• Sonuç bulunamadı

Taliban örgütünün ortaya çıkışı ve nedenleri

4. TALİBAN ÖRGÜTÜNÜN DEMOKRATİKLEŞMEYE KARŞI TAVRI 57

4.2. Taliban Örgütü

4.2.1. Taliban örgütünün ortaya çıkışı ve nedenleri

Bir örgütün ortaya çıkışını incelemek için o toplumdaki siyasi, dini, ekonomik ve sosyal şartlar gibi durumları iyi bilmek gerekir. Bu örgütün ortaya çıkışı sırasında Afganistan’da iç savaşlar vardı. Savaşlardan dolayı güvenlik de yoktu. Halk savaştan bıkmış ve hayatını korumak için kim ve hangi grup güvenlik getirecek diye bir istek içerisindeydi. Nerdeyse tüm siyasi partiler askerileşmişti. Başka bir deyişle tüm siyasi partilerin elinde silah vardı. Bu siyasi partiler iktidarı demokratik bir yolla değil de yabancı güçlerden de destek alarak birbirleri ile iç savaş yaparak elde etme yoluna gitmişlerdir. Devletin varlığı da söz konusu değil, her grup hakim olduğu bölgede kendisi devlet oluşturmuştur. Kimin silah gücü varsa iktidar onun olmuştur. Böyle olunca sosyal adalet, eşitlik, ehliyet, insan hakları, demokrasi ve güvenlik diye bir şey kalmamıştır. Toplumda tam tamıyla bir düzensizlik ve güvensizlik

217Abdıl Kadır alamhel ,Neghi ba Pakistan , Afganistan taymiz , kabil 2011, ss. 237- 238.

oluşmuştur. Halk bu durumlardan kendini kurtarmak için çare arayışı içinde bulunmuştur. Taliban’ın ortaya çıkışında çok faklı şeyler söylenmiştir. Bunlardan bir tanesini anlatarak Taliban’ın ortaya çıkış sepeleri üzerinde duracağız. Taliban’ın lideri olan Molla Ömer Afganistan’ın kuzeyindeki Kandahar ilinde bir medresede eğitim alırken, kumandanların halka karşı yaptığı zulümlerden çok rahatsız olmuştur. Bu sırada Kandahar’ın Sengsar kasabasından 1994 baharında köylülerden bir grup Molla Ömer’in yanına gelip, bir kumandan tarafından iki kızın kaçıldığını ve bu kızların saçlarının kestirilip tecavüze uğradıklarını anlatmışlardır. Molla Ömer ise bu olayı duyunca 30 medrese öğrencisini toplayıp 16 tanesine silah vermiş ve kumandanın bulunduğu yere saldırıp kızları kumandanın elinden kurtarmıştır. Ardından bu kızları serbest bırakarak kumandanı idam etmiştir. Bu olaylardan sonra Molla Ömer ve ekibi halk tarafından sevilmeye başlanmıştır. Taliban da bunu fırsat bilerek halka “Biz size güvenlik, adalet ve ilahi kanunları uygulayarak tam bir İslam devleti kuracağız.” gibi sloganlarla ortaya çıkmıştır. Böylece Taliban’ın ortaya çıkışını iki ana başlık altında anlatabiliriz: Birincisi iç nedenler ikincisi ise dış nedenlerdir. İç nedenlerin başında iç savaş gelir. Afganistan’da iç savaş mücahitlerin 1992 baharında Kabil’e gelmeleri ile başlamıştır. Bu savaşta hayatını kaybedenlerin sayısının 40.000 bin kişi olduğu ve yüz binlerce kişinin de yurtlarını bırakıp dışarıya çıkmak zorunda kaldığı görülmüştür218. Sadece savaşta hayatını kaybedenler ve zarar görünler bu sayı ile kalmayıp dahası da vardır. Çünkü iç savaş her ne kadar 1992 tarihlerinde başlasa da bir türlü bitmemiş ve hala da sürmektedir. Bu savaşlarda topluca hayatını yitirenler toplu halde gömülmüştür. İç savaşlarda başka bir özellik de gruplar hiç sabit kalmamış olmasıdır. Biri, başka birini ortadan kaldırmak için başka birisiyle işbirliği kurup savaşa girişmişlerdir. Bu savaşlar sırasında sadece insanların canları ve malları zarar görmekle kalmamış; üniversiteler, kütüphaneler, müzeler, tarihi eserler, fabrikalar ve okullar da zarar görmüş ve okulların çoğu kapatılmıştır. Bu sıralarda yaklaşık 2 milyon kitap yakılmış ve yüzlerce tarihi eser Pakistan üzerinden kaçak yolla satılmıştır.219 Kısacası devlet diye bir şey kalmamıştır. Devlet olmayınca zaten ne adaletten ne güvenlikten ne de düzenden söz etmek çok güç olur. Durum böyle olunca halk savaştan bıkmış, güvenlik ve düzen arayışı içinde bulunmuştur. Taliban da tam bu sırada barışı, güvenliği, adaleti ve ilahi hükümranlığı getireceğiz

