• Sonuç bulunamadı

ortalaması X 2 Sd p Anlamlı fark

TÜRKÇE GENİŞ ÖZET

Problem Durumu

Oyun kültürler arasında evrensel olmasına karşın, çocukların ve yetişkinlerin oyun oynarken ne yaptıklarını tanımlamak gerektiğinde, herkesin üzerinde fikir birliğine varabileceği bir tanım bulmak zordur. Çocuk, gelişimi boyunca yaşadığı çevrenin kültürel öğelerinden ve imkânlarından beslenir. Bu nedenle çocukların oyunları da kendi gelişim düzeyleri, ilgi, ihtiyaç ve yönelimlerine ek olarak, yetişkinlerin oyun hakkındaki görüşleri ve yaşanılan bağlamın şekillendirmesine açık bir süreçtir. Önemi hakkında fikir birliğine varılan oyunun yetişkinin müdahale ve sunduğu imkanlardan etkilendiği düşünüldüğünde farklı boyutlarda yapılacak araştırmaların gerekliliği akla gelmektedir. Değişik sosyo-ekonomik düzeylerde, bağlamlarda ve kültürlerde oyunun nasıl algılandığı bu boyutlardan biri olmaktadır. Ülkemizde ve farklı ülkelerde oyun üzerine yapılan araştırmalarda, oyunun çocuk gelişimi ve eğitiminde etkileri üzerine ağırlık verilen çalışmalar görülmüştür. Yurtiçi ve yurt dışında çocuk oyunlarına yönelik kültürel boyutta araştırmalar incelendiğinde, yurt dışında genellikle oyun konusunda kültürlerin karşılaştırmalı olarak ele alındığı çalışmaların yapıldığı görülmüştür. Çalışmaların çoğu oyun türünün kendisine ve nasıl oluştuğuna odaklanmıştır. Ancak oyunun ait olduğu kültürün bireyleri tarafından nasıl değerlendirildiğine ilişkin çalışmalar ülkemizde yapılmamışken dünyada da sınırlıdır. Yapılan çalışmalarda katılımcıların genelde orta veya üst SED’den seçildiği de dikkat çekmektedir.

Araştırmanın Amacı

Bu araştırmanın amacı, düşük sosyo-ekonomik düzeyden gelen ve iki farklı bağlamda (Kent ve Köy) yaşamını sürdüren ebeveyn ve çocukların oyun ile ilgili algılarını ve bu algıların yaşanılan bağlama göre gösterdiği benzerlik ve farklılıkları gözler önüne sermektir. Bu genel amaç doğrultusunda aşağıdaki araştırma sorularına yanıt aranmıştır;

3. Kent ve köyde yaşayan ebeveyn ve çocukların oyun algıları nasıldır?

4. Farklı bağlamlarda yaşamını sürdüren ebeveyn ve çocukların oyun algıları arasındaki benzerlikler ve farklılıklar nelerdir?

Araştırmanın Yöntemi

Çalışmada olgubilim deseni tercih edilmiştir. Katılımcılar tabakalı amaçlı örnekleme yöntemi ile düşük SED’e sahip bireylerin fazla olduğu kent merkezinde yaşayan ve 60-72 ay arasında çocuğu olan altı aile ile kent merkezinden 93 km uzaklıkta ve teknolojiye ulaşma imkanı sınırlı bir köyde yaşayan altı aileden oluşmuştur. Çocuk, anne ve baba olmak üzere toplam 36 katılımcı ile bireysel görüşmeler yapılmıştır. Bu araştırmada nitel veriler, açık-uçlu yarı yapılandırılmış görüşme soruları yardımı ile ses kayıt cihazı kullanılarak toplanmıştır. Veriler, içerik analizi yoluyla analiz edilmiştir. İlk aşamada toplanan veriler sınıflandırılıp düzenlendikten sonra tamamı okunup incelenmiş, daha sonra verilerin aynı kategori içine alınarak düzenlenip temsili bir kelime yazma işlemi olan kodlamaları yapılmıştır. Bu aşamada hem öncül kodlama dediğimiz daha önceden belirlenmiş kavramlara göre kodlama yapılmış hem de tümevarımsal kodlar olarak bilinen verilerin incelenmesi sonucu yeni kodlar oluşturulması işlemi yapılmıştır. Kodlayıcılar arasındaki güvenirlik araştırmanın nesnelliğini arttırması açısından önemli olduğundan kodlama güvenirliğini sağlamak için alanda uzman bir kodlayıcı sürece dâhil edilmiştir.

