• Sonuç bulunamadı

TALĠBAN HAREKETĠ‟NĠN TARAFTAR KAZANMA VE ĠDARE ETME YÖNTEMLERĠ

3. 1. Taliban Hareketi‟nin Taraftar Kazanma Yöntemleri

Terör örgütleri, genel olarak sorunlu ortamda yetiĢen gençleri hedef kitle olarak seçmiĢlerdir. Taliban Hareketi ile ilgili yapılan araĢtırmalara bakıldığında, militan kadrosundan partizan tabakasına kadar genç kesim üzerine yoğunlaĢtığı görülmüĢtür. Örgüt açısından Pakistan‟a göç etmek zorunda kalan ailelerin din eğitimi alması için medreselere yolladığı çocukları ve genç bireyleri en uygun sosyal kesim olarak görülmüĢtür. Lemmon‟ın da belirttiği üzere genç birey, inandığı zaman her Ģeyiyle inanmakta; bir inanca ve ideale inanan genç bireyler için inandığı Ģey onun için büyük güç kaynağı olmaktır. Bu sebeple örgüt, çoğunluğu sakalı henüz çıkmıĢ ve bıyığı taze terlemiĢ gençleri toplayıp, örgüt menfaatleri doğrultusunda yönlendirmiĢtir (Lemmon, 2015: 50). Taliban Hareketi‟nin taraftar kazanmada kullandığı yöntemler; “Sosyal”, “Ekonomik” ve “Psikolojik” yöntemler olarak sınıflandırılmıĢtır:

3. 1. 1. Sosyal Yöntemler

Terör örgütleri kitleleri örgüte kazandırmak, militan sayısını artırmak ve taraftar toplamak için birtakım sosyal yöntemlerden yararlanmaktadırlar. Sosyal yöntemler arasında çalıĢmanın örneklem örgütü açısından da ön plana çıkan yöntemler, arkadaĢlık iliĢkisi, akrabalık iliĢkisi, hemĢehrilik iliĢkisi, ülke içi ve dıĢındaki medreselerin rolü, etnik kökenin kullanılması ve halk arasında bir statü kazanma umudu Ģeklinde kısaca belirtilebilir.

3. 1. 1. 1. ArkadaĢ ĠliĢkisi

Ġnsanlar, özellikle genç kesim hayatının hızlı değiĢimin yaĢandığı yıllarında kendisiyle ve duyguları dâhil iyi veya kötü her türlü durum hakkında açıklıkla konuĢup, dertleĢebileceği akran ve arkadaĢlar edinir. Bu dönemde genç birey kendi baĢına üstesinden gelemeyeceği Ģeyleri, arkadaĢ ortamında çözüme kavuĢturmak

ister. Bu da onun gruba duyduğu güveni artırdığı gibi arkadaĢ grubu ona huzur verir. Özellikle ergenlik döneminde kurulan arkadaĢlıklar, bu anlamda oldukça önemlidir (Alkan, 2002: 144).

Gençler, örgüt tarafından bir defa kazanıldıkları zaman bir daha kurtulamaz hale gelmektedirler. Özellikle örgütün istekleri ve direktifleri doğrultusunda bir eylemde bulunduysa artık tamamıyla kendisini örgütün bir parçası olarak görmektedir. Bireyin örgüt içinde gerçekleĢtireceği ilk eylem, genel olarak onun yakın arkadaĢının yönlendirmesi ile yaptırılmaktadır (ErdoğmuĢ, 1987: 19).

Bireyin hayatının her döneminde özellikle ergenlik yıllarında ihtiyaç duyduğu “bir gruba ait olma”, “sevip sevilme”, “adam yerine konma” ve “kendini gerçekleĢtirme” ihtiyaçlarında çevresinin etkisi oldukça büyüktür. Hatta topluma ergen bir birey olarak katılmaya baĢladığı yıllarda yaĢıtları ve arkadaĢ çevresinin etkisi ana-baba ve öğretmeninin etkisinden daha fazladır. Birey çevresinin etkisiyle doğru yola gidebildiği gibi kaçakçılık, uyuĢturucu veya terör örgütlerine katılma gibi kötü yollara da gidebilir (Alkan, 2008: 7). Taliban‟ın liseler (özellikle Daru‟l-Huffaz Liseleri), mahalle arkadaĢlıkları, yurtdıĢındaki (Pakistan) ve yurt içindeki (Afganistan) medrese çevrelerinden doğrudan veya dolaylı olarak faydalanarak, yurtdıĢı medreseleriyle bağlantıları sayesinde militan çevresini geniĢlettiği görülmüĢtür. Bilhassa örgüt teorisyenleri ve üst kadrolarının genç bireylere gurbetelde gösterdikleri sıcak ilgi, arkadaĢça yaklaĢımları gençlerin örgüte katılımlarını kolaylaĢtırmıĢ ve artırmıĢtır.

