• Sonuç bulunamadı

Türk Hukuk yargılama sisteminde, tüketici mahkemeleri, genel mahkemeler ya- nında özel mahkeme olarak yer almaktadır. Bu özel mahkemeler, belli bir kiĢi veya meslek sahipleri arasında ortaya çıkan uyuĢmazlıklara, kapsam ve alanı özel kanunla belirlenmiĢ uyuĢmazlıklara bakmaktadır. Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun‘un düzenlediği hükümlerden kaynaklanan uyuĢmazlıklara bakmak için özel mahkeme ola-

241

Deryal/ Korkmaz, s. 223.

242

Aras, s. 61; Budak, s. 80.

243 Arslan/ Yılmaz/ TaĢpınar Ayvaz, s. 734; Kuru, s. 930; Deryal/ Korkmaz, s. 223; Görgün, s. 679;

Aksu, s. 216; Dür, s. 74.

244 Budak, s. 80.

245 Uyumaz, s. 119; Ertürk, Mustafa, Arabuluculuk SözleĢmesi, (YayınlanmamıĢ Yüksek Lisans Tezi),

Kırıkkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kırıkkale 2019, https://tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi/ (EriĢim Tarihi: 24.06.2019), s. 119.

rak, ―Tüketici Mahkemeleri‖ kurulmuĢtur247

. Tüketici hukukundan kaynaklanan uyuĢ- mazlıklara karĢı davalar, tüketici mahkemelerinin mevcut olduğu yerlerde tüketici mah- kemelerinde, bu mahkemelerin mevcut olmadığı yerlerde ise asliye hukuk mahkemele- rinde tüketici mahkemesi sıfatıyla açılacaktır. Tüketici mahkemelerinin olduğu yerlerde, tüketici davası genel mahkemede açılırsa, görevsizlik kararı verilir. Aynı Ģekilde, genel mahkemede görülmesi gereken dava tüketici mahkemesinde açılırsa, görevsizlik kararı verilmelidir248.

Tüketici mahkemelerinden bahsedebilmek için öncelikli ortada bir tüketici iĢle- mi olmalıdır. TKHK. m.73/1 gereği, tüketici iĢlemleri ile tüketiciye yönelik uygulama- lardan doğabilecek uyuĢmazlıklara iliĢkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir. Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kuralları gereği, tüketicinin taraf olduğu her- hangi bir sözleĢmeler, tüketici iĢlemi olarak kabul edilmektedir ve bu nedenle tüketici mahkemelerinin görev alanına girmektedir. Yine tüketici hakem heyetlerinde olduğu gibi, ortada bir tüketici iĢlemi değil, haksız fiil varsa, tüketici mahkemelerinin görevli olduğu bir uyuĢmazlıktan bahsedilemez249. Fakat son yıllarda Yargıtay‘ın verdiği karar-

larda bazı istisnayı durumların olduğu söylenebilir250. Bu istisnalar, Türkçe‘ye uyuĢ-

247 Özmumcu, BakıĢ, s. 835-836; Özdamar, Naci, Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun, ABD., S.

3, 2002, s. 19-36, s. 20.

248 Ġnal, s. 1229; Aras, s. 81.

249 Özmumcu, BakıĢ, s. 867; Aras, s. 82; Döner, s. 140; Yargıtay HGK, 17.02.2010, E. 2010/4-61, K.

2010/84 ―Davalı banka ile kredi kartı sözleĢmesini akdedenin davacı değil, davacının kimliğini bulan dava dıĢı üçüncü kiĢiler olduğunun anlaĢılması karĢısında, taraflar arasında bir sözleĢme iliĢkisinin varlığından söz edilemeyeceği açıktır. Bunun yanı sıra davacının zararı; davalının, hukuka aykırı ve kusurlu eylemi sonucu doğmamıĢtır. Yine davalı bankanın, alacağını tahsil için icra takibine giriĢ- mesinin bir sebepsiz zenginleĢme oluĢturmadığı duraksamadan uzaktır. ġu da eklenmelidir ki, somut olgunun kendine özgü yapısı itibariyle, davalının sorumluluğunu öngören bir kanun hükmü bulun- mamaktadır. Hâl böyle olunca; taraflar arasında sözleĢme bulunmadığından ve uyuĢmazlığı doğuran asıl hukukî iliĢki, haksız fiilden kaynaklandığından, eldeki davaya genel hükümlere göre Asliye Hu- kuk Mahkemesinde bakılması gerekir.‖ http://www.kazanci.com (EriĢim tarihi 01.12.2018).