218 Sajjadi,a.g.e.s.298.

219 Sajjadi,a.g.e.s.299.

diye çıkmıştır. Halk da savaştan bıktığı için bunlara ilk başta sempati göstermiştir. İkinci bir iç neden ise Afganistan’da iç savaşların başlaması ile kanunsuzluk ve düzensizliğin baş göstermesi, merkezi yönetimin ortadan kalkmasıdır. Hangi grup nerede güçlü ise o grup orada hüküm sürmüştür. Taliban’dan önce Rabbani Hükümeti sadece 7 ili yönetiyordu. Raşit Dostum Afganistan’ın kuzeyindeki 6 ile hakim iken batı İsmail Han’ın yönetimi altındaydı. Doğudaki 3 il Nangarhar Konseyi ile yönetiliyordu. Bu bölgelerde sanki her biri ayrı bir hükümetti. Milli bir para birimi de yoktu. Rabbani ayrı Raşit Dostum ayrı para bastırıyordu.220İç nedenlerden diğeri de Afganistan’daki ırkçılık, milliyetçilik ve kabileciliktir. Afganistan’da yaklaşık 200 senedir siyasi yönetim Peştunların elindedir. Bu 200 sene içerisinde sadece iki kez Tacik kökenliler yönetim başına geçmiştir. Bunlardan biri Burhaneddin Rabbani’dir. Rabbani’nin yönetim başına gelmesinin bazı Peştun kökenli kesimler tarafından kabul edilmesi çok güç olmuştur. Rabbani’yi kolay kolay kabul etmek istemeyen Peştun liderlerden biri de Hikmetyar olmuştur. Bu durum Taliban’ın yönetime gelmesine çok kolaylık sağlamıştır.221 Böylece iç sebepleri çoğaltabiliriz. Çünkü savaş olan bir yerde her türlü adaletsizlik, güvensizlik, kanunsuzluk ve düzensizlik söz konusudur. Bunlar söz konusu olunca toplum da kendisini bu durumdan kurtarmak için farklı arayışlar içinde olur. Toplum da Taliban’ı ilk başta kendisini bu durumlardan kurtarır diye düşünürken, daha sonraları Taliban’ın dini ve siyasi anlamda çok aşırıya gittiği görülmüştür. Toplum sonuç olarak Taliban’ın sergilediği ve uyguladığı aşırı tatbikattan bıkmış ve usanmıştır. Daha sonra Taliban’ın uygulamaları üzerinde duracağız. Taliban’ın ortaya çıkış nedenlerinden bir diğeri de dış nedenlerdir. Dış nedenlerde veya dış etkenlerde en çok üzerinde durulan ülkeler şüphesiz Pakistan, ABD, İngiltere, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’dir. Çünkü bu ülkeler doğrudan veya dolaylı olarak Taliban’ı desteklemişlerdir. Özellikle Pakistan; çünkü Taliban ile Pakistan’ın çok sıkı ilişkileri vardır. Taliban’ı en çok destekleyen ve kökten dinci bir parti olan Cemaat-i Ulema İslam’ın lideri Mevlana Fazlurrahman olmuştur. Aynı zamanda Mevlana Fazlurrahman Pakistan’ın o dönemki başbakanı Benazir Butto’nun çok yakın işbirlikçisiydi. Mevlana Fazlurrahman, Taliban’ı Pakistan’ın ordusu, istihbaratı ve diğer devlet organlarıyla tanıştırmaya vesile olmuştur.222 Böylece bu örgütü Pakistan üzerinden ABD,

220 Sajjadi,a.g.e.s.300.

221 http://www.bashgah.net/fa/content/show/42822 (Erişim Tarihi,12.09.2013)

222Raşit, a.g.e.s.42.

İngiltere ve Suudi Arabistan da destekliyordu. Bu durumu Pakistan eski başbakanı Benazir Butto bir konuşmasında: “Taliban’ın parasını ABD ve İngiltere, silahını ise Suudi Arabistan ayarlıyordu.”diyerek belirtiyordu.223 Bu ülkelerin ayrı ayrı çıkarları söz konusuydu. Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri Sovyetler Birliği’ne karşı mücahitlere en çok maddi yardım eden ülkelerdendi. Bu yardımlar daha sonra Taliban’a aktarılmaya başlanmıştır. Bu iki ülke Taliban’ı daha çok İran’ın bölgede nüfuz etmesini engellemek için desteklemiştir. Taliban da İran’ın Afganistan’da nüfuz etmesini engellemiştir. Pakistan ise Afganistan’ın zayıf bir devlet olarak kalmasını istemiştir. Bunun de sebebi, Afganistan’ın güçlü olmaktansa her zaman kendisine bağımlı olarak kalması anlayışıdır. Bir başka sebep ise iki ülke arasındaki sınır sorunudur. Bu sınır sorunu da Devrend olarak bilinmektedir. Devrend bölgesi Afganistan’ın olup şu an Pakistan’ın elindedir.224 Bu sebeple Pakistan Afganistan’ın güçlenmesini istememektedir. ABD’nin de mücahitleri önce Sovyetler Birliği’ne karşı desteklediği konusunda hiçbir tereddüt yoktur. Taliban da bir anlamda mücahitlerin bir kalıntısıdır. Bu sebeple Rusya ve İran’a karşı desteklenmeleri söz konusu olmuştur. Belki terörizmi yok etmek ve Zahir Şah’ın Afganistan’a gelmesine zemin hazırlamak gibi anlayışlar da var olabilir.225Şunu söylemek gerekir ki, ABD Taliban’ı doğrudan olmasa da dolaylı olarak desteklemiştir. Bu desteğini de hep Pakistan üzerinden vermeye çalışmıştır. Bir başka olasılık da Taliban Hareketi’nin üst düzey yöneticilerinin ABD ile bir bağlantı içerisinde olmalarıdır. Ancak alt düzey yöneticilerin ABD ile doğrudan bir bağlantıları olmadığı kanaatindeyim.