• Sonuç bulunamadı

2. TÜRKİYE, AB VE ABD HAYVANCILIK SEKTÖRLERİ

2.1. TÜRKİYE’DE HAYVANCILIK SEKTÖRÜ

2.1.3. Türkiye’de Kanatlı Eti ve Yumurtası Üretimi

Ülkemizin sağlıklı beslenmesinde ve yeterli protein temini yönünden beyaz et ekonomik ve istikrarlı bir besin kaynağıdır. Özellikle düşük dar gelirli nüfusun beslenmesi açısından oldukça önemli bir sektördür.

Türkiye’de modern anlamda kanatlı sektörüne yönelik ilk çalışmalar 1930 yılında Tarım Bakanlığı bünyesinde Tavukçuluk Araştırma Enstitüsü’nün oluşturulması ile başlamış olup, ilk tavuk kesimhanesi 1955 yılında Et ve Balık Kurumu tarafından, ilk kanatlı yem fabrikası ise 1956 yılında Yem Sanayi T.A.Ş. tarafından kurulmuştur (Keskin & Demirbaş, 2012). Ülkemizde kanatlı eti üretimi, başta piliç eti olmak üzere, 1970’li yıllarda ağırlıklı olarak aile işletmeciliği şeklinde pahalı ve üretim kapasitesi sınırlı olarak gerçekleştirilmekte iken, 1980’li yıllarda entegre tesislerin artmaya başlaması ve sözleşmeli üretim modeline geçişle yapısal olarak değişmeye başlamıştır. 1990’lı yıllarda sektöre yapılan büyük yatırımlar ile birlikte 2000’li yıllarda Türkiye beyaz et sektörü Avrupa ve Dünya standardını yakalamıştır (BESD-BİR, 2013).

2.1.3.1. Türkiye’de Kanatlı Et ve Yumurta Üretim Değerleri ve Yapısı

Günümüzde piliç eti sektörü istikrarlı biçimde büyümekte, ihracatını arttırmakta, hayvancılık sektörü içerisinde önemli bir istihdam kaynağı yaratmaktadır. Sektördeki büyüme yeni iş imkanları oluşturarak, kırsal kalkınmaya da önemli bir katkı sağlamaktadır. Ülkemizde hem sektörde hem de hammadde üretimi, yem, ilaç-aşı, yan sanayi, nakliye pazarlama gibi yan dallarda yaklaşık 600.000 kişi istihdam edilmektedir (BESD-BİR, 2013).

TÜİK verilerine göre Türkiye’de toplam kanatlı eti üretimi düzenli bir yükseliş göstermiş ve 2005 yılında 979 bin ton iken iki kata yakın artarak 2014 yılında 1 milyon 943 bin tona ulaşmıştır (Şekil 3.5). FAO verilerine göre ise, Türkiye 2013 yılında, kanatlı eti üretiminde Avrupa’da 1., dünyada 10., yumurta üretiminde ise dünyada 11. sırada yer almaktadır. İşletme yapısı bakımından 2013 yılı itibari ile 13.000 üzerinde kayıtlı etlik piliç kümesi, 3.103 adet yumurtacı tavuk kümesi bulunmakta olup, üretim Güney Marmara ve Ege bölgelerine yoğunlaşmış durumdadır.

37

Şekil 3.5 Türkiye’nin Yıllara Göre Kanatlı Eti ve Yumurta Üretimi

Kaynak:TÜİK, 2015.

Gıda sektörü içerisinde AB ile rekabet edebilecek birkaç alt sektörden birisi olması, sektörün geniş işgücü istihdamı sağlaması ve örgütlenme açısından Türkiye’de ki tarım alt sektörlerinin büyük bir çoğunluğuna göre daha ileri seviyede olması kanatlı sektörünün sektörün güçlü yanları arasında yer almaktadır (Keskin & Demirbaş, 2012).

Türkiye’de kanatlı sektöründe maliyetin %60-70’ini oluşturan yem maddelerinin büyük ölçüde ithal edilmesi, fabrika yemlerinin fiyatlarının yüksek olması sektörün en büyük sorunudur (Keskin & Demirbaş, 2012). Piliç eti sektöründe 2013 yılında 4,62 milyon ton yem kullanılmış olup, bu yem maddelerinin başlıca girdileri mısır ve soya fasulyesidir (BESD-BİR, 2013). Mısır üretimi son yıllarda desteklemeler sayesinde artış göstererek sektörün ihtiyacını karşılayabilecek duruma gelmiş olmakla birlikte, soya fasulyesinde ülkemiz net ithalatçı durumundadır. Bununla birlikte 24.12.2011 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan “İnsan Tüketimi Amacıyla Kullanılmayan Hayvansal Yan Ürünler Yönetmeliği” ile rendering ürünlerinin 2016 itibari ile yem üretiminde kullanılamayacağı hükmü getirilmesi ile sektördeki protein açığı daha da artmıştır.

Enerji maliyetlerinin yüksekliği, sektörde faaliyet gösteren kümeslerin modern olmaması, damızlık hayvanların yurtdışından ithal edilmesi, Avian Influenza ve Newcastle Hastalığı gibi salgın hastalıkların Türkiye’nin ihracatını sekteye uğratması kanatlı

937 918 1.068 1.088 1.293 1.444 1.613 1.724 1.758 1.895 43 17 31 35 30 42 40 49 12.052 11.734 12.725 13.191 13.833 11.840 12.955 14.911 16.497 17.145 0 2.000 4.000 6.000 8.000 10.000 12.000 14.000 16.000 18.000 20.000 0 500 1.000 1.500 2.000 2.500 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012 2013 2014 Y um rta Ü retim i ( M ily on A det) B ey az E t Ü retim i ( M ily on T on )

38 sektörünün yaşadığı diğer sorunlar arasında yer almaktadır (BESD-BİR, 2013; Keskin & Demirbaş, 2012).