Araştırmanın Bulguları

Araştırma bulgularına baktığımızda yetişkinler akademik başarı, temel fizyolojik ihtiyaçlar ve ahlaki değerlerin oyundan daha önemli olduğunu söylerken, çocukların çoğu oyundan daha önemli bir şey olmadığını belirtmiştir. Az sayıda çocuk ise ceza korkusundan ve beğenilme arzusundan yetişkinler gibi akademik başarıyı oyundan daha önemli olarak değerlendirmiştir. Çocukların birçoğu ebeveynlerinin kendisi ile oynamadığını ifade etmiştir. Ancak ebeveynlerin birçoğu ise çocukları ile oyun oynadıklarını ifade etmişlerdir. Ebeveynler oyun arkadaşı konusunda cinsiyet olarak yasak koymadığını söylerken kız çocukların ebeveynlerinin erkek çocukları ile oynamasını istemediğini ifade etmiştir. Analizler çocukların oyun algılarının çocukların yaşadıkları bağlama, oyun alanları, materyallerine odaklandığını göstermektedir. Analiz sonuçları biyoekolojik kuram çerçevesinde ele alınıp tartışılmıştır.

Araştırmanın Sonuçları ve Önerileri

Bu araştırmada; iki kültürden iki kuşak katılımcıların oyun algısı, ebeveyn-çocuk oyun etkileşimi, oyun araç-gereçleri, oyun yeri ve oyun arkadaşı boyutlarında görüşleri incelendiğinde verilen yanıtlarda bireylerin ait olduğu kültürel değerlerin etkisinden çok bağlamın etkisi görünmektedir. Araştırmada ebeveyn ve çocukların oyuna yönelik görüşlerine bakıldığında çarpıcı faklılıklar dikkat çekmektedir. Genel hatlarıyla çocuklar oyunu tanımlarken oynadıkları oyunlardan ve yaşadıkları eğlence hissinden bahsetmiş, ebeveynler ise yoğunluklu olarak oyunu çocukların vakit geçirme aracı olarak değerlendirmeyi tercih etmiştir. Yetişkinlerin büyük kısmı akademik başarı, temel ihtiyaçlar ve ahlak gelişimini oyundan önemli olarak belirtirken, çocuklar oyundan önemli bir şey olmadığını ifade etmiştir. Ayrıca ebeveynler çocukları ile girdiği şakalaşma ve istediğinde yardımcı olma gibi etkileşimleri oyun olarak değerlendirirken çocuklar anne babalarının kendileri ile oynamadığını ifade etmiştir. Yine ebeveynler çocuklarının karşı cinsle oynamasını engellemediğini belirtirken, çocukların büyük çoğunluğu anne babasının karşı cinsle oynamasını istemediğini belirtmiştir. Ebeveynler çocukların oyuncak alımına katıldığını belirtirken, çocuklar oyuncak alımına katılmadıklarını ifade etmiştir. Çocuklar kendi odası hariç evde her yerde oynamanın yasak olduğunu ifade ederken, anne babalar evde oyuna belli odalarda izin verildiğini belirtmiştir.

Araştırmanın sonuçları açısından değerlendirildiğinde çocukların oyunlarında büyük önemi olan bağlamın hem yerel hem ülke bazında zenginleştirilmesinin önemi büyüktür. Her kültürden ve her sosyo-ekonomik düzeyden çocuğun oynaması için uygun ortamlar oluşturulması anlamında yurt çapında politika düzenleyicilerin ilgili birimleri harekete geçirip hayata geçirmeye yönelik kararlar alması gerekmektedir. Ayrıca araştırma sırasında özellikle ülkemizde oyun algısı üzerine kültürel bağlamda incelemelerin yapıldığı araştırma sayısının sınırlı oluşu dikkat çekmiştir. Ülkemizde ve dünyada farklı kültürlerden, farklı görüşlerden ve farklı SED’lerden insanlarla bu konu hakkında daha kapsamlı çalışmalar yapılması gerektiği düşünülmektedir. Yapılacak çalışmalar ile çocukların oyunlarının ve çocukların oyunları üzerinde etkisi olan yetişkin algılarının; kültürden kültüre ya da değişik bağlamlarda nasıl farlılaştığını ve bu farklılaşmanın nedenlerini anlayabiliriz.

