• Sonuç bulunamadı

2. KURAMSAL ÇERÇEVE VE İLGİLİ ARAŞTIRMALAR

2.14. Bağlaç

2.14.3. Türkçede En Çok Kullanılan Bağlaçlar

Türkçede kullanımı en yaygın olan bağlaçları ve kurduğu anlam ilişkilerini şöyle listeleyebiliriz:

âdeta: Cümleye “benzerlik” anlamı kazandıran bir bağlaçtır.

Cephede yaşanan şiddetli çarpışmalardan sonra ortalık adeta kan gölüne dönmüştü. (Benzerlik)

ama: Hem bağlaç hem ünlem olarak kullanıma sahiptir. Bağlaç göreviyle cümleleri

birbirine bağlayıp “karşıtlık” anlamı kazandırır. Ayrıca cümleye “şart, vurgulama” gibi anlamlar da verir.

Araba az kilometre yapmış; ama kaza kaydı var. (Karşıtlık)

Seni ilk on bire alırım; ama önce kendini ispatlamalısın. (Şart)

Tüm derslerimi severim; ama Türkçe benim için bir başka. (Vurgulama)

Hiç ama hiçbir şeyleri yoktu. (Çam Öneren, Tuncay ve Atasoy, 2003, s. 79). (Pekiştirme)

ancak: Hem edat hem de bağlaç olarak kullanılabilen bir kelimedir. “Ama, fakat,

lakin vb.” bir anlam ifade ettiğinde bağlaç görevindedir.

Seni gözüm bir yerlerden ısırıyor; ancak hâlâ çıkaramadım. (Karşıtlık)

bari: Hem bağlaç hem de ünlem olarak kullanımı mevcuttur. Bağlaç olarak cümleye

“hiç olmazsa, en azından” gibi anlamlar kazandırır.

Onun bizi ciddiye aldığı yok; bari sen mahcup etme. (Hiç olmazsa)

belki / belki… belki…: Cümle başı bağlaçlarından olan belki cümleye “ihtimal”

anlamı kazandırır. Tekrarlanmasıyla ikileme biçiminde öbekleşir ve “ya… ya…” bağlacıyla benzer bir anlama gelir.

Belki bu son görüşmemizdir. (İhtimal)

Belki yarın belki yarından da yakın. [M. Âkif Ersoy] (Bağlananlardan biri)

bile: “Hatta, de, dahi” bağlaçlarıyla aynı anlama gelen bir pekiştirme bağlacıdır. İlk konserini verdi bile. (Pekiştirme)

çünkü: Cümleye “sebep” anlamı kazandıran bir bağlaçtır.

Günü kurtarmakla yetiniyorsunuz; çünkü uzun vadeli plânlarınız yok. (Sebep- sonuç)

dahi: “Bile, da” ile aynı anlamı ifade eden pekiştirme bağlacıdır. Taşlar dahi dile geldi. (Bile)

de: Cümleye “bile, benzerlik, üstelik, uyarı, sitem vb.” anlamlar kazandıran bir

pekiştirme bağlacıdır. Uyarı anlamında “ve”; sitem anlamında “ama” bağlacıyla aynı vazifeyi görür.

Artık yıkasan da çıkmaz bu leke. (Bile)

Bir iyi haber de Elazığspor’dan geldi. (Benzerlik)

Evin tüm perdelerini yıkamış, takmış da. (Üstelik)

Ne de tatlı bir bebekmiş bu böyle! (Pekiştirme, aşırılık)

Daha fazla konuşma da işini bitir. (Uyarı)

Evleniyorsun da bana haber vermiyorsun! (Sitem)

Kahvaltı yapalım da ütüye başlayalım. (Öncelik-sonralık)

…de …de: “De” bağlacının tekrarlanmasıyla ikileme şeklinde öbekleşerek oluşmuş

bir bağlaçtır. “Hem… hem…” bağlacıyla aynı anlam ifadesine sahiptir. Olumlu cümlelerde de kullanılabilir olumsuz cümlelerde de.

demek / demek ki: Bir sonuç çıkarmaya yönelik “o hâlde” anlamına gelip sebep

bildiren bir bağlaçtır.

Madem benden hoşlanmıyorsun demek ki doğru yoldayım. (O hâlde)

Sınıfta çekirdek yiyen haylaz sensin demek. ( Sonradan öğrenilen durum)

eğer: “Şayet” anlamına gelen bağlaçtır. Şartlı cümleye gelerek şart anlamına vurgu

yapar.

Eğer başın sıkışırsa beni arayabilirsin. (Şayet)

fakat: Cümleleri birbirine bağlayıp “karşıtlık” anlamı kazandıran bağlaçtır. Bu sözlerine çok içerledi, fakat sesini çıkarmadı. (Karşıtlık)

gâh… gâh… / kâh… kâh…: Aynı kelimenin tekrarlanmasıyla ikileme biçiminde

öbekleşerek oluşmuş olan bu bağlaç “zaman” anlamı ifade eder.

