• Sonuç bulunamadı

TÜRKİYE’DE NÜKLEER ENERJİNİN TARİHİ

Türkiye’de nükleer enerji edinme girişimleri 1955 yılında başlamıştır. ABD’nin ‘barış için atom’ anlaşmasının imzalanması ile hayata geçmiştir. Türkiye önce “nükleer enerjinin barışçıl amaçlarla kullanılması” amacıyla toplanmış Cenevre Konferansının ardından 1956’da Atom Enerjisi Kurumunu kurmuştur. Takip eden yıl ise Türkiye Uluslar arası Atom Enerjisi Ajansına üye olmuştur.66

1956 yılında İstanbul Üniversitesi ile İstanbul Teknik Üniversitesi anlaşarak bir nükleer araştırma merkezi kurdular. Bu merkez Çekmece Nükleer Araştırma ve Eğitim Merkezi olarak (ÇNAEM) isimlendirildi. Üniversitelerin yürüttüğü tüm çalışmalar 1958’de Atom Enerjisi Kurumuna (AEK) devredilmiştir. Şubat 1962’de ÇNAEM’de inşa edilen 1MW gücündeki TR-1 reaktörü kritik olmuş ve resmen 27 Mayıs 1962’de açılmıştır. 1965’te Elektrik İşleri Etüt İdaresi içinde bir ekip tarafından yürütülen

63 Uluslararası Atom Enerji Ajansı, “Nuclear Power Plants Informatıon”, 2011. http://www.iaea.org/programmes/a2/

64Uluslararası Atom Enerji Ajansı, “Nuclear Power Plants Informatıon” , 2011. http://www.iaea.org/cgi- bin/db.page.pl/pris.opercap.htm,.

65 Türkiye Atom Enerjisi Kurumu, http://www.taek.gov.tr/bilgi-kosesi/nukleer-enerji-ve-reaktorler/83- nukleer-reaktorler/329-nukleer-enerjinin-dunyadaki-durumu-nedir.html.

66

Hamit Palabıyık, Hikmet Yavaş, “Başlamayan Senfoni: Türkiye’nin Nükleer Santral Serüveni Üzerine”, 2006, Çanakkale On Sekiz Mart Üniversitesi, Biga İktisadi İdari Bilimler Fakültesi, http://members.comu.edu.tr/hpalabiyik/makale/d10.pdf, (08.03.2011).

25

çalışmalara İsviçre, ABD ve İspanya’dan oluşan bir konsorsiyum yardımcı olmaktaydı ve amaç nükleer reaktör kurmaktı. Çalışmalar 1969’da tamamlandığında Türkiye’nin 400 MW’lık doğal uranyum ve basınçlı su ile çalışan bir reaktörün daha uygun olacağı kararlaştırılmıştır.67

Bu çalışmalar sonucunda 1972 yılında “Atom Enerjisi Komisyonunun III., IV. ve V. beş yıllık kalkınma planı dönemlerindeki faaliyetleri için makro plan raporu hazırlanmıştır.68

Raporda Türkiye’ye nükleer güç önerilmiştir. HWR teknolojisi seçilmiştir. 15 yıl içinde yapılması gereken yakıt çevrim sistemleri öngörülmüştür. Rapor Atom Enerjisi Kurumu tarafından kabul edilmesine rağmen hükümet programı haline gelmemiş ve başarısız olmuştur69

1980’de Türkiye Nükleer Silahların Yayılmasının Engellenmesi Anlaşmasını imzalamış, 1981’de UAEA ile “safeguard” anlaşması imzalanmıştır. Bu anlaşma ile Türkiye nükleer santralleri barışçıl amaçlar için kullanacağına ve denetçi kontrollerine izin vermiştir. Aynı yıl ÇNAEM TR-2 isimli reaktörü devreye sokmuştur.70

1982 yılına gelindiğinde Atom Enerjisi Kurumu 2690 sayılı kanun ile Türkiye Atom Enerjisi Kurumu (TAEK) adını almış ve Başbakanlığa bağlanmıştır.71 Türkiye 1984’te de OECD nükleer enerji ajansı üyesi olmuştur

1983’e gelindiğinde TAEK “Türkiye’nin Uygulayacağı Nükleer Politikanın Esasları” raporunu hazırlamıştır. Bu raporda doğal uranyumlu ve ağır sulu HWR tipi reaktörler uygun görülmüş ve 1995 yılına kadar 1250 MW güçte, iki üniteli nükleer santral ve yakıt fabrikası kurulması, 2005 yılına kadar imalatına girilmesi, 2020 yılında ise plütonyum ve toryum kapalı çevrimlere geçilmesi önerilmiştir. Rapor Nisan 1983’te TAEK tarafından kabul edilmiş ve başbakan tarafından da tasvip edilmiştir. Buna rağmen hükümet programı haline gelmemiş ve hayata geçmemiştir.72

1983 sonlarında

67

Ahmet Yüksel Özemre, “Yeni Nükleer Enerji Kanunu Türkiye’yi Nereye Götürür?”,

http://www.gslaag.com/ahmetyuksel.pdf, (30.11.2011), s.26.

