• Sonuç bulunamadı

6. TÜRKĐYE KIRSAL KALKINMA POLĐTĐKALARI VE AVRUPA BĐRLĐĞĐ

6.4 Türkiye'nin Kırsal Kalkınma Genel Vizyonu

Türkiye kırsal kalkınmada geleceğini belirlerken kendi gereksinimleri ve AB’nin istekleri olmak üzere iki unsuru dikkate almaktadır. Bu noktada çalışmanın bu bölümüne kadar olan kısmında Türkiye’nin sorunları ve ihtiyaçları belirlendi. Dolayısıyla ikinci unsur; AB’nin uyum sürecinde beklentileri ve Türkiye’ye eleştirileri saptanmalıdır. AB’nin bazı eleştirileri ve talepleri şöyledir

AB: “Türk tarımında kırsal kalkınma politikası şart.”Avrupa Komisyonu Türkiye Delegasyonu tarafından düzenlenen "AB-Türkiye: Tarım ve Kırsal Kalkınmada Fırsatlar ve Güçlükler" konulu toplantıda AB üyelik sürecinde tarımda karşılaşılan güçlükler ile fırsatlardan en iyi düzeyde nasıl yararlanılabileceği masaya yatırılmıştır. Toplantıda Türk tarımının katılım sürecinde potansiyelini ve fırsatları tam olarak kullanması ve karşılaşılan güçlüklerin olumsuz etkilerinin minimuma indirgemesi için Türk tarım politikası reformunun çok önemli olduğunu kaydedilmiştir. Avrupa Komisyonu Türkiye Delegasyonu Tarım, Kırsal Kalkınma ve Balıkçılık Sektör Yöneticisi, Türk tarım sektörünü yeniden yapılandıran ve AB standartlarını gerçekleştirmeyi amaçlayan kapsamlı bir kırsal kalkınma politikasına ihtiyaç olduğunu belirtmiştir.

AB: “Kurumlar Güçlenmeli.”Tarım alanlarının küçüklüğü, açık mülkiyet haklarının olmaması, kırsal kesime yönelik bir kredi sisteminin bulunmaması gibi yapısal zayıflıkların

üstesinden gelinebilmesi için, sektörü yeniden yapılandıran ve AB standartlarını gerçekleştirmeyi amaçlayan kapsamlı bir kırsal kalkınma politikasının Türkiye'nin gereksinimi olduğu belirtilmektedir. Türk tarım sektörünün rekabetinin artırılması amacıyla ulusal politikada yapılacak bir reform korumayı azaltmalı, mevcut ticari tercihleri tam anlamıyla uygulamalı ve toprak reformu ile miras hukuku reformunu içermelidir. Çiftçilere gereken hizmetlerin sağlanabilmesi için bu sektördeki kurumların güçlendirilmesi gerekmektedir. Özellikle gıda güvenliği, veterinerlik mevzuatı, çiftçi ve arazi kaydı, idare ve kontrol sistemleri ve istatistik alanında olmak üzere uyum çalışmalarının hızlandırılması gereklidir. Rekabet gücü artırılmış bir tarım sektörü hem tüketicilere yarar sağlar, hem de çiftçilere sürekli gelir kaynağı sağlar. Türkiye tarım ve kırsal kalkınma politikası reformunu ve uyum sürecini devam ettirirse, tarımda tüm potansiyelini gerçekleştirebileceği AB tarafından belirtilmektedir.

Türkiye bu önerilere ve taleplere cevap verebilmesi için; Türkiye’nin kamu ve sivil toplum aktörleri, geleceğin AB üyesi olarak AB’nin Ortak Tarım Politikası’ndan neler beklediklerini ve Ortak Tarım Politikası’nın nasıl yönlendirilmesi gerektiğini belirlemeli ayrıca Türkiye’de bulunan sivil toplum aktörleri AB ülkeleri içerisinde oluşturulmuş PREPARE iletişim ağına katılıp kendi politikalarını AB’ye taşıyabilir ve bu ağdan faydalanabilir,

AB’nin eleştirilerini ve ülkenin genel sorunlarını dikkate alarak Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, AB sürecinde hazırladığı yol haritasında şu bilgileri vermektedir:

Kısa dönem öncelik olarak;

1-Tarım ve kırsal kalkınma alanında, AB'nin kırsal kalkınma araçlarının uygulanabilmesi için gerekli yasal önlemlerin alınması ve uygun yönetim yapılarının oluşturulması sağlanacak.

2-Gıda güvenliği, veterinerlik ve bitki sağlığı alanında, büyükbaş hayvanların tanımlanması ve kayıt altına alınması çalışmalarına daha fazla gayret gösterilmesi, küçükbaş hayvanların tanımlanması ve hareketlerinin kayıt altına alınması çalışmalarına başlanılması, başlıca hayvan hastalıklarının eradike edilmesi için bir strateji geliştirilmesi, AB'nin hijyen ve kamu sağlığı standartlarına ulaşmak için gıda işleme tesislerinin modernizasyonu için bir program yapılması, kalıntı izleme ve kontrol programı uygulanması.

