• Sonuç bulunamadı

1.9. TükenmiĢlik Modelleri

1.9.7. Suran ve Sheridan TükenmiĢlik Modeli

Eric Erikson’un kiĢilik geliĢimi kuramına dayalı olarak geliĢtirilen Suran ve Sheridan tükenmiĢlik modeli baĢlıca dört aĢamadan oluĢmaktadır. Her biri tükenmiĢlik ile baĢa çıkma konusunda yararlı olabilecek yaĢam kesitlerini içeren bu aĢamalar sırasıyla aĢağıdaki gibidir:

 Rol belirginliği (kimlik)-rol karmaĢası aĢaması  Yeterlilik-yetersizlik aĢaması

 Verimlilik-durgunluk aĢaması

 Yeniden oluĢturma-hayal kırıklığı aĢaması

Suran ve Sheridan TükenmiĢlik Modeline göre tükenmiĢlik, bu aĢamaların her birinde yer alan çatıĢmaların tatmin edici bir Ģekilde çözümlenememesinin bir sonucudur. Ġlk aĢamadan baĢlamak üzere bireyler fiziksel ve duygusal olarak yaĢadıkları çatıĢmaları çözümleme ve baĢa çıkmada gerekli baĢarıyı elde edemediğinde tükenmiĢlik durumu ortaya çıkmaktadır (Amasralı 2016).

Rol belirginliği-rol karmaĢası dönemi; bireysel ve mesleki kimliğe özgü rollerin, bireyin psikolojik geliĢiminde kritik bir rol oynadığı dönemdir. Kimlik süreci, bireyin iĢinde bir yeterlilik duygusu edinmesi ve kendi kiĢisel sosyal yaĢamını etkili bir Ģekilde yönetebilmesiyle tamamlanmaktadır. Yeterlilik-yetersizlik dönemi ise bireyin kendi yeteneklerini geliĢtirebileceği çıraklık dönemini ifade etmektedir. Artık bireyin seviyesi belirlenmiĢ, unvanı tayin edilmiĢtir. Bu noktadan sonra sorulan soru, “yaptığım iĢte ne kadar iyiyim”e dönüĢmüĢtür. Verimlilik-durgunluk aĢaması; genellikle, otuzlu yaĢlarda ortaya çıkan ve otuzlu yaĢların ortalarıyla sonlarına kadar devam eden aĢamadır. Bu dönemde yeteneklerde uzmanlaĢma ortaya çıkar ve artık bireyler özel yetenekleri ve ilgi alanlarıyla tanınır. BaĢarı, saygınlık ve özgürlük ihtiyaçları ön plana çıkar. Yeniden oluĢturma-hayal kırıklığı aĢaması ise bireyin

25 otuzlu yaĢların ortaları ve sonlarından, kırklı yaĢların ortaları ve sonlarına kadar, kariyerinde kendisini bulunduğu noktaya getiren seçimlerini sorguladığı bir dönemi ifade etmektedir. Dolayısıyla Suran ve Sheridan TükenmiĢlik Modeli, bir bireyin 50 yaĢına kadar olan geliĢim sürecini kapsamakta ve bu dönemlerde beklentilerinin karĢılanamamasından doğabilecek tükenmiĢliği ele almaktadır (BeĢyaprak 2012).

1.10. TükenmiĢliğin Sonuçları

TükenmiĢliğin genel olarak bireye, ailesine ve örgüte yönelik çeĢitli sonuçları bulunmaktadır. TükenmiĢlik sendromuna yakalanan kiĢiler, psikolojik sorunlar, sağlık sorunları, kendilerine güvensizlik ve iĢlerine karĢı gittikçe büyüyen bir hoĢnutsuzlukla iç içedirler (Bahar 2006).

