• Sonuç bulunamadı

1.4. YOKSULLUK OLGUSUNA YAKLAġIMLAR

1.4.1. KENTSEL YOKSULLUK KAVRAMI VE YOKSULLUK TÜRLERĠ

1.1.4.4. TÜRKĠYE'DE KENTSEL YOKSULLUK KAVRAMI

KentleĢme toplumların yapısal değiĢmelerinin en göze çarpan yönü olarak betimlenmektedir. Toplumsal geliĢmenin bir göstergesi olarak karĢımıza çıkan kentleĢme olgusu, geliĢmekte olan bir ülkenin geleneksel yapısını geride bırakarak yeni arayıĢlara yöneldiğini ortaya koymaktadır.(Özer, 2004;1)

Ülkemizde de yoksullukla mücadele anlamında sosyal politika uygulamalarına 1961 Anayasası ile geçilmiĢtir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti‟nin 1961 Anayasası ile birlikte “Sosyal Devlet” olduğu kabul edilmiĢ ve bu nedenle Türkiye‟nin yoksullukla mücadele etmesi, anayasal hükümlerin gereklerinden biri olmuĢtur.(Temizel ve Akyalçın, 2006;4)

50

Wilson (1996;13‟den aktaran ġenses, 2001;146)‟a göre yoksulluk; yoksul bireylerin dıĢında, baĢta ekonomi politikaları olmak üzere, düĢük ücretler, yetersiz eğitim ve istihdam olanakları gibi yoksulların kendi denetimleri dıĢındaki „yapısal etmenlerle‟

ve bütünüyle sosyoekonomik sistemle iliĢkilendirilmelidir. Buradan hareketle Türkiye‟de tarım alanlarının daralması, tarım arazi iĢletmelerinin küçülmesi, üretimde verim düĢüklüğü ve tarımda makineleĢme sonucu insan gücüne gereksinimin azalması gibi etkenlere ilaveten kentlerin eğitim, sağlık, istihdam, sosyal ve kültürel imkânlar yönünden çekiciliği birleĢtiğinde kırsal alandaki yerleĢim yerlerinden kentlere yoğun bir göç yaĢanmakta (T.C.Ġç ĠĢleri Bakanlığı, 2009;7) ve söz konusu göçler neticesinde kente gelen aileler, kronik iĢsizlik ve sosyal destek sağlayamama sonucu, kentsel yoksulluk sorunu ile yüz yüze gelmekte ve gereksinimleri, beklentileri karĢılanamayınca çok ciddi risklerle karĢı karĢıya kalabilmektedirler.

Ġkinci dünya savaĢı sonrası özellikle az geliĢmiĢ ve geliĢmekte olan ülkelerde görülen hızlı nüfus artıĢı ile ortaya çıkan kentleĢme sürecinde "gecekondu" azgeliĢmiĢ ülkelerle birlikte, Türkiye'nin de bir toplumsal gerçeğidir.(Kongar, 1982;37) Ġlk olarak 19. yüzyılda Paris'te ve Londra'da konut sıkıntısı nedeniyle ortaya çıkan gecekondu kavramının ülkemizdeki geliĢme seyri ise 1940 sonrasına denk gelir.1950 ve sonrasında ise artan iç göçler ve hızlı kentleĢme hareketinin özellikle büyük kentlerde ciddi konut açığı sıkıntısına neden olduğu bilinmektedir.(Kaya; 31) Pek çok geliĢmekte olan ülkede olduğu gibi ülkemizde de kentleĢme hızı ekonominin kentlerde iĢ yaratma kapasitesinin üzerinde seyretmektedir. Bunun sonucu olarak da kentlerimizde yaĢayan nüfusun önemli bir bölümü verimliliği ve bu nedenle gelir düzeyi çok düĢük olan iĢgücünden oluĢmaktadır.(Gençağa, 1982;167)

Ülkemizde kentsel yoksulluğun seyrine bakıldığında ise özellikle 1980 sonrası gelir dağılımdaki bozukluklar, eĢitsizlikler ve ekonomi politikalarındaki istikrarsızlıklar nedeniyle yoksulluğun arttığı bilinmektedir. IĢık ve Pınarcıoğlu (2001;32-33)‟na göre, ülkemizde yoksulluğu arttıran bazı sebepler Ģunlardır: “Ekonomi politikalarındaki anlayıĢ

51

ve uygulamalar, 1985 sonrasındaki göç nedenlerindeki değiĢiklikler, kente yeni göç edenlerin daha az Ģansa sahip olmaları, büyük kentlerde ücretlerin düĢmesi ve gelir dağılımında ortaya çıkan adaletsizlik, yeni kent yoksullarının oluĢması, orta sınıfın giderek güç kaybetmesi ve benzeri durumlar olarak belirtilmiĢtir.