250

Tüketici mahkemesinin görev kapsamına giren bir konu doğrultusunda Yargıtayın bir kararı da Ģu Ģekildedir: 13.HD 4.4.2013, E. 2013/4813, K. 2013/8708 ―...Davacılar, kızları ile birlikte alıĢveriĢe gittikleri davalı C... A.ġ. ye ait marketten ödeme yapıp çıkarken kasanın önünde yerde bırakılmıĢ olan alarm düzeneğine ait çivinin kızlarının ayağına batarak yaralanmasına neden olduğunu, Ģirketin ve diğer davalı çalıĢanlarının olayda kusurlarının bulunduğunu ileri sürerek, duydukları üzüntü ve çektikleri sıkıntının giderilmesi gayesiyle davalılardan küçük D. K. için 8.000,00 TL, anne Ü. K. için 5.000,00 TL baba Ġ. K. için 5.000,00 TL manevî tazminatın olay tarihinden itibaren kanuni faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesini talep etmiĢlerdir. Dava, alıĢveriĢ yapılan markette, market çalıĢanlarının hizmet kusuruyla oluĢtuğu ileri sürülen uğranılan manevî zararın tazmini iste- mine iliĢkindir. Bir hukukî iĢlemin 4077 sayılı Kanun kapsamında kaldığının kabul edilmesi için, kanunun amacı içerisinde tanımlanan taraflar arasında mal ve hizmet satıĢına iliĢkin bir hukukî iĢle- min olması gerekir. 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3. maddesinde belirlenen tanımlar dikkate alındığında somut olayın 4077 sayılı Kanun kapsamında kaldığı açık olup, kanunun 23. maddesi, bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılaca- ğını öngörmüĢtür.‖ http://www.kazanci.com (EriĢim tarihi 01.12.2018).

mazlığın sözleĢme görüĢmelerinden doğan sorumluluk olarak çevirilen culpa in contra- hendo ilkesine dayanmaktadır. Bu ilke, tarafların, sözleĢme kurulmadan önce ortaya çıkan hukuka aykırı eylem ve davranıĢlardan korunmasını sağlar. Zira, sözleĢmenin kurulması belli bir zaman gerektirir ve bu zaman diliminde taraflar arasında güven iliĢ- kisi oluĢur. SözleĢme görüĢmeleri aĢamasında karĢı tarafın zarara uğramasına yol açan taraf, bu zararları tazmin etmekle yükümlüdür251. Bu yükümlülük tüketici hukukunda da

geçerlidir252. Örneğin, alıĢveriĢ yapmak amacıyla AVM‘ye gelen davacı, aracını

AVM‘nin otoparkına park edip gitmiĢtir ve sonrasında park halindeki aracından bilgisa- yarı çalınmıĢtır. Yargıtay ise, bu davanın, tüketici mahkemesinde görülmesinin yasaya aykırı olmadığına karar vermiĢtir253

. BaĢka bir örnek karar da; alıĢveriĢ yapmak için markete giden çocuğun, market çalıĢanı tarafından tehdit edilerek tokatlanması sonu- cunda, ruh sağlığına zarar gelmiĢtir. Bu dava da, sözleĢme görüĢmelerinden doğan so- rumluluk olarak tüketici mahkemesinde görülmüĢtür254

. Bu durumda dikkat edilmesi gereken nokta, olayın gerçekleĢtiği anda, tüketicinin alıĢveriĢ amacı taĢıyıp taĢımaması- dır.

Tüketici mahkemelerinde kimlerin dava açabileceği hususunda Kanunda açık bir düzenleme yer almamaktadır. Fakat TKHK. m.73/2 göre, tüketici mahkemeleri nezdin- de Bakanlık, tüketiciler ve tüketici örgütleri tarafından açılan davalar 2/7/1964 tarihli ve 492 sayılı Harçlar Kanununda düzenlenen harçlardan muaftır diyerek, bu maddeden kimlerin davacı olabileceğine iliĢkin bilgi vermektedir. Bahsi geçen maddeden, Gümrük

251 Eren, Fikret, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, 17.Baskı, Ankara 2014, s 1128; Tutumlu, Yargıla-

ma, s. 140.

