• Sonuç bulunamadı

Türk Sanatında Şamanizm’in Yansımaları

2. ŞAMANİZM, KÜLTLER VE SEMBOLLER

3.4. Türk Sanatında Şamanizm’in Yansımaları

Türk milletinin tarihi ile başlayan resim, minyatür gibi “tezhip” de güzel sanatların beşiği olan Orta Asya’da doğmuştur. Tezhip, el yazması kitapları boya ve yaldızlı süslemelerle bezeme

işine verilen isimdir. Tezhip işleri devrin üslubuna göre değişiklik gösterir. Rumi ve Hatayi

isminde iki üsluba ayrılır. Rumi üslup birbirine bağlıdır ve uçları kuş gagalarını andırmaktadır. Hatayi üslup ise ince kıvrımlarla birbirine bağlı küçük ve büyük madalyonlar içinde çiçek ve yaprak motiflerinden oluşmaktadır.

Kuş motifinin yer aldığı bir diğer alan ise binlerce yıldan beri insanoğlunun doğal koşullara ve iklim koşullarına karşı kendini koruma amaçlı başlattığı, kıyafet üretiminden ilham alarak geliştirdiği dokuma sanatıdır. Eski uygarlıkların kurucularından olan Türkler kendi

164 kültürlerine göre dokumacılık sanatını geliştirerek dünya kültüründe önemli bir yer edinmişlerdir.361

Resim 78: Pazırık Kurganlarından Keçe Eyer, Hermitage Museum, St. Petersburg

Halılarda kuş tasvirine genellikle çift şekilde tekrarlanarak oluşan motifler şeklinde rastlanır. Kuşlar halı ve işlemelerde birbirine bakar şekilde bir bahar dalı üzerinde sohbet ederken ya da hayat ağacı motifinin iki yanında yer alırlar. Özellikle mezar taşı ve ölümle ilgili motiflerde yer alan kuş tasvirlerinin ruhu ya da manevi bedeni temsil ettiğine inanılır. Yaygı ve halılarda sık kullanılan motiflerden biri de hanedanlık arması olarak da kullanılan koç ve dağ keçisidir. Bunların dışında geyik ve Pazırık kurganları buluntuları arasında da görülen kare ve dörtgen şeklindeki tasvirler de dokuma sanatında kullanımı yaygın olan motiflerdendir. Kare ve

dörtgen motiflerin sembolik manası yurt, toprak, yaşanılan yer yani dünyadır.362Paalısı

şimdiye kadar bulunan dünyanın en eski halısıdır ve Türk düyümü ile dokunmuştur. Türkler güneşi geyik ve geyik boynuzları ile ilişkilendirir. Geyik boynuzları güneşin oklarına benzetilir ve güneşin alegorisidir.At ise Türkler için Ay hayvanıdır. Pazırık halısında geyiklerin sayısı güneş döngüsüne uygun olarak 24 tanedir. Etrafında Türk usulü kuyrukları

361

Yaşar Çoruhlu, Erken Devir Türk Sanatı, Kabalcı Yayınevi, İstanbul, 2007, s.32-33

165 bağlı olan at sembollerinin sayısı ise, ay döngüsüne uygun olarak 28 tanedir. Türkler bu kutsal bilgiyi gizemli bir şekilde ve ikonografik olarak şifrelemişlerdir.

Resim 79: Pazırık Kurganlarında bulunan Halı, Hermitage Museum, St. Petersburg

Onuncu yüzyıldan itibaren İslamiyet’i kabul eden Türkler, güç ve kudretin sembolü olan kartal motifini görsel sanatlarında kullanmaya devam etmişlerdir. Anadolu’da özellikle

Selçuklu sanatında kartal figürüne saray, medrese, cami ve mezar taşlarında sık rastlanır.363

Sanat tarihini başlatan ilk sanatçılar olan şamanlardan esinlenerek, şaman tekniğini eserlerine taşıyarak sembolik bir dil oluşturan ve sanat tarihine isimlerini geçiren sanatçılardan en önemli isimlerden biri Mehmet Siyah Kalem’dir. Mehmet Siyah Kalem’in yaşadığını

363

Tolga Uzun, Türk Sanatındaki Kartalların İkonografisi ve Devamlılığı, Pamukkale Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 1:83-88, 1996, s.82

166 kanıtlayan tek belge yapıtlarıdır. Ancak bu yapıtların büyükçe bir kısmı da zaman içinde ya kaybolmuş ya da zarar görmüştür. On beşinci yüzyılın başlarında yaşadığı varsayılan Mehmet Siyah Kalem’in resimleri rulo olarak yapılmış, ancak sonradan parçalanarak albümlere yapıştırılmıştır. Günümüze gelen eserlerinin çoğu halen İstanbul Topkapı Müzesi kitaplığında bulunmaktadır. Rulo halinde yapılan bu resimler, Orta Asya göçebe topluluklarında anlatılan epik, dramatik ve dinsel metinlerin gözde canlandırılmasında yardımcı olarak kullanılıyordu.364

