• Sonuç bulunamadı

5.1 Araştırma Sonucunda Elde Edilen Bulguların Tartışılması

5.1.3 Stresin Azaltılmasına Yönelik Bulguların Tartışılması

Araştırmanın üçüncü denencesi “duygusal dışavurum amaçlı psiko-eğitim programına katılan deney grubu öğrencilerinin, bu programa katılmayan kontrol grubu öğrencilerine göre stres düzeylerinde istatistiksel olarak anlamlı düzeyde bir azalma olacak ve bu azalma, uygulamaların tamamlanmasından üç ay sonra yapılacak izleme ölçümünde de kendini gösterecektir” şeklinde ifade edilmiştir. Çalışmadan elde edilen bulgular incelendiğinde; psiko-eğitim programına katılan öğrencilerin programa katılmayanlara göre duygusal dışavurum aracılığıyla stres düzeylerinde anlamlı bir düşüş olduğu ve bu düşüşün 3 ay sonra yapılan izleme testinde de devam ettiği görülmüştür.

Deney ve kontrol grubu ikili karşılaştırma sonuçları incelendiğinde; deney grubunda yer alan öğrencilerin ön-test ve son-test stres puanları arasında son-test lehine anlamlı bir fark olduğu görülürken, kontrol grubu açısından anlamlı bir fark saptanmamıştır. Aynı şekilde deney grubu ön-test ve izleme testi ölçümü stres puan ortalamaları arasında izleme testi lehine anlamlı bir fark olduğu görülmektedir. Buna karşın kontrol grubu ön-test ve izleme testi stres puan ortalamaları arasında anlamlı bir farklılık görülmemiştir. Bu bulgulara göre deney grubunda yer alan öğrencilerin stres düzeyleri azalırken kontrol grubunda yer alan öğrencilerin stres düzeylerinde anlamlı bir değişim olmadığı görülmektedir. Deney grubuna uygulanan müdahale programının stres düzeyini azaltmadaki etkisinin kalıcı olup olmadığını incelemek amacıyla deney ve kontrol gruplarının son-test ve izleme testi stres puanları karşılaştırıldığında; deney grubunda anlamlı bir fark olduğu görülürken, kontrol grubunda anlamlı bir fark olmadığı görülmektedir. Bu bulgu psiko-eğitim programının stres düzeyini azaltmadaki etkisinin kalıcı olduğu ve etkisinin artmaya devam ettiği şeklinde yorumlanabilir. Kontrol grubunun stres düzeylerinde zamana bağlı bir değişim olmaması da bu yorumu destekler niteliktedir. Son-test ve izleme testi için gruplar arası ikili karşılaştırma sonuçları incelendiğinde; deney grubundaki

öğrencilerin stres son-test puanları arasında anlamlı bir fark olduğu görülmektedir. Bu bulguya göre oturumlar tamamlandığında, deney grubunda yer alan öğrencilerin stres düzeylerinin kontrol grubundaki öğrencilerin stres düzeylerine göre anlamlı bir şekilde azaldığı düşünülebilir. Bununla birlikte her iki grubun stres izleme ölçümleri karşılaştırıldığında ise iki ölçüm arasında deney grubu lehine anlamlı bir fark olduğu görülmüştür. Buna göre 12 haftalık oturumlar tamamlandıktan 3 ay sonra yapılan izleme ölçümlerinde, psiko-eğitim programına katılan öğrencilerin, programa katılmayan öğrencilere göre stres puanlarının anlamlı düzeyde azaldığı görülmektedir. Deney grubunun stres puan ortalamaları incelendiğinde, son-teste göre izleme testinden elde edilen sonuçların kalıcılığını koruduğu görülmektedir. Kontrol grubunda ise son-test ve izleme testi arasında anlamlı bir farka rastlanmamaktadır. Sonuç olarak araştırmanın üçüncü denencesinin doğrulandığı ve psiko-eğitim programının stres düzeyinin azalmasına katkıda bulunduğu görülmektedir.

