• Sonuç bulunamadı

4. ARAŞTIRMA BULGULARI

4.2. Patojenin Tanısı

4.2.5. Tütünde Hipersensitif Reaksiyon Testi

Gelişmiş tütün yapraklarının intersellüler alanlarına 108 hücre/ml bakteriyel süspansiyonların şırınga edilmesi sonucu nekrotik doku oluşumuna neden olanlar HR pozitif, diğerleri ise HR negatif olarak değerlendirilmiştir. HR testi sonucunda

nekrotik doku oluşumu gözlenen 84 Erwinia amylovora izolatı pozitif sonuç vermiştir (Şekil 4.2.5.1.)

Şekil 4.2.5.1. Tütünde hipersensitif reaksiyon testi (pozitif)

4.2.6. Moleküler tanılama

4.2.6.1. PCR amplifikasyon sonuçları

Gram negatif hücre yapısına Erwinia amylovora’dan DNA izolasyonu sonucu elde edilen bakteri DNA’sı Erwinia amylovora A ve Erwinia amylovora B primeri ile PCR termocycler cihazında amplifiye edilmiştir. PCR sonucunda oluşan amplikonlar elektroforez sisteminde yürütülerek bakteriyel strainlere ait DNA bantları elde edilmiştir. Jel dökümantasyon sisteminde görüntülenen 84 bakteriyel izolata ait bantların E. amylovora A ve E. amylovora B primer çifti ile 1000 bp da tek bant oluşturdukları görülmüştür (Şekil 4.2.6.1.1, 4.2.6.1.2, 4.2.6.1.3, 4.2.6.1.4, 4.2.6.1.5).

M 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 K

Şekil 4.2.6.1.1. Elma izolatlarının 1000 bp’de bant oluşturduğu PCR sonuçları.

M- DNA Marker 1- Ea5, 2- Ea6, 3-Ea7, 4-Ea8, 5- Ea9, 6- Ea10, 7-Ea11, 8-Ea13, 9-

Ea14, 10-Ea15, 11-Ea20, 12- Ea21, 13-Ea22, 14- Ea31, 15-Ea32, 16-Ea33, 17-Ea34,

18-Ea35, 19-Ea36, 20-Ea37, K- Kontrol.

M 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18

Şekil 4.2.6.1.2. Elma izolatlarının 1000 bp’de bant oluşturduğu PCR sonuçları. M-

DNA Marker, 1- Ea38, 2-Ea39, 3- Ea 49, 4- Ea50, 5- Ea51, 6- Ea52, 7-Ea53, 8- Ea55, 9- Ea56, 10-Ea57, 11-Ea58, 12- Ea59, 13- Ea60, 14-Ea61, 15-Ea65, 16-Ea66,

17-Ea67, 18-Ea70.

1 kb.

M 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17

Şekil 4.2.6.1.3. Armut izolatlarının 1000 bp’de bant oluşturduğu PCR sonuçları. M-

DNA Marker, 1-Ea1, 2-Ea2, 3- Ea3, 4- Ea12, 5-Ea16, 6- Ea23, 7-Ea24, 8- Ea25, 9- Ea26, 10-Ea27, 11-Ea28, 12-Ea29, 13-Ea30, 14- Ea62, 15-Ea63, 16-Ea64, 17- Ea71.

M 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 K

Şekil 4.2.6.1.4. Ayva izolatlarının 1000 bp’de bant oluşturduğu PCR sonuçları. M-

DNA Marker, 1- Ea4, 2- Ea17, 3- Ea18, 4-Ea19, 5- Ea40, 6-Ea41, 7- Ea42, 8- Ea43,

9- Ea54, 10- Ea72, K- Kontrol

1 kb.

M 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 K

Şekil 4.2.6.1.5. Çeşitli süs bitkilerinin 1000 bp’de bant oluşturduğu PCR sonuçları. M- DNA Marker, 1- Ea44, 2-Ea45, 3- Ea46, 4- Ea47, 5-Ea48, 6- Ea68, 7- Ea69, 8-

Ea73, 9-Ea74, 10- Ea75, 11-Ea76, 12-Ea77, 13- Ea78, 14-Ea 79, 15-Ea80, 16-Ea81,

17-Ea82, 18- Ea83, 19-Ea84, 20-Referans kültür (Ea5382), K- Kontrol

5. TARTIŞMA

Konya ilinin 6 ilçesinden, 2006-2007 yıllarında, Rosaceae familyasına ait farklı bitki türlerinden 213 adet örnek toplanmış ve referans kültür (Ea 5382) ile karşılaştırmalı olarak yapılan biyokimyasal, moleküler ve patojenisite testleri sonucunda farklı bitki türlerinde Erwinia amylovora etmeninin varlığı belirlenmiştir.