Gâh çıkarım gökyüzüne seyrederim âlemi,

Gâh inerim yeryüzüne seyreder âlem beni. [Nesimi] (Zaman)

gerçi: “Açıklama” yapılan durumlarda kullanılan bir bağlaçtır. Gerçi ben de sana karşı boş değilim. (Açıklama)

gerek… gerek…: Aynı kelimenin tekrarlanmasıyla ikileme biçiminde öbekleşerek

oluşmuş ve anlamca “hem…hem…” bağlacıyla aynı işlevi gören bağlaçtır.

güya: Cümleye “benzerlik” anlamı kazandıran bir bağlaçtır. Bu anlamda “sanki” ile

yakınlık gösterir.

Güya seçimlerde kendilerine destek vermemişim. (Sanki, sözde)

ha… ha…: Aynı kelimenin tekrarlanmasıyla ikileme biçiminde öbekleşerek oluşmuş

ve cümleye “neredeyse” anlamı kazandıran bağlaçtır.

Polisler ha geldiler ha gelecekler. (Gerçekleşmesine çok az kalmış durum)

halbuki: “Oysa/oysaki” ile aynı işlevi görür ve “açıklama” yapar.

Fırıncı yemeği yakmış, halbuki dikkat etmesi için sıkı sıkıya tembihlemiştim. (Oysa)

hatta: Cümleye “üstelik, dahası” gibi anlamlar kazandıran bir pekiştirme bağlacıdır. Hırsızlar cüzdanını hatta kemerini bile çalmışlar. (Dahası)

hele: Cümleye “istek, şaşkınlık, zaman,” gibi anlamlar kazandıran bir bağlaçtır. Hele televizyonun sesini aç! (İstek)

Hele şu yaptığına bak! (Şaşkınlık, sitem)

Hele ödevini yap sonra düşünürüz. (Zaman, öncelikle)

hem… hem (de)…: Aynı kelimenin tekrarlanmasıyla ikileme biçiminde öbekleşerek

oluşmuş ve bağladığı birimlerin “her ikisini” de ifade eden bir bağlaçtır. Olumlu cümlelerde kullanılır.

ile: Hem edat hem de bağlaç olarak kullanılabilen bir sözcüktür. “Ve” ile aynı görevi

yerine getirip “sıralama” yapar, ki bu anlamıyla bağlaçtır8.

Yumurtalar ile patatesleri aynı torbaya koymamalıydın. (Ve)

ise: “De” bağlacı gibi bir pekiştirme bağlacıdır. Cümleye “karşılaştırma” anlamı

kazandırır.

O bulaşıkları yıkıyor ben ise duruluyordum. (Karşılaştırma)

ister… ister…: Aynı kelimenin tekrarlanmasıyla ikileme biçiminde öbekleşerek

oluşmuş ve bağlanan birimlerden birini ifade eden bağlaçtır. Karşıdakine tercih sunarken veya tercih yaparken “fark etmez” anlamını verir.

Hediye çekinizle ister giyim alışverişi yapın ister akaryakıt alışverişi. (Bağlananlardan biri)

kaldı ki: Cümleye “dahası, üstelik” gibi anlamlar kazandırıp “açıklama ve sonuç”

ifade eden bağlaçtır.

Borcumun yarısını ödeyemedim; kaldı ki işten atıldım. (Üstelik)

ki: Cümleye sebep, amaç, şüphe, tahmin, yakınma, beğenme gibi anlamlar kazandırır.

Birçok kelimenin ardından gelerek de farklı farklı bağlaçların türemesine sebep olur.

Bu işten o kadar bunaldım ki istifa etmeyi bile düşündüm. (Sebep-sonuç)

Alışverişi bugünden yaptım ki yarın zaman kaybetmeyelim. (Amaç-sonuç)

Derler ki: kuş kanadına kira istemez. (Açıklama yapılacak durum)

8 Ancak bu konuda Gökşen’in (1967, s. 214-220) birtakım eleştirileri söz konusudur. Gökşen “ile”nin “ve”yi

daima karşılayamadığını ifade eder. Bu mantık açısıyla bakacak olursak “ve” her zaman için bağlaç olan “ile”nin yerini tutabilir. Ancak “ile” her zaman için “ve”nin yerini tutmaz.

Tek başına uzun yola gidebilir mi ki? (Şüphe)

Büyük bir olay çıkmış ki bu kadar polis gelmiş. (Tahmin, çıkarım)

Beni dinlemiyorsun ki. (Yakınma)

Saat ki ne saat… (Beğenme)

Tam uykuya dalıyordum ki zil çaldı. (Zaman, gerçekleşmesine ramak kalan durum)

lakin: Cümleleri birbirine bağlayıp “karşıtlık” anlamı kazandıran bağlaçtır.

Aracımız çamura saplanmıştı, lakin çamurdan çıkmayı başardık. (Karşıtlık)

madem / mademki: Cümleye sebep anlamı kazandıran bir bağlaçtır. Mademki benli hayat sana kafes kadar dar.

Uzaklaş ellerimden uçabildiğin kadar. [Cemal Sâfi] (Sebep)

meğer / meğerse: “Oysa, oysaki” anlamlarına gelen bir bağlaçtır. “Sonuç ve açıklama”

ifade eder.

