• Sonuç bulunamadı

Türk Ocakları’ndan Halkevlerine

B. Çok Partili Hayata Geçi Denemeleri ve Tek Partili Yönetimim

3. Türk Ocakları’ndan Halkevlerine

1912 yılında resmen kuruluşunu açıklayan Türk Ocakları, Türk milliyetçiliğini yaymak amacıyla kurulmuş bir örgüt pozisyonundadır. Cumhuriyetin ilanıyla birlikte CHF’nin etkisi altında kalmaya başlayan örgüt, döneminde yapılan yeniliklerin topluma kabul ettirilmesinde önemli bir aygıt olmuştur.36

CHF’nin 1927 Büyük Kongresinde Türk Ocakları kabul edilen yeni tüzüğün 40. maddesiyle Türk Ocakların da partinin denetimi altında bir kuruluş sayılmıştır.

32 Uyar, Tek Parti Dönemi ve Cumhuriyet Halk Partisi, s.122,123; Kabasakal, age, s. 125; Altun, age, s.85.

33 Karatepe, age, s.35.

34 Uyar, Tek Parti Dönemi ve Cumhuriyet Halk Partisi, s.122.

35Mahmut Goloğlu, Tek Partili Cumhuriyet (1931- 1938), Kal ite Matbaası, Ankara 1974, s.3.

36 Öz, age, Ankara: Gündoğan Yayınları, s 108; Altun, age, s.96.

9

1930 yılındaki SCF denemesi ve Menemen Olayı sonrasında, CHF giderek daha otoriter ve daha disiplinli nitelik kazanmıştır. 1931 yılı yeni bir dönemin başlangıcını ifade etmekteydi. İlk kapatılan derneğin Türk Ocakları olmasında, o dönemde en güçlü dernek olması ve dolayısıyla muhalefet odağı olabilecek bir yapıda olmasının etkisi büyüktür. Ayrıca, Türk Ocakları’nın SCF denemesi sırasında, SCF’den yana tavır alması; Pan-Türkist eğilimleri ve faşizan bir nitelik kazanmaya başlamasını da kapatılma nedenleri arasında saymak gerekir.37 Ayrıca Türk Ocaklarının siyasi bir güç olarak CHF’nın karşısına çıkabileceği endişesi önemli sebeplerdendir.38

10 Nisan 1931 tarihinde Ankara'da toplanan Türk Ocaklarının olağanüstü Kongresinde CHF'sına katılma kararı alınmış ve devir işlemlerine başlanmıştır. 18 Nisan'da ise menkul eşyanın devri tümüyle tamamlanmıştır. Böylece 257 şubesi bulunan Türk Ocakları tamamen CHP'ni katılmıştır. 10 Mayıs 1931 tarihinde toplanan Cumhuriyet Halk Partisi'nin 3. Büyük Kongresinde Türk Ocakları Kurultayı tarafından alınan karar olduğu gibi kabul edilmiştir.39

İttihat ve Terakki’nin kültür kuruluşu olan Türk Ocakları kapatılmış ve onların yerine 1932 yılında Halkevleri kurulmuş40. İlk etapta 14 Halkevi faaliyete geçmiştir. 1950 yılına gelindiğinde sayıları Halkevi olarak 478’e, Halkodaları olarak da 4322’Ye ulaşmıştır.41 Halkevlerinin o dönem için kurulması ve çalışmalarına başlaması, ülke çapında kültürel aydınlanma dönemini de beraberinde getirmiştir.42 Halkın aydınlatılması ilkesine dayanan Halkevleri ile Halkodalarının düşünsel kaynağı CHP’nin Altı ilkesidir. Ona göre bu altı ilke (Cumhuriyetçilik, Milliyetçilik, Halkçılık, Devletçilik, Laiklik, İnkılâpçılık) siyasi olduğu kadar toplumsal ve kültürel kavramlar bileşenidir. Halkevlerinin amacı bu ilkeler

37 Uyar, “Türkiye’de Modernleşme Sürecinde CHP’NİN Rolü”, s. 6.

38 Yusuf Sarınar, Türk Milliyetçiliğinin Tarihi Gelişimi ve Türk Ocakları (1912-1931), Ötüken Yayınları, İstanbul 1994, s. 335

39Arıkan, agm, S. 266.