130

Milli Değerlerin Ders Kitaplarındaki Yeri: Cumhuriyet Çocuklarına Tarih Dersleri Örneği5

İrem NAMLI ALTINTAŞ Lütfi BUDAK Çiğdem BUDAK

Süleyman Demirel Üniversitesi Adnan Menderes Üniversitesi Adnan Menderes Üniversitesi

ÖZET

Yeni ideoloji; tarih, coğrafya ve yurt bilgisi ders kitapları aracılığıyla eğitim alanında kullanılmıştır. Bu kitaplardan biri İhsan Şerif’in ilkokul dördüncü sınıflar için 1926 yılında yazdığı “Cumhuriyet Çocuklarına Tarih Dersleri” adlı kitaptır. Bu araştırmanın amacı milli öğelerin ilkokul dördüncü sınıf öğrencilerine nasıl verildiğini ortaya çıkarmaktır. Araştırmada nicel araştırma yöntemlerinden tarama modeli uygulanmıştır. Tüm kitapları incelemek mümkün olmadığından örneklem olarak İhsan Şerif’in Cumhuriyet Çocuklarına Tarih Dersleri isimli kitabı seçilmiştir. Verilerin analizi doküman incelemesi tekniği ile yapılmıştır. Ders kitabında milli öğeleri kapsayıcı başlıklar kitabın %10’unun oluşturmaktadır. Analiz süresince bulunanlar temalara dönüştürülmüş ve aidiyet, medeniyet, teşkilatlanma olmak üzere üç adet tema bulunmuştur. Aidiyet teması içerik itibariyle Türklerin nereden geldiği ve hangi milletlerin Türk sayıldığı ile ilgilidir. Medeniyet teması daha ziyade din eksenlidir. Osmanlı döneminde İslam çerçevesinde kutsal sayılan Arapların yeni kurulan devletle kutsiyetinin yok sayıldığı ve Batı dünyasında önemli bir yere sahip oldukları vurgulanmıştır. Teşkilatlanma temasıyla ise Türklerin tarih boyunca kurdukları devletlerden övgüyle söz edilmiştir. Bulunan temalar, ilkokul dördüncü sınıf öğrencilerine milli öğelerle ilgili motivasyon sağlayıcı, yeni kurulan devlette kendilerine özgüven verebilecek unsurlardan oluşmaktadır. Bu unsurlar kültürel, dini ve coğrafi faktörler olarak da tanımlanabilir. Ders kitabının verdiği ileti Türklerin tarih boyunca pek çok coğrafyada sayısız devletler kurduğu, Batı medeniyetine katkı sağladığı, dini öğelerden ziyade milli öğelerin ortaya çıkarılması gerektiği yönündedir. Bu çalışmanın ışığında tarih, coğrafya ve yurt bilgisi ders kitaplarında geçmiş ve günümüzle bağlantılı bir çalışma yapılabilir. İncelenen ders kitabının okutulduğu dönemde ne kadar etkili olduğu da nitel bir araştırma ile tartışılabilir. Türk tarih tezinden sonraki (1930) ders kitaplarıyla bu çalışmada incelenen ders kitabının karşılaştırıldığı bir çalışma araştırmacılar için yol gösterici olabilir.

Anahtar Kelimeler: Tarih ders kitabı, milli bilinç, Türk tarih tezi, söylem

The Place of National Values in Course Books: The Sample of History Lessons for Republican Children6

ABSTRACT

The new ideology has been used in education through the course books of history, geography, and civics. One of these books is "History