TükenmiĢliğin bireylerde oluĢturduğu bedensel sonuçlardan bazıları kalp rahatsızlıkları, yorgunluk, alerji, yüksek tansiyon, uykusuzluk, kadınlarda adet dönemi düzensizlikleri, nefes almada güçlük, cilt hastalıkları, baĢ dönmesi, sırt ve göğüs ağrıları ve migren gibi rahatsızlıklardır. Ayrıca tükenmiĢlik; hizmetin niteliğinde bozulma, iĢi bırakma eğilimi, düĢük iĢ performansı, iĢe zaman zaman izinsiz gelmeme, iĢten ayrılma, iĢte ve iĢ dıĢında insan iliĢkilerinde bozulma ve uyumsuzluklar, alkol ve ilaç kullanımında artıĢ, evraklarla ilgili sahtekarlıklar, eĢ ve aile bireylerinden uzaklaĢma, evlilik ve aile yaĢantısında sorunlar, cinsel isteksizlik gibi olumsuz sonuçlara neden olmaktadır (Akten 2007).

Bunların yanında tükenmiĢliğin çalıĢanlarda üzüntü ve karamsarlık halleri, kaygı, öz saygı ve özgüvende düĢüĢler oluĢması, paranoya, ani öfke, depresyon, psikolojik sorunlar, öz saygıda azalma, iĢ ortamı ve sosyal yaĢamda yetersizlik ve baĢarısızlık hissetme gibi pek çok duygusal sorunları oluĢmaktadır. Bunun yanında çevresiyle diyalogların sınırlı ve kaba bir üslupta olması, insanlara karĢı mesafeli ve soğuk bir iletiĢim kurmak, iĢe geç gelme veya iĢten kaçma davranıĢlarında artıĢlar duygusal sorunlar olarak ortaya çıkmaktadır (Amasralı 2016).

ÇalıĢanlarda tükenmiĢliğin ayrıca verimliliğin düĢmesi ve iĢ yerinin hizmet kalitesinde belirgin seviye düĢmeleri Ģeklinde de sonuçları ortaya çıkmaktadır. ÇalıĢanlarda bu tükenmiĢlik duyguları eğer çözümlenemezse, ilerleyen aĢamalarda iĢ kazalarında tehlike oluĢturacak artıĢlar, iĢ performansında düĢüĢ, iĢten kopmalar, iĢ

26 doyumsuzluğu, iĢ çevresiyle çatıĢma ve uyumsuzluk gibi sonuçlar ortaya çıkmaktadır (Yıldırım 1996b).

1.11. Ġlgili AraĢtırmalar

Alanyazında beden eğitimi öğretmenleri veya antrenörlerin iĢ doyumu ve mesleki tükenmiĢlik düzeylerini araĢtıran çeĢitli çalıĢmalar olduğu görülmektedir. Ancak ulaĢılabilen kaynaklar çerçevesinde bu çalıĢmalar arasında araĢtırmamıza benzer biçimde beden eğitimi öğretmenleri ile antrenörlerin iĢ doyumu düzeyleri arasındaki iliĢkiyi inceleyen herhangi bir çalıĢmaya rastlanmamıĢtır.

Karaca (2007), yapmıĢ olduğu araĢtırmada Ankara’da görev yapan toplam 100 beden eğitimi öğretmeni örnekleminde iĢ doyumunu araĢtırmıĢtır. Yapılan araĢtırma sonucunda benden eğitimi öğretmenlerinin orta seviyede iĢ doyumuna sahip oldukları tespit edilmiĢtir.

Ulucan (2008), Türkiye’deki futbol kulüplerinin altyapılarından görev yapan antrenörlerin iĢ doyumlarını araĢtırmıĢtır. 390 antrenörün katıldığı araĢtırma sonucunda iyi düzeyde iĢ doyumu olduğu tespit edilmiĢtir. Antrenörlerin çalıĢtığı kulübün kategorisi, sahip oldukları belge türü, medenî durum, yaĢ, kıdem, lisanslı futbol oynama durumu ve futbol oynama düzeyleri değiĢkenlerine göre iĢ doyum düzeyleri arasında istatistiksel olarak fark anlamlı bulunmamıĢtır.

Mavi (2008), Kütahya ilinde görev yapan beden eğitimi öğretmenleri örnekleminde iĢ doyumunu araĢtırmıĢtır. ÇalıĢma sonucunda beden eğitimi öğretmenlerinin iĢ doyum düzeyleri ile yaĢ grubu ve meslekteki hizmet süresi değiĢkenleri arasında anlamlı bir iliĢkinin olduğu saptanmıĢtır.

