• Sonuç bulunamadı

Tam Yargı Davalarında Hak İhlali

Belgede Vergi uyuşmazlıklarında ehliyet (sayfa 122-124)

2. SUBJEKTİF EHLİYET

2.3. Tam Yargı Davalarında Hak İhlali

Tam yargı davası; idari işlem, idari sözleşme veya idari eylemden zarar gören kişilerin bu zararlarının tazmin edilmesini sağlar. İdarenin tazmin sorumluluğunun yasal dayanağı olan Anayasanın 125.maddesinin son fıkrasına göre, idare, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlüdür. Tam yargı davaları, idarenin hukuka uygun davranmasını sağlamaya yönelik davalardır. Tam yargı davalarında ihlal edilen hak, davanın esasını teşkil eder.

2577 sayılı İYUK'un 2.maddesinin (b) bendine göre tam yargı davası açılabilmesi için; idari işlem, idari eylem ya da idari sözleşme nedeniyle kişinin hakkının ihlal edilmesi gerekmektedir. Gözübüyük'e göre232, tam yargı davalarında ihlal edilen hak, adli yargıda görülmekte olan davalardaki ihlal edilmiş hak gibidir. Adliye mahkemesinde olduğu gibi, idari yargı yerlerinde, hakkının ihlal edildiğini kanıtlayamayan şahsın açtığı dava kabul edilemez. Özay'a göre233; tam yargı davalarının esasını, iptal davalarının aksine menfaat ihlali değil, hak ihlali oluşturmaktadır. Tam yargı davalarında uyuşmazlık, iki hak sahibi arasında ve bunlardan birinin subjektif bir hakkının ihlal edilmesi sebebiyle doğar. Bu nedenle tam yargı davası, bir tazminatın verilmesi yolunda idarenin borcunu gösterir. İdareye bir hareket şekli gösteremez ve yükleyemez. Tam yargı davalarının, tazminat davaları gibi anlaşılması gerekir.

Pozitif hukuk metinlerinde idarenin sorumluluğu öngörülmesine karşın, idarenin sorumluluğunun dayandırılabileceği esaslar ile ilgili olarak herhangi bir açık hükme yer verilmemiştir. İdare Hukuku öğretisi, kusur ve kusursuz(objektif) olmak üzere iki tür sorumluluk esası geliştirmiştir. Öğretide, kusur sorumluluğuna “hizmet kusuru” denilmektedir.

İptal davaları objektif davalar olmasına karşın, tam yargı davaları subjektif(kişisel) davalardır. İptal davalarında verilen iptal kararı idari bir işlemin hukuk dünyasından uzaklaştırılmasını sağlar. Tam yargı davaları sonunda verilen karar ise davacı ile davalı idare arasında, subjektif, kişisel bir hukuki bağın mevcudiyetinin izharı, belirtilmesi şeklinde tecelli eder. Tam yargı davasının amacı, kişinin ihlal edilen hakkının tamiri, tazminidir. İptal davası yalnızca idari işlemler

232

GÖZÜBÜYÜK, s.278

112

hakkında açılabilirken, tam yargı davasına idari işlem, idari eylem ve idare sözleşmeler konu olabilmektedir. Son olarak iptal davasında verilen karardan taraflar dışındaki kişiler de etkilenebilirken, tam yargı davasında verilen karardan sadece taraflar etkilenir.

Hak ihlali, tam yargı davasının subjektif şartını teşkil eder. İdari işlemden doğan zararların tazmini istemiyle hakkında idari işlem tesis edilen kişi tam yargı davasını açar. İdari eylemden doğan bedeni zararın tazmini yolundaki tam yargı davasını, eylemden zarar gören kişi açabilir. İdari eylem sonucu ölüm olayı meydana gelmişse, ölenin sağlığında bakmakla veya nafaka vermekle yükümlü olduğu yahut desteği olduğu kimseler tam yargı davasını açarlar234. Bu kişilerin, ölen kişi ile olan ilişkilerini hukuken geçerli belgelerle(veraset ilamı, nüfus kayıt örneği vs.) ispat etmeleri gerekir. Uygulamada ölenin mirasçıları ve diğer yakın hısımları, nişanlısı ve evlilik dışı çocuğu gibi yakınlarının ve ayrıca sağlığında bakıp gözettiği bazı kişilerin tam yargı davası açabilecekleri kabul edilmiştir. Kuşkusuz bunlardan mirasçı veya hısım durumunda olmayan kişilerin dava ehliyetleri sınırlıdır ve belirli koşulların gerçekleşmesine bağlıdır235. Uygulamada, imam nikahı denilen birliktelikte, eşin ölümü halinde diğer eşin destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat isteyebileceği kabul edilmiştir236.

İdari işlem veya idari eylem sonucu kişinin manevi değerlerinin zarara uğratılması halinde, bu işlem veya eylemden zarar gören kişi dava açabilir. İdari işlemlerden doğan zararların tazmini maksadıyla tam yargı davası açılabilmesi için, kararın alınması yalnız başına her zaman yeterli değildir; buna ek olarak kararın uygulanması da gerekmektedir. Yani idari işlemin uygulanmak suretiyle hüküm ve sonuçlarını doğurması gerekir237. Ayrıca birel işlemler dışında düzenleyici işlemlerin de maddi veya manevi zarara yol açması mümkündür. Düzenleyici işlem nedeniyle hak ihlaline uğrayan kişi, maddi veya manevi zararlarının tazmini istemiyle tam yargı davası açabilir. İdarenin zımni ret kararları da olumsuz bir idari işlem olarak kabul edilir. İdarenin hareketsizliği nedeniyle kişinin zarara uğraması durumunda tam yargı davası açılabilir. Kişilik haklarına saldırıdan doğan tam yargı davasını, yalnızca

234 YAMAN, s.373-374 235 YENİCE-ESİN, s.494 236 YILDIRIM, s.459 237ÖZAY, s.713-714

113

kişilik hakları saldırıya uğrayan kişi açabilir238. İdari sözleşmeden doğan veya idari sözleşmeye dayanan tam yargı davasını, yalnızca sözleşmenin tarafları açar239. Mahkeme kararının yerine getirilmemesi nedeniyle uğranılan zararların tazmini istemiyle, ilk derece mahkemesi kararında davacı olarak gösterilen kişi tarafından, mahkeme kararı uyarınca işlem tesis etmeyen idare aleyhine tam yargı davası açılabilir.

Tüzel kişiler; idari işlem, idari eylem ya da idari sözleşme nedeniyle uğradıkları maddi veya manevi zararlarının tazmini maksadıyla tam yargı davası açabilirler. Zira idari işlem, idari eylem ya da idari sözleşme nedeniyle tüzel kişiliğin; iş bağlantılarının kesilmesi, imzaladığı sözleşmelerin iptal edilmesi vs. gibi durumlar nedeniyle maddi zarara uğraması mümkündür. Ancak tüzel kişiliğin; idari işlem, idari eylem ya da idari sözleşme nedeniyle subjektif hakkının ihlal edildiğini ve maddi zarara uğradığını ispatlaması gerekmektedir. İdari işlem, idari eylem ya da idari sözleşme nedeniyle tüzel kişiliğin ticari itibarının zedelenmesi vs. gibi manevi zararların oluşması durumunda manevi zararların tazmini istemiyle tam yargı davası açılabilir.

Belgede Vergi uyuşmazlıklarında ehliyet (sayfa 122-124)