Lessons for the Republican Children", written by İhsan Şerif for 4th-gradee students at the primary school. The aim of this research is to

reveal how the national values were taught to fourth-grade students at the primary school. Survey model, one of the applied research methods, has been used in the study. Since it is not possible to examine all the books, İhsan Şerif's "History Lessons for Republican Children" course book has been selected as sample. The analysis of the data has been conducted by document review. The titles on national elements cover 10% of the course book . The findings of the analysis have been classified under themes and three themes, which are belonging,

civilization, and organization, have been determined. The theme of belonging refers to the origin of Turks and which Nations are considered

to be Turks. The theme of civilization is mostly related to religion. The holiness of Arabs, which were considered to be sacred in the Islamic context during the Ottoman period, was ignored by the newly established state and it is emphasized that they have an important place in the western world. Under the theme of the organization, the states established by Turks throughout the history were mentioned praisefully. The obtained themes consist of factors that provide fourth-grade students at the primary school with motivation about national values and self- confidence in the newly established state. These factors can be defined as cultural, religious, and geographical elements. The message of the course book is that the Turks have established numerous states in various regions throughout the history and have contributed to Western civilization and that it is necessary to promote national elements instead of religious elements. In the light of this study, a study on history, geography and civics course books related to the past and present. Also, a qualitative research can be made to analyze how effective the examined course was in the period it was studied. A study which compares this course book to the course books written after the study of Turkish History Thesis (1930) may be a guide for researchers.

Keywords: History course book, national consciousness, Turkish history Thesis, discourse

5 Bu çalışma 11-14 Mayıs 2017 tarihleri arasında Denizli’de düzenlenen IVth International Eurasian Educational Research Congress’te sözlü

bildiri olarak sunulmuştur.

131

Problem Durumu

Yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti Devleti Osmanlı mirasının atılıp yerine milli değerlerin getirilmesini hedeflemiştir. Bu nedenle Türk İnkılapları aynı zamanda Batılıların Türklerle ilgili olumsuz iddialarına cevaben hazırlanmıştır. Bu iddialar; Türklerin medeniyetten uzak, göçebe, barbar kavimler arasında yer aldığı ve Anadolu’yu işgal ettikleri tezleri üzerine kuruludur. Atatürk bu iddiaları çürütmek için Mili Mücadele yıllarından başlayarak Türklerin medeniyet sahasındaki yerleri hakkında bilgi edinmeye çalışmıştır.

Atatürk Türklerin tarih sahnesinde aranmasında bilimsel açıdan oldukça önem vermiştir. Bunun için Güneş Dil Teorisi, Kayıp Kıta Mu hakkında yapılan araştırmalar, Türk tarih tezinin ortaya atılmasının ardından Afet İnan’ın 40.000 insan üzerinde yaptığı araştırmalar hem dış dünyada prestij kazanmak ve kimliğini ispat etmek hem de yeni kurulan Türkiye Cumhuriyetinin vatandaşlarına daha iyi işler yapmaları, inkılapları devam ettirmeleri için bir motivasyon kaynağı olması bakımından önemli görülmüştür (Toprak, 2012).

Bu yeni tezde milli kültürün ve milli seciyenin tarihin derinliklerinden günümüze kadar gelen sürekliliğini, Eski Türk devletlerinin medeniyet, askeri ve devlet teşkilatı, laiklik, kadın-erkek eşitliği, demokratik yönetim anlayışı idealize edilerek, içinde yaşanılan Türk devletlerinin de bunların devamı olduğu düşüncesini kanıtlamaya yönelik olarak, “bugünü meşrulaştıran çağlar ve olaylar” temel referans noktası olarak kabul edilmektedir (Yıldırım, 2016).

Atatürk’ün savaş sonrası Türk tarihi üzerine yaptığı çalışmalar, 1930’ların diktatör rejimlerinde ırkçılık propagandalarına bir cevap niteliğinde olması bakımından da önemli sayılmaktadır. Türklerin medeniyet dairesi, dış dünyada yeni kurulan devletin prestijli bir görünüm kazanmasını sağlamıştır. Başka bir deyişle Avrupa’ya “biz de varız” dedirtmiştir.

Yeni devletin inşasında Avrupalıların tezlerinin asılsız olduğu tarih ve yurttaşlık bilgisi dersleri aracılığıyla halka ulaştırılmaya çalışılmıştır. Yeni kurulan devlette vatandaşların milli bir kimlik kazanması, cumhuriyet bilincinin oluşması bakımından da önemli görülmüştür. Bu dönemde Atatürk’ün bizzat Afet İnan’a yazdırdığı “Vatandaş İçin Medeni Bilgiler El Kitabı” “Tarih III Orta Zamanlar” ders kitabı yeni bir kimlik inşası ve milli değerlerin oluşturulması için atılan adımlar arasındadır.

