• Sonuç bulunamadı

Türkiye’de Vergi Rekabeti Olarak Kabul Edilen Uygulamalar

3. VERGİ REKABETİ PERSPEKTİFLERİYLE AB, OECD ÜLKELERİ VE

3.3. Türkiye

3.3.1. Türkiye’de Vergi Rekabeti Olarak Kabul Edilen Uygulamalar

Türkiye’nin diğer ülkelerle vergi rekabetine girip girmediğinin tespiti için OECD’nin bu konudaki kriterlerine ve Türk Vergi Sistemindeki değişikliklere bakılması gerekmektedir.

83 3.3.1.1 OECD Kriterleri Açısından

Üye ülke olarak Türkiye, OECD’nin 1998 yılında başlattığı “Zarar Verici Vergi Uygulamaları Forumu’na aktif olarak katılmıştır. OECD’nin yapmış olduğu çalışmalar sonucunda, yayınlanan 2000 yılı raporunda, üye ülkelere ait tercihli rejimler listesinde Türkiye’den iki uygulama yer almıştır. Bunlardan biri İstanbul Kıyı Bankacılığı Rejimi diğeri de Serbest Bölge uygulamalarıdır. Bu liste yayımlandıktan sonra, Türkiye listede yer alan tercihli vergi rejimi uygulamaları ile ilgili düzenlemelere girmiştir.165

3.3.1.1.1 İstanbul Kıyı Bankacılığı Rejimi

Türkiye’de kıyı bankacılığına ilişkin düzenlemeler Serbest Bölgeler mevzuatı çerçevesinde yapılmıştır. Bakanlar Kurulu’nun 18.09.1990 tarih ve 90/999 sayılı Kararı’nın 1.

maddesinde, serbest bölgelerde kıyı bankacılığı da dahil olmak üzere banka kurulması ya da kurulu bankalara ortak olunması hakkında Bankalar Kanunu hükümlerinin geçerli olmadığı ve sadece Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı’nın bağlı bulunduğu Bakanlığın iznine tabi olduğu hüküm altına alınmıştır.166 Yapılan bu yasal düzenlemelerden sonra İstanbul Atatürk Havalimanı Serbest Bölgesinde Kıyı Bankacılığı kurulmasına ilişkin yönetmelik 27.02.1991 tarih ve 20799 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Söz konusu yönetmelik İstanbul Atatürk Hava Limanı Serbest Bölgesi Kıyı Bankacılığı Merkezinin kurulması, yönetilmesi ve işletilmesi ile ilgili usul ve esasları düzenlemiştir.167

Yönetmelik uyarınca Kıyı Bankacılığı Merkezinde faaliyet gösterecek bankalara çeşitli teşvikler sağlanmıştır. Fakat sağlanan teşviklere rağmen bugüne kadar Serbest Bölgelerde hiçbir kıyı bankası kurulmamış ya da yabancı bir banka şube açmamıştır. Bunun yerine Türkiye’de kurulu bankalar, yurtdışında şube açmak ya da yurtdışında banka kurmak yoluna gitmişlerdir.

Türkiye’de hiçbir kıyı bankası kurulamamasının en önemli nedeni Türkiye’de kıyı bankacılığına ilişkin düzenlemeler yapılırken körfez krizinin başlaması ve ilgili mevzuatın kanun şeklinde değil de bakanlar kurulu kararıyla düzenlenmesidir. Bu anlamda OECD’nin

165 N. Semih Öz, Uluslararası Vergi Rekabeti ve Vergi Cennetleri, Maliye ve Hukuk Yayınları, Ankara, Mart 2005, s.318

166 Engin İsmail, “Vergi Rekabeti: Avrupa Birliğine Geçiş Süreci Ve Türk Kamu Maliyesinin Uyumu”, 17.

Türkiye Maliye Sempozyumu, Ankara: Türmob Yayınları, 2002, s.71

167 Erol Çember, “Türkiye’de Kıyı (Off-shore) Bankacılığı ve Vergisel Boyutu”, Vergi Sorunları, Sayı 132, (Eylül 1999), Ankara, 1999, s.48

84 2000 raporunda tasfiye edilmesi gereken rejim olarak gösterilen İstanbul Kıyı Bankacılığı rejimi hiç başlamadan bitmiştir. Nitekim OECD’nin 2004 ve 2006 ilerleme raporlarında yayınlanan listede Türkiye’de kıyı bankacılığı başlığı tamamen kaldırılmıştır.

