• Sonuç bulunamadı

1. BÖLÜM

3.1. Türkiye Ekonomisinin Orta Gelir Tuzağı Karşısındaki Görünümü

Türkiye ekonomisinin OGT sorunuyla uzun yıllar karşı karşıya kaldığı bilinmektedir. 2017 yılı ortalarında bu tez çalışmasına başlanıldığında OGT kriterleri olan; (Gill ve Khras, 2007).

• DB’nın kişi başına düşen gelir kriterine göre yüksek-OGT engelinde olan ülkeler arasında olma,

• Uzun süre bu engelde olanlar arasında olma,

• ABD kişi başı gelirin %20’lik kısmının altında olması, • Dünya gelirinin ortalamasının altında olması,

gibi kriterlerin hepsini sağlayan Türkiye ekonomisinin OGT’de olan bir ekonomisi olduğu kabul edilmiştir. Ancak 2018 yılında döviz kurunun zaman zaman 2017 yılına göre %100’e yakın artışlar göstermiştir. Ardından 31 Aralık 2018 tarihi itibariyle 5,260 seviyelerinde 2018 yılını kapatan döviz kurunun yüksek olması, faiz oranlarının yükselmesi ve enflasyon oranların %20’lerin üzerine çıkmıştır. Dolayısı ile OGT kriterlerinden dünya kişi başı gelir 11.114 ABD doları (2018 tahmini) ortalaması altında olması, Türkiye’nin kişi başı geliri ise 8.088 ABD dolara (2018 tahmini) düşerek kimi ekonomistler tarafından düşük gelirli ülkeler kategorisine geçtiği söylenmektedir.

Tablo 3.1. Türkiye’nin yıllar itibariyle makroekonomik verileri MAKROEKONOMİK VERİLER/ YILLAR 1990 2000 2010 2015 2016 2017 2018 GSYH (% Büyüme Oranı) 9,2 6,6 8,49 6,09 3,18 7,42 4,7 GSYH ($) 151 272,98 771,9 859,8 863,72 851,1 685.13

Kişi başına gelir

($) 2310 4300 10430 12000 11230 10930 8.573

İşsizlik Oranı 6,49 10,66 8,8 10,24 10,84 11,26 10,47 Enflasyon (GSYH %) 60,3 54,92 8,57 7,67 7,78 11,14 20,30 İhracat- İthalat (GSYH

%) 13,37- 17,58 19,45- 22,55 20,45- 25,45 23,35- 25,95 21,97- 24,85 24,84- 29,33 25,94- 27,76 Kaynak: The World Bank., 2018, [online], Word Bank, https://datacatalog.worldbank.

org/search?sort_by=field_wbddh_modified_date&sort_order=DESC [Ziyaret Tarihi: 1 Ocak 2019].

Tablo 3.1.’e göre; büyüme oranlarına baktığımıza Türkiye ekonomisinin iyi bir seyir izlediği, 2010 yılından sonra ise büyümede inişli çıkışlı bir grafik izlediği görülmektedir. 2018 yılında ise büyüme ortalamasının altında kaldığı görülmektedir.

Türkiye ekonomisinin OGT karşısındaki durumunu incelendiğinde makroekonomik verilerinin yanında küresel rekabetçilik raporunda seçili 140 ile karşılaştırmasına da bakılması gerekmektedir.

Tablo 3.2. Türkiye’nin küresel rekabetçilik endeksine göre sıralaması (140 ülke arasından)

KÜRESEL REKABETÇİLİK ENDEKSİ TÜRKİYE

İnovasyon Yeteneği 47

Altyapı 50

Bilgi ve İletişim Teknolojilerinin Benimsenmesi 71

Makroekonomik İstikrar 116 Kurumların Etkinliği 71 Sağlık 48 İş Gücü Piyasasının Verimliliği 77 Ürün Pazarı 76 İşgücü Piyasası 111 Finansal Sistem 65 Pazar Büyüklüğü 13 İş Dinamizm 76

Kaynak: Schwab, K., 2018, The Global Competitiveness Report 2018. Word Ekonomik Forum [online], Switzerland, http://www3.weforum.org.GlobalCompetitiveness2018.pdf [Ziyaret Tarihi: 21 Aralık 2018].

Türkiye ekonomisinin, Dünya Ekonomik Formunun küresel rekabetçilik endeksi raporuna (2017-2018) göre, OGT’de olmasının altında yatan nedenler şunlardır: (Schwab, 2018).