Meğer toplantı saat 14.30’daymış. (Oysa)

mı: “Pekiştirme” göreviyle kullanılan bir bağlaçtır. Acı mı acı bir yemek olmuş. (Pekiştirme)

ne… ne (de)…: Aynı kelimenin tekrarlanmasıyla ikileme biçiminde öbekleşerek

oluşmuş ve “hiçbiri” anlamına gelen bir bağlaçtır. Kullanıldığı cümle yapıca olumlu olsa da cümleye olumsuz bir anlam kazandırır.

Gittiği günden beri ne aradı ne sordu. (Bağlananlardan hiçbiri)

“Ne… ne…” bağlacı yüklemi olumlu olan cümlelerde kullanılıp o cümleye olumsuz anlam kazandırır ancak bu duruma aykırı örnekler de vardır.

Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol. [Yahya Kemal Beyatlı]

Bu dünya ne sana ne de bana kalmaz. [Sezen Aksu]

Bu konu için ayrıca Bkz. Gencan, 1972c, s. 320-336.

nitekim: “Sonuç” ve “açıklama” yapılırken kullanılan bağlaçtır.

Ülke ekonomisi zorda, nitekim son zamlar bunu ortaya koyuyor. (Gerçekten)

oysa / oysaki: Kıyaslamanın yapıldığı durumlarda zıtlık bağlacı gibi kullanılmasının

yanı sıra “açıklama ve sonuç” ifade eder. Bu anlamıyla “halbuki” ile yakın bir verir.

İşimi sürekli geçiştiriyorsun, oysa paranı peşin vermiştim. (İzah)

Hüseyin çok sabırlıdır, oysa Uğur öyle değildir. (Karşılaştırma, zıtlık)

sanki: Cümleye “benzerlik, zan, sitem, ironi” gibi anlamlar kazandırır. Sanki kalbim yerinden çıkacak gibi oldu. (Benzerlik)

Senin hiç suçun yok sanki. (Sitem, azarlama)

Sanki seninle bu konuyu yine konuşmuştuk. (Zan)

Sanki para senin cebinden çıkacak. (İroni)

üstelik: “Hatta” ile aynı anlamı ifade eden bağlaçtır.

ve: Eş göreli kelimeleri veya cümleleri birbirine bağlayıp “sıralama” yapan bağlaçtır. Yüzme ve avcılık en büyük iki tutkumdur. (Sıralama)

veya: Bağlanan birimlerden birini ifade eden bağlaçtır. Bu özelliği sebebiyle “ya…

ya…” bağlacıyla aynı anlamı ifade eder.

Ben mobilyalarınızı veya beyaz eşyalarınızı karşılayayım. (İkisinden biri)

ya… ya (da)…: Aynı kelimenin tekrarlanmasıyla ikileme biçiminde öbekleşerek

oluşmuş ve bağlanan birimlerden birini ifade eden bağlaçtır. Karşıdakine tercih sunarken veya tercih yaparken “fark etmez” anlamını verir. “İster… ister…” ile aynı anlamdadır.

Yatırımını ya altına ya da dolara yapmalısın.(Bağlananlardan biri)

yahut / veyahut: “Veya” ile aynı anlamı ifade eden bağlaçtır. Ayrıca cümleye “şart”

anlamı da kazandırır.

Arıza marş dinamosunda yahut aküde. (Bağlananlardan biri) Milletler dillerini korurlar yahut yok olup giderler. (Şart)

yalnız: Hem edat hem de bağlaç olarak kullanılabilen bir kelimedir. “Ama, fakat, lakin

vb.” bir anlam ifade ettiğinde bağlaç görevindedir.

Paranı dün gönderecektim, yalnız hesap numaranı yanlış almışım. (Karşıtlık)

Sana yardım ederim, yalnız bunu kimseye söylemeyeceksin. (Şart)

yani: Cümlede bir “açıklama” yapma göreviyle bulunan bağlaçtır.

Olur olmaz her şeye sinirlenmen yani hayatı kendine zindan etmen hiç de doğru değil. (Açıklama)

yeter ki: Cümleye “şart” anlamı kazandıran bir bağlaçtır. Her mihnet kabulüm,

Yeter ki gün eksilmesin penceremden. [Cahit Sıtkı Tarancı] (Şart)

yoksa: Cümleye “şart” anlamı kazandıran bu bağlaç genellikle bir şartın yerine

gelmediği durumlarda ortaya çıkabilecek neticeyi ifade ederken kullanılır. Bu bağlacın yerine “aksi halde”, “aksi takdirde” gibi ifadeler de getirilebilir.

Bu yakışıksız davranışlarına son ver! Yoksa seni ben bile kurtaramam. (Şart)

zaten: “Açıklama ve sonuç” ifade eden bir bağlaçtır.

Seyahat boyunca uslu durmanı istiyorum. Zaten yeteri kadar sorun çıkardın. (Açıklama)

zira: “Çünkü” ile aynı göreve sahip olan bu edat cümleye “sebep-sonuç” anlamı

kazandırır.

Bildiriyi bugün tamamlayamam, zira kitaplarım yanımda değil. (Sebep-sonuç)