yetkisini Valiliğe vermesiyle, mücavir alan sınırıyla kısıtlanmayan Valilik, Belediye ve Bayındırlık ve İskan Bakanlığı arasında bir eşgüdüm sağlanması gerekliliği ortaya cıkmıştır. 2015 önerisinin kentin gelişimine yön vermesi amacıyla kullanılmak istenmesi üzerine Bayındırlık İskan Bakanlığı, Ankara Valiliği ve Ankara Büyükşehir Belediyesi arasında bir protokol oluşturularak söz konusu öneri bir

“Yapısal Plan” haline getirilmiştir. Bu planda“1990 Ankara Nazım Planı” kararları temel ilke olarak korunmuş, ancak batı koridoru gelişme stratejisine karşın, kuzey, kuzey-doğu ve güneyde de Ankara’nın mevcut gelişme eğilimine bakılarak, desantralize bir yapılaşma öngörülmüştür. Bu politikada, konut, işyeri, kurumsal alanlar bu akslara dağıtılmıştır (www.ankara.bel.tr, 2008).

Ankara Metropoliten Alanı ve odağında yoğunlaşan sorunları çözebilmek, kent makroformunu etkileyen, kentsel altyapı hizmetlerine gereksiz ek yük ve darboğazlar getiren parçacı gelişmeleri durdurabilmek, bu uygulamalarla eş zamanlı ve eş koşullu olarak yoğunlaşan plan dışı gelişmeleri kontrol altına alabilmek amacıyla 2025 yılını hedef alan planlama calışmaları da Büyükşehir Belediyesi’nce sürdürülmüş ve bu anlamda anakentin etki alanını genişleten yeni bir yetki alanı tanımlanmaya calışılmıştır. Böylesi karmaşık bir anakent yönetimi, planlama sistematiği ve yetki karmaşası altında 1990’lı yılların başından bu yana Ankara Büyükşehir Belediyesince, Ankara 2023 Nazım Planı calışmaları sürdürülmüstür. Bu calışmalar, Büyükşehir Belediyesi İmar Dairesince 30.07.1998 tarihinde sonuçlandırılarak ‘Ankara 2025 Nazım Planı’ onaylanmak üzere Büyükşehir Belediye Meclisine sunulmuştur. Günümüzde Ankara için bu plan uygulanmaktadır (www.ankara.bel.tr, 2008).

30

Benzer Belgeler