40 Uyar, Tek Parti Dönemi ve Cumhuriyet Halk Partisi, s. 78.

41Günver Güneş, “Modernleşme Sürecinde Ödemiş Halkevinin Kuruluşu ve Faaliyetleri”, Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, Kasım 2005, C. XXI, S.63.

42Nurcan Toksoy, “Türk inkılâbında Milli Kültürün Yeri ve Halkevi Çalışmaları”, Turkish Studies, International Periodical For The Languages, Literature and History of Turkish or Turkic, www.

turkishstudies.net (Guest Editor: Prof. Dr. Güler GÜLSEVİN, Volume: 2/1, 124–161, Winter 2007, s. 147.

10

doğrultusunda Cumhuriyetin yurttaşlarını yetiştirmek, halkı aydınlatmak, ulusal karakterini yükseltmek, güzel sanatları, ulusal kültürü ve bilimsel çalışmaları desteklemek ve güçlendirmek olarak tanımlanmıştır43.

Halkevlerinin kuruluşunda 9 kol halinde örgütlenmesi uygun görülmüştü.

Bunlar şöyle belirlenmişti: Dil, Edebiyat, Tarih-Güzel Sanatlar-Temsil (Tiyatro ve Seyirlik oyunlar)-Spor-Sosyal Yardım-Halk Dershaneleri ve Kurslar-Kütüphane ve Yayın-Köycülük-Müze ve Sergiler. Yalnız ne var ki her Halkevinde bu kolların hepsinin bulunması şart koşulmamış, bölge durum ve özelliklere göre üçünün açılması yeterli görülmüştür.44

Kurulan Halkevlerinin yanı sıra Cumhuriyet ideolojisini desteklemek için, Türk Tarih Kurumu, Türk Dil Kurumu; örgün eğitimi desteklemek için de Köy Eğitmenleri Teşkilatı ve Köy Enstitüleri kurulmuştur45. Türk Dili Tetkik Cemiyeti (TDTC), tüzüğünün on birinci maddesine dayanarak, çalışmalarını daha verimli kılabilmek amacıyla, Halkevlerinin olanaklarından yararlanma yoluna gitmiştir.

Bununla birlikte TDTC, faaliyetlerinde CHF kanalıyla Halkevlerinin çalışmalarından yararlanmış ve yardımlarına başvurmuştur46

14 Mayıs 1950 de yapılan seçimler sonunda iktidarın el değiştirmesi ile birlikte, Cumhuriyeti ve Cumhuriyet devrimlerine karşı, bir karşı devrim hareketi başlamıştır. Yasal dayanaktan yoksun olan Halkevleri, Cumhuriyet devrimlerinin karşıtlarınca ilk saldırılan kurumlar olmuştur. 1951’de tüm taşınmazlarına el konularak 478 Halkevi ile 4332 Halkodasının çalışmalarına son verilmiştir.47

4. Parti Devlet Bütünleşmesi

43 Mehmet Bilir, “Aydınlanma Sürecinde Halkevleri”,Eğitim, Bilim, Toplum Dergisi, Eylül 2003, s.

55, 56.

44Arıkan, age, s. 272.

45 Uyar, Tek Parti Dönemi ve Cumhuriyet Halk Partisi, s. 78.

46 Mustafa Oral,”Halkevlerinin Toplumsal ve Kültürel İşlevleri, Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, Temmuz 2002, C, XVIII, S. 53.

47 Bilir, agm, s. 62.

11

SCF'nin kapanmasından sonra CHP Avrupa'daki totaliter rejimlerden etkilenerek, kendisini devlet ve milletle bir tutmaya başlamış ve ülkedeki kontrolü eline alarak tahakkümünü arttırmıştır48.

Mayıs 1931’de yapılan Üçüncü Büyük Kongrede yeni bir program kabul edilmiş. Genel merkez tarafından partinin tüzüğü yeni baştan hazırlanmıştı. O tarihe kadar, partinin programı mevcut değildi.49 Bu programda, anayasa ilkesi olarak güçler birliğinin önemi vurgulanmış, tek dereceli seçimlerin temel amaç olduğu belirtilmiş. Kadınlara oy hakkı verilmesi ilke olarak benimsenmiş. Ayrıca 1927 kongresinde benimsenen dört ilkeye “devletçilik” ve “inkılâpçılık” da eklendi.