252 Tutumlu, Yargılama, s. 140. 253

13.HD, 26.11.2014, E. 2014/ 42879, K. 2014/ 37428 http://www.kazanci.com (EriĢim tarihi 04.06.2019).

254

13.HD, 04.02.2014, E. 2014/ 2956, K. 2014/ 2858 ―...Davacı vekili, davalı B... A.ġ.‘nin kasiyer çalıĢanı olan öteki davalı ġ. O.‘ın 19/10/2011 tarihinde 11 yaĢında olan küçük A. A.‘i ve arkadaĢını hırsızlık yapmıĢ olabileceği düĢünce ve zannı altında tehditle mağaza arkasındaki kimsenin bulun- madığı bodruma indirmeye çalıĢarak onlara tokat atıp tartakladığını, çocukların bodruma inmek is- tememesi üzerine ―aĢağı inin kemiklerinizi kıracağım‖ Ģeklinde tehditte bulunduğunu, müvekkilinin arkadaĢı E.‘nin o an yaĢadığı korkuyla altını ıslatmıĢ olduğunu, çocukların üzerinde bedeli ödenme- miĢ hiçbir malzeme çıkmamasına ve davalı iĢyerinden bir Ģey çaldıklarına dair hiçbir delil bulun- mamasına rağmen suçsuz yere tehdit edilerek tartaklanmalarının küçüğün ruhi dünyasında ve bilinç altında oluĢturduğu sarsıntı ve acının telafi edilemeyeceğini, küçüğün olaydan sonra geceleri uyu- yamadığını ve ruh sağlığının bozulduğunu ileri sürerek, 15.000,00 TL manevî tazminatın 19/10/2011 tarihinden itibaren iĢleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müĢtereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiĢtir...Dava, davacının davalı Ģirkete ait mağazaya alıĢveriĢ için gittiği sırada hırsızlık yaptığından Ģüphelenilerek darp edilmesi ve tehdit edilmesi iddiasına dayalı tazminat isteği- ne iliĢkin olup, uyuĢmazlığın 4077 Sayılı yasa kapsamında kaldığı anlaĢılmaktadır.‖ http://www.kazanci.com (EriĢim tarihi 01.12.2018).

ve Ticaret Bakanlığı‘nın, tüketici ve tüketici örgütlerinin tüketici mahkemelerinde dava- cı olabileceği anlaĢılmaktadır255

.

Bununla birlikte, TKHK. m.70/3‘te taraflar, tüketici hakem heyetinin kararlarına karĢı tebliğ tarihinden itibaren on beĢ gün içinde tüketici hakem heyetinin bulunduğu yerdeki tüketici mahkemesine itiraz edebileceği düzenlenmiĢtir. TKHK. m. 73/1‘e göre, tüketici iĢlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuĢmazlıklara iliĢkin davalarda tüketici mahkemesi görevlidir. Bu doğrultuda, satıcı ve sağlayıcıların itirazlarının sadece tüketici hakem heyeti kararlarıyla sınırlı olmayıp, Tüketicinin Ko- runması Hakkında Kanun kapsamındaki tüm uyuĢmazlıklarla iliĢkin davacı olabilecek- lerdir256. Ancak öğretide bazı görüĢler, tüketici mahkemelerinde sadece Gümrük ve Ti- caret Bakanlığı‘nın, tüketici ve tüketici örgütlerinin davacı olabileceğini, satıcı ve sağ- layıcılar ise ancak tüketici hakem heyeti kararlarına itirazda bulunabileceklerini savun- maktadır257

. Yargıtay uygulamasında her iki görüĢ doğrultusunda da kararlar mevcut- tur258. Fakat güncel kararlarda, satıcı ve sağlayıcıların da tüketici mahkemelerine baĢvu- rabileceklerine iliĢkin kararların ağırlıklı olduğu belirtilebilir259

.

255

Ġnal, s. 1253; Döner, s. 143; Aras, s. 48.

