• Sonuç bulunamadı

Taaddüd-i Zevcât’ı Savunanların Görüşleri ve Gerekçeleri

2. NİKÂH (EVLENME) EKSENLİ YAPILAN TARTIŞMALAR

2.3. ÇOK EŞLİLİK (TEADDÜD-İ ZEVCAT) İLE İLGİLİ YAPILAN TARTIŞMALAR

2.3.2. Taaddüd-i Zevcât’ı Savunanların Görüşleri ve Gerekçeleri

Taaddüd-i Zevcât’ı kabul edip olması gerektiği yönünde fikir beyan ederek çok eşliliği reddedenlere cevap veren düşünürler arasında Mahmud Esad, Ahmed Hamdi Akseki, Fatma Aliye Hanım, Mustafa Sabri Efendi ve Ömer Nasuhi Bilmen vardır. Bu düşünürlerin savunma gerekçelerine ayrı ayrı yer vermek meselenin net anlaşılması açısından daha uygun olacaktır.

2.3.2.1.Mahmut Esad Efendi’nin (1857- 1918) konuyla ilgili görüşleri:

Mahmut Esad Efendi çok eşlilik meselesini dini zemin üzerinde tartışanlara cevap verme yoluna gitmiştir. Çok eşlilik meselesi yeni icat olmuş bir şey değildir. İnsanın yeryüzünde varlığını sürdürmeye başladığı andan itibaren çok eşlilik vardır. Bu meselenin İslam dini ve Peygamber Efendimizle bir alakası yoktur diyerek tartışmalara cevap vermiştir. Mahmut Esad Efendi’ye göre çok eşlilik fıtrat gereği var olan birşeydir. Bu fıtriliğin insan ve hayvanda da ortak olduğunu belirtir. Çok eşlilik meselesini kadının durumu üzerindende değerlendirmeye tabii tutar. Kadının hamile kalması ya da özel hal yaşaması neslin devamına engel olur. Ama böyle bir durumda ikinci bir eş olursa neslin devamiyetinde bir sıkıntı olmaz. Böylelikle erkek de fuhuş yatağına düşmez diyerek düşüncelerini ifade eder.237

Ayrıca Mahmut Esad Efendi her erkek ve kadının annelik ve babalık zevkini tatması gerektiğini düşünür. Bu durumu ruhbanlığa benzetir ve İslam dininde ruhbanlığın olmadığının altını çizer. Mahmut Esad Efendi çok eşliliğin yasaklanması için kanun çıkartılması gerektiğini düşünenleri de eleştirir. Onlar çok eşli mi ki çok eşliliğin yasaklanmasını istiyorlar. Onlar tek amaçları evli olan kadınlara hoş görünmeye çalışmaktır diyerek eleştirilere cevap verir. İslam dini çok eşliliğe izin vermiştir. Ancak kesinlikle çok eşle evlenin diye bir kural ya da kaide koymamıştır. Çok eşle evlenerek ne çok sevap kazanılır nede günaha girilir. Dinimize sadece bazı şartlar dâhilinde çok eşliliğe izin verilmiştir. Bu şartlar da kolaylıkla herkesin yerine getirebileceği şartlar değildir. Zaten bu şartları yerine getirmezse tek eş sahibi ol demiştir diyerek İslam dininde ki çok eşlilik kavramını aydınlatmaya çalışmıştır.238

236 Mansurizâde Said, 8 Mayıs 1330, 236-238.

237 Akdaş, 28. İncegül, 32. Mahmut Esad, Taaddüd-i Zevcât, Malûmat, Tahir Bey. 40 No. Matbaası,

Konstantiyye, 1316, 8.

58

2.3.2.2.Ahmet Hamdi Akseki’nin (1887-1951) konu hakkındaki görüşleri:

