• Sonuç bulunamadı

Türkiye Büyük Millet Meclisi Seçimlerine Hazırlık

2.1. Türkiye Büyük Millet Meclisi Seçimlerinin Yapılışı ve Meclisin Açılışı

2.1.1. Türkiye Büyük Millet Meclisi Seçimlerine Hazırlık

Mustafa Kemal Paşa’nın, Ankara’da toplanacak bu yeni Meclis için kolordu komutanlıklarına, vilayetlere ve müstakil livalara gönderdiği 19 Mart 1920 tarihli fikir alışverişi sonucu oluşturulan seçim için son genelgenin özeti şudur; “Mebuslar Meclisi işgal yüzünden, iş göremez duruma düştüğü için dağıtılmıştır. Bundan ötürü, milletin bağımsızlığını ve devletin kurtarılmasını sağlayacak tedbirleri almak ve

uygulamak için, millet tarafından, olağanüstü yetkili bir Meclis’in, Ankara’da toplantıya çağrılması ve dağıtılmış olan mebuslardan, Ankara’ya gelebileceklerin de bu Meclis’e katılmaları zorunlu görülmüştür. Aşağıda yazılmış olan talimat gereğince seçimin yapılması, yüce vatanseverliğinizden beklenilmektedir:

1- Ankara’da olağanüstü yetkili bir Meclis, milletin işlerini yürütmek üzere toplanacaktır.

2- Bu meclise üye olarak seçilecek kişiler, mebuslar hakkındaki kanun şartlarına bağlıdırlar.

3- Seçimde, livalar, esas olarak alınacaktır. 4- Her livada beş üye seçilecektir.

5- Seçim, her liva, kazalarından müntehibi sani (İkinci seçmenlerden) ve liva merkezindeki ikinci seçmenlerden, liva idare ve Belediye Meclisleri ile Müdafaa-i Hukuk Cemiyetlerinden ve vilâyetlerde vilâyet merkezi heyetlerinden ve Vilâyet İdare Meclisi ile Vilâyet Merkezi Belediye Meclisi’nden ve Vilâyet Merkezi ile merkez kazası ve merkeze bağlı kaza ikinci seçmenlerinden meydana gelen bir meclis tarafından, aynı günde ve aynı oturumda yapılacaktır.

6- Bu Meclis üyeliğine, her fırka zümre ve cemiyet tarafından namzet gösterilmesi caiz olduğu gibi, her ferdin de kutsal mücadeleye katılması için tek başına adaylığını, istediği yerde koymaya hakkı vardır.

7- Seçimlere, her bölgenin mülkiye memuru başkanlık edecek ve seçimin güvenliğini sağlamaktan sorumlu olacaktır.

8- Seçim, gizli oy ve kesin çoğunlukla yapılacak ve oyların sayımı, meclislerin, içlerinden seçecekleri iki kişi tarafından, fakat Meclis’in (Seçim Kurulunun) yanında yapılacaktır.

9- Seçim sonunda, bütün üyelerin imzaladıkları veya mühürledikleri üç tutanak düzenlenecektir. Bunlardan biri seçim bölgesinde kalacak, biri seçilen kişiye verilecek, diğeri Meclis’e gönderilecektir.

10- Üyelerin alacakları ödenek, daha sonra Meclis’çe kararlaştırılacaktır. Ancak yollukları, zarurî masrafları, seçim meclislerinin takdir edecekleri miktar üzerinden, mahallî hükümetlerince verilecektir.

11- Seçimler, nihayet onbeş gün içinde, çoğunlukla Ankara’da toplanmayı sağlayabilmek üzere tamamlanarak, üyeler yollanacak ve seçilen üyelerin adları (Ankara’ya) bildirilecektir.

12- (Bu) Telgrafın alındığı saat bildirilecektir (Atatürk, 2004: 288-289; Karabekir, 1993a: 557-558; Gülekli ve Onaran, 1973: 12-13; Onar, 1995b: 52-53; Ezherli, 1998: 26; Çoker, 1994: 37-38).

19 Mart 1920 tarihli bu genelge ile olağanüstü yetkilere sahip bir meclisin açılacağı belirtilerek, meclisin toplanması için gerekli her işlemin yapılarak, seçilecek olan milletvekillerinin en kısa sürede Ankara’ya gönderilmeleri illerden, sancaklardan ve kolordu komutanlıklarından istenmişti. Bu sırada Padişah Vahdettin’in çıkardığı irade ile 11 Nisan 1920’de Mebusan Meclisi dağıtılmıştı. Bu nedenle dağıtılan Mebusan Meclisi üyelerinin de yeni açılacak meclise katılmalarını sağlayacak düzenleme yapılmıştı. Yapılacak olan seçimler 1876 tarihli milletvekili seçim kanunu dikkat alınarak oluşturulmuş ve aynı genelgede yer alan 11 maddelik yönergeye göre yapılacaktı. 1876 Milletvekili seçim kanununa göre; “Meclis-i Mebusan’a seçilebilmek için iyi hal sahibi olmak, 25 yaşından küçük olmamak, Türkçe bilmek, siyasi suçlu olmamak, seçildiği yerin halkından olmak, vergi vermek gibi koşulları taşımak gerekiyordu” (Güneş, 1997: 20; Çoker, 1994: 38). Seçimler yeni meclisin 15 gün içinde Ankara’da toplanmasını sağlayacak şekilde yapılacak ve her türlü eksiklerin giderilmesi sorumluluğu ilgili yerlerin en büyük mülki idarecilerinde olacaktır.

