• Sonuç bulunamadı

Türkiye'nin grafik tasarım ile olan öyküsü uzun yıllar öncesine dayansa da kesin tarihler ve isimler düzgün kayıt altına alınmadığından tam olarak bilinmemektedir. Türkiye'de net olarak grafik tasarım tarihinin nasıl ve ne zaman başladığına ilişkin kesin kayıtlar bulunmamaktadır. Arşivlerden elde edilen bilgiler kesin tarihlerle olmamakla birlikte bazı ilklerin hangi yıllar arasında yaşandığına dair bilgiler verebilmektedir.

48

Türk grafik sanatı tarihinin modern başlangıcı matbaanın kurulduğu dönem olarak bilinmektedir.

İlk Türk basım evi, 1727 yılında Sait Çelebi ve İbrahim Müteferrika tarafından kurulmuştur (Becer, 2009, s.112). 17 tane kitabın basımını gerçekleştiren Müteferrika, "Vankulu Sözlüğü" harflerini ilk kez metal döküm yöntemiyle hazırlamıştır (Becer, 2009, s.113). Matbaanın kurulmasının ardından kitaplar ve gazeteler basılmaya başlanmış, matbaanın önemi daha da artmıştır.

Türk grafik sanatının gelişmesinde büyük katkısı olan Ebuzziya Tevfik; otomatik baskı makineleri ile çalışan ilk matbaayı kurmuş, Türkiye’de devamlı olarak çıkarılan ilk edebiyat dergisi Mecmua-i Ebuzziya’yı bu matbaada basmıştır (Gündoğdu, 1982, s.17). 1887 yılında ilk resimli kitabı basan Ebuzziya Tevfik; kitap, dergi, gazete gibi basılı ürünlerin yanı sıra kartpostal basımını da gerçekleştirmiştir (Gündoğdu, 1982, s.52).

Matbaanın gelişmesi ile birlikte grafik sanatı önem kazanmaya başlamıştır. Bu da grafik sanatı alanındaki eğitim ihtiyacını ortaya koymuştur.

1 Ocak 1882’de Ressam Osman Hamdi Bey tarafından kurulan Sanay-i Nefise Mektebi, 1883 yılında eğitim-öğretime başlamış, 1926 yılında Güzel Sanatlar Akademisi adını almıştır. 1927 yılında Münir Namık İsmail Bey tarafından akademide kurulan Afiş Atölyesi ile birlikte Türkiye’de grafik tasarım eğitimi gerçek anlamıyla başlamıştır (Durmaz, 2007, s.36).

1927 yılında atölyenin başına getirilen Avusturyalı sanatçı Eric Weber, 1932 yılına kadar kurumda hizmet vermiştir. 1932 yılında ise atölyenin başına Mithat Özer geçmiştir (Durmaz, 2007, s.37).

Türk grafik sanatının bir diğer önemli aşaması da tiyatro sanatının yapılanması ve tiyatro afişlerinin tasarlanmasıyla başlamıştır. İlk bilinen tiyatro afişi çalışması Cumhuriyet kurulmadan önce Ferah tiyatrosu için yapılan afiş olmuştur (Karapınar ve Kaşıkçı, 2006, s.8).

Kurtuluş Savaşı sırasında Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, basılı ilan ve yayınların çıkarılmasını desteklemiştir. Türk grafik sanatı, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu ve Latin alfabesinin kabulüyle ülkemizde hızla gelişmeye başlamıştır (Uçar, Ekim ve Türkmen, 2012, s.20).

49

Türk afiş sanatının asıl temelleri İhap Hulusi Görey ile atılmıştır. Almanya’da öğrenim gördükten sonra 1925’te Türkiye’ye dönen İhap Hulusi, Türk afiş sanatının kurucusu olarak sayılmaktadır.

1950’li yıllara kadar İhap Hulusi, Türkiye'de en çok afiş yapan sanatçı olmuştur (“Türkiye'de Afiş Sanatı”, 2007).

Almanya'da kurulan, uygulamalı sanatlar, mimarlık ve endüstri tasarım okulu olarak da bilinen Bauhaus Sanat Okulu; Türkiye'de de grafik tasarım eğitimi anlayışının değişmesine sebep olmuştur.

