• Sonuç bulunamadı

2.3. TÜRKİYE’NİN YENİ GÖÇ SİSTEMİ

2.3.1. Türkiye’de Geçici Koruma ve İstatistikleri

Kitlesel akın durumlarında sağlanacak Geçici koruma sistemi, YUKK ile kanuni dayanak kazanmıştır. Geçici koruma, kitlesel akın olaylarında acil çözümler bulmak üzere geliştirilen bir koruma biçimidir. Geçici koruma, devletlerin geri göndermeme yükümlülükleri çerçevesinde kitleler halinde ülke sınırlarına ulaşan kişilere, bireysel statü belirleme işlemleri ile vakit kaybetmeden, belirli haklar sağlamayı hedefleyen pratik ve tamamlayıcı bir çözüm yoludur. Daha önce ulusal mevzuatımızda yer almayan, kitlesel akın durumlarında sağlanacak Geçici koruma sistemi YUKK ile kanuni dayanak kazanmıştır (YUKK, 2013:M-91,M-4). GİGM’nin, YUKK’un 91’inci maddesine istinaden geçici korumaya ilişkin yönetmelik çalışmaları sonucu 13.10.2014 tarihli ve 2014/6883 sayılı Geçici Koruma Yönetmeliği çıkartılmıştır (GİGM, 2015a)

40

Suriye’deki iç savaşın devam etmesi ve Suriyelilerin ülkelerine güvenli dönüşlerine imkân verecek koşulların uzun süre sağlanamamış olması nedeniyle Türkiye’ye sığınan Suriyelilere uluslararası koruma sağlanmıştır. Ülkemize kitlesel akınla gelen Suriyelilere sağlanan koruma uluslararası literatüre göre “Geçici Koruma”dır. Türkiye Suriyeli sığınmacılara sağlamış olduğu açık kapı politikası ile, ülke topraklarına kabul, Geri göndermeme ilkesi, Gelen kişilerin temel ve acil ihtiyaçlarının karşılanması ilkelerine riayet ederek “Geçici Koruma” statüsünü 04/04/2013 tarihli ve 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’nun 91'inci maddesi ve bu maddeye dayanılarak çıkarılan 13/10/2014 tarihli ve 2014/6883 sayılı Geçici Koruma Yönetmeliği çerçevesinde sağlamaktadır. Suriyeli sığınmacıların kayıt işlemleri, eğitim, sağlık, sosyal yardım, istihdama erişim hususlarında oluşturulan yönetmelik uluslararası uygulamaların üstünde, hak temelli yaklaşımlar içermektedir (TBMM, 2018:248).

Türkiye’ye ilk Suriyeli göçü 2011 yılında başlamış olup, iç savaşın bitmemesi ve şiddetini arttırması sonucu ülkemize gelen Suriyeli sayısı her yıl artmıştır. Yaklaşık 3,6 milyon Suriyeli ülkemize sığınmıştır (TBMM, 2018:243) Türkiye, 2011 yılında Suriyeli göçü başladıktan sonra acilen sınırlarını açmış ve savaştan kaçan Suriyelileri kucaklamış, açık kapı politikası, sığınmacıların temel ihtiyaçlarının karşılanması ve geri göndermeme ilkelerine sıkı sıkıya bağlı kalmış ve iç savaş mağduru Suriyelilerin korunmasında tarihsel bir misyon üstlenmiştir (TBMM, 2018:244).

Geçici Koruma YUKK’un 91. Maddesinde düzenlenmiştir. YUKK’a göre Geçici Koruma; Ülkesinden ayrılmaya zorlanmış, ayrıldığı ülkeye geri dönemeyen, acil ve geçici koruma bulmak amacıyla kitlesel olarak sınırlarımıza gelen veya sınırlarımızı geçen yabancılara geçici koruma sağlanabilir (YUKK, M-91). Bu kişilerin Türkiye’ye kabulü, Türkiye’de kalışı, hak ve yükümlülükleri, Türkiye’den çıkışlarında yapılacak işlemler, kitlesel hareketlere karşı alınacak tedbirlerle ulusal ve uluslararası kurum ve kuruluşlar arasındaki iş birliği ve koordinasyon, merkez ve taşrada görev alacak kurum ve kuruluşların görev ve yetkilerinin belirlenmesi, 2014 yılında Bakanlar kurulu tarafından çıkarılan Geçici Koruma yönetmeliği ile düzenlenmiştir (GİGM, 2016).

