• Sonuç bulunamadı

18. Taraf Temsilcisi, muhtemel bir Tanık veya Uzmandan bilgi almadan önce kendisini ve temsil ettiği Tarafı tanıtmalı ve bilgi alma amacını bildirmelidir.

19. Taraf Temsilcisi, muhtemel bir Tanıkla iletişim kurması halinde, bu iletişim hakkında vekiline bilgi veya talimat verme ve Taraf Temsilcisi ile iletişimi sona erdirme hakkının bulunduğunu Tanığa bildirmelidir.

20. Taraf Temsilcisi, Tanık Beyanının hazırlanmasında Tanıklara, Uzman Raporunun hazırlanmasında Uzmanlara yardımcı olabilir.

21. Taraf Temsilcisi, Tanık Beyanında ilgili olgu, olay ve koşulların Tanığın bakış açısından yansıtılmasını sağlamak için gerekli çabayı göstermelidir.

22. Taraf Temsilcisi, Uzman Raporunda Uzmanın kendi değerlendirme ve görüşünün yansıtılmasını sağlamak için gerekli çabayı göstermelidir.

23. Taraf Temsilcisi, Tanığı yanlış delil sunmaya davet veya teşvik etmemelidir.

24. Delilde Tanığın ilgili olgu, olay ve koşullar hakkında kendi bakış açısından veya Uzmanın kendi değerlendirme ve görüşlerinin yansıtılması ilkesine uyulmak kaydıyla, Taraf Temsilcisi Tanık ve Uzmanlarla muhtemel tanıklıkları hakkında konuşmak ve hazırlık yapmak için görüşüp etkileşime geçebilir.

25. Taraf Temsilcisi aşağıda belirtilen ödemeleri yapabilir, ödeme yapmayı önerebilir veya ödemeye rıza gösterebilir:

(a) Duruşmada yapılan tanıklık veya tanıklığa hazırlık kapsamında Tanık veya Uzman tarafından yapılan makul harcamalar;

(b) Tanığın tanıklık yapma veya tanıklığa hazırlanma esnasında kaybettiği zamanın telafisi için makul bir bedel; ve

(c) Tarafça atanan Uzmanın mesleki hizmetine karşılık olarak makul ücret.

Kılavuz İlkeler 18-25 Üzerine Yorumlar

Kılavuz İlkeler 18-25, Taraf Temsilcileri ile Tanıklar ve Uzmanlar arasındaki etkileşimlerle ilgilidir. Hakem Heyetlerine yapılan beyanlarla ilgili Taraf Temsilcileri ile Tanıklar arasındaki ilişkiye, Kılavuz İlkeler 9-11’de de değinilmiştir.

Birçok milletlerarası tahkim uygulayıcısı, Taraflar arasında eşit muamele ilkesini teşvik etmek amacıyla, Tanıklar ve Uzmanlar ile ilişkiler hakkında, daha şeffaf ve öngörülebilir davranış standartları belirlenmesini arzu etmektedir. Hukuk

sistemleri arasındaki farklı uygulamalar eşitsizliklere sebep olabilir ve tahkim yargılamalarının güvenilirliğini tehdit edebilir.

Kılavuz İlkeler, Tanık ve Uzman ifadesinin hazırlanmasına ilişkin örnek milletlerarası tahkim uygulamasını yansıtma amacı taşır.

Bir Taraf Temsilcisi, muhtemel bir Tanık ile temasa geçerse, muhtemel Tanıktan herhangi bir bilgi almadan önce kendi kimliğini ve iletişime geçme gerekçesini açıklamalıdır (Kılavuz İlkeler 18). Aynı şekilde, Taraf Temsilcisi muhtemel Tanığa, böyle bir iletişim hakkında avukatını bilgilendirme veya avukatına talimat verme ya da sonraki tüm iletişime avukatını da dahil etme haklarından haberdar

etmelidir (Kılavuz İlkeleri 19).

Bazı hukuk sistemlerinde yerel mesleki davranış kuralları, avukat tarafından temsil edildiği bilinen muhtemel Tanıklar ile iletişime geçme konusunda daha ağır standartlar getirmektedir. Örneğin, tahkim davalarında avukatla temsil edildiği bilinen muhtemel Tanıkla iletişime geçilmesi bazı Anglosakson hukuk sistemlerinde yasaklanmıştır.

Bir Taraf Temsilcisi, kendisinin bu Kılavuz İlkelerde belirtilen standartlardan ağır bir standarda tabi olduğunu tespit etmesi durumunda konuyu çözüme

bağlamak amacıyla Taraf ve/veya Hakem Heyetine durumu bildirebilir.