Dünya medeniyet sahnesinde yeni devletin yer almaya çalışması, vatandaşlar için bir özgüven duygusu oluşturulması bakımından da önemlidir. Bu dönemde, ilkokul, ortaokul ve lise çağındaki öğrencilere çeşitli tarih, coğrafya ve vatandaşlık derslerinde Türklerin de dünya medeniyet sahnesinde rol aldığı, medeniyete katkı sağladığı anlatılmaya çalışılmıştır. Ayrıca Türklerin tarihsel kökenleri, hangi medeniyetleri kurdukları Araplardan ayrı bir uygarlık olarak gösterilmesinde bir kanıt oluşturmuştur (Aslan, 2010).

Özetle, yeni kurulan devlette Türklerin medeni bir topluluk olduğu ile ilgili çalışmalar hem dış dünyada yeni devletin gücünü ortaya koymak hem de iç politikada inkılapların devamlığını sağlamak bakımından önemli bulunmuştur. Yeni ideoloji; tarih, coğrafya ve yurt bilgisi ders kitapları aracılığıyla eğitim alanında kullanılmıştır.

Bu kitaplardan biri İhsan Şerif’in ilkokul dördüncü sınıflar için 1926 yılında yazdığı “Cumhuriyet Çocuklarına Tarih Dersleri” adlı kitaptır. Bu çalışmada ders kitabının yazıldığı yıllarda dördüncü sınıf öğrencilerine milli değerlerin nasıl verildiği tartışılmıştır. Ders kitabında; “Hititler,

Türkler, Hiyong-Nu’lar, Hunlar, Akhunlar, Tonyular, Uygurlar, Türklerin Medeniyete Hizmetleri Ehli Salib ve Türkler, Moğol İstilası, Selçukluların Sonu, İslamiyet ve Medeniyet, İslam Medeniyeti ve Türkler” başlıklarının milli değerlerin ilkokul dördüncü sınıf ders kitabında

nasıl oluşturulduğu ile ilgili bilgi verdiği düşünülmektedir. Bu çalışmada da söz konusu başlıklarla ilgili araştırma yapılmaya gerek duyulmuştur.

Araştırmanın Amacı

İhsan Şerif’in Cumhuriyet Çocuklarına Tarih Dersleri adlı kitabı alandaki araştırmalar incelendiğinde özel olarak kitapla ilgili bir araştırma yapılmadığı tespit edilmiştir. Kitabın yazıldığı dönemde tarih derslerinin içeriği ana temalar milli kültüre ait öğeler araştırılmasımışrur. Bu çalışmada özel olarak Ders kitaplarında milli değerlerin öğretimi konusunun nasıl işlendiğini ortaya koymak ve bu amaçla İhsan Şerif’in ilkokul dördüncü sınıflar için 1926 yılında yazdığı “Cumhuriyet Çocuklarına Tarih Dersleri” adlı kitaptaki milli öğeleri İncelenmesi amaçlanmıştır.

Araştırmanın Yöntemi

Araştırma Deseni

Bu çalışma, araştırmacı tarafından seçilen ders kitabında milli değerleri oluşturan öğelerin tanılanmasıyla ilgili bir araştırmayı içerdiği için nicel araştırma desenlerinden tarama yöntemi kullanılmıştır. Bu amaca paralel olarak Karasar (2009)’a göre tarama yöntemi geçmişte ya da günümüzde var olan durumu betimlemek amacıyla kullanılır.

Araştırmanın Örneklemi

Araştırmada kolay ulaşılabilir durum örneklemesinden yola çıkılarak İhsan Şerif’in 1926 yılında yazdığı “Cumhuriyet Çocuklarına Tarih

Dersleri” kitabı oluşturmaktadır. Ders kitabı ilkokul dördüncü sınıflara okutulmak üzere tasarlanmış ve toplam 107 sayfadan oluşmaktadır.

İstanbul Kanaat Kütüphanesi tarafından basılmıştır.

Veri toplama Aracı ve Uygulanması

Çalışmada kullanılan ders kitabının ilk basımına ulaşılmaya özen gösterilmiştir. Ders kitabı 1926 yılında yani Harf İnkılabından önce yazılmıştır. Dolayısıyla kitabın tamamı, Osmanlı Türkçesi ile yazılmıştır. Çalışmada öncelikle tüm kitap günümüz Türkçesine çevrilmiş, daha sonra araştırmanın amacına uygun olarak “milli değerlerin öğretilmesi” ile ilgili konular ders kitabından seçilecek uygun temalar oluşturulmuş ve bu temalarda bulunan anahtar kelimelere göre sınıflandırma yapılmıştır.

