• Sonuç bulunamadı

4. KUYUMCULUK SANATI TARİHİ

4.3. Türklerde Kuyumculuk Sanatı

Altın, eski Türk devletlerinde büyük bir öneme sahipti. Devletlerin zenginlik alameti olan ve gücünü oluşturan altının Türk gelenek ve göreneklerinde de yeri bulunmaktadır. Hun Türkleri her şeyi altın ile kaplamışlardır. Tarihi kaynaklara göre M.Ö 4.- 5.yy.lardan kalmış olabileceği düşünülen Saka Türklerine ait bir mezarda altın kıyafetli bir genç adam bulunmuştur. Elbise ve şapkası adeta altından örülmüş bir zırhı andırmaktadır. İçinde bulunduğu mezar da altın süslemelidir. Değişik kazılarda Hunlara ait olduğu bilinen altından ok ve yaylar da bulunmuştur.

Altın yaylar Hun devletinde liderlerin kullandığı güç sembolleri olmuştur. Hunlarda ayrıca kemer kayış ve tokalarında da altın kullanımı yaygındır. Tokaların sayısı ve büyüklüğü rütbe simgesi olarak kullanılıyordu. Göktürklerde altın zenginlik göstergesi olarak görülmekte ve Göktürk yazıtlarında sık sık geçmekteydi. Bayrakların tepesinde altından kurt başı veya yırtıcı bir kuş motifi bulunurdu. Göktürklerde başlayan altı kurt başlık sancak geleneğinin Uygurlar’da da devam ettiği görülür.

Türklerde ayrıca altın takı kullanımı da yaygındır. Özellikle altın yüzük evlilik sembolüydü. Altın küpe ise erkeklerin kullandığı ve yiğitlik, erkeklik sembolüydü. Altın miğfer ve mızrakları genellikle Oğuz Beyleri kullanırdı. Mızrakların uç kısmının altından olması Oğuz Beylerinin sembolüydü. Avarlarda süs eşyası olarak kullanılan altın malzeme daha çok hayvan motiflerinde kullanılırdı. Avarlar altın açısından zengindi. En çok kuyumculuk alanında kullanmışlardır. Bitki ve hayvan motifli takılar yaygındı. Avar altın işlemeciliğinde Bizans etkileri dikkat çekmektedir. Kayış süsleri, tokalar, kılışlar, kemerler ve çeşitli süs eşyaları altın işlemeli veya altın malzemedendi.Peçeneklerde daha çok altından vazo ve sürahiler dikkatleri çekerken, Bulgarlar ve Kırgızlarda da benzer altın kullanım özellikleri bulunmuştur. Ayrıca Türk Destanlarında da altının önemli bir yeri vardır(Esin,2004).

Kılıçkan(2004) Orta Asya’dan Anadolu’ya Türk Bezeme Sanatını incelediği çalışmasında Orta Asya Türklerinin maden işlemeciliğinden şöyle bahsetmektedir:

Pek çok imparatorluğu yıkan Türkler savaş sanatlarında çok başarılıydı. Savaşta kullandıkları aletleri demirden yaparlardı. Demir işleyiciliği madenler içinde en son ve en zor olandır. Demirden önce

23 bakır, bronz ve altın işleyiciliği gelir. İlk Türk merkezlerinden sayılan Andronovo kültürü döneminde ise Orta ve Kuzey Asya’da ilk olarak altın ortaya çıkar. Bu dönemde yani M.Ö. 2000’lerde Altaylarda altın endüstrisi ve madencilik gelişmiştir. Bozkır Türklerinin başlıca meslekleri demircilikti. Türk topluluklarında çok güzel ve kaliteli kalkan, kılıç, mızrak, kargı gibi malzemeler yapılmaktaydı. Bu aletlerin kabzalarında değerli taşlarla ve altın levhalarla kaplanmış olurdu. Kemer tokaları, kav mahfazaları, ok kutuları, miğferler genellikle altın süslemeliydi. Ayrıca giysilerde ve kullanılan eşyalarda soyluluk derecesine göre altın kullanımı bilinmektedir.

Şekil -7 Kemer tokası (www.google.com) Şekil -8 Türkmen takıları(www.arbuz.com)

Şekil -9Altın süs eşyası(www.google.com)

4.3.2. Türkmenlerde Kuyumculuk Sanatı

Kuyumculuğun Eski Türkmenlerin hayatında çok önemli bir yeri olmuştur. Boy olarak yaşamaya başlayan Türkmenlerin zenginleşmesi sonucunda güzelleşmeye meyillerinin artması kuyumculuğun gelişmesini sağlamıştır .