• Yeni iş olanakları yaratma eğiliminin eksikliği, farklı iş alanlarında bilgi birikiminin eksikliği, iş yapmayı teşvik etme düzeyinin düşüklüğü, iş yapma bağlantılarının çeşitlilik göstermemesi ve Ar-Ge harcamalarının GSYH’ye oranı yıllık %1 gibi düşük düzeyde olması,

• Altyapı konusunda seçili 140 ülke arasından 50. sırada yer alarak liman hizmetlerinin yeterince gelişmemiş olduğu, su, hava, kara ve demir yollarının gelişmiş ülkeler düzeyine ulaştıramamış olması, taşımacılık maliyetlerinin yüksek düzeyde seyretmesi ve yol bağlantılarının verimliliğinin düşüklüğü, • Bilgi ve iletişim teknolojilerinin benimsenme düzeyine bakıldığında seçili

ülkelerin çok gerisinde, bilgi ve fikir alışverişinin gelişmediği, iletişim maliyetlerinin yüksek olması, verimlilik ve teknoloji alt yapısı yetersizliği, • 140 ülke arasında makroekonomik istikrar konusunda ki 116. sırada yer alarak

makro istikrarın olmaması, bu engelde olmasının en önemli nedenidir. Ekonomik kırılganlıkların fazla olduğu, yapısal sorunlarla mücadelede uzun vadeli değil de kısa vadeli çözümlerin ekonomiye hâkim olduğu, borç dinamiklerinin iyi yönetilemediği, para ve maliye politikalarının sürdürülebilirliği konusunda sorunların olması gibi nedenler yatırım ortamını düşüklüğüne neden olması,

• Uyuşmazlıkların çözümünde yasaların etkinliğinin, polis hizmetlerinin güvenirliğinin, basın özgürlüğü ve yargı bağımsızlığının düşük düzeyde kalmasına karşın çıkar çatışmalarının, terörizm, cinayet, yolsuzluklarının ve organize suçların fazla olması sonucu kurumların güvenilirliğinin düşüklüğü, • Doğumda bebek ölüm oranları, sağlıklı yaşam beklentisi konusunda ve sağlıklı

bireylerin daha iyi fiziksel ve zihinsel motivasyonu konusunda 48. sırada yer alması,

• Eğitim ve iş gücünün verimlilik düzeyine baktığımızda 77. sırada yer alarak oldukça gerilerde kendine yer bulmasının altında; iş gücü becerisinin, dijital okuryazarlığın, eleştirel düşünce ortamının düşük olması ve emeğin verimsizliğinin fazla olması,

• Rekabet ortamının yaygınlaşmadığı, gümrük tarifelerin karmaşık yapısı ve ürün pazarı konusundaki hizmet açıklıkları konusundaki yetersizliği,

• Kadın işgücünün düşük düzeyde kalması, işçi- işveren ilişkilerinin arasındaki işbirliği eksikliği, işçi hakları konusundaki sıkıntıların olması, ücret belirleme esnekliğinin düşük olması, insan kaynaklarının örgütlenmesi ve iş politikaları konusundaki verimsizliğin oldukça fazla olduğundan dolayı 140 ülke arasından 111. sırada yer alması,

• Bankaların piyasa değeri, kredi olanakları, portföy değerleri, tasarrufların verimli iş kollarını göre kredilendirme sisteminin, Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler’in (KOBİ) finansmanının az ve/veya yetersiz olması ve bilgi eksikliğinin fazla olmasından dolayı gelişmiş ülkelere nazaran oldukça gerilerde olması,

• Pazar büyüklüğü konusunda dünyanın 13. büyük pazarı olmasına rağmen rekabetin ve verimliliğin düşük olması ve yeterince pozitif dışsallık yaratılmadığı,

• İş kurma maliyetlerinin fazlalığı, girişimcilik düzeyi ve yeni iş kollarının pazara adapte olma düzeyinin eksikliğinin göze çarpması, güncel bir konu olan konkordato (batmak üzere olan firmaların işçi ücretlerinin 3 aylık kısmını devletin ödemesi ile mali yapısını devlete açarak devletten yardım istemesi ile şirketi kurtarma girişimidir.) ilan eden firmaların fazla olmasından dolayı iş dinamizmi konusunda bu tip adımların geç atılmış olması,

gibi nedenlere bir bütün olarak baktığımızda; inovasyon yeteneği, altyapı, bilgi ve iletişim teknolojilerinin benimsenmesi, makroekonomik istikrar, kurumlar, sağlık, iş gücü piyasasının verimliliği ve eğitim düzeyi, ürün pazarı, işgücü piyasası, finansal sistem ve iş dinamizmi konusundaki sorunların olması Türkiye’nin OGT’de takıldığını gözler önüne sermektedir.

3.2. Orta Gelir Tuzağı Çerçevesinde Makroekonomik Göstergeler Bazında