132

Analiz

Çalışmada nitel analiz yöntemlerinden doküman incelemesi tekniği seçilmiştir. Doküman incelemesi, araştırılması hedeflenen olgu veya olgular ile ilgili bilgi içeren yazılı materyallerin analizini kapsamaktadır (Yıldırım ve Şimşek, 2008).

Çalışmanın analizinde, milli değerlerin öğretilmesi ile ilgili konu başlıkları ortaya konulmuş ve konuyla ilgili temalar sunulmuştur.

Bulgular

Kitapta, Atatürk’ün kurucu vasfına vurgu yapmak için eserin kapağına madalyon içerisinde bir Atatürk portresi yerleştirilmiştir. Portrenin altında “Mübeccel Reis-i Cumhurumuz” yazılıdır.

Bu araştırmanın konusu olan mili değerlerin öğretilmesiyle ilgili “Hititler, Türkler, Hiyong-Nu’lar, Hunlar, Akhunlar, Tonyular, Uygurlar,

Türklerin Medeniyete Hizmetleri Ehli Salib ve Türkler, Moğol İstilası, Selçukluların Sonu, İslamiyet ve Medeniyet, İslam Medeniyeti ve Türkler”

başlıkları toplam olarak 11 (%10) sayfadan oluşmaktadır. Bahsedilen sayfalarda

 Türklerin tarih boyunca özellikleri nelerdir?

 Hangi milletler tarih sahnesine Türklük adıyla çıkmışlardır?

 Türklerin tarih boyunca medeniyete katkıları nelerdir?

 Türkler devletleri hangi şartlarda nasıl kurulmuştur? sorularına verilen cevaplarla milli öğelerin öğretilmesi planlanmıştır. Ders kitabındaki milli öğeleri oluşturan başlıklar bu çalışmada aidiyet, medeniyet ve teşkilat olarak temalara ayrılmıştır:

Aidiyet

Bu tema ile Türklerin kökenlerinin neye dayandığı, hangi milletlerin Türk sayıldığı ile ilgili cümleler kodlanmıştır.

“İşte Osmanlı Türklerinin ecdadı olan kayı boyu bu Moğol afetinin dehşetinden, şiddetinden kaçan Oğuz kabilelerinden biridir” (Şerif, 1926,

s. 86).

Ders kitabında Türklerin ilk yurdunun tasvirine yer verilen Türkler bölümü iki tam sayfada anlatılmıştır. Türklerin ilk yurdundan göçüşü, iklim şartlarına bağlanmıştır.

“.. Bu çöller yazın pek sıcak, kışın pek soğuk idi. Mamur değildi. Barınmak güç idi. Bu sebepten yabancı milletlerin hücumundan istilalarından masun idi” ( Şerif, 1926, s. 31).

Türklerin destansı geçmişi ders kitabında Nuh’un gemisi hikâyesine dayandırılmıştır:

Diyorlar ki ‘Türk’ Hazret-i Nuh’un torunlarından birinin ismidir”(Şerif, 1926, s.31).

Hiyong-Nu’lar kabinesinin bir Türk kabilesi olduğu ve Çin ile mücadele ettiği yazılmaktadır (Şerif, 1926, s. 33).

Hunlar bölümünde Hunların dünyanın her yerine yayıldıkları anlatılmıştır.

“Asıl Hunlar dünyanın öbür ucuna gitmişlerdir… Macaristan ve Germanya’yı çiğneyerek Fransa’ya kadar gitmişlerdir.” (Şerif, 1926, s. 34). Akhunlar bölümünde Türk vurgusu bölümün sonunda “Türklerin hücumuyla mahvoldular” şeklinde yapılmıştır (Şerif, 1926, s. 34). Ehli Salib ve Türkler bölümünde Türk kahramanlıkları ön plana çıkmış, bunun için Türk komutanlar ve hükümdarlardan örnekler verilmiştir. “Türkler kudurmuş sel gibi akan ehli salibe karşı hücum ederken çekilmiş bir kılıç müdafaa ederken parçalanmaz bir kalkan makamında

Benzer Belgeler