Erwinia amylovora (Burr.) Winslow et al.’nın neden olduğu ateş yanıklığı hastalığı, armut, elma, ayva, yenidünya gibi yumuşak çekirdekli meyve türlerinin içinde bulunduğu Rosaceae familyasının 37 cinsine ait 129 türde belirti oluşturduğu ve bu cinslerin içinde en şiddetli yanıklık belirtisi gösterenlerin ve ekonomik olarak, önemli ölçüde zarar görenlerin başta Pyrus ve Malus olmak üzere Cydonia,

Cotoneaster, Crataegus, Pyracantha, Stranvaesia ve Sorbus cinsleri olduğu rapor

edilmiştir (Van der Zwet ve Keil 1979).

Yapılan survey ve tanılama testleriyle, Erwinia amylvora dünyanın farklı ülkelerinde ve farklı konukçularda tespit edilmiştir. Patojen bunlar arasında yumuşak çekirdekli meyve ağaçları, süs bitkileri ve bazı sert çekirdekli meyvelerin farklı türlerinde önemli zararlara sebep olmaktadır (Maden 1989; Shabi, 1989; LaRue ve Vincet, 1990; Psallidas, 1990; Shabi ve ark.,1990; Sletten, 1990; Grimm ve ark., 1991; Arsenjevic ve ark., 1991; Arsenijevic ve Panic, 1992; Lopez ve Fucikowsky, 1992; Tehabsam ve ark., 1992; Van der Zwet, 1992; Mazarei ve ark., 1994; Sobiczewski ve ark., 1997; Mohan ve Biffman, 1999; Knapic ve ark., 2004; Behalova, 2004; Kazempour ve ark., 2006).

Türkiye’nin farklı bölgelerinde (Ege, Akdeniz, Doğu Anadolu, Đç Anadolu, Orta Karadeniz ve Marmara) yumuşak çekirdekli meyve ağaçlarında ateş yanıklığı hastalığını belirlemek amacıyla çeşitli çalışmalar yürütülmüş Erwinia amylovora’nın farklı oranlarda varlığı tespit edilmiştir (Öktem ve Benlioğlu, 1988; Çıtır, 1989; Demir ve Gündoğdu, 1992; Momol ve ark.,1992; Saygılı ve ark., 1998; Hepaksoy ve ark.,1998; Baştaş ve Katırcıoğlu, 1998; Benlioğlu ve Özakman, 1998; Mirik ,2000).

Ünlü (2002), yaptığı çalışmada 100’ün üzerinde örnek toplamış ve bunlardan sadece 75 tanesinde Erwinia amylovora’nın varlığını tespit etmiştir. Ayrıca yapılan çalışmada Türkiye’nin çeşiti bölgelerinden topladıkları elma, armut, ayva, ateş dikeni bitkilerinde Erwinia amylovora bakterisini tespit etmiştir. Araştırmamızda da, 101 tane elma örneğinden 38 adet izolat ve % 37.6 bulaşıklılık, 43 adet armut örneğinden 17 adet izolat ve % 39.5 bulaşıklılık, 21 tane ayva örneğinden 10 adet izolat ve % 42.6 bulaşıklılık, 3 adet ateş dikeni örneğinden 2 adet izolat ve % 66.6 bulaşıklılık, 4 tane dağ muşmulası örneğinden 4 adet izolat ve % 100 bulaşıklılık, 5 tane alıç örneğinden 4 tane izolat ve % 80 bulaşıklılık ve 33 tane süs elması örneğinden 9 tane izolat ve % 22.2 oranında E. amylovora ile bulaşıklılık tespit edilmiştir.