Kılavuz İlkeler 20’de belirtildiği üzere, Taraf Temsilcisi, Tanık İfadeleri ve Uzman Raporunun hazırlanmasında yardımcı olabilir; ancak Tanık İfadesinin söz konusu olgular, olaylar ve durumlar hakkında Tanığın kendi ifadelerini yansıttığından (Kılavuz İlkeler 21) ve Uzman Raporunun, Uzmanın kendi görüşleri, analizleri ve sonuçlarını yansıttığından (Kılavuz İlkeler 22) emin olmalıdır.

Taraf Temsilcisi, Tanığı gerçeğe aykırı delil sunmaya davet veya teşvik etmemelidir (Kılavuz İlkeler 23).

Taraf Temsilcisi, tahkim için ifadesinin hazırlanma aşamasının bir parçası olarak, Tanıklar ve Uzmanlar ile (veya muhtemel Tanıklar ve Uzmanlar ile) muhtemel ifadeleri hakkında görüşmek üzere toplanabilir. Taraf Temsilcisi aynı zamanda, bir Tanığa kendi Tanık ifadesini veya Uzman Raporunu hazırlamasında yardımcı olabilir. Ayrıca, Taraf Temsilcisi, bir Tanığa, alıştırma sorular ve cevaplar da dahil

olmak üzere, doğrudan ve çapraz sorguda ifadelerine hazırlanırken yardımcı olabilir (Kılavuz İlkeler 24). Bu hazırlık, ifadeyi ortaya çıkarma usullerinin gözden geçirilmesi ve doğrudan ve çapraz sorguya hazırlığını kapsayabilir. Ancak bu temaslar, Tanığın söz konusu olgular, olaylar ve durumlara ilişkin kendi ifadesini yansıtan veya Uzmanın kendi analizlerini veya görüşlerini yansıtan Tanık veya Uzman delillerinin gerçekliğini değiştirmemelidir.

Son olarak, Taraf Temsilcileri, bir Tanığın zamanı ve bir Uzmanın profesyonel hizmetleri için makul bir ücret ödeyebilir, makul bir ücret ödemeyi teklif edebilir veya ödemeye rıza gösterebilir (Kılavuz İlkeler 25).

Görevi Kötüye Kullanmaya Karşı Başvurulabilecek Çözüm Yolları

26. Hakem Heyetinin, Taraflara bildirim yapılması ve makul hukuki dinlenilme hakkının tanınmasından sonra, Taraf Temsilcisinin Görevini Kötüye Kullandığına karar vermesi durumunda, Hakem Heyeti, uygun olduğu ölçüde:

(a) Taraf Temsilcisini uyarabilir;

(b) Taraf Temsilcisi tarafından ileri sürülen hukuki iddiaların veya dayanak kanıtların değerlendirilmesinde uygun çıkarımlarda bulunabilir;

(c) Tahkim masraflarının paylaştırılmasında, Taraf Temsilcisinin Görevini Kötüye Kullanmasını dikkate alabilir ve uygun olması halinde, Taraf Temsilcisinin Görevi Kötüye Kullanmasının nasıl ve hangi tutarda tahkim masraflarının farklı paylaştırılmasına sebep olduğunu açıklayabilir;

(d) Yargılamanın adilliğini ve güvenilirliğini korumak için gereken diğer tüm önemleri alabilir.

27. Görevi Kötüye Kullanmaya ilişkin hususları incelerken, Hakem Heyeti aşağıda yer alan hususları dikkate almalıdır:

(a) Tahkim yargılamasının adilliğinin ve güvenilirliğinin korunması ve tahkim kararının icra edilebilir olması;

(b) Görevi Kötüye Kullanmaya ilişkin bir kararın Tarafların sahip olduğu haklar üzerindeki muhtemel etkisi;

(c) Görevi Kötüye Kullanmanın tahkim yargılamasını ne şekilde etkilediği de dâhil olmak üzere, Görevi Kötüye Kullanma teşkil eden davranışın mahiyeti ve önemi;

(d) Taraf Temsilcisinin iyi niyeti;

(e) Sır saklama yükümlülüğü ve gizliliğe ilişkin ilgili hususları; ve

(f) Taraf Temsilcisi tarafından temsil edilen Tarafın, Temsilcinin Görevi Kötüye Kullanma davranışı hakkında hangi ölçüde bilgi sahibi olduğu, davranışa göz yumduğu, davranışı yönettiği veya davranışa iştirak ettiği.

Benzer Belgeler