• Sonuç bulunamadı

4. BULGULAR ve YORUMLAR

4.9. T Testi Analizi ve Sonuçları

T testi, temel olarak karşılaştırılan iki ortalamanın birbirlerinden istatistiki olarak farklı olup olmadığını ölçer (Kurtuluş, 2010: 184). Başka bir ifadeyle iki grup arasında istatistiksel yönden anlamlı bir farkın bulunup bulunmadığının tespit edilmesinde kullanılır (Coşkun ve diğerleri, 2015: 183).

Tükenmişlik ve yaşam doyumu ölçeklerine göre katılımcıların cinsiyet, çocuk, turizm eğitimi, ek iş, otelin konumu ve kişinin konumu açısından anlamlı bir farklılığın olup olmadığını belirlemek için ayrı ayrı bağımsız örneklem t testi uygulanmıştır. T testi sonuçları Çizelge 21’de görülmektedir.

Çizelge 21. Cinsiyet, Çocuk, Turizm Eğitimi, Ek İş, Otelin Konumu ve Kişinin Konumu Açısından Konaklama İşletmesi Çalışanlarının Tükenmişlik Yaşam Doyumu Değişkenleri İçin Bağımsız Örneklem T Testi

Kriterler n S.S. t p Tükenmişlik Cinsiyet Kadın 168 2,34 ,601 -2,536 ,012 Erkek 250 2,19 ,595 Yaşam Doyumu Kadın 168 2,95 ,874 -667 ,505 Erkek 250 2,89 ,926 Tükenmişlik Çocuk Evet 148 2,20 ,607 -1,267 ,206 Hayır 270 2,28 ,597 Yaşam Doyumu Evet 148 2,94 ,944 308 ,758 Hayır 270 2,91 ,884

122 Tükenmişlik Turizm Eğitimi Evet 244 2,24 ,605 -295 ,768 Hayır 174 2,26 ,597 Yaşam Doyumu Evet 244 3,00 ,923 2,122 ,034 Hayır 174 2,81 ,870 Tükenmişlik Ek İş Evet 41 2,35 ,557 1,127 ,260 Hayır 377 2,24 ,605 Yaşam Doyumu Evet 41 2,75 1,02 -1,284 ,200 Hayır 377 2,94 ,890 Tükenmişlik Otelin Konumu Antalya 220 2,36 ,596 -3,953 ,000 İstanbul 198 2,13 ,585 Yaşam Doyumu Antalya 220 2,79 ,931 3,167 ,002 İstanbul 198 3,06 ,853 Tükenmişlik Kişinin Konumu Departman Çalışanı 349 2,28 ,605 2,502 ,013 Departman Müdürü 68 2,09 ,558 Yaşam Doyumu Departman Çalışanı 349 2,84 ,882 -3,917 ,000 Departman Müdürü 68 3,30 ,931

Cinsiyet ile tükenmişlik arasındaki ilişki incelendiğinde; kadınların ortalaması ( =2,34) erkeklerin ortalamasından ( =2,19) farklıdır ve bu fark istatiksel açıdan anlamlıdır (t= -2,536, p= ,012). Kadınların tükenmişlik düzeyinin erkeklerinkinden fazla olduğu söylenebilir. Dolayısıyla “Cinsiyet değişkeni ile tükenmişlik arasında anlamlı bir farklılık vardır” şeklindeki Hipotez 2a kabul edilmiştir. Etzion (1984), Baysal (1995), Tümkaya (1996), Claxton ve diğerleri (1998), Budak ve Sürgevil (2005) de çalışmalarında kadınların, erkeklere göre daha fazla tükenmişlik yaşadığını saptamıştır.