Erwinia amylovora, sakkaroz içeren besiyerlerinde mukoid koloniler

oluşturan, birçok şeker, organik asit ve şeker alkoloidlerini karbon kaynağı olarak kullanabilen ama, büyüme faktörü olarak nitrojen ve nikotonik asidin amino kaynaklarına ihtiyaç duyan gram negatif bir bakteridir. Bu nedenle pek çok araştırmacı patojenin izoalsyonundan sonra patojenin ekimini % 5 SNA içeren besiyerlerine yapmışlardır ve bu besiyerlerinde levan oluşumu ve kubbemsi bakteri oluşumuna rastlamışlardır (Zutra ve ark., 1986; Agrios, 1997; Baştaş ve Katırcıoğlu, 1998; Ünlü, 2002 ). Bizim çalışmamızda da yine yarı seçici besiyeri olarak % 5 sakkaroz içeren SNA besiyeri kullanılmış olup 84 adet izolatta kubbemsi bakteri oluşumu ve levan oluşumu gözlenmiştir.

Ayers ve ark. (1919), Edwards ve Bruner (1942), Sneath (1956), Klement (1963), Dye (1968), Fahy ve Hayward (1983), Lelliott ve Stead (1987), Mohan ve Schaad (1987), Dickey ve Kelman (1988), Schaad (1988), Klement ve ark., (1990), 36 0C’de gelişim, üreaz oluşumu testi, indol üretimi testi, King B besiyerinde fluoresans pigment oluşumu, esculin hidrolizi, cysteinden H2S oluşumu testlerine Erwinia amylovora’nın negatif reaksiyon, jelatinin hidrolizi testi, KOH testi, % 5

SNA’da gelişim, acetoin üretimi, oksidatif- fermentatif test, sakkarozdan indirgenen bileşikler, karbonhidratlardan asit üretiminde karbon kaynağı olarak sorbitol kullanımına ve tütün yaprağında aşırı duyarlılık testine pozitif sonucu verdiğini

belirtmişlerdir. Bizim bu çalışmamızda kullandığımız 84 adet izolatımızda da yukarıdakileri destekler sonuçlar elde edilmiştir.

Yapılan çalışmalarda 108 ve 109 h/ml yoğunluğunda hazırlanan E.amylovora bakteri süspansiyonlarına daldırılarak bulaştırılan iğneleri ham armut meyvelerine 1- 2 mm derinlikte batırılmış ve daha sonra bu meyveleri içerisinde ıslatılmış kurutma kağıtları olan petri kaplarına alarak inkübe edilmiş ve iğnelen yerlerde Erwinia

amylovora’nın karakteristik bakteriyel akıntıları gözlenmiştir. Ayrıca Erwinia amylovora’nın Nicotina tabacum’da aşırı duyarlılık tepkileri görülmüştür. Zutra ve

ark., 1986; Saygılı, 1995; Baştaş ve Katırcıoğlu, 1998 ). Bizim çalışmamızda da 84 adet Erwinia amylovora izolatında Nicotina tabacum’da aşırı duyarlılık tepkileri görülmüş ve ham armut dilimlerinde Erwinia amylovora’nın karakteristik bakteriyel akıntı gözlenmiştir.

Saf olarak elde edilen izolatların patojenisiteleri, hassas Santa Maria armut bitkisini üzerinde tamamlanan Koch postülatları ve tütün üzerinde yapılan HR testleri ile belirlenmiştir. Biyokimyasal ve moleküler yöntemlerle tanılanan bütün

Erwinia amylovora izolatları hem tütün bitkisinde HR testine hemde hassas bir armut

çeşidi olan Santa Maria armudunda yapılan patojenisite testine pozitif sonuç verdikleri belirlenmiştir.

Son yıllarda bitki patojenlerinin kesin tanılarının yapılmasında moleküler tekniklerden DNA amplifikasyonu (PCR) tercih edilen bir yöntemdir. Mikrobiyal tanıda değişik PCR teknikleri kullanılabilir ( Schaad ve ark. 1995).