2011-2019 yılları arasında Türkiye’ye gelerek Geçici Koruma kaydını yaptıran Suriyeli Sığınmacılara ilişkin veriler incelendiğin de 2011-2012 yılları arasında 14.237 olan Suriyeli sığınmacı sayısının yıllar itibarı ile 2013’te 224.655 kişi, 2014’te 1.519.286

41

kişi, 2015’te 2.503.549 kişi, 2016’da 2.834.441 kişi, 2017’de 3.426.786 kişi, 2018’de 3.623.192 kişi ve 2019 yılında ise 3.646.889 kişiye yükseldiği anlaşılmıştır. Bu verilerden anlaşıldığı üzere yıllar itibarı ile Türkiye’deki Suriyeli Geçici Koruma Başvuru Sahibi sığınmacıların sayısında sürekli bir artış söz konusudur (GİGM, 2019a).

Bu durum da Türkiye’deki sığınmacı ve mültecilerin önemli bir kısmını (%91) oluşturan Suriyelilerin kendi hayatlarını kendilerinin karşılaması için çalışmaları ve Türkiye’de üretim ve tüketime katkıda bulunmaları gün geçtikçe önemli bir ihtiyaca dönüşmektedir. (Erdoğan, 2015: 82). Türkiye’de çalışmak isteyen yabancılar çalışmaya başlamadan önce çalışma izni almak zorundadır. Çalışma izni AÇSHB tarafından verilmektedir. Bakanlığa yapılacak çalışma izni başvuruları bir işyeri veya işletme üzerinden işveren tarafından yapılmaktadır. Yabancıların istedikleri herhangi bir işyerinde çalışabilmesine imkân veren bir izin sistemi mevcut değildir. Bir yabancı, işveren olmaksızın kendisi çalışma izni başvurusunda bulunamamaktadır (AÇSHB, 2019).

2016 yılında toplamda 73.560 çalışma izninin %18’i Suriyeli yabancılara verilmiştir. Ayrıca 2016 yılında izin verilen yabancıların %49’ü kadınlar, %51 ise erkekler oluşturmaktadır. Türkiye’de özellikle çalışma çağındaki yabancı nüfusun fazlalığı yabancıların istihdama açılmalarında çeşitli zorluklarla da karşılaşmalarının nedeni olarak değerlendirilebilir. Mevcut yasal çerçeve içinde mültecilerin, işletme başına toplam işgücünün %10’unu geçmemesi gereken resmi kotası ve mültecilerin kayıt oldukları şehirde istihdam edilmesi zorunluluğu gibi engeller istihdama yönelik daha geniş erişimi engellemektedir. (ÇSGB, 2016). Burada asıl önemli olan haksız rekabetin, kaçak çalışmanın emek sömürüsünün önlenmesi ve aynı zamanda yerel halkın somut endişelerinin giderilmesinin aynı anda sağlanabilmesi olduğundan, üretimde artı değer olduğu sürece sığınmacıların ihtiyaç duyulan alanlarda çalışmasının teşvik edilmesidir (Erdoğan, 2015: 82).

2011-2019 yılları arasında Türkiye’ye gelerek Geçici Koruma kaydını yaptıran Suriyelilerden Geçici Barınma Merkezi içinde kalan kişi sayısının 141.136 ve Geçici Barınma Merkezi dışında kalan kişi sayısının ise 3.506.889 kişi olduğu anlaşılmıştır. Geçici Barınma Merkezi içerisinde kalan Suriyeli Sığınmacıların yıllar itibarı ile

42

sayılarındaki azalmanın sebebi bu barınma merkezlerinin Suriyeli sığınmacıları mağdur etmeden sosyal hayata uyumlarını kolaylaştırmak adına kapatılmasıdır (GİGM, 2019a).