Ahmet Hamdi Akseki çok eşlilik meselesinin yeni ortaya çıkmış bir durum olmadığına İslam dini gelmeden öncede var olduğa değinir. Çok eşlilik meselesini fıri bir durum olarak değerlendirir. Neslin devam etmesi, İffetin korunması, fuhşun önlenmesi için çok eşliliğin olması gerektiği kanaatindedir. Ayrıca kadının hayız, nifaz, hamilelik, süt emzirme gibi durumlarından dolayı çok eşlilik olmalıdır der. İslam dini önceliği tek eşliliğe vermiştir. Çok eşlilik farz, vacip ya da mendup değildir. Zaruret durumu söz konusudur. Üstelik çok eşliliğin şartlarını taşıyacak bir erkeğin olmasının gerekli olduğunu söyleyerek tartışmalara dini açıdan cevap verir. Akdeki, Avrupalılar çok eşliliği eleştiriyor. Onların eleştirmeye bile hakkı yok. Avrupa hukuk kuralları tek eşliliği emreder. Ancak Avrupalılar bu kurala uymazlar diyerek Avrupalıların çok eşlilik meselesini eleştirmelerine cevap vermiştir.239

2.3.2.3.Fatma Aliye Hanım’ın (1862-1936) konuyla ilgili görüşleri:

Fatma Aliye Hanım çok eşlilik meselesinin çok abartıldığı kanaatindedir. Çok eşlilik meselesinin halka güzelce izah edilmesi gerektiğini ve halkın kafa karışıklığının giderilip tartışmalarada son verilmesi gerektiğini söyler. Peygamber zamanındaki çok evlilikleri eleştirenlere, Peygamber ve sahabenin yaptıkları evliliklerin amaç ve gayelerinin farklı olduğunu izah ederek cevap verir.240

2.3.2.4.Hüseyin Kıdvâi’nin (1878-1937) konuyla ilgili görüşleri:

Hüseyin Kıdvâi İslam dinini çok eşlilik üzerinden eleştiren Avrupalılara cevap verir. Avrupalılar Müslümanları aşağılama politikası güdüyorlar. Bunu yapmalarında ki sebep ise Kur’an’ın tahrif edilmeden kalmış olmasıdır diyerek Avrupalıların asıl amaçlarını ortaya çıkarmaya çalışmıştır. Ayrıca Hüseyin Kıdvâi kadının yalnız kalmasını doğru bulmaz. Çünkü erkeğe oranla kadının fuhşa düşme ihtimali çok yüksektir diyerek çok eşliliği bu açıdan nimet olarak değerlendirir.241

2.3.2.5.Mustafa Sabri Efendi’nin (1869- 1914) konuyla ilgili görüşleri:

Mustafa Sabri Efendi iffetin korunması, neslin devam etmesi, fuhşun önlenmesi ve sefahatten vazgeçmenin ilacı olarak çok eşliliği gösterir. Çok eşliliğin olması ve olmaması durumlarında doğacak olan zararlar kıyaslandığı zaman çok eşliliğin olması durumunda zarar daha az olacaktır diyerek çok eşliliğin olması gerektiğine vurgu yapar. Ayrıca ayet ve hadislerden delillerden getirerek bunlara itiraz etmenin Allah’a

239 İncegül, 32. Ahmet Hamdi Akseki, İslâmiyet Ve Taaddüd-i Zevcât-IV, Sebîlü’r-Reşâd, 9 Kânunusani

1329/25 Sefer 1332, Cilt 11, Sayı 280, 310.

240 Akdaş, 24. Fatma Aliye, Taaddüd-i Zevcât’ı Zeyl, Malumat Kütüphanesi, Tahir Bey 40 No.

Matbaası, Kostantiniyye,1316, 11-13.

241 Akdaş, 47. Hüseyin Kıdvâi, Müslümanlıkta Kadın(V) ,Taaddüd-i Zevcât, Sebîlü’r-Reşâd, 17 Recep

59

ve Peygambere itiraz etmekle eş değer olduğuna vurgu yaparak çok eşliliğin olmasından yana tavır takınır.242

2.3.2.6.Ömer Nasuhi Bilmen’in (1882- 1971) konuyla ilgili görüşleri:

Ömer Nasuhi Bilmen çok eşli ailelerde kadının ve çocukların zarar göreceğini, eşler arasında sevgi ve muhabbet kalmayacağını söyleyerek çok eşliliği reddedenlere cevap vermiştir. Bu eleştiriler çok eşliliğe engel olacak sorunlar değildir. Bu sayılan sorunlar tamamen terbiye eksikliğinden kaynaklanır demiştir. Ayrıca çok eşlilik kanının onurunu zedeler, duygularını incitir diyenlerede, kadın bütün görevlerini yerine getiren bir erkeğin nikâhında bulunmakla kendini mutlu hisseder diyerek cevap vermiştir.243