Brown ve arkadaşları (1996), laboratuarlarına 21 ülkeden 13 konukçudan topladıkları ateş yanıklığı izolatlarını fenotipik, biyokimyasal ve genetik olarak karakterize etmektedirler. Fenotipik ve genetik analizlerde gram testler, Crosse- Goodman (C-G) teşhis ortamında koloni tanılanması ve pEA29 plazmidinin PCR analizleri yapılmıştır. Lecomte ve arkadaşları (1997), ateş yanıklığı etmeni E.

amylovora’nın tespiti ve tanılanması tüm E. amylovora hücrelerinde bulunan 29

ortaya çıkarmışlar. Yine Momol ve arkadaşları (1998), yaptıkları çalışmada Erwinia

amylovora A ve Erwinia amylovora B primerlerini kullanmışlar, sonuç olarak da

1000 bp’da tek bant oluşumunu gözlemlemişlerdir. Bizim çalışmamızda da 84

Erwinia amylovora izolatı için 29 kb’lık plazmidden elde edilen iki oligomerle

çalışılmış ve 84 örnekte 1000 bp’de tek bant oluşumu gözlenmiştir.

Yapılan çalışmalar moleküler metotların her birinin tanı için kendi başına yeterli olduğunu göstermiştir. Ancak tanı ve karakterizasyonda birden fazla metodun bir arada kullanılmasının sonuçların güvenilirliğini artırdığı ve bir metotla tespit edilemeyen özelliğin diğeriyle belirlenmesini sağladığı görülmüştür.

6. SONUÇ VE ÖNERĐLER

Konya ilinin 6 ilçesinden 2006-2007 yıllarında Rosaceae familyasına ait farklı bitki türlerinden 213 adet örnek toplanmış 148 adet bakteri izolatından, referans kültür (Ea 5382) ile karşılaştırmalı olarak yapılan biyokimyasal, moleküler ve patojenisite testleri sonucunda 84 adet Erwinia amylovora izolatı elde edilmiştir. Konukçular bakımından incelendiğinde; 101 tane elma örneğinden 38 adet izolat ve % 37.6 bulaşıklılık, 43 adet armut örneğinden 17 adet izolat ve % 39.5 bulaşıklılık, 21 tane ayva örneğinden 10 adet izolat ve % 42.6 bulaşıklılık, 3 adet ateş dikeni örneğinden 2 adet izolat ve % 66.6 bulaşıklılık, 4 tane dağ muşmulası örneğinden 4 adet izolat ve % 100 bulaşıklılık, 5 tane alıç örneğinden 4 tane izolat ve % 80 bulaşıklılık ve 33 tane süs elması örneğinden 9 tane izolat ve % 22.2 oranında E.

amylovora ile bulaşıklılık tespit edilmiştir.

Ateş yanıklığı hastalığının yayılmasını önlemede ve mücadelesinde en etkili ve en önemli yöntemlerden birisi karantinadır. Dünyanın pek çok ülkesinde hastalık için karantina tedbirleri uygulanmakta olup, kurallara titizlikle uyulduğunda olumlu sonuçlar alınmaktadır. Ateş yanıklığı görülen ülkelerden, Rosaceae familyası bitkilerindeki, tüm meyve, tohum, sürgün ve diğer bitki kısımlarının ithalini engellemek en etkili karantina düzenlenmesidir. Avrupa Bitki Koruma Teşkilatı (EPPO) Avrupa ülkeleri için, uymalarını önerdiği A2 karantina listesindeki bakteriyel hastalıklar içinde Erwinia amylovora bulunmaktadır. Ayrıca ülkemizde 6968 sayılı Zirai Mücadele ve Zirai Karantina yönetmeliğinde girişi yasak baktariyel hastalıklar içerisinde etmen yer almaktadır (Van der Zwet and Keil, 1979; Maden ve Toros, 1991). Eradikasyon ölçüleri, armut ve elma bahçelerine yakın tüm yabani, hassas konukçu bitkileri de (Crateagus, Cotoneaster, Pyracantha, Stranvaesia ve

Sorbus) yok etmek demektir. Yeni bir bahçe tesis edilirken zirai karantina

düzenlemelerine uyulmalıdır.

Yetersiz havalanmadan dolayı sınırlı kök gelişiminin olduğu veya su seviyesinin yüksek olduğu topraklardaki ağaçların, hastalığa duyarlılığının fazla olduğu bildirilmektedir. Zayıf drenajlı bölgelerde potasyum miktarının düşük ve ateş

yanıklığı hstalığının şiddetli, iyi drene edilmiş yerlerde ise potasyum yüksek seviyede ve hastalık şiddetinin daha az olduğu bildirilmiştir. Bu nedenle yeni bir bahçe kurulurken verimli ve iyi derenjlı yerler tercih edilmelidir (Baştaş ve Saygılı, 2008).