1955 yılında Alman Mimar Prof. Dr. Ing. Adolf G. Schneck ile sözleşme yapan Milli Eğitim Bakanlığı, el sanatları ve endüstri iş alanlarında çalışabilecek elemanlar yetiştiren bir okul kurmayı istemiştir. Prof. Dr. Ing. Adolf G. Schneck araştırma raporunda, eğitim – öğretim ilkelerini belirlemiş ve açılacak olan okulun beş bölümünün olması gerektiğini vurgulamıştır. Bu bölümler raporda; mobilya iç mimarlık, dekoratif resim, tekstil, grafik ve seramik sanatları olarak belirtilmiştir (Temel, 2008, s.53)

Yapılan çalışmalar sonunda endüstri ve el sanatları alanında eleman yetiştirmeyi amaçlayan bir yüksekokul kurulmuştur. 1957 yılında İstanbul'da kurulan Devlet Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksekokulu, raporda belirtilen beş bölümle eğitim – öğretime başlamıştır (Becer, 2009, 114). Eğitimler sonunda başarılı sonuçlar elde eden yüksekokul, uzunca bir süre iş ilanlarında “Tatbiki mezunu olma” şartının yer almasını sağlamıştır (Becer, 2009, s.115). 1982 yılında yürürlüğe konulan yükseköğretim kanunu ile birlikte Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksekokulu üniversite statüsü içine alınmış ve Marmara Üniversitesi’ne bağlanmıştır (Temel, 2008, s.55). 1927’de Afiş Atölyesi ile grafik tasarım eğitimine başlayan İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi, 1982 yılındaki yükseköğretim kanunu ile birlikte Mimar Sinan Üniversitesi adını almıştır (MSGSU Tarihçe, 2014, parag 1).

Grafik eğitiminin ilk yıllarda İstanbul’da iki üniversitede verilmesinin ardından diğer üniversitelerde de grafik bölümleri açılmıştır. Sonraki yıllarda Hacettepe Üniversitesi’nde, Bilkent Üniversitesi’nde, Anadolu Üniversitesi’nde ve Dokuz Eylül Üniversitesi’nde Güzel Sanatlar Fakülteleri bünyesinde grafik bölümleri açılmıştır.

Grafik sanatının önem kazanması ile birlikte bu mesleği yapan grafik tasarımcıların da önemi artmıştır. Bu mesleğin hem Türkiye’de hem de dünyada bilinirliliğini arttırmak, grafik

50

sanatının gelişmesine katkıda bulunmak ve grafik tasarımcıların yasal haklarını korumak amacıyla 1978 yılında Grafikerler Meslek Kuruluşu – GMK kurulmuştur.

GMK, halen günümüzde varlığını sürdürmektedir. Her yıl Grafik Ürünleri Sergisi’nde o yıl içinde üretilen tasarımları sergilemekte ve ödüllendirmektedir (“GMK Tarihçe”, 2011). Bilgi ve iletişim teknolojilerinin artmasıyla birlikte üniversitelerdeki grafik eğitimi anlayışı da değişime uğramıştır. Grafik eğitiminde öğrencilerin dijital ortamda hızlı ve etkili tasarım yapabilme, elektronik cihazlara uygun tasarlayabilme gibi yeterlilikleri de kazanmaları hedeflenmiştir. Kısacası grafik eğitiminde, dijital çağa ayak uydurabilen ve dijital ortamları kullanabilen öğrencilerin yetiştirilmesi önem kazanmıştır.

Ancak her üniversitenin grafik eğitimi anlayışı birbirinden farklıdır. Bazı tasarım bölümlerinde öğrenciler elleri boyalı, sanat malzemeleri ile dolaşırken diğerleri diz üstü bilgisayarlarla sanal ortamda eğitim alabilmektedirler.

Üniversitelerin grafik eğitimi anlayışı her ne olursa olsun yadsınamaz bir gerçek vardır. Tüm tasarım bölümleri mevcut teknolojik gelişmeleri takip etmeli, hem meslekte yaşanan hızlı değişimleri hem de toplumsal düşünceleri dikkate almalıdır (Becer, 2007, s.55) Kaliforniya Sanat Enstitüsü Grafik Tasarım bölümünden Louise Sandhaus durumu şöyle açıklamaktadır.

"Günümüzde grafik tasarım eğitimindeki en önemli problem, ilgili eğitim kurumunun bu mesleğin teknolojik, kültürel, sosyal ve ekonomik değişimler ışığında nereye doğru yol aldığını doğru kavraması ve bunlara nasıl tepki vereceğini kararlaştırarak ders programını bu hızlı değişimlere ayak uydurabilecek bir esnekliğe kavuşturabilmesidir" (Shapiro'dan aktaran Becer, 2007, s.55).

51

2.11. Dünyada Uzaktan Eğitim ile Grafik Tasarım Alanında Eğitimler Veren Başlıca

Benzer Belgeler