• Sonuç bulunamadı

Türkçe hakk›nda önemli çal›flmalar yapan yazarlar

Belgede 10 6 (sayfa 59-62)

aras›nda ad› öne ç›kan

Hüseyin Movit, medyadaki

dil hatalar›n› yak›ndan

takip ederek yayg›n olarak

karfl›lafl›lan yanl›fllara

dikkat çekti. Ömrünü

Türkçeye adayan Movit,

dil yanl›fllar›n› bildirdi¤i

kifliler için "Herkes

hata yapabilir. Erdem

hatay› tekrarlamamakt›r"

fleklinde konufltu.

Eleştirmenlik ve düzeltmenlik ya-pıyorum. "dil uzmanı" ve "Türkçe hocası" olduğum konusunda bir iddiam yok ama kartvizitimde, "Türkiye'nin en dikkatli eleştirme-ni" yazıyor, bu konuda iddialıyım.

Kurucu başkanı olduğum, Türkçe Gönüllüleri - Dil İzleme Grubu'nun ve arkadaşlarımın özel-liklerinin başında ayrıntıya düş-künlüğümüz geliyor. Aidiyetimiz altındaki bahsini geçirdiğimiz özelliklerimizden biri de eleştirile-rimizin yalnızca, "Tenkit meydana getirelim de ne olursa olsun" ama-cını taşımaması; doğruyu söyleme-leri hâlinde, ideolojisöyleme-lerine ters düş-tüklerimizin dahi tarafımızdan sa-vunulmasıdır.

Türkçe Gönüllüleri - Dil İzleme Grubu kurma fikri nasıl ortaya çıktı?

"Türkçe Gönüllüleri - Dil İzleme Grubu"nu Korhan Akderin ve rah-metli arkadaşım Avni Taşar ile bir-likte 1993'te oluşturduk. Şu anda bine yakın gönüllümüz var. Yur-dun dört bir tarafından iletiler alı-yoruz. Şikâyetlerin çoğu televizyon yayınlarından, hele de dizilerden... Geçen bu süre içinde 200'den fazla televizyon, 200'den fazla rad-yo yayınına katıldım, çoğunu hazır-layıp sundum. Dil ve genel kültür konusundaki eleştiri makalelerim 2 bini aştı. Tamı tamına 15 bin kişiyi eleştirdim. Bugüne kadar 5 bin kişi-ye telefon, faks, mektup ve elmek (e-posta) ile ulaştık. Yanlışın tekrar-lanmaması için çağrıda bulunduk. Amacımız, bilinen yanlışların tek-rarlanmaması ve toplumun doğru bilgilerle bilgilendirilmesidir.

"ERDEM HATAYI

TEKRARLAMAMAKTIR" Ne kadar zamandır medyadaki dil yanlışları dikkatinizi çekiyor? Bunları dile getirdiğinizde nasıl bir tepki ile karşılaşıyorsunuz?

Medyadaki dil yanlışları ile uğ-raşmaya başlayalı neredeyse 15 yıl olmuş. Hatalarını bildirdiğim

kişi-ler bana çok kızıyorlar. Ne yapa-yım yani onlar kızacak diye "üç maymun"u mu oynayalım? Üzüle-rek belirteyim ki medya mensupla-rı eleştirilmekten hoşlanmıyor. Oy-sa yanlışı görüp de uyarı görevini yapmayan kişi hataya ortak olmuş-tur. Herkes hata yapabilir. Erdem hatayı tekrarlamamaktır. Bu arada uyarılarımıza teşekkür eden kişi sayısı da az değil.

Tam emekliliğin tadını çıkarıp, torunlarımla öpüşüp koklaşmak varken, vaktimin büyük bir kıs-mını bu işlere ayırıyorum. Bu da büyük bir zevk veriyor bana. Yine de torunlarıma gereken vakti ayırmaya çalışıyorum. Bu arada konuşma ve telaffuz özürlü bazı kişilerin de diksiyon hocalığına soyunduğunu görüyoruz. Bu kişi-leri de yıllardır uyarmamıza rağ-men, hatalarına devam ettiklerini üzüntüyle seyrediyoruz.

Konuşmalarını radyo ve tele-vizyonlarda takip ettiğiniz ve "ör-nek" diyebileceğiniz isimler var mı? Gençler hangi yazarları, su-nucuları, spikerleri kendisine ör-nek alsın?

Yazılarını beğendiğim kişilerin başında Şiar Yalçın ustamız geli-yor. Hakkı Devrim, Nail Güreli, Oktay Ekşi de beğendiğim diğer yazarlar. Kimse hatasız yazamaz. Buna ben de dâhilim. O nedenle Suçlular Aramızda adlı kitabımın arkasına, "Sürç-ü lisan ettik ise af-folmaya" yazdım. Eleştirdiğim ki-şilerden gelecek cevapları "www.ignelifici.com" adlı sitemde yayımlayacağım. Herkese cevap hakkı tanıyorum. Yanlış eleştirdi-ğim kişiler varsa (olması doğaldır) onlardan özür dileyeceğim. TRT baş spikeri Şener Mete, Ayşenur Yazıcı ve Saynur Tezel Türkçelerini beğendiğim kişiler.