68 Doğan Öner, Ulvi Adalıoğlu, Reşat Uzmen, Nükleer Güç Alanında İzlenecek Ulusal Politika ve

Program Önerisi ,İstanbul: Türkiye Atom Enerjisi Kurumu Çekmece Nükleer Araştırma ve Eğitim

Merkezi, 1998 , s.VI-9.

69Doğan Öner, Ulvi Adalıoğlu, Reşat Uzmen, s.VI-3. 70Palabıyık, Yavaş, s.3.

71Adalıoğlu, Ulvi. (t.y.) Türkiye’de Nükleer Enerjinin Tarihçesi.

http://www.enerji2023.org/index.php?option=com_content&view=article&id=230:tuerkye-de-nuekleer- enerjnn-tarhces&catid=6:nuekleer&Itemid=156, s.3.

26

Enerji Bakanlığı ihaleye çıkmış teklifler alınmış hatta dış kaynakta bulunmuştur, ancak 1985 başlarına gelindiğinde hükümet ve ihaleyi alan Alman firması arasında ortaklık anlaşmasının sağlanamaması üstüne ihale iptal olmuştur.73

1986 yılında Çernobil’in patlaması sonucu tüm faaliyetler askıya alındı.

1989’da 77 sayılı kanun hükmünde kararname ile TÜBİTAK bünyesinde kurulan Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu’nun (BTYK) yasada belirlenen görevleri: bilim politikasının yürütülmesi, uzun vadeli bilim ve teknoloji politikalarının tespitinde hükümete yardımcı olunması, hedeflerin saptanması, plan ve programların hazırlanması, kamu kuruluşlarının görevlendirilmesidir. 1993’de toplanan BTYK’nın nükleer enerjiyi Türkiye’nin en önemli 3. teknolojik gerekliliği olarak belirlemesi ile dikkatler tekrar bu yöne çevrildi. Enerji Bakanlığının bir Türk firması ile Kore firması konsorsiyumunu danışman olarak atamış, oluşturulan ihale şartnamesi düzenlenerek Ekim 1996’da Mersin Akkuyu için ihaleye çıkılmıştır. Ekim 1997’de AECL, NPI ve Westinghouse tekliflerini vermişlerdir. Bu teklifler sırasıyla iki adet 665 MW PHWR, bir adet 1482 MW PWR ve bir adet 1218 MW PWR tip santraller içindi. Ancak ihale sonrası oluşan olumsuz tablo sonrası hükümet ihaleyi erteledi ve 2000 yılında iptal etti.74

Başbakanlığa bağlı olan Türkiye Atom Enerjisi Kurumu 2002 yılında Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığına bağlanmıştır. Bakanlık, nükleer santral kurulmasıyla ilgili görevin kuruma ait olduğunu ve halkı bilgilendirmek için kurum içinde bir Nükleer Bilgi Biriminin oluşturulduğunu açıklamıştır. 2005 yılında Ankara Nükleer Araştırma ve Eğitim Merkezi ile Ankara Nükleer Tarım ve Araştırma Merkezi birleştirilerek Sarayköy Nükleer Araştırma Merkezi kurulmuştur.75

12 Mayıs 2010’da Rusya ile Türkiye arasında “ Akkuyu Sahasında Nükleer Güç Santralinin Tesisine ve İşletimine Dair İşbirliği Anlaşması” imzalandı. Rus üstlenici firma VVER 1200 tipi dört adet reaktör yapacak. Türkiye ise on beş yıllık elektrik alım garantisi verecektir. 6 Ekim 2010’da Resmi Gazetede yayınlanan anlaşma

73Palabıyık, Yavaş, s.4.

74

Adalıoğlu, s.13. 75 Palabıyık, Yavaş, s.4.

27

yürürlüğe girdi. Ayrıca 29 Kasım 2010’da Rusya Devlet Başkanı Medvedev tarafından onaylanarak Rusya tarafından yürürlüğe kondu.76