• Sonuç bulunamadı

A. Kamu güvenliği sebebiyle kısıtlanan meslekler

2. Türk Kıyı, Liman ve Karasularında Ticaret

Yabancıların çalışmasında Türk olma koşulunun arandığı alanlardan biri de denizciliktir. Başlangıçta Türk kıyı, liman ve karasularında yabancıların ticaret yapması serbestti. Ancak Türk heyeti, Lozan müzakereleri esnasında yabancılara tanınmış olan bu kabotaj hakkının sınırlanması üzerinde duruyordu473. Bu doğrultuda, 1923 yılında Lozan Antlaşması’yla yapılan bir bildiri ile beraber kabotaj hakkının artık yalnız Türk vatandaşlarına ait olacağı açıklanmıştır.

Türk karasuları ve limanlarında ulaşım ve ticaret konularına ilişkin esaslar ilk kez 815 sayılı Türkiye Sahillerinde Nakliyatı Bahriye (Kabotaj) ve Limanlarla Kara Suları Dâhilinde İcrayı Sanat ve Ticaret Hakkında Kanun474 ile düzenlenmiştir. 815

471 (RG. 30.04.1983-S. 18033).

472 CİN, Çalışma Özgürlüğü ve Sınırı, s. 149; YILDIZ, s. 110; SAVUR, s. 123. 473 ÇELİKEL/(ÖZTEKİN) GELGEL, s. 246.

474 19.04.1926 tarihli ve 815 sayılı Türkiye Sahillerinde Nakliyatı Bahriye (Kabotaj) ve Limanlarla Kara

sayılı Kanun’un 1. maddesinde, Türkiye sahillerinin bir noktasından diğerine yük ve yolcu taşıma işlemleri ile kılavuzluk ve diğer tüm liman hizmetlerini, yalnız Türk bayrağı taşıyan gemilerin yapabileceği düzenlenmiştir. Ayrıca, 815 sayılı Kanun’un 2. maddesinde, nehir, göl, Marmara havzası, Boğazlarda, bilumum kara sularıyla, kara sularına dâhil bulunan körfez, liman, koy gibi yerlerde, vapur, römorkör, motorbot, mavna, sandal, kayık, yelkenli gibi her çeşit deniz vasıtası ile yük ve yolcu taşımak suretiyle ticaret yapma hakkının yalnız Türk vatandaşlarına tanındığı ifade edilmiştir475. Ancak ilgili madde hükmünde yabancılara yasaklanan işler, sınırlı sayıda sayıldığı için yabancıların bu gemilerde, sayılan işler dışında çalışması mümkündür. Bununla beraber, söz konusu madde uyarınca, yük ve yolcu taşımacılığı gibi ticari faaliyetlerde bulunamayacakları açıktır.

815 sayılı Kanun, yabancı gemilerin ticaret hakkını yalnız Türk limanları arasında kısıtlamaktadır476. 815 sayılı Kanun’un 1. maddesinin 2. fıkrası ile yabancı bayraklı gemilerin, Türk limanlarından yabancı limanlara veya yabancı limanlardan Türk limanlarına yolcu ve yük ve yolcu taşıyabileceği kabul edilmiştir.

815 sayılı Kanun kapsamında yer alan hükümler uyarınca bir geminin hangi koşullarda Türk bayrağı çekebileceği konusu önem taşımaktadır. Bir geminin Türk bayrağı çekmesine ilişkin esaslar, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu477 ile düzenlenmiştir. 6102 sayılı Kanun’un 940. maddesinin 1. fıkrasına göre, her Türk gemisi Türk bayrağı çekme hakkına sahiptir. Bununla beraber, bir geminin Türk gemisi sayılması, gemi malikinin gerçek kişi, tüzel kişi veya donatma iştiraki olması durumuna göre farklılık göstermektedir. Bir geminin Türk gemisi sayılabilmesi için gemi malikinin;

475 Tekinalp’e göre, 815 sayılı Kanun’un 1. ve 2. maddeleri birbirlerine benzer gözükse de farklı

niteliktedirler. Nitekim, bazı durumlarda yabancı gemilere de Türk bayrağı çekme hakkı tanınabilmesine karşın nehirlerde ve iç sularda taşımacılık yalnız Türk vatandaşlarına tanınmıştır.

TEKİNALP, Yabancılar, s. 131; Söz konusu maddeler arasındaki farklılık yapılan iş ve faaliyete ilişkin

olmayıp iş ve faaliyetin gerçekleştiği yer ve bunları yürütenlere ilişkindir. SAVUR, s. 129.

476 Çelikel ve Gelgel’e göre, 815 sayılı Kanun’un 1. maddesinin 2. fıkrasında yer alan düzenleme ile

yabancı gemilerin yalnız Türk limanları ile yabancı limanlar arasında yük ve yolcu taşıyabileceği belirtildiği için yabancı gemilerin birden fazla Türk limanına uğraması mümkündür. Ancak, yabancı gemiler, Türk limanları arasında seyahat ederken, bu limanlardan aldıkları yük ve yolcuları taşıyamazlar ve yalnızca yabancı limanlardan yüklenmiş oldukları malları muhtelif Türk limanlarına boşaltabilirler.

ÇELİKEL/(ÖZTELİN) GELGEL, s. 247-248; SAVUR, s. 126.

1) Gerçek kişi olması durumunda, Türk vatandaşı olması gerekmektedir. Bununla beraber, geminin mülkiyetinin birden fazla kişiye ait olduğu hâllerde, söz konusu mülkiyet paylı mülkiyet ise payların çoğunluğunun; elbirliğiyle mülkiyet ise maliklerin çoğunluğunun Türk vatandaşı olması şart koşulmuştur.