Alsancak (2010), Ġzmir’deki özel ve kamu kurumlarında çalıĢan beden eğitimi öğretmenlerinin iĢ doyumu düzeylerini bazı değiĢkenlere karĢılaĢtırarak benzerlik ve farklılıklarını ortaya koymayı amaçlamıĢtır. 188 öğretmenin katıldığı çalıĢma sonucunda maaĢ ve yükselme, terfi boyutlarında diğer alt boyutlara göre iĢ doyumları düĢük, iĢ yapısı ve denetim de ise iĢ doyumu iyi düzeye yakın bulunmuĢtur. Ödül, çalıĢma arkadaĢlığı, kural ve prosedür, çalıĢma koĢulları (izin ve imkân), diğer alt boyutlarında ise orta düzeyde bir doyum elde edilmiĢtir.

27 Kılınç (2010), Akdeniz Bölgesi’ndeki beden eğitimi öğretmenlerinin “cinsiyet, yaĢ, medeni durum, çocuk sayısı, mesleği seçme durumları, mesleğe giriĢ Ģekilleri, meslekteki hizmet yılı, toplam görev yaptığı okul sayısı, Ģu an görev yaptığı okul, görev yeri, meslekteki deneyim ve eğitim durumları” değiĢkenlerine göre örgütsel bağlılık ve iĢ tatmin düzeylerini incelemiĢtir. 353 öğretmenin katıldığı araĢtırma sonucunda hizmet yılı ve öğretmenlik yapılan okulun seviyesi ile iĢ tatmini arasında anlamlı farklılık tespit edilmiĢtir.

Kılınç (2012), Ġç Anadolu Bölgesi’ndeki Gençlik Hizmetleri ve Spor Ġl Müdürlükleri’nde görev yapan antrenörlerin iĢ doyum düzeylerini araĢtırmıĢtır. 142 antrenörün katıldığı araĢtırma sonucunda iĢ doyum düzeylerinde çalıĢma yılına göre anlamlı düzeyde farklılık bulunmuĢtur.

KüçükibiĢ (2013), ġanlıurfa’da görev yapan 308 beden eğitimi öğretmeni örnekleminde iĢ doyumunu araĢtırmıĢtır. ÇalıĢma sonucunda öğretmenlerin yaĢam tatmin düzeyleri ile içsel tatmin düzeyleri arasında %42 düzeyinde pozitif yönlü anlamlı bir iliĢki tespit edilmiĢtir.

Ilkım (2013), güreĢ hakemlerinin iĢ doyumu ve mesleki tükenmiĢlik düzeylerini çeĢitli faktörler açısından incelemiĢtir. 126 güreĢ hakeminin katıldığı çalıĢma sonucunda iĢ doyumu ve mesleki tükenmiĢlik arasında zayıf düzeyde ancak anlamlı bir iliĢki olduğu bulunmuĢtur.

Ġçöz (2014), Afyonkarahisar ilinde görev yapan beden eğitimi öğretmenlerinin iĢ doyumunu araĢtırmıĢtır. 226 öğretmenin katıldığı araĢtırma sonucunda cinsiyet ile bilgi paylaĢımı, örgütsel iletiĢim, kiĢisel etkileĢimler, uygulama toplulukları ile bağlantı düzeyleri; görev süresi ile bilgi paylaĢımı, kiĢisel etkileĢimler düzeyleri; görev yaptığı okul sayısı ile iĢ tatmini, bilgi paylaĢımı, dıĢsal tatmin, yazılı katkılar, kiĢisel etkileĢimler düzeyleri arasında anlamlı bir farklılık bulunmuĢtur.

Dalkılıç (2014), beden eğitimi ve spor öğretim elemanlarının iĢ doyumlarını araĢtırmıĢtır. 314 katılımcının yer aldığı araĢtırma sonucunda erkeklerin kadınlara oranla iĢ doyumunun daha yüksek olduğu, bekarların evlilere göre iĢlerinden daha çok doyum aldığı anlaĢılmıĢtır. YaĢa göre 51 yaĢ ve üzerinin doyumunun yüksek

28 olduğu, aynı zamanda 21 yıl ve üzeri çalıĢanların iĢ doyumunun da yüksek olduğu görülmüĢtür.