Yurt içindeki ve yurt dışındaki literatür incelendiğinde; duygusal dışavurum aracılığıyla stres düzeyini düşürmeye yönelik herhangi bir psiko-eğitim programına rastlanmamıştır. Ancak konuyla ilgili alan yazında benzer çalışmalara rastlanmıştır. Kang, Choi ve Ryu (2008) araştırmasında, farkındalık temelli stres azaltma (MBSR) programının, öğrencilerinin stres düzeylerinde önemli düzeyde azalmayı sağladığı bulunmuştur. Day, McGrath ve Wojtowicz (2013) çalışmasında, bireysel olarak uyarlanabilir, internet tabanlı, kendi kendine yardım programlarının, üniversite öğrencilerinin stres düzeylerinde önemli ölçüde azalmayı sağladığı bulunmuştur. Kashani, Kashani, Moghimian ve Shakour (2015) kanser hastalarında stres aşılama eğitiminin anlamlı bir biçimde stresi azalttığı saptanmıştır. Nouri ve diğerleri (2015) affetme eğitim programının ergen kızlarda stres üzerinde önemli bir azalmaya yol açtığını bulmuştur.

Alan yazındaki araştırmalar incelendiğinde; stresin psiko-eğitim programları yoluyla azaltılabileceği görülmektedir. Bu çalışmadan elde edilen veriler ile stres düzeyinde düşüş olduğu görülmektedir. Bu azalma ile stres ve psiko-eğitim programları arasındaki ilişki açık bir şekilde ortaya konulmaktadır.

Alanyazındaki çalışmalarda ve çalışmamızda psiko-eğitim programlarının bireylerin depresyon, anksiyete ve stres düzeyini azaltmada etkili olduğu görülmektedir. Psiko- eğitim gruplarının başlıca amacı, psikolojik bir kavram ya da konu ile ilgili eğitim

vermek, bireyin kendini anlamasını ve tanımasını sağlamaya çalışmak, bireyin sorunlarıyla ilgili farkındalık kazanmasını sağlamak ve onlarla baş edebilmesi için gerekli becerileri öğretmektir. Bu gruplar, yaşam olayları (emeklilik gibi) ya da ani yaşam krizlerinde uygulanan başa çıkma becerilerinin öğretimini ya da olası bir tehditle yüzleşmeyi öğretmeyi de amaçlar ve yapılandırılmış gruplardır. Ayrıca bu gruplar, kişinin rahatsızlığıyla başa çıkabilmesi için sorunu duygusal boyutu ile birlikte değerlendirir (Brown, 2004). Psiko-eğitim programı yoluyla gerekli becerileri kazandıktan sonra birey, hem sıkıntılarının nüksetmesi durumunda hem de daha farklı sorunlarda, bu baş etme stratejilerini kullanabilecektir. Bu araştırmada da depresyon, anksiyete ve stresle etkili bir şekilde baş edebilmek için gerekli becerilerin kazanılması temel amaçlardan biridir. Bu amaca ulaşılıp ulaşılmadığı, başka bir ifade ile psiko-eğitim programının öğrencilerin depresyon, anksiyete ve stresle baş etme stratejilerini kazandırmada etkili olup olmadığını belirlemek için yapılan analizlerden elde edilen bulgular ile literatür birbirini desteklemektedir. Yapılan bu çalışma da, literatürle tutarlı bir şekilde, duygusal dışavurumun depresyon, anksiyete ve stresle ilişkisi net bir şekilde ortaya çıkmaktadır. Duygusal dışavuruma yönelik psiko-eğitim programı ile ergenlerin depresyon, anksiyete ve stres belirtilerinin hem son-testte hem de izleme testinde azaldığı bulunmuştur. Yürütülen psiko-eğitim programındaki oturumların sayıca yeterli olması, uygulanan etkinliklerin fazla ve işlevsel olması, duygusal dışavuruma yönelik etkinlik ve uygulamalara ek olarak düşünce ve davranışa yönelik müdahalelerin olmasının da programın etkinliğini artırdığı değerlendirilmektedir.

Benzer Belgeler