• Sonuç bulunamadı

TAKIM BİRLİKTELİĞİ KAVRAMININ TANIMI

I. 1.5.4 “Y” Modeli

III.1. İLETİŞİMİN TAKIM VE SPORCU PERFORMANSINA ETKİLERİ

III.1.3. TAKIM BİRLİKTELİĞİ KAVRAMININ TANIMI

Takım birlikteliği, daha geniş kapsamda sosyolojik bir terim olan “grup birlikteliği”, “groupcohesion” ile özdeştir. Her ikisi belli bir hedef için çalışan takım veya grubu bir arada tutan birliktelik, bağlılık olarak ifade edilmektedir. Festinger, Schachter ve Back (1950), bunu elemanların grup içinde kalması üzerinde rol oynayan kuvvetlerin toplamı olarak ifade etmektedirler.

Takım birlikteliği kelimesinin tanımı genel olarak insanların varsaydığı “takımdaki birlik ne kadar fazlaysa başarı da o kadar fazladır” görüşünü üstü kapalı olarak taşır. Bu tanım şöyledir: bir grubun birlik halinde hedeflerini gerçekleştirmek veya bireysel ihtiyaçlarını tatmin etmek üzere birlik halinde kalmaya eğiliminin dinamik bir sürece yansımasıdır(Duda, 1998).

Takım birlikteliği kavramı çerçevesinde takım uyumu önemlidir. Takım uyumu sadece birbirine benzer yapıda insanların bir araya gelmesi ile gerçekleşmez. Birbirine tezat iki elementin mükemmel uyumu ile meydana gelen suyun hayatımızda önemli bir yeri vardır. Buna benzer olarak sodyum ve klor iyonlarının yani bir patlayıcı, bir zehirli maddeden gene hayatımızın vazgeçilmez bir maddesi –sofra tuzu- oluşur(Altay, 2004). Doğadaki bu olayları “takım” kavramı ile özdeşleştirecek olursak; takım içerisinde birbirinden farklı insanların uyumlu çalışma ihtimalinden söz edebiliriz. Tıpkı girinti ve çıkıntıları mevcut olan cisimlerin birleşmesiyle anlamlı bir resim oluşan puzzle oyunu gibi, takım içerisinde de bireyler arkadaşının eksiklerini kendi fazlalıklarıyla kapatarak, birbirini tamamlayarak uyumlu bir birliktelik sağlayabilirler.

Bu bağlamda “sinerji” kavramı karşımıza çıkıyor. Sinerji benzerliklerden mi doğar, yoksa farklılıklardan mı? diye sorsak, alacağımız cevap hiç değişmez: “Tabii ki farklılıklardan.” Bir futbol takımı bunun en güzel örneğini oluşturur. Farklı ayaklarını iyi kullanan oyuncuların yanı sıra, ağırlıklı olarak fiziğini veya tekniğini kullanan oyuncular da bir futbol takımı için gereklidir. Unutmayalım ki, Atatürk ve İnönü, mizaç özellikleri açısından birbirinden bütünüyle farklı insanlardı, ancak bu iki liderin olgunluklarıyla yarattıkları sinerji, bir ulusun kaderini değiştirdi(Batlaş, 2001).

Carron (1982)’ de takım birlikteliğine ilişkin bir model geliştirmiştir. Bu model de takım birlikteliği belirleyicilerin ve sonuçlarının bir fonksiyonu olarak tanımlanmıştır. Birlikteliğin belirleyicileri(İşbirliği, istikrar, homojenlik, başarı), takım elemanları arasında birlikteliği geliştirmeye yarayan faktörleri ifade eder.

Takım birlikteliğinin sonuçları(başarı, performans, tatmin) ise; takım elemanları arasındaki birlikteliğin bir sonucu olarak bilinen faktörlerdir(Moralı, 1994).

Takımdaşlık (takım birlikteliği), Grubun amaç ve hedeflerinin takibinde birlikte olma eğilimdeki bir grubun dinamik ürünü ise: Görev Birliktelik ve Sosyal Birliktelik tir.