1- "İri"nin karşıtı, "ince" olarak belirtilmiş. "İnce", "kalın"ın karşıtı-dır.

2- "Elmasiye"nin anlamı, "Don-durulmuş meyve suyundan yapılan bir tür pelte" olarak belirtilmiş. El-masiye, ısıtılmış meyve suyunun, eritilmiş jelâtinle karıştırılıp, içine çeşitli meyve parçaları konularak hazırlanmış jölemsi bir tatlı çeşidi-dir.

3- "Erik kompostosu" karşılığı olarak "erik hoşafı" verilmiş."Kom-posto" taze meyveden ve bol şekerli olarak, "hoşaf" ise kuru meyveler-den, az şekerli olarak hazırlanır.

4- "Rodeo"nun anlamı, "Bir bini-cinin yabani at veya öküz üzerinde durabilmesine dayanan Amerikan oyunu" olarak belirtilmiş. Zavallı öküzün üzerine, değil bir kişi, bir manga asker binse kılını bile kıpır-datmaz.

Rodeo oyunundaki "boğa", Türk-çe Sözlük'te "öküz" oluvermiş. İşin ilginç yönü aynı hataya Mikrobeta Türkçe Sözlük, Halıcı Türkçe Sözlük

ve Dil Derneği Türkçe Sözlük de or-tak olmuşlar.

5- "Koç"un anlamı, "damızlık er-kek koyun" olarak belirtilmiş. Soru-muz: "Damızlık olmayan erkek ko-yuna ne ad verilir?"

6- "Boğa"nın anlamı, "damızlık erkek sığır" olarak belirtilmiş. Soru-muz: "Damızlık olmayan erkek sığı-ra ne ad verilir?"

7- "Uçan daire"nin anlamı, "Ne olduğu, nereden geldiği bilinmeyen, başka gezegenlerden uçup gelerek dünyamızda görüldüğü sanılan, yassı yuvarlak biçimde uçan araç" olarak belirtilmiş. Sorumuz: "Yassı yuvarlak biçimde uçmak nasıl olu-yor?"

8- "Telve"nin anlamı, "Fincanın dibine çöken kahve tortusu" olarak belirtilmiş. Pekmezin telvesi nerede? 9- "Krank" maddesindeki hata (2003'ten beri uyarmamıza rağmen) aynen duruyor. Açıklamada yanlış-lıkla "biyel" yerine "bilye" yazılmış; Güncel Türkçe Sözlük'teki hata hâlâ düzeltilmedi.

"YAZIM KILAVUZLARI ARASINDA TUTARSIZLIK

VAR"

Piyasadaki yazım kılavuzla-rını nasıl değerlendiriyorsu-nuz? Tavsiye edebileceğiniz bir yazım kılavuzu var mı?

Türkiye'de bir yazım proble-mi var. Onlarca yazım kılavuzu var, ama her biri diğerinden farklı. Dolayısıyla kelimelerin yazılış şekilleri de farklı oluyor. Hatta bazı kurumların değişik tarihlerde yayımladıkları yazım kılavuzları bile aynı değil. Bazı kelimelerin yazılışlarında çeliş-kiler dikkat çekiyor. Türkiye'de güzel Türkçemizin imlâ kılavu-zu ne zaman sağlıklı, sağlam ve esaslı bir şekilde yazılacak?

Üzülerek belirteyim ki yıllar-dır süren imlâ (yazım) sorunuy-la kimse ilgilenmiyor. Türk Dil Kurumu, Millî Eğitim Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Edebiyat Fakülteleri başta ol-mak üzere herkese görev düş-mektedir. Bir "Dil Akademi-si"nin kurulması gerekmektedir.

"DİL ZAMAN İÇİNDE GEREĞİNİ YAPIYOR" Gençlerin az kelime ile ko-nuştuklarından sürekli yakını-lır. Bu görüşe katılıyor musu-nuz?

Çapa Tıp Fakültesi-Psikiyatri Ana Bilim Dalı'nın eski Başkanı Sayın Prof. Dr. Özcan Köknel, 1998 yılında, lise mezunu bir gencin sekiz yüz kelimeyle ko-nuştuğunu tespit etmişti. İngil-tere'deki lise mezunu öğrenci, kırk bin kelimeyle yazan Şeks-pir'i okuyor ve anlıyorsa; bu işte bir sorun var demektir. Hâl böy-le olunca gençböy-lerimizin beyin kapasitesi, o sekiz yüz kelime ile sınırlanmıyor mu?. Ben "dile do-lama, dilden düşürmeme" yeri-ne "virdizeban", "uluslararası"

yerine "arsıulusal" denilsin de-miyorum; ama bilinmesinde ya-rar vardır. Dil, zaten belirli bir süre içinde gereğini yapıyor.

