• Sonuç bulunamadı

Türkiye Selçuklu Devleti (1075 1308)

B- Araştırmalar

1.2. Türkiye Selçuklu Devleti (1075 1308)

Selçuklu devletleri içinde ömrü en uzun olan ve en önemli kolu olan Türkiye Selçuklu kolu, Arslan Yabgu’nun torunu Süleyman Şah tarafından İznik’te kuruldu. Türkiye Selçuklu Sultanı Süleyman Şah, 1084 yılında Antakya’yı zaptetti ve bu durum Suriye Meliki Tutuş ile arasını açtı. İki hükümdar arasındaki savaşta Süleyman Şah hayatını kaybetti.89

Türkiye Selçukluları’nın kurulduğu dönem, Haçlı Seferleri’nin başladığı döneme rastlamaktadır.90 I. Kılıçarslan (1107) Haçlılarla mücadele ederek Haçlıların saldırılarını zayıflattı. I. Kılıçarslan bu saldırılardan dolayı İznik’i terk etmek zorunda kalarak Konya’yı başkent yaptı. Haçlı saldırıları Türkiye Selçuklularının gelişimine büyük bir darbe vurdu.91 I. Kılıçarslan’dan sonra tahta geçen Sultan Mesud döneminde, Haçlılar, Dânişmendliler ve Ermenilerle mücadele edildi. II. Haçlı ordusunu mağlup eden Sultan I. Mesud büyük bir ün kazandı. 1155 yılında Konya’da vefat eden I. Mesud’dan sonra yerine oğlu II. Kılıçarslan geçti.92

II. Kılıçarslan’ın ilk yılları taht mücadeleleriyle geçmiş, Danişmendlilerle mücadele etmiş, Mengüceklileri de egemenliği altına almıştır. Türkiye Selçukluları,

88 Kesik, a.g.e., s. 143.

89 İbrahim Kafesoğlu, Selçuklu Tarihi, MEB yay., İstanbul 1992, s. 59.

90 Ali Sevim, Erdoğan Merçil, Selçuklu Devletleri Tarihi, Siyaset, Teşkilat ve Kültür, TTK yay., Ankara 1995, s. 378.

91 Işın Demirkent, “I. Kılıçarslan”, DİA, C. 25, TDV yay., Ankara 2002, s. 396-399. 92 Faruk Sümer, “Selçuklular”, DİA, C. 29, TDV yay., Ankara 2004, s. 339-342.

1176 yılında II. Kılıçarslan önderliğinde yapılan Miryakefalon savaşında Bizans ordusunu yenmiş, bu yenilgiden sonra Bizans’ın Anadolu’yu ele geçirme ümidi tamamen yok olmuştur. Anadolu bu savaştan sonra Türk yurdu haline gelmiştir. Sultan II. Kılıçarslan dönemi devletin tam bağımsız olduğu ve Anadolu Türk birliğinin büyük oranda sağlandığı bir dönemdir. II. Kılıçarslan döneminde kültürel faaliyetler hız kazanmış; Konya ve Aksaray’da medreseler inşa edilmiştir. İlim ehli kişiler himaye edilerek desteklenmiştir. II. Kılıçarslan, saraylarında âlim ve şairleri barındıran, ilme önem veren bir sultandı.93

1192 yılında II. Kılıçarslan’ın vefatı üzerine tahta oğlu I. Gıyaseddin Keyhüsrev geçti. Ancak kardeşi II. Rükneddin Süleyman Şah’la olan mücadeleyi kaybedince tahtı ona bıraktı. 1204 yılında II. Rükneddin’in ölmesi üzerine tahta tekrar I. Gıyaseddin Keyhüsrev geçti. Onun döneminde Karadeniz ticareti güvenlik altına alındı. Antalya ele geçirildi. İlk defa Venediklilerle ticaret anlaşması yapıldı. Sultan I. Gıyaseddin, 1211 yılında İznik imparatoruyla yapılan savaşta şehit oldu. I. Gıyaseddin Keyhüsrev de iyi eğitim görmüş, ilme ve ilim adamlarına değer veren bir sultandı.94

I. Gıyasedddin Keyhüsrev’den sonra tahta oturan I. İzzeddin Keykavus kardeşleriyle mücadele etmiş ve onların isyanını bastırmıştır. Kendi döneminde Sinop’u fethetmiş, Çukurova’daki Ermenileri vergiye bağlamış, Artuklular ve Erbil hükümdarlarını hâkimiyeti altına almıştır. I. İzzeddin Keykavus, şiire ilgi duyan bir hükümdardır. Onun döneminde meclisler bilginler ve sanatkârlarla dolmuştur.95

