Bu iki akıl yürütm,e şekline fazla önem verilmez; tasım gibi uzun uzadıya tetkik edil- meyip yalnız neoldukları belirtilir.
Tümevarım: Tikelden hareketle tUm,ele varmaktır. E k sj k tü me var ı m (i~-
tikra-i aıakıs) ve t a ın tüm e,V,ai'ı m (istikra~i tam) diye ikiye ayrılır.
Eksik tümevarım: Bir tümelin, bazı bölümlerini naZarı dikkate alarak o tümele yük-. selmektir. Eksik tümevarım kesin bilgi vermez; "emmare delilleri" ninden sayılır.
Tam tümevarım; Bir tümelin, bölümlerinin hepsi nazarı dikkate alınarak o tümelı~ varmaktır. Kesiın bilgi verir, ve "Kıyas-ı mukassim" 'kabilinden s,ayılır.
Analoji: Bemzer noktaları olruniki şeyden biri hakkında verilen bir hükmU, bu benzer'- likten dolayı diğeri hakkında da vermektir. .Fıkıhta buna "kıyas" denilir. Fakat mantık~ çılar bunu mantıki kıyastan saymazlar. ,Analoji deemmare delillerinden addedilir.
Eski manıtl'k kitaplarında beş türlü ispat şeklinden bahsedilk "Sanat'ı hams" tabir
edilen bu ispatşekilleri, b u I' h a n, 'c e d e I, h i tab e, Şi i r, saf sat a 'dır.
Mantık kitaplarında bu bahis fazla bir yer tutmaz. Ekseriya yalnız tarifleri v,erilmekle yetinilir. Daha ziyade bu ispat şekillerinin öncüllerini teşkil eden önermeler üzerinde dın"U- lur. Kesinlik derecesine göre bu önerıneler bölUmlere ayrılır, Misallerle izahıarı yapılır.
Burhan-ı Gelenbevı,Miyar-ı Sedad, Miyar-ul UlUm (İzmirlininki) da bu önermelerin tetkik1nden önce tasdik nevilerine de yer verilir. Bi2Jbtı ~ahsin açıklaınmasuıda yapaca,gıa
mız tarif ve vereceğimiz misaller için Miyar-ı Sedad'ıesas alacağız.
TasdikJnevileri: Akıl dört türlü ,tasdikte bulunur " yak i n ", " tak i it", " c e h ii mür e k k ep", "z an" dır. Nisbet-i .haberiyenin iki ciheti vardır; ,'biri onun vuku bulması, diğeri vuku bulmamasıdır. Eğer ~kıl bu iki ciheten birini tercih ederse buna tasdik denir. Tasdik, cihetlerden pirinin ihtimalin,i .külli olarak ortadan kaldırarak sa- :bit kalır ve gerçeğe uyarsa y ak i n; böyle olupta gergeğe uymazsa c e h
i
i mür.'~ k.k ep; bu tercih bir tarafı -külli olarak ortadan kaldırıpta sabit olmazsa tak i it; , tasa .. ~. --_..
(112) Bk. :M, T a lı i r ayn. esr. s. 6 vd. izah ve şekiller. Ayrıca M. N u ri,
~aı~i
Buı-luüidik kaei olmayıpta bir tarafı tercih etmekle" beraberdiğertarafa da bir ihtimal verirse z a Dı denir .
.isıpatın dayandığı
öncüllıerdeki önennelerin
çeşitleri:
Yukarda kaydedilen tasdik nevileriıie göreşedi türlü önerıne zikredilmektedir: "ya- k i n i y a
e',
"m e Şh II rat", ,"m a kb II la t", "za n n i y at', "m u hay y iiat", ve "v e h in i y at" tır,1-
Yakıniyat:
Gerçeğe -uyan; sabit ve şüphegötürmeyen önerınelerdir. A' pa'ç ı k(bedihiye)
ve' IIaza: riy e olmak uzere ikiye ayrılır ..ApaçıkIcle (bedihiye) aklın hiç bir delile muhtaç olmadan tasdik ettiği önermelerdir. Nazariye ise bir delil yardımiyle -tasdik olunan önerınelerdir. Altı çeşit apaçıklık vardır. Bunlarda '''evve-liyat'', "fıtriyat", "müşa.h'edat", "mücerribat'',' "h a d s i y at", ve "m ü t e v a t ii'a t'~ dır. Yakiniyatın, bedihiye ve nazari ye diye
ikiye ayrılması Miyar-ı Sedad ve Miyar~uı Ulum'da vardır (113). Diğer kitaplarda bu iki- li ayırma görülmüyor. Apaçıklıkta zi'kredilen a,ltı (}eşitönerıne yakimiyatın çeşitleri olarak sayılmaktadır.