YaĢar (2015), Ġç Anadolu Bölgesi’nde görev yapan antrenörlerin iĢ doyumunu araĢtırmıĢtır. 212 antrenörün katıldığı araĢtırma sonucunda katılımcıların iĢ doyumlarının orta düzeyde olduğu tespit edilmiĢtir. Ayrıca eğitim seviyesi daha yüksek olan antrenörlerin, iĢ doyum düzeylerinin daha düĢük olduğu bulunmuĢtur.

Çap (2016), takım sporu antrenörlerinin iĢ doyumunu araĢtırmıĢtır. AraĢtırmaya 115 antrenör katılmıĢ ve sonuç olarak orta düzeyde iĢ doyumu bulunmuĢtur.

Gögercin (2017) Ġstanbul ili BaĢakĢehir ilçesinde beden eğitimi öğretmenlerinin iĢ doyumu düzeylerini araĢtırmıĢtır. 152 öğretmenin katıldığı araĢtırma sonucunda beden eğitimi öğretmenlerinin iĢ tatmini düzeylerinin %70 olduğu tespit edilmiĢtir.

Özçete (2018), Niğde ilinde beden eğitimi öğretmenlerinin iĢ doyumu düzeylerini araĢtırmıĢtır. 150 öğretmenin katıldığı araĢtırma sonucunda beden eğitimi öğretmenlerinin iĢ doyumunun mesleki kıdeme, branĢ dıĢındaki derslere girme durumuna göre anlamlı bir farklılık gösterdiği tespit edilmiĢtir. Cinsiyete, yaĢa, medeni duruma, eğitim durumuna, Niğde ilindeki görev süresine göre bir farklılık göstermediği saptanmıĢtır.

Güler (2018), Kocaeli ilinde beden eğitimi öğretmenlerinin iĢ doyumu düzeylerini araĢtırmıĢtır. Toplam 262 gönüllü beden eğitimi öğretmeninin katıldığı araĢtırma sonucunda beden eğitimi öğretmenlerin yüksek seviyede iĢ doyumuna sahip oldukları tespit edilmiĢtir.

Özdoğan (2008), yapmıĢ olduğu araĢtırmada beden eğitimi öğretmenlerinde mesleki tükenmiĢliği incelemiĢtir. AraĢtırma sonucunda öğretmenler arasında duygusal tükenmiĢlik açısından medeni durum, aktif spor hayatı, branĢ, meslek değiĢtirmek isteme ve ekonomik durum değiĢkenlerine göre farklılık istatistiksel olarak önemli bulunurken, öğretmenlerin meslekte çalıĢma süresi, çocuk sayısı, eĢin iĢ durumu ve cinsiyet değiĢkenlerine göre farklılık istatistiksel olarak önemsiz bulunmuĢtur.

29 Tuna (2010), Ankara ilinde görev yapan beden eğitimi öğretmenlerinin tükenmiĢlik düzeylerini incelemiĢtir. Yapılan analizler sonucunda araĢtırmaya katılan beden eğitimi öğretmenlerinin tükenmiĢliği düĢük düzeyde yaĢadıkları belirlenmiĢtir. Beden eğitimi öğretmenlerinin tükenmiĢlik düzeyinin duygusal tükenme alt boyutunda görev yeri, cinsiyet, öğretmenlik mesleğinin gelirini yeterli bulma, mesleki seminer veya hizmet içi eğitime katılma ve öğretmenlerin iĢ değiĢikliği yapmayı düĢünmeleri; duyarsızlaĢma alt boyutunda öğretmenlerin iĢ değiĢikliği yapmayı düĢünmeleri ve beden eğitimi ders saatinin yeterliliği; kiĢisel baĢarı alt boyutunda kıdem ve öğretmenlik mesleğinin gelirini yeterli bulma değiĢkenlerine göre farklılık gösterdiği saptanmıĢtır.