İzzeddin Keykavus’un ardından devletin başına I. Alaaddin Keykubad geçti. Moğolların yoğun saldırılarının olduğu bu dönemde Sultan Alaaddin Keykubad Moğollara karşı bazı tedbirler almış, onlarla iyi geçinmeyi tercih etmiştir. Onun döneminde fetihler başlamış Mengücekler ve Artukluların Harput koluna son verilmiştir. I. Alaaddin Keykubad, 1237 yılında zehirlenerek öldürülmüştür. Selçuklu tahtına da oğlu II. Gıyaseddin Keyhüsrev oturmuştur. Selçuklu veziri Sadeddin Köpek’in kendi menfaatleri için işlediği siyasî cinayetler yüzünden Türkmenler arasında huzursuzluklar meydana gelmiştir. Bu sebepten dolayı da Anadolu’da

93 Abdülkerim Özaydın, “Kılıcarslan II”, DİA, TDV yay., Ankara 2002, s. 399-403. 94 Ali Sevim, “Keyhüsrev I”, DİA, C. 25, TDV yay., Ankara 2002, s. 347-349. 95 Faruk Sümer, “Keykâvus I”, DİA, TDV yay., Ankara 2002, s. 352-353.

“Babailer İsyanı” olarak adlandırılan bir isyan çıkmıştır. Bu isyandan dolayı Ahiler ve Türkmenler takibata uğramışlar, daha sonra bu Ahi ve Türkmen topluluğu uç bölgelere göç etmişlerdir.96

Türkiye Selçuklu Devleti’nin en yüksek seviyede olduğu Alaaddin Keykubad döneminde âlimler, şairler, edipler, sanatkârlar Anadoluya gelerek sultanın himayesine girdiler. O dönem Mevlâna Celaleddin-i Rûmi ve ailesi sultanın daveti üzerine Konya’ya gelip yerleşti. Alaaddin Keykubad astronomi ilmine vâkıf bir sultandı. Nizâmülmülk’ün Siyasetnâme’sini, İmam Gazali’nin Kimya-ı Saadet eserini okumuştur. Ahi Evren’e ait Yezdan Şinaht ve Mürşidü’l-Kifaye adlı eserler ve Necmettin-i Daye’nin Mirsadü’l-ibâd’ı Alaaddin Keykubad adına kaleme alınmıştır.97 On yedi yıl hüküm süren Alaaddin Keykubad, iyi huylu, isabetli görüşleri sahip ve tedbirli bir sultandı. Ülkeyi adaletle yönetmiş, onun zamanında ülke sınırları genişlemiştir.98

İbn Bîbî, Selçuklu tarihini anlatan Selçuknâme adlı eserinde, Selçuklu Sultanı II. Kılıçarslan’ın oğlu Rükneddin Süleyman Şah’ın ilme ve ilim adamlarına verdiği değeri şu şekilde anlatır: “Sultan Rükneddin silahı kuvvetli, halka karşı şefkati nihayetsizdi. İffetli dindar ve son derece perhize riayetli, yüce bir dağ gibi sakin tabiatlı, hükümlerinde zamanın en isabetlisiydi. Her ilme aşina ve her sanata ziyadesiyle âşık olan, tabiatı biraderi Sivas ve Aksaray meliki Kutbettin Melik Şahla arasının açıklığı dolayısıyla yazdığı şu beyitlerden anlaşılmaktadır:

“Ey kutup! Felek gibi senden baş çekmem Seni bir nokta gibi daireye çekmeyince, Vücudumun derileri omzumdan çıksın Başının köşesinden perçemi çekmezsem.

96 Mehmet Ali Hacıgökmen, “Anadolu Selçukluları Zamanında Sadrü’d-Din Konevî’nin Türkmen İsyanlarına Karşı Bakışı” Selçuk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Dergisi, S.10, 2001, s. 42-49. 97 İsmail Çiftçioğlu, “Türkiye Selçukluları ve Beylikler Döneminde İlmi Teşvik, İlim Adamlarını Himaye Etme Anlayışı”, Türk Dünyası İncelemesi Dergisi, VI/1, İzmir 2006, s. 29-38.