19 Mart 1920’de çıkarılan genelge gereğince ülkede seçim çalışmaları başlamış, bu sırada İstanbul’da Mebuslar Meclisi’nin erteleme kararı almasından sonra Ankara’ya ulaşmak için yola çıkan Meclis-i Mebusan Başkanı Celalettin Arif Bey ile Yozgat Mebusu İsmail Fazıl Paşa, Kırşehir Mebusu Rıza ve Saruhan (Manisa) Mebusu Reşit (Çerkez Ethem’in kardeşi) Olağanüstü Meclis toplanmasını olumlu karşılamışlar 21/22 Mart 1920’de şu ortak düşüncelerini açıklamışlardır; “Önlemleriniz çok yerindedir. Allah Milletimizin kurtuluşu adına başarılı kılsın. Bununla birlikte zaten bizim oraya gelişimiz ancak böyle bir yüce Meclise (Meclis-i Kübra) katılarak son görevimizi yerine getirmekten ibarettir” (Ş. Turan, 1998: 123- 124).

Meclis-i Mebusan Başkanı Celalettin Arif Bey, ilk zamanlarda toplanacak meclisin anayasaya aykırı olduğunu ileri sürmüştü. O, kendi kafasındaki meclis modelini şöyle açıklıyordu; “Mesela Fransız Kanun-i Esasisi’ne göre meclis, gayri kanuni bir surette fesholunur veya bir taarruza duçar olursa, duçarı taarruz olan meclis azalarından kurtulabilenler, vilayet ve elviye meclis-i idaresinden intihab olunan ikişer aza ile birlikte bir mahalli münasipte içtima ederler. Bendeniz de bu esası düşünmekte idim” (Güneş, 1997: 61) demektedir. Hâlbuki Mustafa Kemal Paşa, son gelişmelerden dolayı Meclis’i Ankara’ya çağırmakta epeyce tereddütte kalmış, bunu Ankara’ya doğru yola çıkan Meclis-i Mebusan Başkanı Celalettin Arif Bey’e bir telgraf çekerek, “Ondan, kendisinin daha önce yaptığı genelgeye benzer bir bildiri yapmasını istemiş ise de, Celalettin Arif Bey, Paşa’nın isteğini, hem de bu konudaki görüş ayrılığı nedeniyle yerine getirmemiştir” (Gülekli ve Onaran, 1973: 14). Celalettin Arif Bey hiçbir zaman Mustafa Kemal Paşa’nın “Büyük Millet Meclisi’nin niteliği ve yetkileri hakkındaki düşüncelerine katılmamıştır. O, daima toplanmış olan heyetin esas görevini, İstanbul Meclisi Mebusanı’nın tekrar toplanmasını sağlamaktan ibaret ve kendisini daima İstanbul Meclisi Mebusanı’nın Reisi telâkki etmiştir” (Gülekli ve Onaran, 1973: 14). Bu gelişmelere rağmen, 10 Nisan 1920’de “Ankara’ya geldikten sonra Heyet-i Temsiliye’nin yayınladığı yönergenin Anayasa’ya uygun olduğunu belirtmiş ve millî hukuku Ankara’dan müdafaa edebilmek vazifesi ile dolu olanları Ankara’ya davet” etmiştir (Güneş, 1997: 61; Ş. Turan, 1998: 123-124).

Yeni açılacak Meclis için seçimler yapılırken ve yapıldıktan sonra ülkenin birçok yerinde ayaklanmalar başlamıştı (Esengin, 1998). Bu ayaklanmalar, İstanbul’daki Damat Ferit Hükümeti ve işgalci güçler tarafından sürekli destekleniyordu. Bu gelişmeler ile ilgili yaptığı açıklamada Mustafa Kemal Paşa; “Bu tür olaylara, bundan sonra daha çok tesadüf edeceğiz. Büyük Millet Meclisinin toplanmasını ve açılmasını sağlamak için çalıştığımız günlerde, bizi en çok meşgul eden Düzce, Hendek, Gerede gibi Bolu bölgesinde başlayıp, Nallıhan, Beypazarı üzerinden Ankara’ya yaklaşma istidadı gösteren gericilik ve isyan dalgaları olmuştur. Ben, bir yandan bu dalgaların durdurulmasına çalışırken, bir yandan da Ankara’da toplanmakta olan ve genel durumu iyice bilmeyen mebusları korku verecek görünüşler karşısında bırakmamak ve bu gibi durumların ortaya çıkması ile Meclisin

toplanmaması gibi uğursuz ihtimallere meydan vermemek çarelerini düşünüyordum. Bunun için Meclisin çabucak açılmasını istiyordum. Nihayet gelebilmiş olan Mebuslarla yetinerek, Meclis’in 23 Nisan Cuma günü açılmasına karar verdik” (Gülekli ve Onaran, 1973: 15) demektedir.

Benzer Belgeler