2.1.3.2. Türkiye’de Beyaz Et ve Yumurta Tüketimi

Tüketim açısından Türkiye’de 2013 yılında 1.483 bin tonu piliç eti olmak üzere 1.570 bin ton kanatlı eti tüketilmiş olup, 1990 yılında 3,8 kg olan kişi başı kanatlı eti tüketimi 2001 yılında 9,7 kg’a, 2013 yılında ise 20,53 kg seviyesine ulaşmıştır (BESD- BİR, 2013). Kişi başı sofralık yumurta tüketimi ise 2014 yılı itibari ile yıllık 194 adettir (YUM-BİR, 2015).

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, kanatlı eti ve yumurta tüketimini arttıracak eğitim ve reklam çalışmaları ile Avrupa Birliği seviyesine çıkartmaya, üretim tesislerinin tam kapasite ile çalışır hale getirmeye ve ihracatı arttırmaya yönelik politikalar geliştirmeyi amaçlamakta olduğunu bildirmiştir (Keskin & Demirbaş, 2012).

2.1.3.3. Türkiye’de Beyaz Et ve Yumurta Dış Ticareti

TÜİK dış ticaret verilerine göre, ülkemizde kanatlı canlı hayvan, beyaz et ve yumurta ihracatı son on yıllık dönemde önemli bir artış göstermiş ve 2005 yılında 55 milyon ABD$ ihracat yaklaşık 19 kat artarak 2014 yılında 1 milyar 72 milyon ABD$’a ulaşmıştır. 2014 yılında ihracatın ithalatı karşılama oranı %1919’dur (Şekil 3.6).

Son on yıllık canlı kanatlı hayvan ve kanatlı ürünleri ihracatımız incelendiğinde toplam ihracatımızın %57,5’ini beyaz et, %41,3’ünü yumurta, %1,2’sini ise canlı hayvanların oluşturduğu görülmektedir. Beyaz et ihracatımızın %97’si piliç etidir.

39

Şekil 3.6 Türkiye’nin Yıllara Göre Beyaz Et ve Yumurta Dış Ticareti

Kaynak: TÜİK, 2015.

HS: 0105, 0207, 0407 ve 0408 kalemleri alınmıştır.

Ülkelere göre ihracatımızda en önemli pazarımızı Irak ve Türki Cumhuriyetler oluşturmaktadır. Son yıllarda Suriye ve Libya’da yaşanan iç sorunlara bağlı olarak üretimin düştüğü ve Türkiye açısından önemli birer Pazar haline geldikleri görülmektedir. Tavuk bacağı ihracatımızda ise Çin Halk Cumhuriyeti ve Vietnam ön plana çıkmaktadır. Suudi Arabistan, Kuveyt ve Rusya Federasyonu sektör açısından önemli hedefler olmakla birlikte, bu pazarlarda üretim maliyetleri daha düşük olan ABD ve Brezilya firmaları tercih edilmektedir. Diğer yandan Türkiye 2004 yılından bu yana AB pazarına girmeye çalışmakta olup, gerekli izinlerin alınması konusunda istenilen ilerleme gerçekleşememiştir (BESD-BİR, 2013).

Yumurta ihracatımızda komşu ve çevre ülkeler en önemli pazarlarımız konumunda olup, 2014 yılında ihracatımızın tümü toplam 20 ülkeye gerçekleşmiş olup, bunun %80,9’u Irak’a, %8,3’ü Suriye’ye, %4,6’sı ise İsrail’e gerçekleştirilmektedir.

Üretim maliyetlerinin yüksek olması, hastalıkların ihracatımıza doğrudan etki etmesi, ihracat desteklerinin yetersizliği, pazar çeşitliliğinin olmaması ve rekabetçi ülkelerin pazar ülkelerle imzaladığı ticaret anlaşmaları ile sektöre yönelik kazandıkları imtiyazlar beyaz et ve tavuk ihracatımızdaki en önemli sorunlar arasında yer almaktadır (BESD-BİR, 2013). 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012 2013 2014 İhracat 55.082 45.548 112.441 207.311 285.319 363.922 672.845 882.533 1.022.9 1.072.5 İthalat 23.070 16.925 19.092 25.218 24.200 29.592 40.908 43.979 44.519 56.683 Denge 32.012 28.623 93.348 182.093 261.119 334.331 631.936 838.553 978.381 1.015.8 0 200.000 400.000 600.000 800.000 1.000.000 1.200.000 D ış T icar et (B in A B D $)

40 Kanatlı hayvan ve ürünlerinin ithalatı incelendiğinde son on yıllık ithalatımızın büyük bir bölümünün damızlık hayvan ve kuluçkalık yumurtanın oluşturduğu gözlemlenmektedir. 2005 – 2014 yılları arasında yapılan kanatlı ithalatının %49,3’ünü canlı civciv ve hindi palazı, %46,5’ini ise kuluçkalık tavuk ve diğer kanatlı hayvanların yumurtaları oluşturmaktadır. 2014 yılında yaptığımız ithalatta AB ülkeleri %75,2 ile birinci ABD %12,6 ile ikinci, Kanada ise %8,2 ile üçüncü sırada yer almaktadır.