Tüm bitki hastalıklarıyla mücadelede olduğu gibi ateş yanıklığı ile mücadelede de temiz üretim materyali kullanımı alınacak ilk tedbirlerden birisi olarak görülmelidir. Özellikle yeni bahçe kurulması sırasında önemi büyük olan bu işlem sayesinde, dışarıdan sonradan bulaşmlar oluncaya kadar hastalığın kontrolünde etkili olacaktır (Baştaş ve Saygılı, 2008). Bu nedenle yeni bahçe kurulurken hastalıkan ari meyve fidanları, aşı gözleri, aşı kalemleri tercih edilmelidir.

Ateş yanıklığına dayanıklılık açısından konukçular ve türleri arasında farklılıklar olduğu bilinmektedir (Van der Zwet ve Keil, 1979). Ülkemizde genelde yaygın olan armut çeşitleri hastalığa karşı duyarlıdır. Elmalardan en çok duyarlı olanlar Jonathan, Rhode Island Greening, Yellow Transparent, Idared, Rome Beauty, klon anaçlardan ise; M.9, M. 26, M.27’dir (Demir ve Gündoğdu, 1991). Hastalığın daha önceki yıllarda sıkça görüldüğü yerlerde hastalığa dayanıklı çeşitler tercih edilmelidir.

Fazla azotlu gübre kullanımı ateş yanıklığına karşı bitkilerin daha duyarlı hale gelmesine neden olmaktadır (Van der Zwet ve Keil, 1979). Bitkilerin dayanıklılığını artırmak için fazla aztlu gübrelemeden kaçınılmalıdır.

Ateş yanıklığı ile en eski mücadele metodları hastalıklı sürgünleri, dalları ve taze filizleri budayarak temizlemeyi kapsamaktadır. Bazı meyve yetiştiriciliği alanlarında yanık dalları budama, kimyasal bir kontrol programı ile desteklendiğinde faydalı olmaktadır. Budama makasları, bakterinin yayılışını önlemek amacıyla her defasında dezenfektan bir maddeye batırılmalıdır. Evlerde kullanılan sodyum hipoklorid budama aletleriyle bulaşmayı önlemede başarıyla kullanılmaktadır. Budama makasları, % 10’luk sodyum hipoklorid solüsyonuna 2 sn kadar batırıldığında bakteri ölmektedir. Tek başına budamanın % 67,42 oranında etkili

olduğu (Tokgönül ve Başpınar, 1995) dikkate alındığında, hastalıklı çiçek demetleri ve sürgünlerin gözle görülür lezyonlarını 15-30 cm aşağıdan kesmek, inokulum kaynağını ve sekonder enfeksiyonları önlemektedir. Đnokulumun girişini önlemek ve hastalığın yayılımını engellemek amacıyla hastalıksız bitkilerden alınan aşı gözlerini, fidanları ya da temiz klon anaçlar kullanılmalıdır (Van der Zwet and Keil, 1979). Üretim materyalindeki bakterinin tamamıyla eliminasyonu, 480C’de 60 dk. Sıcak su uygulaması ile sağlanabilmektedir (Sobiczewski ve ark., 1997).

Başta afitler, karıncalar, sinekler ve arılar olmak üzere pek çok zararlının hastalığı yaydığı göz önüne alındığında böcek mücadelesine de önem verilmeli ancak meyve tutumunda tozlayıcı böceklerin etkiliğine zarar verilmemelidir (Baştaş, K. K. ve Saygılı H. 2008). Bu nedenle meyve bahçelerinde zararlılara karşı düzenli bir ilçalama programı seçilmelidir.

Erwinia amylovora’nın biyolojik mücadelesi için yapılan denemeler

sonucunda Pantoea agglomerans (syn. Erwinia herbicola) ve Pseudomonas

fluorescens isimli bakteriyel etmenler diğerlerine göre daha başarılı bulunmuştur

(Ishimaru ve ark., 1988; Vanneste ve ark., 1990; Hickey ve Travis, 1995; Vanneste and Paulin, 1990, Alay, 1997;).