a -
«Eweliyat":
akıl bunların tasdikinde hiç bir vasıtaya muhtaç olmaz. (kül C'üz'.den bUyiÜktür) önermesi gibi.
'b-"Fıtrıyat":
akıl buönermelerin iki tarafınI-. tasavvurederken., zihinde hazır birorta terim vasıtasiyle bunları tasdik eder; (dört çifttir) önermesinde olduğu. gibi. Dört ve çift terimleri tasavvur edilirken zihinde (dört ikiye bölünür, ikiye bölünen sayılar çifttir), gizli tasımı yapıldıktan sonra bu önerme tasdi1k olunur.
c-
«Müşahedat":
Puyular vasıtasiyle ,tasdik olu!1an önermelerdir. Eğer beş duyuvasıtasiyle olursa
((hu;siyat"
den.ir. (Güneş ziya vericidir) .gibi. Eğer iç duyular vasıtasiyle. tasdik olunursa((vicdaniyat"
denir. ACl'ktığımızı idrak etmemiz gibi.d -
((Hadsiyat":
.'~hads" sezgi ile tasdik edilen Ölnerınelerdi.r.Misalolarak (ay ışığınıgüneşten alır) önermesi verilmiştir. İsmailHakkı ve ~ehmet Hilmide.aynı misali alıyorlar. fakat bu. önerıne muşahedatcinsinden bir önerm,edir. Biz ay ve güneşi müşahede ederek böyle bir hukme varırız.
e -
((Mücerribat":
Tekerrür eden müşahedelere dayanarak verilen hükümdür. (Mağ-nezya müshildir) gibi.
f -
((Mütevatirat": _
Ekseriyetin tasdik'ettiği ve akla imkamsız görülmeyen önermeler"dir. Mesela Mekke'yi görmemiş bir kişınin (Mekke vardır) diye ta&dik etmesi gibi.
A h m e d C e v de t geleneğ,e uyarak apaçıklığı yukardaki gibi altı kısımda incele- dikten sonra bu hususta kendi.kanaatını ileri sürüp apaçiklıgı, akli apaçıklık
(bedihiye~i
aklıye)
ve dış apaçıiklık(bedihiye-i lıariciye)
diye ikiye taksim ediyor (114). Gerçit
s 1m a i i H a ik k ı İ z m i r i i
Miyar-ul Ulum'dada
ayna taksimi yapmaktadır (115). Fa- kat Ahmed Cevdet Paşa'nın eserinin neşir tarihi daha önce olduğundan yer zikretmemesine ragnieıi İ:H8;kk'; İzmirlinin bu t~snifi Ahn1ecio;vdet' Paş~'~ ~idfğinı söyleyebiliriz.Vs'-
telik Ahmed C~vdet Paşa bu ayrımi yapatken":rey~iittihad-i.fa)kire gÖre;' diyebir ifade.
Cİ~
(113) ah' ro etlCe'V
d e t Miyar-ı Seı1ats. LDLve ' İs
m a i 1 g a.k k 1 (İzmirli),' Miyar-uImöın 5.13 . " . .
(114)Ah
me
d C e v d et Miyar-ı Sedad's. 11~ (115)1.
H,a k kı MiYM-u1 lJltıın s. 8Qkullan.maktadır. Zaten ,bu iki eser arasında benzerlik, ,hatta birçokyerlerde ayniUğin bu •. Innması İzmirli'nİJn, lsagajiyi Miyar;ul ULfı.madıyla şerhederken esaslı kaynak,oJara~ Mi- yar-ı Sedad'ı gözönünde bulundurduğu zannını uyandırmaktadıır.
