• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 2: EĞİTİM İSTİHDAM VE İŞSİZLİK İLİŞKİSİ

2.6. Türkiye’de Aktif İstihdam Politikaları

Aktif istihdam politikaları; işgücü verimliliğini artırmak ve işgücü piyasasına erişimde fırsat eşitliğini geliştirmek için tasarlanmış bir önlemler bütünüdür. Aktif istihdam politikaları, işgücü piyasasını işlerliğe kavuşturma yani istenilen sonucu verecek niteliklere ulaştırma amacı taşımakta olup, iş gücü piyasasındaki aksaklıkların giderilmesi üzerine odaklanmıştır. Bu anlamda, aktif istihdam politikaları iş arayanla işvereni bir araya getiren; istihdam danışmanlığı hizmetleri, işgücü piyasası

43

ihtiyaçlarına yönelik eğitim hizmetleri ve sübvanse edilen geçici iş yaratma hizmetleridir de diyebiliriz (Biçerli, 2004).

2.6.1. İşsizlikle Mücadelede Eğitimin Önemi

İşsizlikle mücadelede uzun süredir kullanılan arz yönlü yöntemlerden birisi de mesleki eğitim yoluyla işsizlerin ve işsiz kalma riski altında bulunan çalışanların beceri düzeylerini yükselterek istihdam edilebilirliklerini arttırmaktır. Herhangi bir ekonominin sağlıklı bir şekilde işlemesi işgücünü (özellikle gençleri) eğiterek uygun işlerle eşleştirmesine bağlıdır. Bu bağlamada eğitim alan kimsenin niteliklerini arttırarak beşeri sermayelerini geliştirdiği kabul edilir. Eğitim kişilerin beşeri sermayelerini geliştirmeyip sadece aşınmasını engellese bile iyi bir politika olarak kabul edilir. Çünkü bu politikanın alternatifi işsizliğin devam etmesi ve çalışma kapasitesinin düşmesidir (Biçerli, 2004).

Eğitimin kişilerin beceri düzeylerini geliştirerek işsizliği azaltmasının dışında başka yönlerden de kişi ve toplum üzerinde olumlu etkileri vardır. Eğitim, bireylerin niteliklerini yükselterek onların emek piyasasında daha hareketli hale gelmelerini de sağlayabilecektir. Bu ise yapısal işsizliğin azaltılması çabalarına katkı sağlayacaktır. Eğitime atfedilen temel fonksiyonun kişilerin beşeri sermaye stoklarını arttırmasıdır.

2.6.2. Aktif İstihdam Politikalarında Mesleki Eğitimin Önemi

Danışmanlık hizmetleri; kişilerin değişen çalışma koşullarına en uygun ve kolay şekilde uyum sağlamalarını amaçlayarak, bu kişileri yeni işlere yerleştirmek ve iş bulmalarına yardımcı olmak üzere geliştirilmiş hizmetlerden oluşmaktadır. Bu anlamda, iş ve meslek danışmanlığı, işgücü piyasası hakkında bilgilendirme, sosyal danışmanlık, işe yerleştirme hizmetleri, toplu işten çıkarma ve özelleştirme gibi durumlarda yeniden uyum hizmetleri, işgücü açığı bulunan bölgelere taşınmayı teşvik gibi hizmetler verilmektedir.

İşgücü piyasasına yönelik eğitim hizmetleri kapsamında işgücü piyasasının ihtiyaçları doğrultusunda yeni beceriler kazandırılarak, işsizlerin yeni iş bulmalarını kolaylaştırmak hedeflenmektedir. Bu kapsamda; okur-yazarlık eğitimi, iş arama eğitimi, mesleki ön eğitim, meslek geliştirme eğitimi, yeni iş eğitimi, girişimcilik eğitimi verilmektedir.

44

2.6.2.1. Başarılı Bir Mesleki Eğitim Programının Özellikleri

Mesleki eğitim programlarının hazırlanmasında piyasaların doğru bir şekilde analiz edilmesi uygulamanın etkinliğini arttıran önemli bir unsurdur. Ekonomide yapısal dönüşümlerin yaşandığı dönemlerde bundan bazı sektörler olumsuz yönde etkilenirken, bazı sektörlerde ise istihdam genişlemesi yaşanabilmektedir. Böyle durumlarda genellikle istihdamın daraldığı ve büyüdüğü sektörler farklı özelliklere sahip oldukları için, vasıf uyumsuzluğu sorunu ortaya çıkmaktadır. Mesleki eğitim kursları işçilerin büyüyen sektörlerin aradığı özelliklere sahip olmalarını sağlayarak işsizliği azaltabilmektedir. Bu aşamada ekonomide açık işlerin hangi sektörlerde yoğunlaştığına ilişkin ne ölçüde bilgi edinilirse, işsizliği hem eşleme faaliyeti, hem de mesleki eğitim programları ile o ölçüde azaltmak mümkün olabilecektir. Bu bilgi programların gerekli mesleklere yönelik açılmasını sağlayacağından aynı zamanda muhtemel hataları ve böylece kaynakların israf olmasını da önlemiş olacaktır.

2.6.2.1.1. İşsizlerin İhtiyaçlarına Yönelik Programlar

Eğitim programlarının başarısını arttıran önemli diğer bir unsur da işçilerin ihtiyaçlarına yönelik olarak düzenlenmeleridir. Bunu sağlamak için eğitim programları hazırlanırken üç amacın göz önünde bulundurulması gerekmektedir.