In vivo ve in vitro koşullarda, Alchemilla vulgaris, Allium sativum, Berberis vulgaris, Hedera helix, Juglans regia, Mahonium aquifolium, Reynoutria sachalinensis ve uçucu yağlarla hastalık mücadelesinde sonuçlar elde edilmiştir

(Vanneste, 2000).

Çevreye ve doğaya olan zararlı etkilerine rağmen, şu anda ateş yanıklığı hastalığına karşı en etkili yöntemlerden biri kimyasal mücedele olarak kabul edilmektedir. Kimyasal mücadelede bakırlı bileşikler önemli bir yer tutmuştur. Bakırlı bileşiklerin bitkilede fitotoksiteye sebep olduğu belirlenmiştir. Bunula birlikte 1950’li yıllarda antibiyotiklerin keşfi ile önemli gelişmeler elde edilmiş ama bakteriyel izolatların dayanıklılık kazanması sebebiyle antibiyotik kullanımına sınırlandırmalar getirilmiştir (Van der Zwet ve Keil, 1979; Moller ve ark., 1981).

Antibiyotiklerin ülkemizde kullanımı hala yasaktır. Fosetyl-Al, fluequin, oxolinic asit ve CGA 73089, Erwinia amylovora mücadelesinde başarılı kimyasallardan olup (Vanneste, 2000) bakır oksiklorür ve maneb karışımı da özellikle çiçek enfeksiyonlarında memnun edici sonuçlar vermiştir (Momol ve Yeğen, 1993).

Yukarıda belirtilen bütün bu kimyasalların bitkilerde oluşturdukları fitotoksite ve etmenin zamanla dayanıklılık kazanması nedeniyle araştırmacılar konukçu patojen etkileşimlerini dikkate almaya başlamış ve mücadeledeki rollerini incelemişlerdir. Yapılan araştırmalar sonucu hem çevre sağlığı açısından hem de ekonom ik yönden acibenzolar-S-methyl, harpin protein aktif maddeli bitki aktivatörleri ve prohexadione-Ca aktif maddeli bitki gelişim düzenleyicilerin ümit var sonuçlara sahip olduğu bildirilmiştir (Baştaş ve Maden, 2004).

Gereksiz ilaçlamalardan kaçınmak ve hastalık gidişinin daha iyi denetlenebilmesi için günlük sıcaklık ve yağmur ile nemlilik gibi meteorolojik veriler ve bitki fenolojisi dikkate alınarak tahmin ve erken uyarı modellerinden yararlanılabilinir (Baştaş ve Saygılı, 2008).

7. KAYNAKLAR

Agrios 1997. Plant Pathology, Second Edition. Academic Pres, New York, London, 703:426-429.

Alay, A. 1997. Pyrus Türlerinde Ateş Yanıklığı (Erwinia amylovora )’ nın Mücadelesinde Konukçu Dayanıklılığı Ve Önemi. Yüksek Lisans Semineri, Ankara Üniv. Fen Bil. Enst., Ankara.

Aldwinckle, H. S. and Preczewski, J. L. 1976. Reaction Of Terminal Shoots Of Apple Cultivars To Đnvasion By Erwinia amylovora. Phytopath., 66:1439- 1444.

Aldwinckle, H. S. and Jones, A.L. 1990. Compedium Of Apple And Pear Diseases. Aps Pres The American Phytopatological Society 33 Ho Pilot Knob Rod St. Paul P:100.

Arsenijevic, M., Panic, M. and Antonijevic, D. 1991. Fire Blight Of Pome Fruit Trees Đn Yugoslavia. Zastita Bilja Vol:42(2):87-97.

Arsenijevic, M. and Panic, M. 1992. First Appearance Of Fire Blight, Caused By

Erwinia amylovora On Quinces And Pear Đn Yugoslavia. Plant Disease

Vol:76(12):1283.

Ayers, S. H., Rupp, P. and Johnson, W. T. 1919. A Study Of The Alkali-Forming Bacteria Đn Milk. U. S. Dept. Of Agric. Bull. 782: 1-39.

Baştaş, K. K. and Katırcıoğlu, Y. Z. 1998. Studies On Fire Blight (Erwinia

amylovora (Burr.) Winslow et al.) On Pome Fruit Trees In Konya Province In

Turkey. Eıght International Workshop On Fire Blight. ISHS Acta Horticulture 489.