Son zamanlarda Türkçe'yi doğru ve güzel konuşma kurs-larının sayısı arttı. Bu sorunun kökten çözümü için kursların ve diksiyon derslerinin etkisi olur mu?

Bu konuda rahmetli Burhan Felek "Müfredat programların-da kıraat, yani diksiyon dersi yok" demiş. Aradan yıllar geç-miş, hiçbir gelişme yok! Çocuk-larımızı test sistemiyle yetişti-rirsek, sonuçlarına da katlanı-rız. Önce öğretmenlerimizi çok iyi bir şekilde eğiteceğiz, öğret-menliğe başlayacaklara bütün kaynak kitaplar bedava olarak zimmetlenecek, eğitimle ilgili diğer yayınlar da ücretsiz ve düzenli olarak adreslerine gön-derilecek ve takibi yapılacak. Cumartesi günleri öğretmenler özel eğitime tabi tutulacak, ka-tıldıkları süreler üst dereceler-den ücretlendirilecek ve yapıla-cak imtihan sonunda başarılı olanlara, liyakatine göre maaş bağlanacak. İş yalnızca diksi-yonla kalmayacak, dil bilgisi-nin bütün esasları öğretilecek ve genel kültür birikimleri en üst seviyelere çıkarılacak. An-cak bundan sonra kaliteli eği-tim ve öğreeği-tim yapılabilir. Müf-redat konusu da esaslı bir şekil-de çağın şartlarına göre yeni-den düzenlenmelidir.

Yakın zamanda yeni kitap projeleriniz var mı?

Ocak ayı içinde yayımlamayı düşündüğüm "Kim Bunlar, Kim Bunlar?" adlı bir eleştiri kitabı-mın bütün çalışmaları bitti, son düzeltmeleri yapıyorum. Onu takiben "Ah TRT, vah TRT / Ham Hum Şaralop" adlı kitabım çıkacak.

09.01.1940 tarihinde ‹stanbul'da do¤du. Beyo¤lu Ticaret Lisesi'ni bi-tirdi ve ‹T‹A'da iki dönem okudu. 1958 -1990 y›llar› aras› ticaretle u¤-raflt› ve ayn› y›l emekli oldu. Emekli oldu¤u y›llarda iki arkadafl›yla (Kor-han Akderin-Avni Taflar) "Türkçe Gö-nüllüleri-Dil ‹zleme

Grubu"nu kurdu. 200'den fazla ki-tab› yay›ma haz›rlad› ve tashih etti.

"Fener-Balat Semtlerinin Rehabi-litasyonu Projesi"nde UNESCO tara-f›ndan akredite edilen Balat-Fener Güzellefltirme ve Kültür Derne¤i'nin Kurucu Baflkanl›¤›n› yapt› (1997-2004). Kanal E'de Türkçe-Türkçe ad-l› program› ‹smet Topalo¤lu ile birlik-te sundu (1996). Türk dilinin öz gü-zelli¤ini meydana ç›karmada yapt›¤› katk›lardan dolay›, 16.07.1999'da Türk Dil

Kuru-Onur Belgesi ald›. TRT'de Geçici Dan›flma Kurulu üyeli¤i yapt› (1998). Günayd›n/Asabi'de "‹¤neli F›ç›" adl› köflede dil ve genel kültür elefltirileri yapt› (1999-2003). Ulusal Kanal'da "Konuflamad›¤›m›z Türkçe" adl› elefltiri program›n› sundu (2002–2003).

Radyo Bar›fl'ta "Gözümüzdeki Mertek" adl› elefltiri program›n› ha-z›rlay›p sundu (2003). Hâlen Truva Yay›nlar›'nda, Genel Yay›n Yönet-menli¤i, editörlük ve düzeltmenlik yapmakta ve Türkiye Gazeteciler Ce-miyeti'nin yay›n› olan Bizim Gaze-te'de, 1996'dan buyana, "Medyan›n Dili" köflesinde elefltiri yaz›lar› yaz-maktad›r. Ayr›ca www.sanatale-mi.net sitesinde de yaz›lar› yay›mlan-maktad›r.

Eserleri: Konuflamad›¤›m›z Türk-çe ve… (Avc›ol Bas›m Yay›n–2005),

Suçlular Aram›zda-Medyac›n›n El Kitab› (Avc›ol Bas›m Yay›n 2008), Kim

Bunlar, Kim Bunlar?-Medya Okur-yazarl›¤› El Kitab› (Bas›m aflamas›n-da),

Radyo ve Televizyon Yay›nlar›nda Türk Dilinin Kullan›m›-Tebli¤ler

(TRT–1998, Tebli¤ veren 50 kifliy-le birlikte).

H

DERNEKTEN

Belgede 10 6 (sayfa 59-62)