Aklı apaçıklık:
Bu cins ön;ermelerin tasdikinde akıl harice danışmaz. Önc'ekilerin evve-liyat ve fıtrıyat dedikleri apaçıklıktir. Cevdet Paşa akll ap açıklığı haiz önermeleritı' ölçüsü olarak (bir şey hem vaki hem gayrivaki olamaz) önermesiniele alıyor (116). bu esas öner- meden şu dört genel apaçıkhk çıkar: (Vaki vakidir), (gayri vakIg'ayri vakidir). (vaki gayrı vaki değildir), (gayri vaki vaki değildir). Bütün akli apaçıklığı haiz önermeler budört ge- nelönermeden birine dayan,ır. Bu, suretle A. Cevdet Paşa akli apaç~klığı özdeşlik veceliş: mezlik ilkelerine dayandırıyol'.
Dış apaçıkılık:
İç ve dış duyular vasıtasiyle hükmolunaın önermelerdir. "Müşahedat'""hadsiyat", "mücerribat", "mütevaUirat" bu nevidendir. Bu önermelerde bazan hatalar olabilir.
2 -
"Meşhurat":
Halk tarafından meşhur olup tasdik edilenı önermel,erdir. Bun1ar yabütün insanlar tarafından tasdik edilir (adalet iyi, zulüm kötüdür) gibi, veyahut muayyen bir zümre tarafından tasdik edilen önermelerdir.
3 -
"Müsellimat":
Hasım tarafından kabul edilen önermelerdir Id, muhahesade bun-lara müracaat edilir. Mesela, bir müslümanla hıristiyanın mubahesesinde hıristiyan, "mi- rac-ı 'nebeviye" itiraz etse müslüman ona karşılık olarak İsa'mn' göğe :çı'kışmı delil olarak öne sürer.
'4 -
"Makbulat":
Otorite prensibidir.5 -
"Zanniyat":
Gece karanlıkta dolaş'ln hırsızdır, önermesiilli kabul gibi.6 -
"Muhayyildt":
Yalan oldukları belli iken, sırf n,eş'e vermek yahut nefret uyandır-mak' için tahayyül olunan önermelerdir. Mesela, (bade seyyal bir yakuttur), (bal bir nevi iğrenç kusrnuktur) gibi:
, '
7 -
"Vehmiyat":
Mahsus olmayan şeylerde vehmin, mahsus olanlarakıyasla hükmey-lediği önermelerdir. Mesela, görülen cisimlere kıyasla (hermevcudun mekrum vardır) öner- mesini beyanıetmek gibi ki bu cehli mürekkebedir.
İspat şekillerinin öncüllerini teşkil eden önermeleri gördükten sonra ispat şekillerinin nasıl oldukları!Ill gösterebiliriz:
, B u i'h an: Öncülleri yakiniyattan olan bir tasımdır. Gayesi kesin bilgielde etmek.
'tir. Matematikte kullanılan ispat şekli budur.
C'8 d e 1: Meşhurat ve müsellimattan yapılan tasımdır:
Hj tab e Makbulat ve zanniyaUan yapılan bir tasım, olup gayesi zararlı olan şey- lerden nefret, faydalı olan, şeylere teşviktir.
Ş i i 1': Muhayyilattan yapılruu tasımdır.
',",
i, Saf sat a: veıirniyaii~~;yapııan' tasımdır." Eğer,bunun ~iliı:ı.e,yapılırsa o zaman böyle' bir "tas~~a
mugaıatcıdenir:
...