Siyah Kalem’in işlerini doğacı sanatın ürünleri olarak; dışavurumculuğu da işlerinin en karakteristik özelliği olarak yorumlasa da son çalışmalarına göre Siyah Kalem’in sanatı

animist bir dünya görüşünün ürünüdür. İpşiroğlu’nun kendi ifadesiyle;365

“Siyah Kalem, doğacı sanatı hiç tanımamıştı, onun sanatı animist dünya görüşünden

kaynaklanıyordu. Animizm inancına göre her şeyin bir ruhu vardır ve her şey gizemli güçlerin yönetimi altındadır. Bu güçlerden arınmış nesnel dünya anlayışı, Yeniçağda bilimsel düşüncenin yerleşmesiyle ortaya çıkar. Siyah Kalem’in dünyasıysa bir büyü dünyasıdır ve bilimsel düşünceden önceki aşamada, mitler çağına özgü düşüncenin yarattığı bir dünyadır. Siyah Kalem, insanlarla ruhlar arasında aracı olmayı üstlenir, o yalnız sanatçı değil, büyücüdür de.”

İpşiroğlu’nun da belirttiği gibi Siyah Kalem, Şamanizm’in ve onun animist dünya görüşünün hakim olduğu dönemde yaşayanlardan; resimleriyle ruhların büyüsel dünyasının kapısını aralayanlardandır. Siyah Kalem resimleri, kukla ve gölge oyununda olduğu gibi bizi çok çeşitli tiplerle karşılaştırır. Bunlar arasında değişik halklardan ve inançlardan insanlara; zengin, fakir, üst sınıftan görkemli efendilere, ağır yaşamın izleri yüzlerinde okunan göçebelere rastlarız.366

Ancak bunların dışında Siyah Kalem’in hayal gücüyle yarattığı başka figürler de vardır: Korku saçan cinler ve devler; güreşen, çalgı çalan, dans eden, bilinmeyen bir Tanrıya at kurban eden şeytanlar. Orta Asya Şamanizm’inin ve İslami dönemin birbiriyle kaynaştığı Siyah Kalem üslubundaki resimlerin dini sahnelerinde insan ve hayvan karışımı siyah, kırmızı ve sarı derili, çirkin ve buruşuk yüzlü, boyunsuz devler tasvir edilmiştir.

364 Mazhar Ş. İpşiroğlu, Bozkır Rüzgarı Siyah Kalem, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul, 2008, s.13 365

İpşiroğlu, s.8

167

Resim 80: Mehmet Siyah Kalem, Göçebe Kampı, 36.4x19, Topkapı Sarayı

Resim 81: Mehmet Siyah Kalem, Moğol Düyümü ve İki Demom 23.7x17.4

168

Resim 82: Mehmet Siyah Kalem, Savaşçı ve Atı

Siyah Kalem’in sanatının da resmin bu gücüne inanarak oluştuğu söylenebilir. Bu çerçeve içinde resimleri incelendiğinde, resimlerinde yer belirtilmediği halde, figürlerin yere bağlı olduğu muhakkak hissedilir. Figürlerin yere basışları, kol ve bacak kaslarının şişkinlikleri, bacaklarının yerden güç alırmışçasına açılması ve yeri kavraması toprağın varlığını her zaman duyumsatır. Bu da doğu dünyası için önemli olan toprağa, “toprak anaya” olan bağlılığı betimler.

Siyah Kalem resimlerindeki bir diğer özellik ise ağırlık ve hareketi betimleyiş şeklidir. Onun resimlerindeki ağırlık Ön Asya sanatında görülen hareketten yoksun donmuş ağırlık değildir. Siyah Kalem’in figürlerinde iki karşıt güç birleşir. Yerçekiminin gücüne, canlı vücudun buna karşı koyan etkinliği eklenir. Bu taşkın güç en çok ellerde ve ayaklarda toplanır. Kendilerini kaptırıp güreştikleri ya da dans ettikleri zaman çılgınlığa varan bir güç boşalmasıyla karşılaşılır.367

Dans eden demonların hareketi buna iyi bir örnektir.

169

Resim 83: Mehmet Siyah Kalem, Dans Eden Demonlar, Topkapı Sarayı Hazine Dairesi

Bu sahne büyük bir olasılıkla ruhlarla bağlantı kurabilmek, onları çağırmak ya da kaçırmak için yapılan bir dinsel ayini göstermektedir. Ayine katılanlar, yüzlerine demon maskesi takarak ruhları taklit etmektedirler. Sadece birinin maskesi bulunmamakta ve soluyan yüzü açıkça görülmektedir. Bilinç bağlarından kopabilmek için, kendilerinden geçinceye kadar

dans ederek tepinmektedirler.368 Bu betimlemelere göre dans edenler büyük ihtimalle

Şamanları temsil etmektedir.