Dost ve yakın arkadaĢ anlamlarına gelen “endival” kelimesi ise Taliban Hareketi tarafından çok özel anlamlar yüklenerek kullanılmıĢtır. Terör yönetimi yıllarında örgütün Ģehir yönetimleri, savaĢ bölgeleri ile bakanlıkları dahil “endival” kavramı etrafında ĢekillenmiĢtir. Mesela, bir Ģehrin veya bir bölgenin emniyet sorumluluğu, bir “endival grubuna” tahsis edilmiĢtir. Bir Ģehrin il teĢkilatı yine baĢka bir “endival grubuna” havale edilmiĢtir. Bir Ģehirden ve oradaki örgüte mensup kiĢilerden bahsedilirken, o Ģehirdeki en üst kademeli yöneticiye “filancanın endivalları” denilmesi adet olmuĢtur. BaĢtaki yöneticinin görev değiĢikliği esnasında da yine görevi değiĢtirilen yönetici A‟dan Z‟ye yönetimdeki bütün arkadaĢlarını - endivallarını- beraberinde götürmüĢ ve yeni görevinde de kendi “endivalları” ile

devam ettiği görülmüĢtür (Müjde, 2002: 24; RaĢid, 2008: 29-330). Örgütün merkezi Ģurasının bu durumdan duyduğu rahatsızlığı, bu uygulamadan bir an evvel vazgeçilmesine yönelik uyarısını yazılı olarak belirtmesi kayıtlara geçmiĢtir (ARG, nr: 799, s. 92-94. hkm. 413).

Örgüt mensubunun (Talib) iĢtigal ettiği herhangi bir suçta da o suçu iĢleyen değil; suçu iĢleyenin bağlı bulunduğu yöneticinin adıyla “filancanın endivalı Ģu suçu iĢledi” veya iyilikte de yine ferdi değil baĢ kademedeki yöneticinin adıyla anılarak “filancanın endivalı takdire Ģayan bir iĢ yaptı” denilmiĢtir. Örgüt içindeki bu sıkı arkadaĢlık iliĢkisi, genç bireylerin hayranı olduğu, aynı zamanda kahraman olarak lanse edilen komutanlara yakınlık duyması konusunda kolaylık sağlamıĢtır. PeĢtun asıllı genç bireyler, Afganistan ve Pakistan‟ın civar bölgelerinden Taliban‟a katılarak kendi “endival” gruplarını oluĢturmuĢlardır. Bu “endival” grupları arasında bir yandan bir kitleye, gruba ait olma ihtiyaçlarını karĢılamıĢlar, diğer yandan örgüt içinde belli bir değer kazanarak kendilerini gerçekleĢtirme fırsatını elde etmiĢlerdir.

Günümüzde örgütün değiĢen yapısı içerisinde yine arkadaĢlık ve dostluk çerçevesi altında hareket edildiği ve küçük değiĢikliklerle bu yapının sürdürüldüğü görülmüĢtür. Bu dönemde eski yapının aynen sürdürülmesinin yanı sıra ağırlıklı olarak medrese merkezli arkadaĢ grupları etrafında Ģekillendiği müĢahade edilmiĢtir.

3. 1. 1. 2. Akraba ĠliĢkisi

Kan bağı, evlilik veya evlatlık bağlarıyla birbirine bağlanan insanlar arasındaki bağ olan akrabalık iliĢkisi, terör örgütlerinin taraftar kazanmak için kullanılan sosyal yöntemlerden birisidir. Günümüz dünyasında bu bağlar özellikle köy ve aĢiret yaĢantısının ağır bastığı bölgelerde bariz bir Ģekilde etkisini hissettirmektedir (Alkan, 2008: 10). Bu yöntem, yurtiçi (Afganistan) ve yurtdıĢında (Pakistan ve Ġran-özellikle Pakistan) Taliban Hareketi‟nin taraftar kazanmak için diğer örgütler gibi sıkça baĢvurduğu bir yöntemdir. Afganistan‟ın akraba, hısım, köy ve aĢiret yaĢantısının ağırlıklı olarak yaĢandığı özellikle güney bölgesi, Taliban Hareketi teorisyenleri tarafından açık bir Ģekilde kullanılmıĢtır. Bu bağlamda Pakistan‟ın kuzey bölgelerindeki insanlar, Afganistan‟ın güney bölgesindeki aĢiretlerle soy ve aĢiret bağları bakımından aynı oldukları için örgüt teorisyenlerinin