Cinsiyet ile yaşam doyumu arasındaki ilişki incelendiğinde; kadınların ortalaması ( =2,95) ile erkeklerin ortalaması ( =2,89) birbirine yakındır ve

123

aralarındaki fark istatiksel açıdan anlamlı değildir (t= -667, p= ,505). Dolayısıyla “Cinsiyet değişkeni ile yaşam doyumu arasında anlamlı bir farklılık vardır” şeklindeki Hipotez 2b reddedilmiştir. Analiz sonucu, Aysan ve Bozkurt (2004), Avşaroğlu ve diğerleri (2005), Gürbüz ve Bayramlık (2015) ve Erol ve diğerleri (2016)’nin yaptığı araştırma sonuçlarıyla benzerlik göstermektedir. Söz konusu araştırmalarda da yaşam doyumu üzerinde kadın ve erkekler arasında anlamlı bir farklılık tespit edilememiştir. Fakat Andrews ve Withey (1976), Michalos (1991) ve Yetim (1991) cinsiyetin yaşam doyumu üzerindeki etkisinin oldukça düşük olduğunu tespit etmiştir.

Çocuk sahibi olma durumu ile tükenmişlik arasındaki ilişki incelendiğinde; çocuk sahibi olan çalışanların ortalaması ( =2,20) ile çocuk sahibi olmayan çalışanların ortalaması ( =2,28) birbirine yakındır ve aralarındaki fark istatiksel açıdan anlamlı değildir (t= -1,267, p= ,206). Başka bir ifadeyle çocuk sahibi olan ve olmayan katılımcılar arasında anlamlı bir fark saptanmamıştır. Dolayısıyla “Çocuk sahibi olma durumu ile tükenmişlik arasında anlamlı bir farklılık vardır” şeklindeki Hipotez 6a reddedilmiştir. Çağan (2014) da sağlık çalışanları üzerinde yaptığı araştırma sonucunda, katılımcıların çocuk sahibi olmaları açısından tükenmişlik puanları arasında bir fark bulunmamıştır.

Çocuk sahibi olma durumu ile yaşam doyumu arasındaki ilişki incelendiğinde; çocuk sahibi olan çalışanların ortalaması ( =2,94) ile çocuk sahibi olmayan çalışanların ortalaması ( =2,91) birbirine yakındır ve aralarındaki fark istatiksel açıdan anlamlı değildir (t= 308, p= ,758). Dolayısıyla “Çocuk sahibi olma durumu ile yaşam doyumu arasında anlamlı bir farklılık vardır” şeklindeki Hipotez 6b reddedilmiştir.

Turizm eğitimine sahip olma durumu ile tükenmişlik arasındaki ilişki incelendiğinde; turizm eğitimi alanların ortalaması ( =2,24) ile turizm eğitimi almayanların ortalaması ( =2,26) birbirine yakındır ve aralarındaki fark istatiksel açıdan anlamlı değildir (t= -295, p= ,768). Başka bir ifadeyle turizm eğitimi alan ve almayan katılımcılar arasında anlamlı bir fark tespit edilmemiştir. Dolayısıyla “Turizm eğitimine sahip olma durumu ile tükenmişlik arasında anlamlı bir farklılık vardır” şeklindeki Hipotez 10a reddedilmiştir. Aydın (2016), otel işletmelerinde

124

psikolojik sözleşmeler ve işgörenlerin işe yönelik tutumları üzerindeki etkisini araştırmış ve turizm eğitimi alma durumu ile tükenmişlik arasında anlamlı farklılık tespit etmemiştir.

Turizm eğitimine sahip olma durumu ile yaşam doyumu arasındaki ilişki incelendiğinde; turizm eğitimi alanların ortalaması ( =3,00) turizm eğitimi almayanların ortalamasından ( =2,81) farklıdır ve aralarındaki fark istatiksel açıdan anlamlıdır (t= 2,122, p= ,034). Turim eğitimi almayan konaklama işletmesi çalışanlarının, yaşam doyum düzeyinin turizm eğitimi alanlara göre daha düşük olduğu söylenebilir. Bu nedenle “Turizm eğitimine sahip olma durumu ile yaşam doyumu arasında anlamlı bir farklılık vardır” şeklindeki Hipotez 10b kabul edilmiştir.