KentleĢme hızının sanayileĢme hızının önüne geçmesi, iĢ güvenliğinin olmayıĢı, düĢük ücret politikaları vb. durumlar gecekondu alanlarını geçici ikametgâh olmaktan çıkarıp, kesin kalıcılık yaratmaktadır. Bunun nihayetinde de çarpık kentleĢmenin görünen yüzü "gecekondu" ile zühur etmiĢtir. GecekondulaĢma, kırdan kente göçen kitlelerin temel konut edinme biçimi olarak Türkiye kentleĢmesinin ilk aĢamalarında ortaya çıktı ve 1950 ‟lerde de kurumsallaĢtır.(Kaya; 33)

Aran, Demir, Sarıca ve Yazıcı (2010),” yaptıkları çalıĢmada Türkiye‟de, 2003-2006 arası dönemde yoksulluğun kentlerde hızla azaldığını, genel yoksulluk seviyesinin önemli oranda düĢtüğünü, kırsal kesim yoksulluk oranının ise ya hiç değiĢmediğini ya da oldukça az miktarda azaldığını ortaya koymuĢlardır. 2003-2006 döneminde tarım sektöründe çalıĢanlar, kırsalda ve kalabalık hanelerde yaĢayanlar ve çocuklar için nispi yoksulluk riskinin arttığını tespit etmiĢlerdir. Kentli yoksulların tüketim düzeylerindeki artıĢ oranının, varlıklı kesimin tüketim düzeylerindeki artıĢtan daha yüksek olması neticesinde kentsel alanlarda eĢitsizliğin azaldığını ancak kırsal alan eĢitsizlik ölçümlerinde göze çarpan bir değiĢimin gerçekleĢmediğini belirlemiĢlerdir. 2003-2006 yılları arasında ülke kırsalındaki en fakir kesimlerin tüketim düzeylerinin düĢtüğünü, çocuk yoksulluğunun süreklilik kazandığını, çocukların (0–19 yaĢ arası) nispi yoksulluk riskinin arttığını” göstermiĢlerdir.

Ülkemizde kiĢi baĢı günlük harcaması satın alma gücü paritesine göre 2,15 doların altında kalan fert sayısı ise yine çok azalmıĢ olup bu kritere göre fert yoksulluk oranı 2009 yılında % 0,22, 2010 yılında ise % 0,21 olarak belirtilmektedir. Türkiye‟de kiĢi baĢı günlük harcaması satın alma gücü paritesine göre 4,3 dolar sınırına göre ise 2009 yılında

52

% 4,35 olan fert yoksulluk oranı 2010 yılında önemli ölçüde azalarak % 3,66‟ya düĢmüĢtür. TÜIK‟ in Gelir ve YaĢam KoĢulları AraĢtırması, 2006- 2010 verilerine göre Türkiye için hesaplanan gelire dayalı göreli yoksulluk oranı giderek düĢtüğü gözlemlenmektedir. Gelire dayalı göreli yoksulluğun ölçüsü olarak eĢdeğer hanehalkı kiĢi baĢına gelirin yüzde 50‟si esas alındığında göreli yoksulluk oranı 2006 yılında yüzde 18,4, 2007 yılında yüzde 15,4, 2008 yılında yüzde 16,1, 2009 yılında yüzde 16,9, 2010 yılında ise yüzde 16,6 olarak gerçekleĢmiĢtir.(www.tüik.gov.tr) Bu veriler, 2008 ve 2009 yıllarında dünya ekonomik krizinin de etkisiyle Türkiye genelinde göreli yoksulluk oranının arttığını, 2010 yılında ise az da olsa azaldığını göstermektedir.

AĢağıdaki tablo (1.5)‟da 2002-2007 arası yoksulluk sınırı yöntemlerine göre fert yoksulluk oranları verilmiĢtir. Yıllar itibariye Türkiye genelinde, kent ve kır özelinde fert yoksulluk oranının değiĢimi incelenmiĢtir. Buna göre Türkiye genelinde gıda yoksulluk oranı sürekli düĢüĢ halinde olmakla birlikte, harcama esaslı göreli yoksulluk oranının dalgalı seyir izlediğini belirtmek mümkündür. Kentte fert yoksulluk oranı incelendiğinde yıllar itibariye oranlarda düĢüĢ gözlemlenmekle birlikte harcama esaslı göreli yoksulluk oranının da (2005 yılı hariç) düzenli düĢüĢ sergilediğini belirtmek mümkündür. Kırda gıda yoksulluk oranının Türkiye genelinde ve kent özelindeki oraanların seyrinden farklılık gösterdiği belirtilebilir. Yıldan yıla dalgalı seyir kendini göstermektedir.

Farklılık arz eden bir diğer husus da harcama esaslı göreli fert yoksulluk oranı yıllar itibariye düĢüĢ değil, artıĢ eğilimindedir.

53

Tablo 1.4. Yoksulluk sınırı yöntemlerine göre fert yoksulluk oranları, 2002-2007

Harcama esaslı göreli yoksulluk(2) 19,86 22,08 23,48 26,35 27,06 25,89

Kaynak: www.tüik.gov.tr

2007 yılında Türkiye'de fertlerin yaklaĢık %0.54'ü sadece gıda harcamalarını içeren açlık sınırının altında yaĢarken bu oran kentlerde %0.09, kırsal alanda %1.32 olarak gerçekleĢmiĢtir. Gıda ve gıda dıĢı harcamaları içeren yoksulluk sınırının altında yaĢayanların oranı ise Türkiye genelinde %18.56, kentlerde %10,61, kırsal alanda

%32.18 olarak belirtilmektedir.

54

ĠKĠNCĠ BÖLÜM