hedefi haline gelmiĢtir. Bu noktada Pakistan, tabiri caizse bir okla iki kuĢ vurmuĢtur; bir taraftan Afganistan‟daki devlet ve yönetimi kendi güdümüne alma ve bu bölgeye tahakküm sağlama giriĢimi diğer taraftan ise kendi kuzey bölgelerindeki kargaĢayı Taliban adındaki organizasyon ile eritme giriĢimidir (bk. Rahmani ve Hüseyni, 2012: 175; Faryabi, ts: 62-64; Reca, 2003-2004: 294).

Taliban Hareketi‟nde akrabalık bağı üzerinde o kadar fazla iĢlenmiĢtir ki özellikle örgütün ilk çıktığı yıllarda bir kavmin (PeĢtun) örgütün kurucu kadrosu, tek ve yegâne sahibi olmaya kadar bu iĢ ileri götürülmüĢtür (Marsden, 2009: 73). Son yıllarda ise bu durum örgütün yüksek kadrolarında aynen devam ediyor olsa da eylemci kadrosunda az da olsa değiĢikliğe gidildiği görülmüĢtür. Çünkü örgütün planlı ve programlı olarak diğer kavimler arasında yayılması öngörülmüĢ, böylece ülkenin dört bir yanına geniĢletilerek istifade edilmesi sağlanmıĢtır. Fakat Taliban Hareketi‟nin temel dinamiğini halen o eski taĢralı militan çevre (güneyli) oluĢturmaktadır. Diğer kavim ve milliyetler arasında da bir aileden bir kiĢinin örgüte katılmasıyla o aileden birkaç kiĢinin örgüte direkt veya dolaylı olarak mensubiyet duyduğu görülmektedir. Dolaylı katılım, bir kiĢinin fiili olarak Taliban Hareketi‟ne katılmadığı halde düĢünsel ve davranıĢsal anlamda örgütü savunduğu anlamında kullanılmıĢtır. Bir mahalle veya medrese çevresinde örgüte katılımın baĢlaması, beraberinde o mahalle ve medrese gençlerinin örgüte temayül etmelerini getirmiĢtir.

3. 1. 1. 3. HemĢehrilik ĠliĢkisi

Aynı Ģehir veya aynı mahalleden olan kimseler için kullanılan hemĢehri ve hemĢehrilik kavramları, örgütlerin kullandığı en önemli taraftar kazanma yöntemlerinden biridir. Bu durum, Taliban Hareketi açısından da geçerlidir. Bu faktör özellikle yurt dıĢına (Pakistan) zorunlu göçün yaĢandığı (hicret) yıllarında örgüt için önemli bir değer olarak görülmüĢ, istifade edilmiĢtir. Bu bağlamda Taliban Hareketi, Pakistan‟da konuĢlandırıldığı ve eğitildiği senelerde teorisyenleri tarafından Kandaharlı, Helmandlı, Ferahlı, Gurlu… Ģeklinde kategorize edilerek eğitilmiĢtir. HemĢehricilik, Taliban‟ın sahaya sürüldüğü dönemde ve hâlihazırda örgütün önemli bir birliktelik motivasyonu olarak görülmüĢtür. Bu birlikteliğin yanı sıra hemĢehrilik, bilhassa bir statü kazanma ve kendini daha yüksek addetme faktörü

olarak algılanmıĢtır. Kandahar‟ın merkez kabul edilmesi dolayısıyla bir Kandaharlı‟nın örgüt içindeki statüsü diğer Ģehirlilere nispetle bir adım önde görülmüĢtür. Örgüt içinde güçlü bir komutanın hemĢehrisi olan birey, muhakkak baĢka bir örgüte katılmaması gerektiği gibi baĢka bir Ģehirden komutanın “endivalları” içinde de yer almaması yazılı olmayan kural olarak iĢlev görmüĢtür. BaĢka bir örgüte katılan bir Kandaharlı, Taliban Hareketi tarafından tekfir edilmiĢ ve ölüm fermanı verilmiĢtir. Bu durum aynı Ģehirden olanların Pakistan‟da birbirlerini bulmalarını ve kendilerine özgü kamplarda toplanmalarını beraberinde getirmiĢtir. Aynı Ģekilde hemĢehrilik ve ırk, mücahitler döneminde de en önemli üye kazanma yöntemi olarak kullanılmıĢtır. Taliban Hareketi‟nde ise bu süreç geliĢtirilerek sürdürülmüĢtür.

