• Sonuç bulunamadı

68. ve 74 Maddelerinde Tanımlanan Suçlar

2.4. Gizli Soruşturmacı’ nın Korunması

2.4.2. Tanık Olarak Dinlenmesi Sırasında Korunma

Muhakeme konusu olay hakkında beş duyuları marifetiyle öğrendiklerini hâkime anlatan üçüncü kişilere tanık, bu kişilerin yaptıkları açıklamalara da tanık açıklamaları denilmektedir138.

Suç örgütlerinin faaliyetleri çerçevesinde işledikleri suçların delillerini ortadan kaldırdıklarını veya gizlediklerini, bu sebeple çoğu zaman bu örgütlerin işlemiş oldukları suçlar hakkında elde bulunan yegâne delilin tanık beyanları olduğunu belirtmiştik.

Kural olarak, mahkemede üçüncü kişi durumunda olan kişiler tanık olabilmekteyse de, genellikle işlenmiş bulunan suçun ağırlığı ile orantılı olarak, kişilerin tanıklıktan kaçma eğilimi gösterdikleri bilinen bir gerçektir. Bu sebeple, suç örgütlerinin faaliyetleri kapsamında bir suçun işlenmiş olması durumunda, bu

137 Aytekin Geleri, Hakan İleri, a. g. e. , s. 193.

82 suçun işlenişine şahit olan kişilerin gördüklerini mahkeme huzurunda açıklamaları çoğu zaman gerçekleşmemektedir. Bu sebeple, bir suç örgütünün aleyhine tanıklık yapan kişilerin en iyi şekilde korunmaları için gerekli olan tüm tedbirlerin alınması, Ceza Muhakemesi Hukuku’ nun amacına ulaşılması için gerekli bir husustur.

Ceza Muhakemesi Hukukumuzda kabul edilen doğrudan doğruyalık ( vasıtasızlık) ilkesi gereğince, esas hakkında hüküm verecek olan mahkemenin delillerle doğrudan temasa geçmesi ve hâkimin, gerek sanık ve gerekse diğer delillerden elde ettiği kişisel izlenimlere dayanarak karar vermesi gerekmektedir139. Burada belirtilen “ diğer deliller” in kapsamına tanık adı verilen kişilerin de gireceği açıktır.

Diğer taraftan 5271 sayılı CMK’ nun 201. Maddesinde yer alan düzenleme ile sanığa, mahkeme başkanı veya hâkim aracılığıyla, tanıklara soru sorabilme imkânı da tanınmıştır. Ayrıca AİHS’ nin 6. Maddesinde her sanığın en azından sahip olması gerekli olan hakları belirten 3. Fıkrasının “ d” bendinde sanığın, iddia tanıklarını sorguya çekmek veya çektirmek, savunma tanıklarının da iddia tanıklarıyla aynı koşullar altında çağırılmasının ve dinlenmesinin sağlanmasını istemek hakkına sahip olduğu belirtilmiştir.

5271 sayılı CMK’ nun 210. Maddesinde “ Olayın delili, bir tanığın

açıklamalarından ibaret ise, bu tanık duruşmada mutlaka dinlenir. Daha önce yapılan dinleme sırasında düzenlenmiş tutanağın veya yazılı bir açıklamanın okunması dinleme yerine geçemez.” hükmü yer almaktadır. Bu düzenlemeye göre suç örgütlerinin faaliyetleri çerçevesinde bir suçun işlenmiş olması ve işlenmiş bulunan suç ile bu suçun örgüt tarafından işlendiğinin delilinin sadece tanık delilinden ibaret olduğu davalarda tanığın duruşmada bulunması gerekmektedir. Tanıkların duruşmada dinlenmesi, gerek özel şahsın ve gerekse gizli soruşturmacının hayatı için çok büyük bir tehlike arz etmektedir. Bu konuyu göz ardı etmeyen kanun koyucu 5271 sayılı CMK’ nun 58. Maddesinde tanıklara ilk önce sorulacak hususları ve tanıkların korunmalarını düzenlemiştir. 5271 sayılı

139 M. Ruhan Erdem, Ceza Muhakemesinde, Organize Suçlulukla Mücadelede Gizli Soruşturma Tedbirleri, s. 295. , Cumhur Şahin, Ceza Muhakemesinde İspat, Ankara, Yetkin Yayınları, 2001, s. 25.