Cihan (2011), “farklı illerde çalıĢan ilköğretim okullarında görevli beden eğitimi öğretmenlerinin, mesleki tükenmiĢlik düzeylerinin incelenmesi ve karĢılaĢtırılması” adlı bir araĢtırma yürütmüĢtür. AraĢtırma sonucunda beden eğitimi öğretmenlerinin, iĢ dönüĢü kendini ruhen tükenmiĢ hissettiği, küçümsenmeyecek oranda iĢten soğuduğu, sabah kalktığında bir gün daha bu iĢi kaldıramayacağı, doğrudan doğruya insanlarla çalıĢmanın kendisinde çok fazla stres yarattığı ortaya çıkmıĢtır.

Adiloğulları (2013), beden eğitimi öğretmenlerinin duygusal zekâ ile mesleki tükenmiĢlik düzeyleri arasındaki iliĢkiyi incelemiĢtir. AraĢtırma sonucunda beden eğitimi öğretmenlerinin mesleki tükenmiĢlik düzeylerinin yaĢ, cinsiyet, medeni durum ve meslekte çalıĢma süresi değiĢkenlerine göre anlamlı farklılık göstermediği görülmüĢtür.

Baydar (2013) yapmıĢ olduğu araĢtırmada devlet ve özel okullarda görev yapan beden eğitimi öğretmenlerinin tükenmiĢlik ve yaĢam doyumu düzeylerini bazı değiĢkenlere göre incelemiĢtir. Devlet okullarında görev yapan beden eğitimi öğretmenlerinin daha fazla tükenmiĢlik yaĢadıkları ve yaĢam doyumu düzeylerinin düĢük olduğu bulgulanmıĢtır. Ayrıca, okullardaki araç gereç durumunun yetersizliği ve spor salonun olmamasının beden eğitimi öğretmenlerinde duygusal tükenme ve duyarsızlaĢmayı artırdığı ve yaĢam doyumunu azalttığı; duygusal tükenme ve duyarsızlaĢma yaĢayan beden eğitimi öğretmenlerinin yaĢam doyumlarının azaldığı tespit edilmiĢtir.

30 Yılmaz (2013), Ordu ilinde beden eğitimi öğretmenlerinin tükenmiĢlik düzeylerini incelemiĢtir. AraĢtırma sonuçlarına göre, beden eğitimi öğretmenlerinin cinsiyetlerinin ve yaĢlarının tükenmiĢlik düzeylerinde bir farklılık oluĢturmadığı ancak gelir durumunun anlamlı bir farklılık oluĢturduğu tespit edilmiĢtir.

Türkmen (2017), güreĢ antrenörlerinin mesleki tükenmiĢliklerini araĢtırmıĢ ve bunu 77 puan olarak bulmuĢtur. Bunun oransal karĢılığı %87,5’tir. Ayrıca mesleki tükenmiĢliğin medeni durum, yaĢ, eğitim ve gelire göre anlamlı farklılık göstermediği tespit edilmiĢtir.

Öztürk (2018), güreĢ antrenörlerinde mesleki tükenmiĢliği incelemiĢtir. 425 güreĢ antrenörünün katıldığı araĢtırma sonucunda orta düzeyde tükenmiĢlik yaĢandığı tespit edilmiĢtir.

Mumcu (2014), Trabzon ilinde görev yapan beden eğitimi öğretmenlerinin iĢ doyumu ve tükenmiĢliklerini araĢtırmıĢtır. 261 öğretmenle gerçekleĢtirilen araĢtırma sonucunda; iĢ doyumuna göre okul türü, cinsiyet ve medeni durum arasında anlamlı bir farklılığın olmadığı belirlenmiĢtir. YaĢa ve çalıĢılan görev yerine göre ise anlamlı farklılık tespit edilmiĢtir. Öğretmenlerin mesleki tükenmiĢlik düzeyleri ile okul türü, cinsiyetleri ve medeni durumları arasında anlamlı bir farklılığın olmadığı belirlenmiĢtir.