ArkadaĢlık iliĢkileri baĢlığı altında bahsettiğimiz “endival” kelimesi genel anlamda aynı bölge, aynı Ģehir veya aynı mahalleden kimselerin oluĢturduğu arkadaĢ grubu, dosttan ve arkadaĢtan daha yakın kiĢi anlamlarında kullanılmaktadır. AĢiret, boy ve kabileciliğin hâkim olduğu PeĢtunlarda aynı Ģehirden ve aynı mahalleden olmak özel anlam ifade etmektedir. Nitekim “endival” grupları genelde aynı mahalle veya aynı Ģehirden kiĢilerin bir araya gelmesiyle teĢekkül bulmuĢtur.

3. 1. 1. 4. Ülke Ġçi ve DıĢındaki Medreselerin Rolü

Terör örgütlerinin taraftar kazanmak için kullandıkları yöntemlerden bir diğeri ise; yeni üye olma potansiyeli olan kiĢileri bir toplantı, yemek dağıtma faaliyeti vb. etkinliklerle bir araya getirerek etki altına alınması Ģeklinde geliĢmektedir. Bu etkinliklerin düzenlendiği alanlar, ülke içinde ve ülke dıĢında devlet ve yönetimler tarafından faaliyetine izin verilmiĢ yerler olmaktadır (Alkan, 2008: 12). Taliban Hareketi‟nde kiĢileri bir araya getirme ve bir kitle faaliyetinde bulundurma yeri olarak ise özellikle Pakistan‟daki medreseler kullanılmıĢtır (Kazim, 2005: 432-433). Ülke içi medreselerin bazıları, gerekli katkıyı sağlayan yardımcı üye kazandırma yerleri görevi görmüĢlerdir. Örgüte yardımcı üye kazandırma yerleri ise bu iĢi aynen merkezlerde olduğu gibi tamamıyla din adına ve dini değerler adına yapmıĢlardır. Fakat yardımcı mekânların kazandırdığı örgüt partizanı bireyler, Örgüt içinde çok önemli denilebilecek karar mercilerinden uzak pozisyonlarda

görevlendirilmiĢlerdir. Taliban Hareketi içinde görev alabilecek liyakati gösteremeyenler ise örgütün fanatik taraftarı olarak kalmıĢlardır.

CIA ve Pakistan Ġstihbarat Servisi (ISI), öncelikle Pakistan‟da bu medreselerin açılmasına ve Afganistan‟daki Sovyet rejimine karĢı mücahit adı altında bir cephe oluĢturulmasına yardım etmiĢlerdir. Özellikle Ziyaülhak döneminde bu medreselerin sayısı hızla artmıĢtır. Bu medreselerde CIA yetkilileri tarafından gerilla eğitimi de verilmiĢtir. Sonraki yıllarda ise aynı medreselerdeki talebelerden (militanlardan) Taliban Hareketi adı altında bir örgüt türetilmiĢtir. Aynı zamanda bu medreseler, Taliban Hareketi‟nin can damarı konumunda görevlerini sonuna kadar sürdürmüĢtür (Necef-zade, ts: 139).