Ek iş durumu ile tükenmişlik arasındaki ilişki incelendiğinde; ek iş yapan çalışanlar ( =2,35) ile ek iş yapmayan çalışanların ortalaması ( =2,24) birbirine yakındır ve aralarındaki fark istatiksel açıdan anlamlı değildir (t= 1,127, p= ,260). Altay ve Akgül (2010) ek gelir kaynağına sahip olma durumu ile tükenmişlik arasında anlamlı farklılık tespit etmemiştir. Dolayısıyla “Ek iş durumu ile tükenmişlik arasında anlamlı bir farklılık vardır.” şeklindeki Hipotez 11a reddedilmiştir.

Ek iş durumu ile yaşam doyumu arasındaki ilişki incelendiğinde; ek iş yapan çalışanlar ( =2,75) ile ek iş yapmayan çalışanların ortalaması ( =2,94) birbirine yakındır ve aralarındaki fark istatiksel açıdan anlamlı değildir (t= -1,284, p= ,200). Bu bağlamda“Ek iş durumu ile yaşam doyumu arasında anlamlı bir farklılık vardır.” şeklindeki Hipotez 11b reddedilmiştir.

Otelin konumu ile tükenmişlik arasındaki ilişki incelendiğinde; Antalya’ da çalışanların ortalaması ( =2,36) İstanbul’da çalışanların ortalamasından ( =2,13) farklıdır ve bu fark istatiksel açıdan anlamlıdır (t= -3,953, p= ,000). Başka bir ifadeyle sayfiye ve şehir otelleri arasında anlamlı bir fark tespit edilmiştir. Sayfiye otellerinde çalışan bireylerin tükenmişlik düzeyinin şehir otellerinde çalışanlardan fazla olduğu söylenebilir. Bu nedenle araştırmanın temel hipotezlerinden biri olan; “İşletmenin konumu ile tükenmişlik arasında anlamlı bir farklılık vardır” şeklindeki Hipotez 12a kabul edilmiştir.

125

Otelin konumu ile yaşam doyumu arasındaki ilişki incelendiğinde; Antalya’ da çalışanların ortalaması ( =2,79) İstanbul’da çalışanların ortalamasından ( =3,06) farklıdır ve bu fark istatiksel açıdan anlamlıdır (t= 3,167, p= ,002). Başka bir ifadeyle sayfiye ve şehir otelleri arasında anlamlı bir fark tespit edilmiştir. Şehir otellerinde çalışan bireylerin yaşam doyum düzeyinin sayfiye otellerinde çalışanlardan fazla olduğu söylenebilir. Bu nedenle araştırmanın temel hipotezlerinden biri olan “İşletmenin konumu ile yaşam doyumu arasında anlamlı bir farklılık vardır” şeklindeki Hipotez 12b kabul edilmiştir.

Kişinin oteldeki konumu ile tükenmişlik arasındaki ilişki incelendiğinde; departman çalışanlarının ortalaması ( =2,28) departman müdürlerinin ortalamasından ( =2,09) farklıdır ve bu fark istatiksel açıdan anlamlıdır (t= 2,502, p= ,013). Departman çalışanlarının tükenmişlik düzeyinin departman müdürlerine göre daha fazla olduğu söylenebilir. Üngüren ve diğerleri (2010) de yapmış oldukları çalışmada, departman çalışanlarının, departman müdürlerine göre daha fazla tükenmişlk düzeyine sahip olduğunu ifade etmiştir. Bu bağlamda “Çalışan bireylerin konumu ile tükenmişlik arasında anlamlı bir farklılık vardır” şeklindeki Hipotez 14a kabul edilmiştir.

Kişinin oteldeki konumu ile yaşam doyumu arasındaki ilişki incelendiğinde; departman çalışanlarının ortalaması ( =2,84) departman müdürlerinin ortalamasından ( =3,30) farklıdır ve bu fark istatiksel açıdan anlamlıdır (t= -3,917, p= ,000). Departman müdürlerinin yaşam doyumlarının departman çalışanlarına göre daha yüksek olduğu söylenebilir. Dolayısıyla “Çalışan bireylerin konumu ile yaşam doyumu arasında anlamlı bir farklılık vardır” şeklindeki Hipotez 14b kabul edilmiştir.

Benzer Belgeler