83 CMK’ nun 58. maddesinin 2. Fıkrası “ Tanık olarak dinlenecek kişilerin kimliklerinin ortaya çıkması kendileri veya yakınları açısından ağır bir tehlike oluşturacaksa; kimliklerinin saklı tutulması için gerekli önlemler alınır. Kimliği saklı tutulan tanık, tanıklık ettiği olayları hangi sebep ve vesile ile öğrenmiş olduğunu açıklamakla yükümlüdür. Kimliğinin saklı tutulması için, tanığa ait kişisel bilgiler, Cumhuriyet savcısı, hâkim veya mahkeme tarafından muhafaza edilir” şeklinde düzenlenmiştir.

Yine aynı maddenin 3. Fıkrası da “ Hazır bulunanların huzurunda

dinlenmesi, tanık için ağır bir tehlike teşkil edecek ve bu tehlike başka türlü önlenemeyecekse ya da maddî gerçeğin ortaya çıkarılması açısından tehlike oluşturacaksa; hâkim, hazır bulunma hakkına sahip bulunanlar olmadan da tanığı dinleyebilir. Tanığın dinlenmesi sırasında ses ve görüntülü aktarma yapılır. Soru sorma hakkı saklıdır.” şeklinde düzenlenmiştir. Bu düzenleme ile tanığın uzaktan dinlenilmesi mümkün hale getirilmiştir.

5271 sayılı CMK’ nun 58. Maddesinde yer alan tanığın kimliğinin gizli

tutulması ve tanığın uzaktan dinlenmesi yönteminin, sanığa yeterli savunma imkânının verilmiş olması şartıyla AİHS’ ne aykırı olmadığı kanaatindeyiz. Çünkü AİHM’ ne göre kovuşturma sırasında veya yargılamanın herhangi bir safhasında sanığa, tanık beyanlarını tartışıp çürütmek, tanığa gerekli soruları gerekli zamanda ve uygun şekilde yöneltmek imkânı verilmiş olunması kaydıyla, AİHS’ ne aykırılık bulunmamaktadır140.

Uygulamada İngiliz Modeli olarak adlandırılan bu yöntemde tanık,

güvenilir bir kişi ile aynı odada bulundurulmakta ve duruşma salonunda yer alan hâkim ile bir ekran ve mikrofon vasıtasıyla görüntülü konuşma yapabilmektedir. Bu sayede tanığın açıklamaları ve sorulara vermiş olduğu cevapları, ses ve görüntü olarak aynı anda duruşma salonuna aktarılmaktadır141.

Gizli soruşturmacının güvenliği ile ilgili bir diğer husus da, gizli

soruşturmacı görevlendirilmesine ilişkin kararın dava dosyasında yer alıp

140 Cumhur Şahin, Ceza Muhakemesinde İspat, s. 131. , Aytekin Geleri, Hakan İleri, a. g. e. , s. 243. 141 Cumhur Şahin, Ceza Muhakemesinde İspat, s. 142.

84 alamayacağı ile ilgilidir. 5271 sayılı CMK’ nun 153. Maddesinin 1. Fıkrasına göre Müdafi, soruşturma evresinde dosya içeriğini inceleyebilir ve istediği belgelerin bir örneğini harçsız olarak alabilir. Aynı maddenin 4. fıkrasına göre de Müdafi, iddianamenin mahkeme tarafından kabul edildiği tarihten itibaren dosya içeriğini ve muhafaza altına alınmış delilleri inceleyebilir; bütün tutanak ve belgelerin örneklerini harçsız olarak alabilir. Müdafiin dosya içeriğini incelemesi veya belgelerden örnek alması, soruşturmanın amacını tehlikeye düşürebilecek ise, Cumhuriyet savcısının istemi üzerine, sulh ceza hâkiminin kararıyla bu yetkisi kısıtlanabilir. Buna karşılık kovuşturma evresinde Cumhuriyet savcısının böyle bir yetkisi bulunmamaktadır. Bu durum ise dosya içeriğinin ve bu bağlamda gizli soruşturmacı görevlendirilmesine ilişkin kararın müdafi tarafından öğrenilmesi ve bu sebeple de deşifre olması sonucunu doğurur.

Yukarıda belirttiğimiz sebepler dolayısıyla CMK’ nun 139. Maddesinin 3. Fıkrasının dar yoruma tabi tutularak, gizli soruşturmacı görevlendirilmesine ilişkin karar ve diğer belgelerin gerek dava dosyasında ve gerekse başka bir yerde değil yalnızca ilgili Cumhuriyet Başsavcılığında muhafaza edilmesi gerektiği kanaatindeyiz.

Benzer Belgeler