Baştaş, K. K. ve Maden, S. 2004. Ateş Yanıklığı ( Erwinia amylvora (Burr.) Winslow et. al. )’Nın Prohexadione-Ca (Bas 125 10 W) Ve Benzothiazole + Metalaxyl (Bıon Mx 44 Wg) Đle Savaşımı Üzerine Araştırmalar. S.Ü. Ziraat Fakültesi Dergisi 18 (33): 49-58.

Baştaş, K. K. ve Saygılı H. 2008. Ateş Yanıklığı Hastalığı, Fire Blight, Erwinia

amylovora. Bitki Bakteri Hastalıkları Kitabı S: 61-68 (Editörler: Saygılı H.,

Şahin F. and Aysan Y. ).

Behalova, M. 2004. Experience With Fireblight Đn The Czech Republic. Bulletin OEPP/EPPo Bulletin 34, 365-367.

Benlioğlu, K. and Özakman, M. 1998. Characterization Of Turkish Đsolates Of

Erwinia amylovora (Burr.) Winslow et al. Eight International Workshop On

Fire Blight. 12-15 October, 127-131 pp., Kuşadası, Turkey.

Bereswill, S., Pahl, A., Bellemann, P., Zeller, W. And Geider, K. 1992. Sensitive And Species Spesific-Detection Of Erwinia amylovora By Polymerase Chain Reaction. Appl. And Env. Mic., 58 (11): 3522-3526.

Bobev, S., Garbeva, P., Crepel, C., Maes, M. and Hauben, L. 1998. Fire Blight Đn Bulgaria- Characteristics Of E. amylovora Đsolates. Eight International Workshop On Fire Blight. 12-15 October, 121-126 pp., Kuşadası, Turkey.

Brown, E. W., Janisiewicz, W. and Van Der Zwet, T. 1996. Preminilary Phenotypic And Genetic Differentiation Of The Fire Blight Bacterium, Erwinia

amylvora. Acta Hort., 411:199-210.

Brown, E. W., Davis, R. M. and Van Der Zwet, T. 1998. PCR- Based Strategies Used For The Đdentification And Differentiation Of Typical Strains Of

Erwinia amylovora. Eight International Workshop On Fire Blight. 12-15

Crepel, C., Daemen, E., Deckeres, T. and Maes, M. 1998. Monitoring Of The Epiphtic Population Of The Fire Blight Pathogen Erwinia amylovora Đn A Pear Orchard For Preventive Control. Med. Fac. Landbouww. Univ. Gent., 63/4b:1717-1719.

Çınar, Ö. , 1988. Bakteriyoloji. Çukurova Üniv. Zir. Fak. Ders Kitabı No: 67, Adana.

Çıtır, A. 1989. Türkiye’deki Meyve Bahçelerinin Davetsiz Misafiri Yumuşak Çekirdekli Meyve Ağaçlarında, Erwinia amylovora (Burr.) Winslow et al.’nın Neden Olduğu Ateş Yanıklığı Hastalığı. Gaziosmanpaşa Üniversitesi Tokat Ziraat Fakültesi Dergisi Cilt :5 (1) S:251-256.

Demir, G. ve Gündoğdu, M. 1991. Yumuşak Çekirdekli Meyve Ağaçlarında Görülen Ateş Yanıklığı ( Erwinia amylovora (Burr.) Winslow et al.) Hastalığı Üzerinde Araştırmalar. 6. Türkiye Fitopatoloji Kongresi Bildirileri, 1991, S 299.

Demir, G. and Gündoğdu, M. 1992. Fire Blight Of Pome Fruit Trees In Turkey. Sixth International Workshop On Fire Blight. Ishs P: 37-39.

Dickey, R. S. and Kelman, A. 1988. Erwinia The “caratovora” Group In Laboratory Guide For The Đdentification Of Plant Pathogenic Bacteria. II. Edition N. W. Schaad, Aps Pres, St. Paul, 44-49 pp., Minnesota.

Dye, D. W. 1968. A Taxonomic Study Of The Genus Erwinia. I. The “amylovora” Group. New Zealand Journal Of Science 11: 590-607.

