• Sonuç bulunamadı

Türkiye, uluslararası sistemde kendi tarih, kültür ve medeniyet birikimini esas alarak yer bulmaya çalışmaktadır. Aynı zamanda küreselleşmenin ve uluslararası sistemde yaşanan gelişmelerin getirdiği fırsatları yakalama gayreti içindedir. Büyük bir enerjiye sahip olan Türkiye, iç ve dış siyasetteki önemli noktaları gözden geçirerek büyük bir dönüşüm çabası içindedir (Kalın, 2013: 17).

Çok güçlü ulusların bile üzerinde titrediği yumuşak - ince güç (soft power) ve kamu diplomasisi gibi kavramlar uluslararası arenada beklentileri olan Türkiye tarafından da önemli olduğu anlaşılmaktadır. Yumuşak gücün bir uygulama alanı olan kamu diplomasisi, Türkiye’de yeni tanışılan bir kavramdır ve Başbakanlık bünyesinde bir Kamu Diplomasisi Koordinatörlüğü´nün kurulmasından sonra yaygın bir şekilde çalışılmaya başlanmıştır. Dünyanın güçlü ülkelerinin etkin iletişim dili olarak tercih ettiği kamu diplomasisi, bir ülkenin dünyayla paylaşmak istediği hikâyesinin müspet ve ikna edici bir şekilde ortaya konma gayretidir (Kalın, 2010).

1.3.1. Tarihçesi

Aslında kamu diplomasisi kavramı dünyada ve Türkiye’de çok yeni bir olgu değildir. Geçmiş dönemlerde benzer uygulamalar olsa bile günümüz modern anlayışına yakın bir tarih denilebilecek 1920 yılında Türkiye’de Anadolu Ajansı ve şu anki adıyla Basın - Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü kurulmuştur (Yağmurlu, 2007: 26). 90’lı yıllara gelindiğinde ise Sovyetler Birliği tarih sahnesinden çekilirken uzun süre demir perdeler arkasında kalan kardeş Türk Devletleri ile iletişim kurulabilmiştir. Bağımsızlığını ilan eden Orta Asya’nın devletleri ve toplumları ile iletişime geçmek için kültürel ve eğitim unsurları içeren projeler hayata geçirilmiştir. Türk sempatisine sahip bir kamuoyu oluşturmak için 1992 yılında Büyük Öğrenci Projesi faaliyete geçmiştir. Proje kapsamında çok sayıda Orta Asya ve Kafkasya coğrafyasından gelen öğrencilere burs sağlayarak kucak açılmıştır, bu sayede eğitim faaliyetleri ile sempati kazanmak amaçlanmıştır (Yıldırım, 2013).

2000’li yıllara gelindiğinde gelişen teknoloji ve uluslararası ilişkilerde yaşanan değişimler sonucunda güçlü ülkeler bile dış kamulara yönelik faaliyetlerini artırmıştır. 2009 yılında yaşanan değişimlerin farkında olan Türkiye Dışişleri Bakanlığı’na ait internet sitesinde, yeni teknolojiye sahip medya araçlarını kullanarak kamu diplomasisi faaliyetlerinde bulunacağını ilan etmiştir. Çok geçmeden kısa bir süre sonra 30 Ocak 2010 tarihinde 27478 sayılı Başbakanlık Genelgesi ile Kamu Diplomasisi Koordinatörlüğü kurulmuştur. Kurumun amacı “kamu diplomasisi

alanında yürütülecek çalışmalar ile stratejik iletişim ve tanıtım faaliyetleri konusunda kamu kurum ve kuruluşları ile sivil toplum örgütleri arasında işbirliği ve koordinasyonu sağlamak” olarak ifade edilmiştir (Yağmurlu, 2007: 26).

Neticede küreselleşme ve gündem değiştiren büyük olaylardan sonra, Türkiye küresel sistemde dikkat çeken aktörlerden biri haline gelmiştir. Türkiye’nin hızlı bir değişim sürecinde olmasından ve onun uluslararası sisteme yansıması doğrultusunda çok geniş bir coğrafyada ve sosyal bilim çalışmaları nezdinde farklı zeminlerde yeni bir Türkiye tartışmasının doğmasına neden olmaktadır. Türkiye’nin yeni hikâyesi

kendi kamu diplomasisi öncülüğünde dünya toplumuna başarılı ve etkili biçimde anlatılmalıdır (Sancar, 2012: 272).

1.3.2. Kurumlar

Türkiye’de kamu diplomasisi faaliyetlerini Kamu Diplomasisi Koordinatörlüğü (KDK) tarafından yürütülmektedir, kamu diplomasisi oldukça geniş bir çalışma alanına sahiptir, bazı kurumlar da bu alandaki çalışmalara kendi faaliyetleri konusunda destek olmaktadır. Bu kurumlar arasında önde gelenlerden bazılarına: Türkiye Radyo Televizyon Kurumu (TRT), Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü (BYEGM), Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB) ve Türkiye İş Birliği ve Koordinasyon Ajansı (TİKA) örnek verilebilir (Gültekin, 2015: 54).

Televizyonun etkileme gücü ve hedef kitleye ulaşmadaki avantajları göz önüne alınarak, küresel ölçekte dünyadaki uygulamalara bakıldığında dış yayıncılık olarak adlandırılan uluslararası televizyon kanallarını güçlü uluslar başarılı biçimde kullanmaktadır. Kamu diplomasisi, küreselleşme, uluslararası yayıncılık, televizyonun etkisi gibi kavramların bileşkesi dünya çapında yayın yapan televizyon kanallarında görülmektedir. Bu bağlamda Türkiye’nin kamu diplomasisi unsurlarında destek olunması için uluslararası yayın yapan televizyon kanalı TRT World, Türkiye’nin kamu diplomasisi faaliyeti için kullanılmaktadır (Devran, 2015: 291).

İKİNCİ BÖLÜM

ULUSLARARASI YAYIN YAPAN TELEVİZYON KANALLARI

VE KAMU DİPLOMASİSİ

Ulusların rekabet unsurları arasına televizyon yayıncılığının da girmesinden sonra devletler bu alanda çalışmalar yürütmeye başlamıştır. Daha fazla sayıda insana kendi politikalarını anlatmak ve küresel ölçekte gündem oluşturmak için kıtalar ötesi yayın yapan televizyon kanallarının kurulmasında gereken hassasiyeti göstermişlerdir (Özkan, 2012).

Medya araçları arasında özellikle televizyon yayınlarının kendine has özellikleri bulunmaktadır, takip etmenin bile yeterince güç olduğu nerdeyse her gün bir yenisi çıkan iletişim teknolojilerine rağmen televizyon insanlar tarafından genç, yaşlı, çocuk denmeden sevilerek seyredilmektedir. Televizyon kitle iletişim araçların arasında en yaygın olanıdır. Televizyon tüm diğer medya araçlarından daha farklı bir yere sahiptir ve onun etkileri hepsinden ayrıdır. Çünkü ses ve görüntünün birlikte servis edilmesi ile verilmek istenen şey daha etkili biçimde seyirciye ulaşmaktadır. Televizyon, çağdaş toplumların en etkin ve en yaygın kültür üretme aracı olarak zamanın toplumlarına damgasını vurmakta ve gündelik hayatın ayrılmaz bir parçası olarak hızla yaygınlaşmaktır. Televizyon uzun süreçte kültürel ve sosyal entegrasyona en fazla katkı sunan araçların başında gelmektedir. Kalabalık kitleler bile televizyon aracılığı ile aynı hedefe odaklanabilmektedirler (Başar, 2011: 102).

Benzer Belgeler