Umay (2015)i psikolojik danıĢmanlık ve rehberlik öğretmenlerinin iĢ doyumu ve mesleki tükenmiĢlikleri arasındaki iliĢkiyi incelemiĢ ve çalıĢma sonucunda orta düzeyde negatif bir iliĢki (r=-0520) olduğunu tespit etmiĢtir.

Türközü (2015), Adana’da görev yapan antrenörlerin iĢ doyumu ve mesleki tükenmiĢlikleri arasındaki iliĢkiyi araĢtırmıĢtır. 151 antrenörün dahil edildiği çalıĢmada mesleki tükenmiĢlik puanı 48,2; iĢ doyumu puanı 75,1 olarak bulunmuĢtur. Bunların oransal karĢılığı %55 ve %69’dur.

Doğan (2016), taekwondo antrenörlerinin iĢ doyumu ve tükenmiĢlik düzeylerini incelemiĢtir. AraĢtırmaya toplamda 201 antrenör katılmıĢtır. Sonuç olarak iĢ doyumu üzerinde cinsiyet, yaĢ, medeni durum, çocuk sayısı ve antrenörlük kademelerinin bir etkisi olmadığı tespit edilmiĢtir. Ancak antrenörlerin eğitim

31 seviyeleri, günlük antrenman saatleri, sporcu sayısı, antrenörlük hizmet yılı ve aylık gelirleri iĢ doyumu üzerinde önemli bir etkiye sahiptir.

Çiçek (2018), lise öğretmenlerinin tükenmiĢlik ve iĢ doyumu düzeyleri arasındaki iliĢkiyi araĢtırmıĢtır. 230 öğretmenin dahil edildiği araĢtırma sonucunda iĢ doyumu ile mesleki tükenmiĢlik arasında orta düzeyde negatif ve anlamlı (r=-0334; p<0,05) bir iliĢki olduğu tespit edilmiĢtir.

32 2. GEREÇ VE YÖNTEM

2.1. AraĢtırma Modeli

Beden eğitimi öğretmenleri ve antrenörlerin iĢ doyumu ve mesleki tükenmiĢlikleri arasındaki iliĢkinin tespit edilmesi ve çeĢitli değiĢkenlere göre anlamlı farklılık olup olmadığının incelenmesi amacıyla gerçekleĢtirilen bu araĢtırma iliĢkisel tarama modeline uygun olarak yürütülmüĢtür. ĠliĢkisel tarama modeli Karasar (2016) tarafından, “iki ve daha çok sayıdaki değiĢken arasında birlikte değiĢim olup olmadığını ve birlikte değiĢim mevcutsa bu değiĢimin derecesini tespit etmeyi amaçlayan araĢtırma modeli” olarak tanımlanmaktadır.

2.2. AraĢtırma Grubu

AraĢtırma grubu Ankara, Kırıkkale ve KırĢehir illerindeki kamu ve özel ortaöğretim kurumlarında görev yapmakta olan 294 beden eğitimi öğretmeni ve Gençlik Hizmetleri ve Spor Ġl Müdürlükleri bünyesinde ve spor kulüplerinde görev yapan 192 antrenör olmak üzere toplam 486 kiĢiden oluĢmaktadır. Katılımcıların seçiminde “örnekleme dahil edilen bireylerin seçiminin evren içerisinden tamamen rastgele yapıldığı” bir yöntem olarak tanımlanan (Tuna 2016) basit rastgele örnekleme yöntemi kullanılmıĢtır.

Streiner ve Kottner (2014), 300 denek sayısını “iyi”, 500 denek sayısını ise “çok iyi” olarak değerlendirmektedir. TavĢancıl (2014) ise bir araĢtırmanın örneklem büyüklüğünün kullanılan ölçme aracındaki değiĢken sayısının en az beĢ veya mümkünse on katı olması gerektiğini belirtmektedir. Bu anlamda bu araĢtırmada kullanılan 486 katılımcı sayısı, Streiner ve Kottner (2014) ile TavĢancıl’ın (2014) değerlendirmeleri ıĢığında yeterli bir büyüklük olarak değerlendirilmiĢtir.

Benzer Belgeler