Böylece halk partisinin altı oku tamamlanmış oldu50 .

Kongrenin hemen öncesinde de, parti içinde önemli bir değişiklik yapılmış.

10 Mart 1931 tarihinde, daha öncede iki kez aynı görevi yürütmüş olan, otoriter eğilimleri ile tanınan Recep Peker, Cumhuriyet Halk Fırkası Genel Sekreterliği’ne getirilmişti51. Recep Peker partiyi, devlet örgütü ve hükümet üzerinde denetim kuracak bir güce ulaştırmak istiyordu. Bu amaçla partide örgütsel ve doktriner düzenlemeler yapılmış.52 Ayrıca parti dışında kalan örgütler ve dernekler zaman içerisinde kapatılmışlar. Bu yolda ilk adım daha kongre başlamadan Türk Ocakları’nın kapatılmasıyla gündeme gelmişti. 1912’de kurulan Türk Ocakları, Türk ulusçuluğunun yayılmasında önemli rol oynamış, otuz bin dolayındaki üyesiyle son derece etkin bir kuruluş olmuştu. Ancak parti dışında faaliyet göstermesi Peker gibi katı tutumluları oldukça rahatsız etmekteydi. Benzer kaygılarla Türk Kadınlar Birliği ve Türk Mason Derneği gibi kurumlar da daha sonra kapatmıştı. Aynı biçimde parti, Milli Türk Talebe Birliği’ni de kendi güdümü altına almıştı.53

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Dördüncü büyük kurultayı 9 Mayıs 1935 tarihinde toplanmış. Bu kurultayda Genel Sekreter Recep Peker söyle demiştir,

48 Karpat, age, s.68; Haytaoğlu, agm, S.49

49Giritlioğlu, age, s. 92.

50 Karatepe, age, s.37.

51 Cemil Koçak, “siyasal tarih 1923-1950”, Türkiye Tarihi-4 (Çağdaş Türkiye 1908-1980), Cem Yayınevi, S. 113.

52 Karatepe, age, s.37.

53Ahmet Kuyaş, Feroz Ahmad, Ahmet Ersoy, Cemal Kafadar Cemal, M. Asım Karaömerlioğlu, Şevket Pamuk, Zafer Toprak, Mete Tunçay, Özgür Türesay, Tarih 1839-1939, Tusiad, Aralık 2006, s.

342.

12

“Türkiye Cumhuriyeti parti devletidir.”54 Bu kongrede kabul edilen yeni parti tüzüğünün, partinin devlet organları ile sıkı ilişkiye girmesi, kongrelere mahallin en büyük mülki amirinin katılması ve açıklamalarda bulunması öngörülüyor, parti örgütü ile devlet örgütünün birbirini tamamladığı kabul ediliyordu. 551930’lu yılların ilk yarısında CHF İçinde Recep Peker’in rolü ve etkisi hissedilmiş. Bu etki gerek örgütsel planda, gerekse ideolojik planda olmuştu. Peker bir yandan devlet ve hükümetten ayrı kalmasına gayret etmiş, diğer yandan da parti ideolojisinin gelişmesine ve yaygınlık kazanmasına çalışmıştı.56

Recep Peker’in Genel Sekreterliği döneminde, Halk Partisi ülkede siyasi tekel kurdu. Fakat bu durum partinin güçlü olmasını sağlamaya yetmedi. Parti hükümet teşkilatına değil, beklenenin tam aksine, hükümet teşkilatı partiye egemen oldu. Parti ile hükümet o kadar iç içe girdi ki, artık partinin varlığı bile hissedilmeyecek ölçüde parti ile hükümet örgütü birleşti.57

15 Haziran 1936’ da Recep Peker, Parti Genel Sekreterliğinden alınmış yerine Şükrü Kaya getirilmiştir58. Ardından 18 Haziran 1936’daBaşbakan İsmet İnönü tarafından yayımlanan bir genelgeyle İçişleri Bakanlığı ile CHP Genel Sekreterliği birleştirilirken, illerin valilerine partinin il başkanlığı görevi verildi59. Parti diktasının devletle birleştirilmesi konusundaki son girişim ise 1937’de Halk Partisi’nin altı oku anayasaya alınarak CHP’nin ilkeleri devlet ilkeleri haline geldi.60