2) Tüzel kişi olması durumunda, söz konusu tüzel kişiliğin Türk kanunları uyarınca kurulmuş olması gerekmektedir. Söz konusu tüzel kişilik,

- Türk ticaret şirketi ise, şirketi yönetmeye yetkili olanların çoğunluğunun Türk vatandaşı olmaları ve şirket sözleşmesine göre oy çoğunluğunun Türk ortaklarda bulunması gerekmektedir. Bununla beraber, anonim ve sermayesi piyasaya bölünmüş komandit şirketlerde ayrıca payların çoğunluğunun nama yazılı olması ve bu payların bir yabancıya devrinin şirket yönetim kurulunun iznine bağlı bulunması aranmaktadır.

- Şirket dışında tüzel kişiliğe sahip olan bir kuruluş, kurum, dernek veya vakıf ise, yönetim organını oluşturan kişilerin çoğunluğunun Türk vatandaşı olması şart koşulmuştur.

3) Donatma iştiraki olması durumunda, Türk ticaret siciline tescili gerekmektedir. Ayrıca, Türk ticaret siciline tescil edilmiş olan donatma iştiraklerinin paylarının yarısından fazlasının Türk vatandaşlarına ait olması ve iştiraki yönetmeye yetkili paydaş donatanların çoğunluğunun Türk vatandaşı olması aranmaktadır.

6102 sayılı Kanun’un 941. maddesi ile 940. maddesinin 1. fıkrasında yer alan her “Türk gemisi Türk bayrağı çeker” kuralına istisna düzenlemeler getirilmiştir. Bu düzenlemelere göre, bazı koşullar altında bir Türk gemisi, Türk bayrağı çekme hakkını ve buna bağlı olarak kabotaj hakkını kaybedebilir veya yabancı bir gemi, Türk bayrağı ve kabotaj hakkını kazanabilir.

6102 sayılı Kanun’un 941. maddesinin 1. fıkrasına göre, bir Türk gemisinin, kendilerine ait olduğu takdirde Türk bayrağı çekme hakkını kaybedeceği kişilere, en az bir yıl süreyle kendi adlarına işletilmek üzere bırakılması durumunda, gemi malikinin talebi üzerine, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, o ülke kanunları da buna imkân sağlıyorsa, bırakma süresince, geminin yabancı bayrak çekebilmesi mümkündür. İlgili maddenin 2. fıkrasına göre, Türk gemisi olmayan

yabancı bir gemi, ona Türk bayrağı çekebilecek kişilere en az bir yıl süreyle kendi adlarına işletilmek üzere bırakılırsa, malikin rızası alınmış olmak, Türk mevzuatının kaptan ve gemi zabitleri hakkındaki hükümlerine uyulması ve yabancı kanunda bunu engelleyen bir hüküm bulunmaması şartlarının her birinin gerçekleşmesi durumunda, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’nca geminin Türk bayrağı çekmesine izin verilebilir. Ancak, Bakanlıktan izin alan kişi, her iki yılda bir, izin için gerekli şartların varlığını sürdürdüğünü ispat etmekle yükümlü tutulmuştur. 6102 sayılı Kanun’un 941. maddesinin 2. fıkrasında sayılan şartların tamamının sağlanması hâlinde usulüne uygun olarak Türk bayrağı çekme izni alan yabancı gemiye, Türk kıyı ve limanlarında Türk gemilerine tanınan kabotaj hakkının aynı izin süresi için tanınacağı ve bu yabancı geminin, bu izin süresince Türk gemisi sayılarak Türk gemisi gibi işlem görme ayrıcalığını elde edeceği kabul edilmektedir478.

815 sayılı Kanun’un 3. maddesi ile Türk kara sularında balık, istiridye, midye, sünger, inci, mercan ve sedef gibi deniz ürünlerinin avlanması ve kum ve çakıl gibi maddelerin çıkarılması işi yalnız Türk vatandaşlarına tanınmıştır. Bununla beraber, 815 sayılı Kanun’un 3. maddesinde sayılan işlerin, 6102 sayılı Kanun’a göre kurulmuş tüzel kişiliğe sahip şirketler tarafından yapılması mümkündür. Ancak, şirket ortaklarının yabancı olması hâlinde izin talebi Kanun’un genel hükümleri çerçevesinde değerlendirilmelidir479. Ayrıca, ilgili maddede, petrol arama ve üretim faaliyetlerine ilişkin bir istisna düzenlenmiştir. 2013 yılında 6491 sayılı Türk Petrol Kanunu ile getirilen düzenleme ile petrol hakkı sahibi yabancıların, Türk kara suları kapsamında petrol arama ve üretim faaliyetlerini icra edebilecekleri kabul edilmiştir.

815 sayılı Kanun’un 3. maddesi ile Türk kara suları dâhilinde meydana gelen gemi ve deniz aracı kazalarının enkaz kaldırma ve kurtarma işlerinin de yalnız Türk vatandaşları tarafından yapılabileceği düzenlenmiştir. 815 sayılı Kanun’un 4. maddesinde ise hükümet tarafından geçici olarak ve hiçbir hak talep etmemek şartıyla yabancı kurtarma gemileri, petrol arama ve üretim faaliyetlerinde kullanılan deniz

478 AYBAY, Rona, “Türk Hukukunda Gemilerin Uyrukluğu”, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi

Dergisi, C. 47, S. 1, 1992, s. 90, bkz.

http://dergipark.ulakbim.gov.tr/ausbf/article/view/5000053989/5000051304 (E.T. 13.09.2017).

araçlarının çalışmasına veya Türk kurtarma gemilerinde yabancı uzman, kaptan ve tayfa çalıştırılmasına izin verilebileceği belirtilmiştir480.

3. Deniz Turizmi Tesisleri ve Deniz Turizmi Araçları Yatırım ve