Afganistan iç savaĢı yıllarında Pakistan merkezli medrese ve yardım ofisleri adı altında faaliyet yürüten mekânlar, radikal örgütlerin konuĢlanıp sevk ve idare edildiği mekânlar olmuĢtur (Azzam vd. 2008: 210-211). Bu ofisler ve medreseler zamanla cihadın tamamlanıp, Afganistan devletinin mücahit örgütlerin eline geçmesiyle kapanmamıĢtır. Aksine faaliyetlerine kılıf değiĢtirerek devam etmiĢtir. Bu medreselerin zamanla militan sayıları artmıĢ ve bu militanlar, geldikleri ülkelerin ve mıntıkaların zihniyetini de kendileriyle getirmiĢlerdir. Bir süre sonra sayıları arttıkça Pakistan‟daki özellikle Arap merkezli ofis-medreseler; buraları kurup yönetmekte olan fikri önderler ve ideolojik liderlerin tekelinden faaliyetlerini sürdürmüĢtür. AĢırıcı militanlar, kendi bölgelerinden olan liderin arkasından gitmeye baĢlamıĢlardır. Böylelikle kendi aralarında anlaĢmazlıklar, tartıĢmalar ve terör eylemleri yüz göstermeye baĢlamıĢtır (Azzam vd. 2008: 254). Abdullah Azzam‟ın 1989 yılında iki oğluyla birlikte öldürülmesi buna en güzel örnektir. Bu hadise Azzam liderliğindeki Hizmet Büro‟su ile b. Ladin liderliğindeki el-Kaide Terör Örgütü‟nün hesaplaĢması olarak yorumlanmıĢtır (ġahzad, 2014: 18).

Bu medrese-ofislerde görünürde dini eğitim verildiyse de arka planda yetkili ve alanında uzman kiĢiler tarafından askeri ve ideolojik eğitim verilmiĢtir. Konuyla ilgili Pakistan‟daki Arap militanların dini ve ideolojik liderlerinden Musa el-Karni bir röportajında açıkça bu ofis-medreselerdeki askeri ve ideolojik eğitimden bahsetmiĢtir. Suudi Arabistan asıllı Ġslam Hukuku doktoru Musa el-Karni, Afganistan‟da cihat adı altında sürdürülen savaĢa fetvalarıyla ve bilfiil militanları

eğiterek göndermesiyle destek olmuĢtur. Kendisi o dönemlerde Suudi Arabistan‟da Medine Ġslami Üniversitesi ve PeĢaver‟de ise Davet ve Cihat Üniversitelerinde hocalık yapmıĢtır. Röportajında Afganistan cihadına katılmak üzere gelen Arapların genel sosyolojik özelliklerinden bahsederken, bu medreselerde dini, ideolojik ve askeri eğitim verdiklerini ifade etmiĢtir. Gazeteci, el-Karni‟ye Pakistan‟daki ofis- medreselerde askeri kursların olup olmadığı ve askeri kurslar varsa hangi konular üzerinde durulduğunu sorduğunda, el-Karni‟nin cevabı Ģöyle olmuĢtur (Azzam vd. 2008: 266-267):

“Evet, askeri kurslar da vardı. Bu kurslarda askeri uzmanlar eğitim veriyorlardı. Nizami kurslarda çoğunlukla bireylerin dayanıklılık ve fiziksel güç kazanmaları üzerinde durulurdu. Çünkü Afganistan, (özellikle cihadın yapıldığı bölgeler) genellikle hareket etmenin zor olduğu dağlık bölgelerden oluşmaktaydı. Bu sebeple silah, teçhizat ve temel ihtiyaçlarla birlikte uzun mesafeler süren yürüme antrenmanları yapılması elzem görülüyordu. Aynı şekilde tabanca ve kalaşnikof gibi çeşitli hafif silahların taşınması ve istifadesi yöntemleriyle uçak, tank savar, top, roket atar gibi ağır silahların kullanılması ve mayın yerleştirme gibi imha yöntemleri öğretiliyordu…”

Cemiyetü‟l-Ulema-ı Ġslam-ı Pakistan medreselerine yönelim, özellikle Sovyetlerin Afganistan‟dan çekilmesi sonrası dönemde hızla artmıĢtır. Bu döneme kadar Pakistan kamplarında bulunan ve çoğunlukla Afganistanlıların denetiminde eğitimine devam eden medreseler, bu tarihten sonra Arap ülkeleri baĢta olmak üzere dıĢ dünyadan gelen desteğini, kaybetme seviyesine gelmiĢtir. Bu medreseler maddi sorunlarla boğuĢtukları sırada, iyi imkânlara sahip olan Cemiyetü‟l-Ulema-ı Ġslam medreseleri Afganistanlı gençleri medreselerine çekmiĢlerdir (Müjde, 2002: 13; Kundî ve Mir, 2002: 345). ġartların uygun olması ile bu gençler ve eskiden bu medreselerde eğitim görmüĢ ve halen eğitimine devam etmekte olan kiĢilerle birlikte Taliban adı altında Afganistan‟a gönderilmiĢlerdir (Demirel, 2003: 88-89).