Edwards, P. R. and Bruner D. W. 1942. Serological Identification Of Salmonella Cultures. Circ. Ky. Exp.Sta

Fahy, P. C. and Hayward, A. C. 1983. Media And Methods For Isolation And Diagnotic Test Plant Disease. Academic Pres, 337-378, Sydney.

Fahy, P. C. and Persley, G. J. 1983. Plant Bacterial Diseases A Diagnostic Guide. Academic Press-1983.

Grimm, R., Vogelsanger, J. and Ruegg, J. 1991. Fire Blight In Switzerland-A Threat To Fruit Industry? Pesticide Outlook Vol:2(2):16-17.

Guilford, P.J., Taylor, R.K., Clark, R.G., Hale J.N. and Forster, R. L.S. 1996. PCR- Based Techniques For The Detection Of Erwinia amylovora. Acta Hort., 411:53-56.

Hepaksoy, S., Ünal, A., Can, H. Z., Saygılı, H. and Türküsay, H. 1998. Distribution Of Fire Blight (Erwinia amylovora (Burill) Winslow et al.) Diseases In Western Anatolia Region In Turkey. Eıght International Workshop On Fire Blight. 12-15 October, 193-195 pp., Kuşadası, Turkey.

Hickey, K. D. and Travis, J. W. 1995. Evalution Of Predictive Models And Antagonistic Bacteria For Control Of Fire Blight Blossom Blight. Pennsylvania-Fruit-News, 75:2, 41-43.

Ishumaru, C. A., Klos, E.J. and Brubaker, R.R. 1988. Multiple Antibiotic Production By Erwinia herbicola . Phytopathology 78: 746-750

Karaca, Đ. 1977. ,Fitobakteriyoloji Ve Bakteriyal Hastalıklar. Ege Üniv. Zir. Fak. Bornova- Đzmir.

Kazempour, M. N., Karman, E. and Ali, B. 2006. Erwinia amylovora Causing Fire Blight Of Pear In Guilan Province Of Iran. Journal Of Plant Pathology 88 (1), 113-116.

Kim, W. S., Jock, S., Geider, K., Volksch, B., Rhim, S. L., Paulin, J. P. and Gardan, L. 1998. Characterization Of A New Erwinia Species Affecting Asian Pear

Trees. Eight International Workshop On Fire Blight. 12-15 October, 201-205 pp., Kuşadası, Turkey.

King, E. O., Ward, M. K. and Raney, D. E. 1954. Two Simple Media Fort He Demonstration Of Pyocyanin And Fluorescens. Journal Of Laboratory And Clinical Medicine, 44, 301-307.

Klement, Z. 1963. Rapid Detection Of The Pathogenicity Of Phytopathogenic

Pseudomonas. Nature 199: 299-300.

Klement, Z., Farkas, G. L. and Lourekovich, L. 1966. Hypersensitive Reaction Induced By Phytopathogenic Bacteria In Tobacco Leaf. Phytopathology, 54, 474-477.

Klement, Z., Rudolph, K., Sands, D. C. 1990. Methods In Phytobacteriology, Akademia Kiado, Budapest, Xıv+568s.

Knapic, V., Potocnik, A., Skerlavaj, V. and Brecl, A. 2004. First Outbreaks Of Fireblight In Slovenia. Bulletin OEPP/EPPO 34, 351-356.

LaRue, P. and Vincent, M. 1990. History Of Fire Blight In France 1972/1989 And Administrative Measures. Acta- Horticuulture No:273, Ishs P:57-66.

Lecomte, P., Manceau, C., Paulin, J. P. and Keck, M. 1997. Identification by PCR Analysis On Plasmid pEA29 Of Isolates Of Erwinia amylovora Responsible of An outbreak in Central Europe. European Journal of Plant Pathology 103, 91-98.

Lelliot, R. A. and Stead, D. E. 1987. Methods For The Diagnosis Of Bacterial Diseases Plants. Blackwell Scientific Publications, Oxford, Uk.

Llop, P., Bonaterra, A., Penalver, J. And Lopez, M. M. 1999. Development of A Highly Sensitive Nested-PCR Procedure Using a Single Closed Tube For detecetion of Erwinia amylovora in Asympyomatic Plant Materiial. Applied

Benzer Belgeler