III.1.3.1.Takım ve Grup Birlikteliği

Birleşme, birliktelik terimi “birbirine yapışmalar” anlamına gelen Latince “Cohaesus” dan türemiştir. Birleşme terimi sosyal psikologlar tarafından grup davranışlarını anlatmak için kullanılmıştır. Birleşme, birliktelik, bir grup içinde bireysel elemanlar arasındaki bağlılığın kuvvetini yansıtır.

Carron (1982) tarafından takım sporlarında birlikteliğe ilişkin kavramsal bir model geliştirilmiştir. Gruplar dinamik bir yapıdır. Statik değildir. Yaşam içinde aktif bir bütünlük göstermektedir. Pozitif ve negatif olan bir takım yönleri bulunmaktadır. Grup elemanları ile aralarında belirgin bir ilişkinin olması söz konusudur. Grup birlikteliğinde iki genel kategori bulunmaktadır. Bunlar grup bütünlüğü ve bireysel çekiciliktir. Her iki boyut da birbirleriyle ilişkili olarak grup-görev ve grup-sosyal açısından bir görünümü içermektedir(Moralı, 1994).

III.1.3.2.Görev ve Sosyal Birliktelik

Hagstrom ve Selvin (1965), Mikalachi (1969), Peterson ve Martens (1972), takım birlikteliği ile ilgili en az iki farklı ve bağımsız boyut olduğunu göstermişlerdir. Boyutlardan biri sosyal birliktelik diğeri görev birlikteliktir.

Sosyal birliktelik, takım elemanlarının birbirlerini ne dereceye kadar sevdiklerini ve bu gruptan hoşlandıklarını ortaya koyar. Ayrıca birbirleriyle olan arkadaşlıklarının seviyesini de yansıtır. Buna karşın görev birliktelik bir grubun elemanları özel ve tespit edilmiş bir amaç elde etmek için beraber çalıştıkları düzeyi yansıtır. Bu genelde takım ve grubun oluşturulduğu amaç sebebiyle birleştirilmiştir.

Takım birlikteliğinde, iki tipin birbirinden bağımsız olarak nasıl işlendiği rahatlıkla görülmektedir. 1978 Dünya Şampiyonu olan New York Yankees görev birlikteliği konusunda dünyanın en iyi takımlarından biri olarak gösterilmekteydi. Fakat sosyal birliktelik açısından çok zayıflardı. Takım elemanları birbirleriyle kavga ediyorlardı. Klikler oluşmuştu. Lenk (1969)’ da buna benzer bir çalışmada aynı sonuca ulaşmıştır.

Mikalachi (1969), görev birliktelik bakımından yüksek olan grupların formal grup hedeflerine ve buna benzer hedeflere ulaşmadaki başarısıyla belirlenebileceğini ortaya koymuştur. Yüksek sosyal birlikteliğe sahip gruplar, sosyal etkileşim ve eleman çekiciliğinin grup hedeflerinden daha önemli olduğunu düşünür. Bu yüzden takım birlikteliğinin sosyal boyutunda çok yüksek bir skora sahip olan fakat hala takımın hedeflerini yakından tanımayan bireyler olabilir.

Görev ve sosyal birliktelik takım grubunun oluşturduğu amaç sebebiyle birbirinden daha düşük veya yüksek olabilmektedir. Burada amaç ilk olarak takımın oyunu kazanması için çalışmalardır. Sosyal birlikteliği yüksek olan bir takımın görev birlikteliği düşük olabilir. Buna benzer diğer bir takımın tüm dikkati görevini gol atmak üzerine toplamış olabilir. Fakat sosyal objeler üzerinde ilgisi az olabilir. Doğrusu en büyük sosyal problemi olanlar başarılı birer profesyonel sporcu olabilirler. Fakat sporda profesyonel bir yaklaşım, kazanmak için birlikte hareketle çalışmak, verimi yükseltir. Sonuçta görev ve sosyal birlikteliği aynı düzeyde geliştirmek verimi yükseltecektir(Moralı, 1994).