Türkmen takılarının bölge özelliklerine göre farklılaşması, özellikle Oğuz kültürünün son dönemlerine ait olduğunu düşündürür. Oğuz Türkmen kabilelerinin o devirde farklı yerlere dağılmaları, birbirinden ayrı yaşamaları, takılarının da farklı yollarla gelişmesine sebep olmuştur ( Dinç ve Çakır,2010).

Orta Asya kökenli olan Türkmen takıları, kökleri çok eskilere dayalı çok ince bir sanatın ürünleridir. Geleneksel basit araçlarla üretilen takılara değerli taşların yerleştirilme biçimi, kullanılan geometrik formlar, Türkmen takı geleneğinin özgünlüğünü yansıtmaktadır. Türkmen takıları, eski savaşçıların demirden giysilerini de hatırlatmaktadır.Geniş göğüs süsleri askerlerin göğüs zırhlarını

24 andırmaktadır.Kubbe şeklindeki gümüş başlık ve kenarlarında yanaklara kadar inen gümüş askıları ise askeri bir şapkaya benzemektedir (Dinç ve Çakır,2010).

Şekil 10- Geleneksel giysileri ile Türkmen kadınları(www.google.com)

Şekil 11 -Altından yapılmış ve akik taşlarıyla süslenmiş göğüslük(www.google.com)

Türkmen kadınının kullandığı bazı takı çeşitleri şunlardır :

- Apbasi: Bu terimin semantik gelişmesi farklıdır. O bir zamanlar para birimi olarak

kullanmış ise de sonra Türkmence’de bayanların elbisesinin ön tarafına takılan süs olarak kullanılmaya başlanmıştır (Arazguliyev,1977).

25

- Akmanat: Türkmen dilinin Yomut şivesinin batı ağzında gelinliklerin ön kısmına, kız

elbiselerinin yenine takılan takıların bir şekline akmanat denir.

- Asık: Kadınların saçlarına taktıkları gümüş ziynet eşyası.

- Çapraz çanga:Kadınların elbise yakalarına astıkları veya taktıkları değerli

taşlarla bezenmiş yaka takısı.

- Göncük, gülyaka (broş):Kadınların gömleklerinin üstünden taktıkları ucu

halkalı değerli taşlarla bezenmiş, özellikle altından yapılmış olan süs eşyası

- Sümsüle: Türkmen hanımlarının takkelerine taktığı süs takılarının biri de sümsüledir. - Şaylıtahya: Türkmen gelinin gümüşlerle süslenmiş “şaylı tahya” başlığı, efsanevî

Amazonların savaşlarda taktıkları başlığı hatırlatmakla birlikte, el işlemeleri, gümüş takıları ve renk cümbüşü ile harika bir görünüme sahiptir (Arazguliyev,1977).

Türkmenlerin kuyumculuk sanatı sadece özel bir beceri değil; Türkmenlerin dünyaya bakışının ve zanaatkarlığının da bir göstergesi olmuştur. Bu sanatın temsilcileri olan kuyumcular, alçak gönüllülükten ve iyi niyetten dolayı, yaptıkları çeşitli takılara kendi isimlerini, mühürlerini ve hatta takının yapıldığı tarihi koymadıkları görülmüştür. Onlar yaptıkları takıları, bir kadına bağışlamışlar ve onun sadece o kadına ait olmasını istemişlerdir. Türkmenlerde bu durum, gümüş – altın takıların anadan kızına geçmesi, halkın arasında adet olarak yerleşmiştir. Türkmenler arasında söylenen: “Alemde bir tek kadın yaşamaya devam etse, kuyumcunun bu ince sanatı hiç bir zaman yitip kaybolmaz” sözü, bu sanatın günümüze bakan yönü olmuştur.

Geleneksel kültür anlayışının hakim olduğu bir medeniyete sahip olan Türkmen toplumunda, geçmişten günümüze kültürün taşıyıcısı olan yaşlılara, kök boyalarıyla işlenen el emeği göz nuru Türkmen halılarına, ahal teke atlarına, Türkmen milli oyunlarına ve milli giyimlerine, konuklara ikram edilen Türkmen pilavına ve yemeklerine, şay-sep diye adlandırılan genellikle gümüşten ve değerli taşlardan yapılan Türkmen takılarına, bahşilerin dutar eşliğinde söylediği halk ezgilerine, aileye ve aile içi değerlere büyük önem verildiği görülmektedir (Dinç ve Çakır,2010).

Benzer Belgeler