52

3-Balıkçılık alanında, balıkçılık yönetimi, kontrolü, pazarlanması konularındaki mevzuatın müktesebata yönelik olarak yapısal uyarlamasının sağlanması ve kurumsal kapasitesinin güçlendirilmesi (Anonim 2008).

Orta dönem öncelik olarak;

1-Tarım ve kırsal kalkınma alanında, özellikle arazi kayıt sistemine yönelik olmak üzere Entegre Đdare ve Kontrol Sistemi'nin kurulmasına yönelik çalışmaların sürdürülmesi.

2-Gıda güvenliği, veterinerlik ve bitki sağlığı alanında, çalışmaların sürdürülmesi ve gerekli kurumsal kapasitenin oluşturulması, küçükbaş hayvanların tanımlanması ve kayıt altına alınması, gıda işleme tesislerinin yenilenmesi ve süt işletmelerinin modernize edilmesi, gıda güvenliği denetim sisteminin oluşturulması, temel hastalıkların eradike edilmesine yönelik uygulamaların sürdürülmesi ve AB gerekliliklerine uygun bitki çeşitlerinin kaydının yapılması.

3-Balıkçılık alanında, Ortak Balıkçılık Politikası uygulamalarına yönelik olarak, bölgesel ve merkezi düzeyde idari kapasite oluşturulması ve ekipman sağlanması çalışmalarının tamamlanması (Anonim 2008).

2007-2013 dönemi IPARD programı içerisinde, bu genel vizyon, Türkiye’deki kırsal kalkınma için aşağıdaki genel hedeflere uyarlanmıştır:

• Kırsal alanlarda daha iyi yaşam standartları ve çalışma koşullarına yol açacak şekilde,

çiftçiler ve kırsal alan sakinleri için ek gelir;

• Ana tarımsal üretimin rekabetçiliği ve verimliliğinin iyileştirilmesi;

• Verimlilik ve rekabetçiliğin arttırılması yoluyla, tarım ürünlerinin işleme ve

pazarlamasının iyileştirilmesi;

• Çiftlik/fabrika kalite ve hijyen standartlarının iyileştirilmesi;

• Çiftçilik ve çevreyle uyumlu diğer ekonomik faaliyetlerin arttırılması yoluyla,

sürdürülebilir kırsal kalkınma ve yaşam kalitesinin iyileştirilmesi

• Kırsal alanlarda istihdam fırsatlarının yaratılması; • Türk tarımının AB tarımı ile uyumlaştırılması.

Türkiye’deki tarım ve kırsal kalkınma konusundaki genel vizyon şu şekilde önerilmiştir: “Yerel kaynakların ve potansiyelin kullanılması ve çevresel ve kültürel varlıkların korunması temel alınarak, kırsal toplum için kendi topraklarında kentsel alanlarla kıyaslanabilir yaşama ve çalışma koşullarının geliştirilmesi ve sürdürülebilirliğinin sağlanması.” Tüm bu hedefler teoride yeterli görülebilir. Ancak hedeflere ulaşmak için geliştirilen politikaları uygulayabilecek yeterlilikte kurumların varlığı ve bu kurumlar arsında uyumun sağlanması oldukça önemlidir. Türkiye’ye baktığımızda bürokratik nedenlere bağlı kurumlar arası iletişimsizlik kronik olarak hala devam etmektedir. Hala kurumların Avrupa komisyonunca yapılacak akreditasyonu beklenmektedir.

54 7. AB FONLARI VE KIRSAL KALKINMA

AB’nin bölgesel politikaları temelde ekonomik ve sosyal uyumun artırılması ve bölgeler arasındaki farklılıkların azaltılması amaçlarına yöneliktir. Bu amaçlar doğrultusunda üye ülkeler, AB’nin “Yapısal Fonlar” ve “Uyum Fonu” olarak isimlendirilen mali araçlarından faydalanmaktadır. AB, bunlara ek olarak Birliğe aday ülkeler için de benzer yapıda fonlar sağlamaktadır. Katılım Öncesi Mali Yardımlar olarak adlandırılan bu fonlar ile aday ülkelerin üyelik öncesinde gelişmelerine katkı sağlanması, bu ülkelerin, Birliğin kapsamlı bölgesel gelişme politikası ile ekonomik ve sosyal uyum hedefine yaklaşılması ve Birlik içerisinde bölgesel gelişme farklılıklarının azaltılması hedeflenmektedir. Bu fonlar PHARE, ISPA, CARDS ve SAPARD başlıkları altında toplanmıştır. AB, fonlarını tek bir kaynak yerine, farklı kaynaklara paylaştırarak üye ülkelerin ve aday ülkelerin kullanımlarına sunmaktadır.