• Sonuç bulunamadı

Türkiye’de Otomotiv Sektörünün Önemli Sorunları

4. OTOMOTİV SEKTÖRÜ HAKKINDA GENEL BİLGİLER

4.4. Türkiye’de Otomotiv Sektörünün Önemli Sorunları

105

Otomotiv sektörü kayıt altına alınan, üretim ve ticari faaliyeti nedeniyle güvenilir ve kesin bir vergi kaynağı niteliğindedir. Ancak, istikrarsız iç pazar koşulları, aşırı ithalat, aşırı kapasite, firma sayısının çokluğundan doğan sorunlar, özellikle yan sanayinin desteklenmesi için gereken finansman araçlarının yetersizliği, karmaşık yapısı ile yüksek satış vergisi sistemi, ulusal strateji eksikliği, otomotiv sanayinin gelişmesi ve ülke ekonomisine daha çok katkıda bulunmasının önündeki somut engeller olarak karşımıza çıkmaktadır. Bunların dışında, yaşanan ekonomik krizlerin yarattığı sıkıntılar, ekonomimiz için itici bir güç olan otomotiv endüstrimizi olumsuz yönde etkilemiş ve sektörün gelişimini ihracata yönelik sanayi stratejileri çerçevesinde sürdürmesine neden olmuştur.

Otomotiv sanayinde, üretimde uygulanan ileri teknolojiler sebebiyle nitelikli iş gücüne ihtiyaç duyulmaktadır. Bu nitelikli iş gücü ihtiyacı sektör içinde gerçekleştirilen yoğun eğitimlerle karşılanmaktadır. Sektör içinde gerçekleştirilen sürekli eğitim, rekabet gücünün geliştirilmesinde büyük önem taşımaktadır. Sektörün en önemli gücü, çok iyi yetiştirilmiş iş gücüdür. Sektördeki rekabet için gerekli olan yüksek nitelikli iş gücünün yetiştirilmesindeki maliyet unsuru nedeniyle diğer sektörlerden farklı olarak, otomotiv sektöründe iş gücünün sürekliliği önemlidir. Özellikle kriz dönemlerinde üretim azalmasına rağmen istihdamın korunmasına önem verilmektedir.125

4.4. Türkiye’de Otomotiv Sektörünün Önemli Sorunları

106

Otomotiv sektörü satış verileri incelendiğinde; ithalatın, toplam satışın %57 gibi büyük bir kısmını oluşturduğu görülmektedir. Yetersiz olan iç talebin üretim yerine ithalatla karşılanması hem ülkemizdeki otomotiv sanayi firmalarını olumsuz yönde etkilemekte hem de dış ticaret dengesine olumsuz katkı yapmaktadır. Yerli üretim seviyesinin önemi burada ortaya çıkmaktadır.

4.4.2. Ana ve Yan Sanayi Arasında İşbirliği Eksikliği

Otomotiv Sanayi, taşıt aracı üreticilerini, bunlara montaj ve/veya yedek parça amaçlı üretim yapan üreticileri, bakım ve servis istasyonlarını ve satış noktaları gibi oldukça geniş bir kitleyi kapsayan bir sektördür.127

Yan sanayi ise, ana sanayi üretici firmalarının kendi üretim programlarına almadıkları ürün ve yarı ürün parçalarını üreten sanayi dalı olarak tanımlanabilir. Bir taşıt aracının binlerce değişik ürün çeşidinin bir araya getirilerek oluşturulduğu, bunların içinde metal, plastik, cam, tekstil, kauçuk parçaları ile elektrik ve elektronik cihazların yer aldığı düşünüldüğünde sektörün ne kadar geniş olduğu açıkça ortaya çıkmaktadır.

Otomotiv Yan Sanayi ve Yedek Parça sektöründe ise yaklaşık 2.500-3.000 firma’nın faaliyet gösterdiği tahmin edilmektedir. Bunların 1.100-1.200 adetinin yerli ve yabancı ana sanayilere OEM olarak çalışan yan sanayicilerken 1.500 civarında yedek parça pazarına çalışan imalatçı bulunmaktadır.128

Otomotiv Yan Sanayi sektöründe de ana sanayideki gelişmelere paralel olarak ana sanayicilere hizmet eden yan sanayi firma sayısında azalma görülmektedir. Bunun yerine, “parça imalatçısı” durumundan “sistem imalatçısı” durumuna gelen yan sanayiciler oluşmaktadır. Özellikle son yıllarda, belli bir sistemin belli bir parçasını üreterek ana sanayiciye hizmet eden yan sanayiciler, zamanla, kendi çevrelerinde bir başka yan sanayi halkası yaratarak bu sistemin tümünü üretmeye yönelmekte, dolayısıyla bir yandan kendileri yan sanayici konumlarını muhafaza ederlerken, diğer yandan yeni yan sanayicilerin oluşumuna imkan vermektedirler.129

127 İTO, age, 12.

128 İTO, age, 8.

129 İTO, age, 6.

107

Son yıllardaki bir diğer eğilim ise, uluslararası şirketlerin özellikle OEM(Orijinal Ekipman Üreticileri) pazarını hedefleyerek şirket satın almaları, belirli ürünlerde tüm dünya üzerinde tekel konumuna gelmeleridir. Otomotiv sektöründe ana sanayi - yan sanayi ilişkisi incelendiğinde ana sanayicilerin sorumlulukları daha fazla paylaşabilecekleri formda “az sayıda, yarı veya tam bağımlı yan sanayi ilişkisi”ni tercih ettikleri görülmektedir.130

Gelişmiş otomotiv sanayilerine sahip ülkelerde, ana ve yan sanayi arasında güven unsurunun ön planda olduğu, sağlıklı ve işbirliğine dayalı ilişkiler kurulduğu görülmektedir. Bu durum, bu ülkelerin otomotiv sanayilerinin rekabet gücünü arttırmakta ve onları diğer ülkelere karşı üstün duruma getirmektedir.