256 Tutumlu, Yargılama, s. 383; Döner, s. 142; Açıkgül, Hacı Ali, Türk ve Amerikan Hukukunda Satı-

lanın Ayıplı Olması Nedeniyle Tüketicinin Sözlesmeden Dönmesi, (YayınlanmamıĢ Doktora Tezi), Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Konya 2015, https://tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi/ (EriĢim Tarihi: 08.09.2018), s. 224.

257 Kuru, s. 890; Aras, s. 99; Özdamat, s. 22-23; Tek, Gülen Sinem, Tüketici Mahkemelerinin Görevi,

Yetkisi ve Tüketici Mahkemelerinde Yapılan Yargılamanın Usulü, BahçeĢehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi Kazancı Hakemli Hukuk Dergisi, C. 8, 2012, s. 127-171, s. 133.

258 3.HD 15.11.1998, E. 1998/ 11141, K. 1998/12254 ―...Bu Kanunun uygulanmasıyla ilgili olarak,

çıkacak her türlü ihtilaflara tüketici mahkemelerinde bakılır. Tüketici mahkemeleri nezdinde tüketi- ciler, tüketici örgütleri ve Bakanlıkça açılacak davalar her türlü resim ve harçtan muaftır. Görüldüğü üzere Tüketici Mahkemeleri nezdinde dava açabilmenin koĢulları Ģunlardır: 1- UyuĢmazlık, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun uygulanmasıyla ilgili olmalı ve 2- Davanın tüketi- ciler, tüketici örgütleri veya Bakanlıkça açılması gerekmektedir. Zira çözümünün uzmanlık gerekti- ren Tüketici Mahkemelerinde dava açılmasını kolaylaĢtırmak için bu davaların vergi, resim ve harç- tan muaf olmaları hususu baĢka türlü açıklanamazdı. UyuĢmazlık konusu olayda davacı (satıcı), da- valı tüketiciye karĢı sattığı malın bedelini Sulh Hukuk Mahkemesinde açtığı dava ile talep etmekte- dir. Bu haliyle ihtilafın 4077 sayılı Yasanın uygulanmasıyla ilgili olduğu söylenemez. 0 halde dava- nın özel mahkemede çözümlenmesine dair hukuksal nedenler bulunmamaktadır. Mahkemece iĢin esasına girilerek varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmek gerekirken görevsizlik kararı verilmesi doğru görülmemiĢtir.‖ http://www.kazanci.com (EriĢim tarihi 25.12.2018). Benzer Yargı- tay Kararı için bkz., 19.HD 16.06.2003, E. 2002/8638, K. 2003/4611 http://www.kazanci.com (Eri- Ģim tarihi 25.12.2018).

259 13.HD 20.10.2014, E. 2014/ 46549, K. 2014/42007 ―…Bilindiği üzere 01/03/2006 tarihinde yürür-

lüğe giren 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanununun 44. maddesine göre; kart çıkaran kuruluĢlar tarafından kart hamilleri aleyhine açılacak davalarda 1086 sayılı HUMK‘nun görev ve yetkiye iliĢkin hükümleri uygulanır hükmü yer almaktadır. Buna göre bankalarca kart hamili aleyhi- ne açılan alacak ve itirazın iptali davaları 2014/46549- 2014/42007 yürürlükten kalkan 1086 sayılı HUMK‘nın görev ve yetkiye iliĢkin hükümlerine ve dava konusunun değerine göre genel mahkeme- lerde görülmekteyken, 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3. maddesi tüketici iĢ-

Tüketici mahkemelerinde davalı olarak satıcılar ve sağlayıcılar yer almaktadır- lar. TKHK. m.70/3‘e göre, satıcı ve sağlayıcıların da tüketici hakem heyeti kararlarına itiraz hakkı bulunmaktadır. Bu durumda, tüketici de davalı konumunda olabilmektedir. Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kuralları gereği, satıcı ve sağlayıcılar ile birlik- te müteselsilen sorumlu tutulan kiĢiler de davalı konumunda olabilir260. Örneğin, bayi,

acente, imalatçı-üretici, ithalatçı, kredi veren veya konut finansman Ģirketi uyuĢmazlığa sebebiyet veren taraf olmamalarına rağmen, kanun gereği satıcı ve sağlayıcılar ile birlik- te sorumlu tutuldukları için, davalı konumunda yer alabilirler261

.