yanlışİığı biliıw
, ,ispat ya "I i m m i" veya "i n ıl i"olur .Müessirdenhareketle esere"varıhrsa,ulirn- '~i;i; ~serd~iıa~eketle müessire varılırsa"inht" deni~. ts~atın bu iki yolu
Burhaıı:~
G~lein-.~
•
bevi, Miyar-ı SedJad,ve Miyar-uZ Olum (İzmirli) bütün ispat şekiHeri içinkabul edilir (117), ve "delil-i limmi" ve "delil-i inni" diye ifade ed,ilir. Vesilet-ul ikan ve hulasat-ul Manbk'ta ise yaıiiız hiırha,ri ıçm'bahis kpntisüdur,ı(ı1i3) ," ._.,
Tanzimat'tan sonra Türkiye'de, eski anlayışa bağlı olarak yazılan mantık kitapları, fuantık kohiiİannı yukarıda izah ettiğ'imiz sıra ve şekildeele alırlar. 1\1:antık konularının ağırlık merkezini tasım teşkil eder. Tarif ve önerme tetkikleri tasımm hazırlık safhasıdır. İspatşekilleri ise tasımın bir nevi tatbik yeridir. Mantık kitaplarında en az yer verilen ko- nu da bu sonuncusudur,
Bahis konusli kitapllırın tetkikine gire'rkeın.kayd~ttiğimiz gibi, bunlaı' Epherl'njn İsa.:. gojisicrıin pHlm esas kabul edilerek; bazan daha genişbazan daha dar bir şekilde işlenmiş- tir. Epheri'nin 'eseri ise İbn Sina'nın mantık kitaplarınln bir kısaltı~asıdır (119). Binaen- aleyh Tanzimattan som.rayazılan bu tarz mantık kitaplarının esas ka~~ğını, XLasırdan itibaren yazılan bütü:n manbk eserlerinde olduğu gibi (120) İbn Sina'nın mantık eserleri teşkil eder:
İbn Sina mantığı ile inceleme konumuz olan e;:ıerler arasıudabazı müçük farklar ise ehemmiyetsiz d~ece.k derecededir. Mesela,. bunların. bazılarında önermeler iIlİcelik ba:kı- mından (bu bölüm kon.u itibariyl~ diyeadlandirıİmıştır) "Mahsusa"; "tabliye", "muhme- ~e", "mahsure" diye dördebölünmüştür. İbn Sina'daİse üçe ayrılır., Tabii önerıneler diye ayrı bir grup yoktur (121k
İbn Siıİıa'Uç türlü 'niodalibe kabul eder: "Zaruret", "imkan", ve '!imtiına". Taıhzimat- tan sonra yazılaİıve modalibe bahsine yer vereri' es~rlerde
ise,
İbn! Sina'İlinbil kbilüda fi- . kirleri'açıklaındığı gibi, bunun yanında.İbn'Si~a'dan 's0nra~i mantıkçıların İbn ,sina'dan farklıolan modalite anilayışı da gösterilir,. ,'ibnSina'da; Aristo'da 'olduğu gibi, üç çeşit tiısım şekllvarmr'(122).İınceleme'kbl1umuz: olan eserlerde ise tasımın dört şekli kabul edilmiştir. Bu da Tanziinattan sonraki mantı.k~ çılara has değildir., XIII. asırdan' itibaren İslammanhkçıları dördüncü şekli, kabul etmiş- lerdir (123).,
Netice plarak söyleyebiliriz ki; T,anzımattah sonra geleneksel'mantik üreTirte
yazıian
idtapI'arda hiryenilik yoktur. Buınlat, Aristo;nun erek tefsirdleri ve'Stoac'ılarm t~siriyle İbn Sina tarafından kaleme alınan Arista mantığıinin te:ıınik 'kismtnın.; eski İslam maııtık~ çıları tarafından yazılan eserlerden farksız, hatta çok defa onların hülasası şeklinde Türk- çeolara:~ifade e;dilişidir.. -(
Devamı ,?ar,)-
(117) A b d II n n a f i. Burhan-ı Gelenbevı c,II, s.104ve M a d k o II 1', ayn. esr. S. 171... İ. H ak k 1, Miy:ar:-ul Uliim s. 73. . '. . ," ., .. ," " . . . .
d18) 'Rifat,' Vesilet-uıİk3.rt s. 100;' M.H iiın i; Türk~eHuIa,Sat-ulMantık s: 47:'.'
(119) İ. M a d k o IIr, L'Organon d'Aristote 'dans le nıoııde.arabs .. 242 _ _ _ _._ _.__ .
(120) İ. M <ad k o u i', .aytı, esr;
s;
242: .. ' , .(121) H il ın i Z i ya Ü 1ke'n. lUıüı:tılı.:t:irihis.1Q4've ~ a.tlko~~r:,: ,ayıFesı'.s,';l'(;t,.
{122}::L. :M,:a,'.d,k:du,:t,.:.ayn, ..esri-s..206,;:" . " ..0 .... -,' ,