• Sonuç bulunamadı

2.4. Araştırma Konusu İle İlgili Yapılmış Çalışmalar

2.4.1. Türkiye’de Yapılmış Çalışmalar

Bu kısımda yurt içinde konu ile ilgili yapılmış ve araştırma açısından önemli olduğu düşünülen çalışmalara yer verilmiştir.

Ünüvar (2011) yaptığı araştırmada, Konya ve Isparta il merkezinde bulunan okul öncesi eğitim kurumlarında görev yapan idareci ve öğretmenler ile velilerin eğitim ortamlarının fiziksel mekân, rutin kişisel bakım, dil ve akıl etme, aktiviteler, etkileşim, aile ve personel ile yönetici, öğretmen nitelikleri boyutlarına ilişkin

görüşlerinin belirlenmesini amaçlamıştır. Araştırmanın örneklemini, Konya ve Isparta il merkezinde 6 yaş grubuna hizmet veren 3'ü MEB' e bağlı ilköğretim okulu bünyesindeki anasınıfı, 5 bağımsız anaokulu, 1 özel ilköğretim okulu bünyesindeki anasınıfı ve 1 üniversiteye bağlı uygulama anaokulu olmak üzere 10 okul öncesi eğitim kurumu oluşturmuştur.. Araştırmada veri toplama aracı olarak araştırmacı tarafından hazırlanan görüşme formları ve öğretmen, yönetici ve veliye ait kişisel bilgi formları kullanılmıştır. Araştırma sonucunda; binaların alan büyüklüğü, sağlık ve güvenlik önlemleri, öğretmenlerin eğitim yeterlilikleri, aile eğitimi çalışmalarının niteliğine ilişkin sonuçlar değerlendirilmiş, bu sonuçlar doğrultusunda okul öncesi eğitim ortamlarının niteliğine ilişkin standart göstergeleri oluşturulması gerektiğini ve bütün okul öncesi eğitim kurumlarının en üst düzeyde niteliğe sahip olması yönünde düzenlemeler yapılması gerektiğini önerilmiştir.

Güleş (2011), tarafından yapılan çalışma, eğitim ortamlarının önemli öğelerinden biri olan iç mekân eğitim materyallerinin, okul öncesi eğitim kurumlarında ki yeterlilik durumunu miktar ve kalite açısından tespit etmek amacıyla yapılmıştır. Çalışma Türkiye’de Konya ili okul öncesi öğretmenleri ile gerçekleştirilmiştir. Bu araştırmanın evrenini Konya İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne bağlı anasınıfları ve bağımsız anaokulları oluşturmuştur. Konya il merkezi anaokullarında ve anasınıflarında görev yapan 78 okul öncesi eğitim öğretmeni örneklem grubunu oluşturmuştur. Veri toplama aracı olarak anket kullanılmıştır. Ankette yer alan ve öğretmenlere sunulan materyal listesi, ECERS-R Materials Checklist’e göre hazırlanmıştır. Bu listeye araştırmacı tarafından listede yer almayan “Günlük Hayat” ve “Kaba Motor”a ilişkin materyaller bölümleri de eklenmiştir. Çalışmanın sonucunda anaokulları ve anasınıflarında; kum/su ve doğa/bilim materyalleri sayısal olarak yetersiz iken, kitaplar ve resimler ile sanat materyallerinin sayısal olarak sınıfta en çok bulunan materyaller olduğu, öğretmenler tarafından materyallerin pek çoğunun kalite açısından yeterli ve kısmen yeterli bulunulduğu tespit edilmiştir

Kalkan ve Akman (2009)’ın yapmış oldukları bu çalışma, Türkiye’deki okul öncesi kurumların kalitesini eğitim çevresi açısından araştırmayı ve kamu okul öncesi kurumların kalitelerini, özel okul öncesi kurumları ve bir kurum içinde

bulunan okul öncesi kurumları ile karşılaştırmayı amaçlamıştır. Çalışmanın örneklemini Ankara’da bulunan ve rastgele seçilen 26 okul öncesi kurumu oluşturmuş ve ECERS-R bilgi toplama aracı olarak kullanılmıştır. Araştırma sonucunda; kurumların ECERS-R puanları “iyi” seviyesinin altında bulunmuştur ve eğitim çevresi açısından bu üç tip okul öncesi kurum arasında belirgin bir fark bulunmamıştır.

Göl-Güven’in (2009), araştırmasında, İstanbul’da rastgele seçilmiş okul öncesi eğitim veren resmi okullar ile özel okullardaki erken çocukluk dönemi sınıflarının kalitesi değerlendirilmiştir. Araştırmanın sonucuna göre, özel okulların günlük işleri ve öğretmen-veli ilişkilerini daha etkili biçimde ele almasına karşın her iki tür okul öncesi eğitim kurumlarında da fiziki düzenlemelerden, öğretmen-öğrenci ilişkilerine kadar önemli yapısal eksiklikler tespit edilmiştir.

Özgan’ın (2009), yapmış olduğu çalışma nitel bir çalışmadır. Kilis ilinde okul öncesi gelişim sürecini değerlendirmiş, fiziksel koşulların yetersizliğine ek olarak okul öncesi eğitimde okul-aile işbirliği eksikliğine de dikkat çekmiştir. Özgan, çalışmasında ayrıca okul öncesi eğitimin hala çocukların bilişsel, motor ve sosyo- duygusal gelişimi için temel olarak algılanmadığını belirtmiştir.