Tüketici mahkemelerinin görev alanlarını tespit etmek için, öncelik olarak uyuĢmazlığın tüketici mahkemelerinin görev alanı kapsamında olup olmadığının ve daha sonra uyuĢmazlığın parasal değerinin belirlenmesi gerekir262. Daha önce de bahse-

dildiği gibi, TKHK. m.68‘de belirtilen tutarların altındaki uyuĢmazlıklar için tüketici hakem heyetleri görevlidir. Kanun‘da belirtilen değerlerin üstündeki uyuĢmazlıklar için tüketici mahkemesine baĢvuru zorunlu kılınmıĢtır263

. Belirtilen değerlerin altındaki uyuĢmazlık konuları için, taraflar tüketici mahkemesine baĢvuruda bulunamazlar. BaĢ- vuruda bulunmaları takdirde tüketici mahkemesi, iĢin esasına girmeksizin baĢvuruyu reddedecektir264.

leminin kapsamını esaslı biçimde değiĢtirmiĢ, aynı yasanın 83/2. maddesinde ise ‗taraflardan birini tüketicinin oluĢturduğu iĢlemler ile diğer kanunlarda düzenleme yapılması bu iĢlemin tüketici iĢlemi sayılmasını ve bu kanunun görev yetkiye iliĢkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez‘ diyerek kanunun uygulama alanını daha da geniĢletmiĢtir. Bundan böyle 6502 sayılı Yasanın tüketici iĢlem- leri ile tüketiciye yönelik uygulamaların tüketici mahkemelerinde çözümünü öngören 73. maddesi hükmü ile içeriği az yukarda yer alan 83/2. Maddesinin açık hükmü nedeniyle yukarda sayılan söz- leĢme ve iĢlemler tüketici mahkemesinin görev alanına girmiĢtir. Tüm bu nedenlerle 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanununun 44. Maddesinde yer alan ‗kart hamilleri aleyhine açıla- cak davaları 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun görev ve yetkiye iliĢkin hükümleri uygulanır.‘ hükmünün de artık uygulanma imkânı kalmamıĢtır. Anılan yasa hükümleri gereği, 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun yürürlüğe girdiği 28.05.2014 tarihinden sonra da- vacı bankanın kredi kartı hamili olan tüketiciye karĢı açtığı davaya bakma görevi tüketici mahkeme- sine aittir. Hal böyle olunca, mahkemece iĢin esasına girilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken yazılı Ģekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bozmayı gerektirir.‖ http://www.kazanci.com (EriĢim tarihi 25.12.2018). Benzer Ģekilde, tüketicinin bedel ödeme borcu- nu ifa etmemesi üzerine baĢlatılan takibe itirazın kaldırılması için tüketici mahkemesinde dava aça- bileceğine dair Yargıtay Karar için bkz., 13.HD 20.03.2000, E. 2000/2168, K. 2000/2429 http://www.kazanci.com (EriĢim tarihi 25.12.2018).

260 Döner, s. 145. 261 Aras, s. 12; Döner, s. 146. 262 Döner, s. 142. 263 Aslan, s. 317. 264 Tutumlu, Dergi, s. 117-118.

Yukarıda belirtildiği gibi, tüketici iĢlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalar- dan doğabilecek uyuĢmazlıklara iliĢkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir. Fakat bazı uyuĢmazlıklar Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunda düzenlenmiĢ olsa da, tüketici mahkemelerinin görev alanı dıĢında kalmaktadır. Örneğin, TKHK. m.78/2 ge- reği, idari yaptırımlar Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında düzenlen- mesine rağmen, 2577 sayılı Ġdari Yargılama Usulü Kanunu hükümlerine göre idari yargı yoluna baĢvurulması gerekmektedir. Çünkü, idari uyuĢmazlıklar, 6502 sayılı Tüketici- nin Korunması Hakkında Kanununda düzenlenmiĢ olsa da, düzenleme idari para cezala- rına itiraz usulünü, zamanaĢımını ve yine bu cezaların tahsili yöntemini içermektedir.