Türkiye’de otomotiv sanayinde güçlü bir yan sanayinin oluştuğu söylenebilir. Bu durum ülkemizde otomotiv sektörü açısından büyük bir avantajdır. Bu avantaj iyi kullanılarak ana ve yan sanayi firmaları arasında işbirliğine dayalı ilişkilerin geliştirilmesi büyük önem taşımaktadır. Türkiye’de ana ve yan sanayi ilişkileri incelendiğinde ortaya çıkan bazı bulguları şu şekilde sıralayabiliriz:131

• Gelişmiş otomotiv sanayilerine sahip ülkelere benzer şekilde, son yıllarda Türkiye’de de otomotiv ana ve yan sanayi ilişkilerinde önemli gelişmeler olmasına rağmen, gerekli seviyede iş birliği sağlanamamıştır.

• Ana ve yan sanayi arasında verimlilik artışı, maliyet düşürme ve ürün geliştirmeye yönelik ortak faaliyetler yeterli düzeye ulaşamamıştır.

• Yan sanayi firması, üretiminde ağırlığı teşkil eden üründe tek bir ana firmayla çalışmayıp, bir çok firmaya ürün teslimatı yapmak durumunda olduğundan ana ve yan sanayi firması arasında işbirliğinde sorunlar ortaya çıkmaktadır

• Yan sanayici seçiminde maliyet faktörü geçmişe göre önemini kaybetmiş olsa da halen öne çıktığı görülmektedir.

Sahip olduğumuz güçlü yan sanayinin, ana sanayi ile ilişkilerinin işbirliğine dayalı şekilde artması halinde otomotiv sektörünün rekabet gücünü arttıracağı ve ülke ekonomisine olumlu katkı yapacağı açıktır.

130 Age, 6.

131 Bedir, age, 33.

108

Türk Otomotiv yan sanayi de, ana sanayinin yaşadığı sorunlara paralel olarak

“ekonomik ölçek” den yararlanamamaktadır. Üretilen araç sayısının dünya ölçeklerine göre oldukça düşük olması, yan sanayicilerin genelde bir veya iki ana sanayici firma ile çalışıyor olması ve yeni modellerde yerli katkı oranlarını düşük olması yan sanayinde yeterli kapasite bulunmasına rağmen ana sanayinin üretim programına paralel olarak ekonomik ölçeklerde üretim gerçekleştirilememektedir. Bu nedenle Türk Otomotiv yan sanayinin parça maliyetleri uluslararası rekabete uygun olamamaktadır. Ülkemizde üretilen araçların modellerinin eski olmasının da etkisini hesaba katarsak bu olumsuzluklar Türkiye’nin otomotiv yan sanayinde dünya’da önemli bir ihracatçı konumuna gelmesini engellemiştir.132

4.4.3. Sektörün Diğer Sorunları

Dünya’da otomotiv üretimi 1980’li yıllarda 61 ülkede 60 firma tarafından gerçekleştirilmekteyken günümüzde şirket birleşmeleri ile bu sayı 25’e düşmüştür.

Yakın gelecekte şirket birleşmelerinin devam edeceği ve bu sayının daha da azalacağı tahmin edilmektedir. Şirket birleşmelerinin başlıca nedenleri sınırlı ve azalan kar oranları, aşırı kapasite, araştırma ve geliştirmede giderek artan maliyetler ile küreselleşme zorunluluğu olarak sıralanabilir. Sektörün önemli sorunlarının başında aşırı kapasite gelmektedir. Aşırı kapasitenin en önemli nedenini ise “nerede satıyorsan orada üret” stratejisi ile bölgesel/ulusal korumacılık politikaları oluşturmaktadır. Bu yaklaşım çerçevesinde, mevcut kapasiteler eritilmeden gelişen pazarlarda yaratılan yeni kapasiteler, dünya genelinde talep artışının çok üzerinde bir kapasite artışı yaratmaktadır.133

Bahsedilen hususların dışında, ülkemizde otomotiv sektörünün diğer sorunlarını şöyle sıralayabiliriz:134

• Kapasite kullanım oranının artmasına rağmen yeterli düzeye ulaşılamaması,

• Ar-Ge çalışmalarının yeterli olmaması ve bu alana aktarılan kaynağın dünya ortalamasının altında kalması,

132 İTO, age, 14.

133 İTO, age, 3.

134 Görener, age, 1227.

109

• Çok uluslu şirketlerin, seri üretim, yoğun rekabet, düşük maliyetli üretim, yüksek kaliteli ürün ve ileri teknoloji gibi avantajlarla yerli şirketleri olumsuz etkilemesi,

• Son yıllarda yüksek nitelikli iş gücü için eğitime verilen önemin artmasına rağmen, üniversite ve sanayi ilişkilerinin sağlıklı ve yeterli olmaması,

• Sektörün kriz ve talep daralması durumunda diğer sektörlere göre daha hızlı ve fazla etkilenmesi,

• İzlenen politikalarının istikrarlı ve kalıcı olmaması,

• Yerli sermayenin yetersizliği ve girdi fiyatlarının yüksek oluşudur.

Günümüzde otomotiv sektörü tüm bu sorunları aşmaya çalışmaktadır. Tüm bu olumsuzluklara rağmen geçmişte dar hacimli iç pazara dönük ve düşük üretimle çalışan Türk otomotiv sanayi, şu anda küresel pazara yönelik şekilde yüksek üretimle çalışmaktadır.