Birinci amaç; programlara girişin esnek, kurs sürelerinin ise değişken olması gerekir. İşten çıkarılmanın her zaman mümkün olabileceğinden dolayı işçilerin programlara çabucak girebilmeleri ve eğitim programlarının kurslara katılanların eğitim altyapılarındaki önemli farklılıklara uyum sağlayabilecek esneklikte olması gerekir. Bu tür eğitim programlarından sadece işsizler değil aynı zamanda çalışanlar da yararlanabilecek olmalarından dolayı eğitim programlarının, çalışanların iş programlarına ve yoğunluğuna uyabilecek esneklikte olması gerekir (Biçerli,2004). Eğitim programlarını işçilerin ihtiyaçlarına yönelik hazırlamak için göz önünde tutulması gereken ikinci amaç programların katılımcılara öğrenilen beceriler ile istihdam fırsatları arasında net bir ilişkinin olduğunu göstermesidir. Önemli olduğu kadar başarılması zor olan bu amaç katılımcıların moral yönünden güdülenmelerini ve programların başarı düzeylerinin yükselmesini sağlayacaktır.

Son amaç ise, mesleki eğitim programlarına katılanların çoğu ailelerini geçindirmekle yükümlü oldukları için bu kişilere yönelik kurs ücretleri kamu sübvansiyonu ile

45

düşükte olsa sübvanse edilmeli ve katılımcılara eğitim esnasında bir tür gelir desteği sağlanmalıdır (Biçerli, 2004).

2.6.2.1.2. Dezavantajlı Grupları Kapsayan Programlar

Programların çoğunda amaç, program sonrasında işe yerleşme oranını yükseltmek olduğu için programı gerçekleştirenler başarılı bir performans sağlamak amacıyla vasıf düzeyi düşük işçilerin yeniden eğitimi yerine, iş bulup çalışabilme ihtimalleri kuvvetli olan işçileri seçme yönünde eğilimli olabileceklerdir. “İşgücünün kaymağını alma” olarak nitelendirilebilecek bu davranış şekli, eşitlik açısından olumsuz bir durum arz etmesine ilaveten işsizlik problemini çözmekten uzak, emek piyasalarında belirli grupların dezavantajlı konumlarının sürmesine, hatta artmasına hizmet eden bir davranış olacaktır.

2.6.2.1.3. Katılımcılara İş Piyasasında Kabul Görebilecek Beceri Programları

Mesleki eğitim sınıf düzeninde verilebileceği gibi firmalarda üretim üzerinde de verilebilir. Bu manada firmada verilen eğitimin, talep ile doğrudan bağlantılı olması yönüyle, bireylerin emek piyasalarındaki fırsatlarını arttırmada sınıf düzenindeki eğitime nazaran daha üstün olduğu çok açıktır. Gerek sınıf düzeninde, gerekse firma bazında mesleki eğitim programı verilirken sunulan eğitimin katılımcılara emek piyasalarında talep edilen beceriler olmasına dikkat etmek gerekmektedir. Aksi takdirde eğitim programları amaca hizmet etmeyecek ve kıt kaynaklar israf edilmiş olacaktır.

Bu sorunu gidermede çoğu ülkenin izlediği yol programların hazırlanması aşamasında işverenlerin görüşlerinin alınması olmaktadır. İşverenlerden sağlanan geri besleme ile piyasada hangi tür vasıflara ihtiyaç olduğunun doğru bir şekilde tespit edilmesini sağlayacaktır.

İŞKUR’un iller bazında yapmış olduğu meslek barometreleri yardımıyla o ilde hangi mesleklere ne ölçüde ihtiyaç olduğu ortaya çıkmaktadır. Bu verilerden yararlanılarak hazırlanan mesleki eğitim programları sonuçları ve katılımcılara faydasal anlamda en üst verimlilik ve etkinlik sağlanmış olacaktır (Biçerli, 2004).

46

2.6.2.1.4. Politika Uygulamada Eğitim Kurumlarından Etkin Bir Şekilde Yararlanılması

Mesleki eğitim programları maliyeti oldukça yüksek programlardır. Bunun yanı sıra, mesleki eğitim genel becerilerin verilmesi şeklinde olduğunda çoğu kez bir firmanın maliyetine katlanarak yetiştirdiği bir eleman bir başka firma tarafından kolayca transfer edilebilmektedir.

Yukarıda sayılan bu nedenlerden dolayı birçok ülkede mesleki eğitim programlarını devletin düzenlemesi veya sübvanseye etmesi gerekmektedir. Mesleki eğitimin maliyeti ne ölçüde düşürülürse firmaların özellikle KOBİ’lerin ve işçilerin katılımı o ölçüde fazla olacaktır. Bu aşamada programların yürütülmesinde mevcut eğitim altyapısının kullanılması hem eğitim maliyetinin düşmesini, hem de kalitesinin artmasını sağlayabilecektir. Örneğin Amerika Birleşik Devletleri (ABD)’nde JTPA eğitim programları ile İngiltere’deki TEC eğitim programlarında olduğu gibi buradaki programların çoğunda mevcut eğitim kurumlarından taşeron olarak yararlanılmaktadır (Biçerli, 2004).

Genel bir değerlendirme yapmamız gerekirse; kamunun mesleki eğitim programları ile işgücünün uygun becerileri kazanmasını sağlamaya çalışmasının altında basit bir önerme yatmaktadır. Bu programlar vasıtasıyla nitelik düzeyi yükselen işçilerin emek piyasalarında istihdam ve gelir profilleri yükselecektir. İşçilerin becerileri piyasada aranılan beceriler ile ne ölçüde uyumlu hale gelirse o ölçüde bireysel ve sosyal refah artacaktır.

2.7. Türkiye İş Kurumunda Uygulanmakta Olan Aktif İşgücü Piyasası