3.3.1.1.2. Türkiye’de Serbest Bölge Uygulaması

Genel olarak serbest bölgeler; ülkenin siyasi sınırları içinde olmakla beraber gümrük hattı dışında sayılan, ülkede geçerli ticari, mali ve iktisadi alanlara ilişkin hukuki ve idari düzenlemelerin uygulanmadığı ve ya kısmen uygulandığı, sınai ve ticari faaliyetler için daha geniş teşviklerin tanındığı, fiziki olarak ülkenin diğer kısımlarından ayrılan yerler olarak tanımlanabilir.

Türkiye’de serbest bölge konusunda ilk gelişmeler, T.B.M.M., 1927 yılında 1132 Sayılı, “Serbest Mıntıka Hakkında Kanun”u ile başlamıştır. İstanbul’da serbest bölge kurulması konusunda hükümete yetki veren bu kanun, Türkiye’de çıkarılan ilk serbest bölge kanunu’dur. 1132 sayılı kanunun çıkarılması, serbest bölge konusunda atılan adımlar bakımından, bu dönemin en önemli girişimi sayılabilir. O günün koşullarına oldukça uygun ve yeterli olan bu kanuna dayanılarak İstanbul’da tam anlamıyla bir serbest bölge kurulması mümkün olmamıştır. “The Economist” muhabirinin belirttiği gibi, proje önemli miktarda sermaye yatırımını gerektirmekte idi. Türk sermayesi yetmeyeceğinden bu paranın kuşkusuz dışarıdan gelmesi gerekiyordu. Böyle bir yabancı yatırımı çekecek adımlar atılmamış, hükümet ise başlangıçtaki niyetini gerçekleştirecek gayreti göstermemiştir.168

Türkiye’de Serbest Bölgeler Kanunu169 1983 yılında kabul edilmiştir. Ancak ilk serbest bölge 1987 yılında Mersin ve Antalya Serbest Bölgeleri olarak kurulmuştur.

Günümüzde ise, serbest bölge sayısı 25’e ulaşmıştır. Türkiye’deki serbest bölgeler, serbest bölge türü olarak serbest ticaret bölgesi ve sanayi bölgesi seklindedir.170

OECD, yayımladığı 2000 raporundaki tercihli vergi rejimi uygulayanlar listesinde yer alan ülkelerden gerekli düzenlemeleri 2003 yılı sonuna kadar yapmalarını talep etmiştir. Bu doğrultuda, Türkiye’de de ticari ve sınai faaliyetlerdeki yoğunlaşmaya bağlı olarak, serbest bölgelerdeki vergi avantajlarının OECD üyesi diğer ülkelerde olduğu gibi makul seviyelere çekilmesi ve sınırlandırılması gündeme gelmiştir.

168 Çağlar Keyder, “Cumhuriyetin İlk Yıllarında Türk Tüccarının Millileşmesi”, ODTÜ Gelişme Dergisi, 1979-1980 Özel Sayısı, s.248

169 15.06.1985 Tarih ve 18785 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.

170 Çiğdem Berna Kocaman, “Serbest Bölgelerin Makroekonomik Etkilerinin Değerlendirilmesi: Türkiye Örneği”, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 2007, s.124,

http://auhf.ankara.edu.tr/dergiler/auhfd-arsiv/AUHF-2007-56-03/AUHF-2007-56-03-kocaman.pdf, 03.09.2012

85 Türkiye, OECD’nin 2000 raporunda zarar verici vergi uygulaması yapan ülkeler kapsamında nitelendirildikten sonra, serbest bölgelerinin mevzuatında değişikliğe gitmiştir.

Yapılan çalışmalar sonunda, 6 Şubat 2004 tarih ve 25365 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 5084 sayılı kanunla yapılan değişiklikler sonucu, serbest bölgelerde Türk vergi kanunlarının geçerli olması sağlanmış, bu bölgelerdeki kullanıcılara sağlanan sınırsız ve süresiz vergi muafiyeti kaldırılmıştır.171 Serbest bölgelerdeki vergi muafiyetleri hakkında yapılan bu değişiklik sonuç vermiş ve OECD Türkiye’deki serbest bölgeleri tekrar inceleyerek 2006 yılı İlerleme Raporu’nda bu uygulamanın zararlı olmadığı sonucuna varmıştır.172