Durmuşoğlu (2008), Ankara ilinde yaptığı çalışmada resmi anasınıfı öğretmenlerinin çalıştıkları okullardaki eğitim ortamlarına ilişkin görüşlerini incelemiştir. Çalışmanın örneklemini 180 anasınıfı öğretmeni oluşturmuştur. Veri toplama aracı olarak araştırmacı, “Anasınıfı Eğitim Ortamı Kontrol Listesi” hazırlamıştır. Araştırmaya katılan anasınıfı öğretmenleri sınıflarının büyüklüğünü, alınması gereken güvenlik önlemlerini yeterli bulmuşlardır. Öğretmenlerin çoğunluğu eğitim ortamının; aydınlatma, ısınma ve havalandırma sistemleri ile lavabo ve tuvaletlerle, masa ve sandalyelerin çocukların boyutlarına uygunluğunu, sınıfın rutubetsiz olması ve sınıf zemininin sağlığa uygunluğunu yeterli bulduklarını ifade etmişlerdir. Anasınıfı bahçesinin büyüklüğünü kısmen yeterli bulduklarını belirtmişlerdir. Bahçenin bahçe oyuncaklarıyla düzenlenmiş olma durumunu çoğunlukla yetersiz bulmuşlardır. Öğretmenlerin yarıdan çoğu eğitim materyallerinin; sınıftaki tüm çocukların yararlanabileceği sayıda olması, çocukların gelişim özelliklerine, ilgi ve ihtiyaçlarına uygun çeşitlilikte olması, sağlam ve

dayanıklı olması, sağlığa uygun ve güvenilir olması, kaliteli malzemeden üretilmiş olması, kolay temizlenebilir, taşınabilir, çok amaçlı kullanılabilir olması açısından yeterli bulduklarını belirtmişlerdir.

Solak (2007), yapmış olduğu araştırmada, okul öncesi eğitim kurumları ECERS–R’ne uygun olarak incelenmiş ve aldıkları puanlar üzerinden verilerin analizi yapılmıştır. Yapılan analizler sonucunda resmi ve özel okul öncesi eğitim kurumları arasında belirgin bir farklılık bulunamazken, sadece “rutin kişisel bakım” maddesinin alt ölçeğinde istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık bulunmuştur. Solak, önemli olanın eğitimin verildiği kurumun özel ya da resmi olması değil, eğitimin, mekânın, materyallerin, programın ve en önemlisi personelin nitelikli, çocuğun gelişim evrelerini destekleyen uygun şartlara sahip olmasının gerektiğini belirtmiştir.

Feyman (2006), bu çalışmayı Ankara'da Millî Eğitim Bakanlığı'na bağlı olarak eğitim veren resmi ve özel ilköğretim okullarının bünyesindeki anasınıflarının kalite düzeylerinin yaşlan 48- 72 ay arasında değişen çocukların gelişim düzeylerine etkisini incelemek amacıyla yapmıştır. Araştırmanın örneklemi Ankara ilinde bulunan Millî Eğitim Bakanlığı'na bağlı toplam altı anasınıfı, altı öğretmen ve yaşlan 48-72 ay arasında olan 120 çocuktur. Araştırmada veri toplama araçları olarak ECERS-R Okul Öncesi Eğitim Ortamını Değerlendirme Ölçeği, DAYC Okul Öncesi Çocuklar İçin Gelişimsel Değerlendirme Testi, Çocuk Bilgi Formu ve Öğretmen Bilgi Formu kullanılmıştır. Araştırma sonucunda; Millî Eğitim Bakanlığı'na bağlı resmi anasınıflarının kalite düzeyleri çok az; özel ilköğretim okullarındaki anasınıflarının kalite düzeyleri ise çok az ile iyi arasında tanımlanmıştır. Özel ilköğretim okullarında ki ana sınıflarının, resmi anasınıflarına nazaran daha yüksek kaliteye sahip olduğu görülmüştür. Genç ya da mesleğe yeni başlamış öğretmenlerin sınıflarının kalite düzeylerinin, deneyimli öğretmenlerin sınıflarına kıyasla daha yüksek olduğu görülmüştür. Sınıfların kalite düzeyi arttıkça çocukların bilişsel gelişim düzeyinin arttığı, fiziksel gelişim düzeylerinin azaldığı tespit edilmiştir. Sınıfların kalite düzeyleri ile çocukların öz bakım becerileri ve uyum davranışları arasında herhangi bir ilişki tespit edilmemiştir.

Yazıcı, Yellice ve Özer (2003) tarafından okul öncesi eğitim ortamlarının değerlendirilmesine ilişkin yapılan araştırmada ECERS-R kullanılmıştır.

Araştırmanın örneklemini Antalya İl merkezindeki özel anaokullarından 10 anaokulu oluşturmuştur. Araştırmacıların yaptığı gözlemler temel alınarak okul öncesi eğitim kurumları çocuklara sağladığı eğitim olanakları yönünden değerlendirilmiş ve sonuçta ölçeğin hiçbir alt boyutunda mükemmele yaklaşılamadığı tespit edilmiştir.