Taliban Hareketi militanları (üst kadrolarının neredeyse tamamı) Deobend Ekolü‟ne bağlı özellikle Cemiyetü‟l-Ulema-ı Ġslam-ı Pakistan yanlısı medreselerde eğitim görmüĢlerdir. Pakistan‟ın dört bir yanına yayılmıĢ olan bu medreselerin sayısı 13500 olarak bilinmektedir. Bu medreselerde devamlı olarak eğitim gören talebe

sayısı ise 1,8 milyon kiĢi olarak tahmin edilmiĢtir (ġahzad, 2014: 243). Verilen bu rakamın içerisinde Pakistanlı talebeler kadar Afganistanlı gençlerin de var olduğunu söylemek mümkündür.

Vekil Ahmed Mütevekkil, Taliban Hareketi‟nin ilk günlerinden bahsederken, Pakistan‟ın Kuviyte Ģehrinde bir medresede eğitim gördüğünden ve oradaki Afganistanlı talebeleri örgüte kazandırmak için yönlendirdiğinden bahsetmiĢtir. Kandahar‟ın Taliban‟ın eline geçmesi ile eğitim gördüğü medreseden Kandahar‟a dönüĢ yapmıĢ ve bu ilin HaberleĢme ve Kültür Müdürlüğüne tayin edilmiĢtir. Bu göreve atanması Ģu Ģekilde gerçekleĢmiĢtir: Mütevekkil, Kandahar‟a gelirgelmez, Kandahar‟daki mahalli radyonun faal hale getirilmesi önerisinde bulunmuĢtur. HaberleĢme alanındaki attığı bu adım ile Mütevekkil, merkezi Ģura tarafından hem mahalli radyo sorumluluğu hem de haberleĢme ve kültürel iĢlerin tanzimi görevlerine atanarak ödüllendirilmiĢtir (Mütevekkil, 2005: 91).

Militanların özellikle de eylemci genç kesimin neredeyse tamamı, Pakistan‟daki kamplarda ve iç çatıĢmaların yoğun bir Ģekilde yaĢandığı cihat yıllarında dünyaya gelmiĢlerdir. Bu gençlerin ülkeleri Afganistan‟ı doğru dürüst görmedikleri, vatani değerlerden haberdar edilmeden yetiĢtirikleri dolayısıyla ülkeleri hakkında pek bir Ģey bilmedikleri açıkça ortadadır. Bu gençlerin eğitim aldıkları yerler, Pakistan‟daki medreseler ve bu medreselerde kendilerine öğretildiği kadarıyla din eğitimi olmuĢtur. Bu gençlerin bildikleri tek yaĢam Ģekli Asr-ı Saadet ve o yılları yaĢatma emelleri ile yetiĢmiĢ olmalarıdır (RaĢid, 2008: 38).

Afganistan‟dan hicret edip Pakistan kamplarında yaĢam mücadelesi veren ailelere mensup çocukların din eğitimi almak üzere gittikleri medreseler, mücahit gruplar ve Taliban Hareketi için en verimli militan kazanma ve yetiĢtirme yeri olarak kullanılmıĢtır. Burada eğitim gören gençler eğitimlerin Pakistan cemaatlerinin radikal hocaları tarafından almıĢlardır. Bu müesseseler mali olarak ise Suudi Arabistan baĢta olmak üzere birçok Arap ülkesinden destek görmüĢtür (Marsden, 2010: 73).

Taliban Hareketi‟nin eğitim gördüğü medreseler hakkında örgütün önde gelen isimlerinden Mütevekkil, medreselerin birtakım kolaylıklar taĢıdığından ve okutulan

kitap sayısında da modern mekteplerden daha az (kolay) müfredata sahip olduğundan bahsetmiĢtir. Büyük küçük, kimin veya nerenin mali desteğiyle ayakta durursa dursun bu medreselerin ana dersi din olmuĢtur. Fakat bunun yanında siyasi konuların da bu kurumlarda iĢlendiğini belirtmiĢtir (Mütevekkil, 2005: 15).