98 Kerîmüddin Mahmud-i Aksaraî, Müsameretü’l Ahbâr, çev. Mürsel Öztürk, TTK yay., Ankara 2000, s.25.

Onun lütuf ve himayesi sayesinde âlimler, şairler, hüner ve sanat erbabı fakirlikten ve sefaletten kurtularak nimet ve saadete kavuştular. O sırada büyük şair Faryaph Zahirüddîn’in taktim ettiği meşhur bir kasîdeye karşı iki bin altın, 15 at, 5 ester (kaytır), 5 nefer genç uşak, 5 cariye, elli kather çeşit elbise vermiş, hediyeler şairin ulağına teslim edilerek gönderilmiştir.99

1243 Kösedağ Savaşı’ndan sekiz-dokuz yıl evvel Anadolu’da Moğol tehlikesi baş gösterdi. Ancak Anadolu, Suriye ve Irak’ta yeterli tedbirler alınmamış, bilakis Selçuklular, Eyyubiler, Artuklular ve Harzemşahlar kendi aralarında mücadele etmişlerdir. Moğol saldırıları Anadolu’ya kadar ilerlemiş, Erzurum ve Sivas’a kadar Selçuklu beldeleri ilk defa korkunç bir yıkımla ve saldırıyla karşılaşmıştır.100 Devletin başında olan ve devlet yönetme kabiliyeti olmayan II. Gıyaseddin Keyhüsrev’in tecrübesiz kişilerle iş birliği yapması devlet işleyişinin zayıflamasına yol açmıştır.101

Moğol istilası Anadolu’ya yoğun bir şekilde Türkmen göçünü arttırmış, bununla birlikte birçok zümre de Anadolu’ya göç etmiştir. Bu zümreler arasında farklı meslek ve statülere sahip insanlar bulunmaktaydı. Bu insanlar arasında; fikir ve sanat adamları, zengin tacirler, mutasavvıflar, müderrisler hatta devlet kuracak nitelikte boy beyleri mevcuttu.102

Türkiye Selçuklu Devleti 1243’te Moğollarla yapılan Kösedağ Savaşını kaybederek Moğollara vergi vermeyi kabul etmiş, otoritesini kaybeden Selçuklu devleti karşısında, batı sınırına yerleştirilen Türkmenler de kendi başlarına hareket etmeye başlamışlardı. Türkmenlerin Bizans topraklarına yaptığı saldırılar başarılı olmuş, Bizans İmparatorunun halka yüklediği ağır vergiler de bu başarıya katkı sağlamıştır.103

99 İbni Bîbî, el-Evâmirü’l-Alâ’iye fi’l-Umûri’l-Ala’iyye (Selçukname-I), haz. Mürsel Öztürk, Kültür Bakanlığı yay., Ankara 1996, s. 35.

100 İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Osmanlı Tarihi I, Anadolu Selçukluları ve Anadolu Beylikleri Hakkında

Bir Mukaddime ile Osmanlı Devleti’nin Kuruluşundan İstanbul’un Fethine Kadar, TTK yay., Ankara

2011, s. 10.

101 Erdoğan Merçil, “Anadolu Beylikleri”, DİA, C. 3, İstanbul 1991, s. 138-139.

102 Mustafa Akkuş, “Hacı Bektaş Veli’nin Moğol Tahakkümüne Bakışı”, Türk Kültürü ve Hacı Bektaş

Veli Araştırma Dergisi, S. 66, (2013), s. 147-168.

Moğol zulmünden kaçan Türkmenler, uç bölgelere çekilmişler, bu beylikler, 1277 yılından itibaren merkezle alakalarını keserek, kendi idarelerini kurmuşlardır.104 XIV. yüzyılın Anadolu’da bir Selçuklu Devleti’nden bahsetmek pek mümkün değildir. Gıyaseddin Mesud’la ismen varlığını sürdüren Türkiye Selçuklu Devleti 1308’de onun vefat etmesiyle fiilen de ortadan kalkmıştır. Anadolu, İlhanlıların tayin ettiği valilerle yönetilmiştir.105

XIII. yüzyıl sonlarına doğru Anadolu’da Moğol baskısı zayıflamış ve bu durumdan faydalanan Türkmen beyleri yavaş yavaş Türkiye Selçuklularıyla ilişkilerini keserek bağımsızlıklarını ilân etmişlerdir. Türkiye Selçuklularının hâkimiyetindeki topraklarda kurulmuş olan bu beyliklere Anadolu beylikleri denilir. Bunların çoğu Bizans İmparatorluğu’na yakın uçlarda ve kıyı bölgelerinde teşekkül etmişlerdir.