2011-2019 yılları arasında Türkiye’ye gelerek Geçici Koruma kaydını yaptıran Suriyeli Sığınmacıların en fazla olduğu ilk 10 (on) şehir sırası ile İstanbul (559,731), Şanlıurfa (451.501), Hatay (439.450), Gaziantep (428,748), Adana (237.838), Mersin (205.748), Bursa (170.016), İzmir (143.642), Konya (106.485) ve Kilis (117.235) olmuştur. Suriyelilerin yaşadıkları yer tercihlerinde en önemli unsurun Suriye sınırına yakın iller olması, ikinci önemli unsur ise tercih edilen illerin gelişmişlik düzeyleridir. Üçüncü önemli unsur da Şanlıurfa, Adana, Kilis, Hatay ve Gaziantep illerinde Geçici Barınma Merkezlerinin bulunmasıdır. Bu 10 (on) şehrin dışında kalan diğer şehirlerde de Suriyeli’ler yaşamaktadır (GİGM, 2019a). Kilis’in nüfusu düşünüldüğünde bu iller arasında Kilis neredeyse yerel nüfusu kadar Suriyeli sığınmacı barındırmaktadır (TÜİK, 2019).

2011-2019 yılları arasında Türkiye’ye gelerek Geçici Koruma kaydını yaptıran Suriyeli Sığınmacıların cinsiyet dağılımına yönelik veriler incelendiğinde, Suriyeli sığınmacıların yarısından fazlasını (1.978.313 kişi) erkeklerin oluşturduğu, geriye kalanını da (1.668.576 kişi) kadınların oluşturduğu ortaya çıkmaktadır. Yaş dağılımına bakıldığında 0-4 yaş arası 499.329 kişinin, 5-9 yaş arası 504.443 kişinin, 10-14 yaş arası 389.992 kişinin, 15-18 yaş arası 273.164 kişinin, 19-34 yaş arası 1.207.251 kişinin, 35- 65 yaş arası 731.067 kişinin, 65 yaş üstü ise 41.646 kişinin olduğu ortaya çıkmaktadır. Bu verilerden anlaşıldığı üzere 2019 yılı itibarı ile Türkiye’de doğan Suriyeli sığınmacı sayısının en az 500.000 civarında olduğu, ilk ve orta eğitim çağındaki Suriyeli sığınmacıların sayısının 1.667.028 kişi olduğu, çalışma çağındaki Suriyeli sığınmacı sayısının 1.938.215 kişi olduğu anlaşılmıştır (GİGM, 2019a).

2014-2019 yılları arasında Türkiye’ye gelerek Geçici Koruma kaydını yaptıran Suriyeli Sığınmacıların yasal olarak Yerleştirildikleri üçüncü ülkeler sırası ile Amerika Birleşik Devletleri (ABD) 3.913 kişi, İngiltere 1.948 kişi, Kanada 6717 kişi, Norveç 1926 kişi olduğu, diğer ülkeler ile birlikte bu rakamın toplamda 15.046 kişi olduğu ortaya çıkmaktadır. Bunların dışında birebir formülü kapsamında Türkiye’den Almanya, Hollanda, Fransa, Finlandiya, İsveç, Belçika başta olmak üzere diğer ülkelere çıkış yapan Suriyeli sığınmacı sayısının toplamda20.267 kişi olduğudur. Bu verilerden gelişmiş

43

ülkelerin Türkiye’deki Suriyeli sığınmacıların külfet paylaşımı konusunda ki çabalarının yetersiz olduğu anlaşılmaktadır (GİGM, 2019a).

Benzer Belgeler