Taliban Hareketi‟nin militan gücünün büyük bir bölümünü bu medreselerden gelen çoğunluğu Pakistanlı medrese talebeleri oluĢturmuĢtur. Pakistan medreselerinden örgüt saflarına katılım ve savaĢlara iĢtirak, talebeler arasında dönüĢümlü olarak cereyan etmiĢtir. Bu medreselerden direkt örgüte katılanların (1999 yılında yapılan tahminlere göre) örgütün %30‟luk militan gücünü oluĢturmuĢtur (RaĢid, 2008: 147). Verilen bu rakam, sadece medrese mensubu talebelerin oluĢturduğu rakamdır. Bu medreselerdeki hocaların, taĢralı çocukların örgüte katılması için ideolojik ve parasal yöntemlerle teĢvik ve yönlendirdiği gruplar bu oranın dıĢında kalmıĢtır.

Cemiyetü‟l-Ulema-ı Ġslam, Taliban Hareketi‟nin Kabil ve Herat Ģehirlerinde uğradıkları yenilgi ve yaĢadığı ağır militan kaybı yüzünden medreselerini bir müddet Afganistanlı talebelere kapatmıĢtır (Ensari, 2012: 51-52). Bu medresedeki talebeleri ise Taliban saflarına katılmaları için Afganistan‟a sevk etmiĢtir. ISI ve bu cemaat, binlerce genci Taliban safına katılmaları için teĢvik ve organize etmiĢtir. Cihat mefkûresi ile yanıp tutuĢan bu gençler, liderlerinin de açık desteği ile Kandahar ve Kabil‟in yolunu tutmuĢlardır (RaĢid, 2008: 81).

Pakistan ve zihinsel anlamda oradaki medreselere yakın Afganistan‟daki (Pakistan sınırındaki taĢra bölgelerde bulunan) medreseler, Taliban Hareketi için merkez kabul edilmiĢtir. Örgütün ana kadroları bu medreselerde yetiĢtikleri gibi militan kadrolarının çoğunluğu bu medreseler tarafından cezp edilip örgüte katılımları sağlanmıĢtır. Dolayısıyla Taliban Hareketi‟nin taraftar kazanmada kullandığı arkadaĢlık, akrabalık, hemĢehrilik, etnik köken vb. sosyal yöntemlerin yanında bu medreselerin rolü oldukça büyüktür. Terör örgütlerinin taraftar kazanmada kullandıkları sosyal aktiviteler, programlar ve sohbet alanlarının yerine Taliban Hareketi Pakistan‟daki medrese ve kampları kullanmıĢtır. Örgüt için medreseler, günümüzde dahi önemini ve etkinliğini kaybetmemiĢtir. BaĢka bir

ifadeyle günümüzde, ülke içi ve dıĢında bulunan örgüt yanlısı medreseler, örgütün önemli insan kaynağı olarak kullanılmaktadır.

3. 1. 1. 5. Etnik Kökenin Kullanılması

Taliban Hareketi, Pakistan devleti ve ISI tarafından dizayn edilirken etnik temel üzerine inĢa edilmiĢtir. Bu durumu dünyadan ve Afganistan halkından gizlemek maksadıyla din faktörü kullanılmıĢtır. Pakistan, kuzey sınırındaki PeĢtun kitlelerini ve onların akrabaları olan Afganistanlı PeĢtun kökenli aĢiretleri ve toplulukları ırk ve etnik temel etrafında toplamakta zorlanmamıĢtır. Taliban Hareketi Afganistan‟da iĢe koyulduğu andan itibaren özellikle PeĢtun kökenli vatandaĢlar bu örgütten yana olduklarını ilan etmekte gecikmemiĢlerdir. PeĢtun kökenliler, hangi mücahit grup içerisinde olurlarsa olsunlar, Taliban Hareketi saflarına geçmiĢlerdir. Taliban saflarına katılmayanları ise örgüte daha müsamahalı, örgüte dokunacak bir yaklaĢımda bulunmadan hayatını idame ettirmiĢtir. Dolayısıyla Taliban Hareketi, etnik temeller üzerinde yükselerek amacına ulaĢmayı baĢarmıĢtır (Faryabi, 2006: 122). Böylece mücahitler döneminde birkaç mücahit liderin partilerinde dağınık olan PeĢtun vatandaĢlar Taliban Hareketi ile birlikte bir çatı altında toplanmıĢlardır.

Taliban Hareketi‟nin Kandahar‟ı ele geçirmesi sonrası dönemde Pakistan ve ISI‟nin de yoğun desteği ile Belûçistan ve Sube Serhad bölgelerinden çok sayıda

Benzer Belgeler