• Sonuç bulunamadı

3. İSMÂÎL ANKARAVÎ VE HİKEM-İ MÜNDERİCE FÎ

3.1. İsmail Ankaravî

3.1.1. Hayatı:

Mahlas, nisbe ve tarikatı ile beraber tam adı Hazret-i şarih İsmail b. Ahmed Rusûhî el-Bayramî el-Mevlevî93 olan Ankaravî, yaklaşık olarak XVI. yüzyılın ikinci yarısında Ankara‟da dünyaya gelmiştir. Doğum yerine nisbetle “Ankaravî” diye anılmış, yazdığı Mesnevî şerhinin kendisine sağladığı şöhret sebebiyle “Hz. Şârih”

ünvanını almıştır.

Ankaravî, tasavvufî hayata yönelmeden önce doğum yeri olan Ankara‟da dini ilimleri tahsil etmiş, bu arada Arapça ve Farsça‟yı da bu dillerde şiir yazabilecek seviyede öğrenmiştir. Daha sonra o dönemde Ankara ve çevresinde yaygın olan

92 Osmanlı dönemi şerh geleneğinin özellikle de Türkçe şerh geleneğinin önemli temsilcilerinden biri olan İsmâîl Ankaravî‟nin hayatı, eserleri ve tasavvufî kişiliği hakkında Türkiye‟de yapılmış birçok araştırma bulunmaktadır. Biz bu araştırmalarda geçen bilgileri aynen tekrarlamaktan imtina ederek Ankaravî‟nin hayatı hakkında kısa bilgiler vererek Semih Ceyhan‟ın aşağıdaki çalışmasında yer alan eserlerinin kronolojik listesini vermekle iktifa edeceğiz. Türkiye‟de İsmail Ankaravî hakkında yapılan çok önemli iki çalışma bulunmaktadır. Bu çalışmalarda Ankaravî‟nin hayatı, eserleri, tasavvufî görüşleri ve şârihliği üzerinde tafsilatlı bilgiler bulunacağı gibi, onun hakkında yapılan araştırmalar için de bu iki çalışma geniş bir bibliyografya sunmaktadır. Bkz. Erhan Yetik, İsmail-i Ankaravi: Hayatı, Eserleri ve Tasavvufi Görüşleri (İstanbul, işaret yayınları, 1992); Semîh Ceyhan, İsmail Ankaravi ve Mesnevi şerhi, (Doktora Tezi, Uludağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2005), 42-285.

Bayramiyye tarikatına giren Ankaravî bu tarikatta şeyhlik makamına kadar yükseldiği, hatta Mevlevîliğe intisab etmeden evvel onun Halvetiye tarikatından da icazet aldığı bilinmektedir. Bir ara tedavi maksadıyla gittiği Konya‟da Mevlevî dergâhının şeyhi Bostan Çelebi (1040/1630) ile tanışarak onun irşadıyla Mevlevî tarikatına intisab etmiştir. Kısa zamanda bu tarîkatın adab ve erkânını öğrenip tarikattaki sülukünü tamamlamış ve nihayet 1019/1610 tarihinde İstanbul Galata Kulekapısı Mevlevîhanesi‟ne şeyh olarak gönderilmiştir. Vefatına kadar şeyhliğini yaptığı Galata Kulekapısı Mevlevîhanesi‟nin yapılış tarihine 897/1491 delalet eden

“er-Rusûhî” kelimesini, “Rusûhî” şeklinde şiirlerinde mahlas olarak kullandığı için kendisinden “Rusûhî Dede” diye de sözedilmiştir.

Galata Kulekapısı Mevlevîhanesi‟nde şeyhlik yaptığı bu süre içinde birçok değerli eserler kaleme alan ve bu sayede devrinin önde gelen âlimleri ile tasavvuf büyüklerinin saygısını kazanan Ankaravî, vefatından önce Kadızâdeliler denilen bir tarikatın mensublarının hücumlarına maruz kalmıştır. Her fırsatta Mevlevilere taş atan bu zümre ile çok urğaşmıştır. Hüccetü‟s-Semâ‟ ve er-Risâletü‟t-Tenzîhiyye fî Şe‟ni‟l-Mevleviyye adlı eserlerini bu mücadele esnasında telif etmiştir.

XVII. yüzyılın değerli âlimlerinden biri olup hem âlim hem de ârif bir kişiliğe sahip olan Ankaravî‟den Evliyâ Çelebî “mana denizi” diye bahseder.

Pek çok ilimde söz sahibi, sufî ve muhaddis olarak tanıtılan ve içinde bulunduğu yüzyılın gözde şahsiyeti olmuş olan İsmail Ankaravî, 1040/1631 tarihinde Hakk‟ın rahmetine kavuşur. Vefatına “Ħitâm” ve “irtiĥâl-i ‘irfân” ifadeleriyle tarih düşürülmüştür. Vasiyeti doğrulutusunda Galata Kulekapısı Mevlevîhanesi haziresine defnedilmiştir. Daha sonra kabri üzerine bir türbe inşa edilmiştir94.

94 Bkz. Erhan Yetik, “Ankaravî İsmail b. Ahmed Rusûhî” D.E.Ü. İlâhiyat Fakültesi Dergisi, S.3:119-121.

3.1.2. Eserleri95:

İslamî ilimlerin birçoğunda kendisini yetiştirmiş olan Ankaravî ömrünün son dönemine kadar eli kalem tutan sufilerin büyüklerinden olmuştur. Arapça, Farsça ve Türkçe yazdığı tasavvufî eserlerinin dışında Arap dili-edebiyatı ilimlerinden belâğat, bedi‟-beyân, ve inşâ‟ya dair yazdığı Miftâhu‟l-Belâğâ ve Misbâhu‟l-Fesâha, hadis ilmine dair yazdığı Şerh-i Ehâdîs-i Erba´în ve tefsire dair kaleme aldığı Fâtiha Tefsiri Fütûhât-ı „Ayniyye, İşrâkî felsefeye dair Sühreverdi‟nin (ö. 587/1191) Heyakilu‟n-Nûr adlı eserine yazdığı şerh olan Îzâhu‟l-Hikem ve Misbâhu‟l-Esrâr‟ı bunu kanıtlamaktadır.

Ankaravî‟nin ilmî hayatının göstergesi olan telif hayatını kronolojik olarak kaydeden Sahih Ahmed Dede‟dir. Bu kornolojiden Semih Ceyhan şu cümlelerle bahsetmektedir:

“Bu kronoloji, Ankaravî‟nin kaleme aldığı eserlerin orijinal nüshalarıyla karşılaştırıldığında yazım tarihi gibi bazı açılardan problemler taşısa da, telif sürecinin mahiyeti hakkında bizlere açıklayıcı bilgiler sunmaktadır. Buna göre ilmî hayatının ilk dönemlerinde Mesnevî şerhine dayanak teşkil edecek, Mesnevî üzerine müstakil etüdleri bulunmaktadır. Daha sonraki dönemlerde Mesnevî Şerhi, Minhâc ve Minhâc dayanaklı eserler başta olmak üzere, diğer temel İslâmi ilimlerde telif çalışmasında bulunan müellif, hayatının son kısmında en önemli eserlerinden biri olan Mesnevî şerhi ile Minhâc‟ı cem„ ettiği Nisâb-ı Mevlevî’yi‟i ve VII. cilde yönelik çalışmalarını kaleme alır” 96

Yıl Eser

1015/

(1606-1607 Îzâhu‟l-Hikem (Heyâkilu‟n-Nûr Şerhi) Ankara‟da telif

95 Bkz. Ceyhan, age, 56-58.

1017/

(1608-1609)

Simâtü‟l-Mûkinîn (Mesnevî‟nin I. cild dîbâcesinin Arapça şerhi) Konya‟da seyr ü sülûku esnasında telif

1017/ (1608-1609)

Câmi’u‟l-Âyât (VI cilt Mesnevî‟de geçen âyet ve anlaşılması müşkil beyitlerin şerhi)

Konya‟da seyr ü sülûku esnasında telif ve sülûkundan sorumlu Ebû Bekir Çelebi‟ye ithâf

1021/

(1612-1613) 3 günde 21 aded risâle telif etti?

1024/

(1615-1616) Kasîde-i Tâiyye Şerhi‟ne başladı.

1025/

(1616/1617) Kasîde-i Tâiyye Şerhini tamamladı.

1025/(1616/161

7) Cenâhu‟l-Ervâh‟a başladı.

1026 /1617 Hüccetü‟s-Semâ’‟ı telif etti.

1026 /1617 Risâletü Hakki‟s-sSemâ’ı Mevlevî‟yi telif etti?

1026 /1617 Minhâcu‟l-Fukarâ‟ya başladı.

1028/

(1618-1619) Minhâc‟ı tamamladı.

1028/

(1618-1619) Fâtihu‟l-Ebyât ve Mesnevî dibâcesi şerhine başladı.

1028/

(1618-1619)

Mesnevî beyitlerini içermeyen “mim” sürhlu Mecmû’atü‟l-Letâif ve Matmûratü‟l-ma’ârif adlı Mesnevî şerhine başladı.

1031/(1621-1622)

Şerh tamamlanıp, Zilhicce sonunda şerh hem “mim” sürhlu hem de beyitleri içeren şerh tahrîrine başladı.

1033/(1623-1624) 3 cilt Mesnevî Şerhini tamamladı.

1035/(1625-1626) Fatiha tefsiri olan Fütûhât-ı ‘Ayniyye‟ye başladı.

1035/(1625-1626)

4 cilt Mesnevî Şerhini bitirip, V. Cilt şerhinin yarısına geldiğinde VII. Cilt zuhûr etti.

1037/(1627- Şerh-i Ahâdîs-i Erba’în‟i telif etti.

1628)

1037/(1627-1628) Fütûhât-ı ‘Ayniyye‟yi tamamladı.

1037/(1627-1628) Risâletü‟t-Tenzîhiyye fî Şe‟ni‟l-Mevlevîyye‟yi telif etti.

1037/(1627-1628)

VII. cilt Mesnevî Şerhine başladı. Şerhin yarısına geldiğinde yarım bıraktığı V. Cilt şerhine tekrar geri döndü.

1040/(1630-1631) Kasîde-i Hamriyye-i Mîmiyye‟yi şerhetti.

1040/(1630-1631) Zübdetü‟l-Fuhûs fî Nakşi‟l-Fusûs‟u telif etti.

1040/1631 Kasîde-i Münferice‟yi şerhetti.

1041/1631 Nisâbu‟l-Mevlevî‟yi (Minhâc‟ın Farsça elifbâ‟sı) telif etti.

1041/1631 Tuhfe-i Şâhidî‟yi şerh etti

1041/1631 Hall-i Müşkilât-ı Mesnevî‟yi telif etti.

1041/1631 VII. cild şerhini tamamladı.

1041/1631 Risâle-i Mebde u Me’âd‟ı telif etti?

Benzer Belgeler