• Sonuç bulunamadı

5.1 Araştırma Sonucunda Elde Edilen Bulguların Tartışılması

5.1.2 Anksiyetenin Azaltılmasına Yönelik Bulguların Tartışılması

Araştırmanın ikinci denencesi “duygusal dışavurum amaçlı psiko-eğitim programına katılan deney grubu öğrencilerinin, bu programa katılmayan kontrol grubu öğrencilerine göre anksiyete düzeylerinde istatistiksel olarak anlamlı düzeyde bir azalma olacak ve bu azalma, uygulamaların tamamlanmasından üç ay sonra yapılacak izleme ölçümünde de kendini gösterecektir” şeklinde ifade edilmiştir. Çalışmadan elde edilen bulgular incelendiğinde; psiko-eğitim programına katılan öğrencilerin programa katılmayanlara göre duygusal dışavurum aracılığıyla anksiyete düzeylerinde anlamlı bir düşüş olduğu ve bu düşüşün 3 ay sonra yapılan izleme testinde de devam ettiği görülmüştür.

Deney ve kontrol grubu ikili karşılaştırma sonuçları incelendiğinde; deney grubunda yer alan öğrencilerin ön-test ve son-test anksiyete puanları arasında son-test lehine anlamlı bir fark olduğu görülürken, kontrol grubu açısından anlamlı bir fark saptanmamıştır. Aynı şekilde deney grubu ön-test ve izleme testi ölçümü anksiyete puan ortalamaları arasında izleme testi lehine anlamlı bir fark olduğu görülmektedir. Buna karşın kontrol grubu ön-test ve izleme testi anksiyete puan ortalamaları arasında anlamlı bir farklılık görülmemiştir. Bu bulgulara göre deney grubunda yer alan öğrencilerin anksiyete düzeyleri azalırken kontrol grubunda yer alan öğrencilerin anksiyete düzeylerinde anlamlı bir değişim olmadığı görülmektedir. Deney grubuna uygulanan müdahale programının anksiyete düzeyini azaltmadaki etkisinin kalıcı olup olmadığını incelemek amacıyla deney ve kontrol gruplarının son-test ve izleme testi anksiyete puanları karşılaştırıldığında; deney grubunda anlamlı bir fark olduğu görülürken, kontrol grubunda anlamlı bir fark olmadığı görülmektedir. Bu bulgu psiko-eğitim programının anksiyete düzeyini azaltmadaki etkisinin kalıcı olduğu ve etkisinin artmaya devam ettiği şeklide yorumlanabilir. Kontrol grubunun anksiyete düzeylerinde zamana bağlı bir değişim olmaması da bu yorumu destekler niteliktedir. Son-test ve izleme testi için gruplar arası ikili karşılaştırma sonuçları incelendiğinde; deney grubundaki öğrencilerin anksiyete son- test puanları arasında anlamlı bir fark olduğu görülmektedir. Bu bulguya göre oturumlar tamamlandığında, deney grubunda yer alan öğrencilerin anksiyete düzeylerinin kontrol grubundaki öğrencilerin anksiyete düzeylerine göre anlamlı bir şekilde azaldığı düşünülebilir. Bununla birlikte her iki grubun anksiyete izleme ölçümleri karşılaştırıldığında ise iki ölçüm arasında deney grubu lehine anlamlı bir fark olduğu görülmüştür. Buna göre 12 haftalık oturumlar tamamlandıktan 3 ay sonra yapılan izleme ölçümlerinde, psiko-eğitim programına katılan öğrencilerin, programa katılmayan öğrencilere göre anksiyete puanlarının anlamlı düzeyde azaldığı görülmektedir. Deney grubunun anksiyete puan ortalamaları incelendiğinde, son- teste göre izleme testinden elde edilen sonuçların kalıcılığını koruduğu görülmektedir. Kontrol grubunda ise son-test ve izleme testi arasında anlamlı bir farka rastlanmamaktadır. Sonuç olarak araştırmanın ikinci denencesinin doğrulandığı ve psiko-eğitim programının anksiyete düzeyinin azalmasına katkıda bulunduğu görülmektedir.

Literatür incelendiğinde gerek yurt içinde gerekse yurt dışında duygusal dışavurum aracılığıyla anksiyete düzeyini düşürmeye yönelik herhangi bir psiko-eğitim programına rastlanmamıştır. Ancak konuyla ilgili alan yazında benzer çalışmalara rastlanmıştır. Anksiyete bozukluklarında psiko-eğitim çalışmalarının incelendiği bir çalışmada (Rummel-Kluge ve diğerleri, 2009) anksiyete bozukluğu olan hastaların çoğunun (%77) psiko-eğitim seçeneği verildiği zaman bunu tercih ettiğini ancak araştırma yapılan kurumların sadece % 8’inin ansiyete bozukluğu olan hastalara psiko-eğitim verdiğini ortaya çıkarmıştır. Araştırma ayrıca anksiyete bozukluklarında psiko-eğitim programının faydalı olduğunu ve tedavi maliyetlerini de düşürdüğünü ortaya koymuştur. Bu çalışma psiko-eğitim alanında yapılan çalışmaların gerekliliği ve faydası konusunda tartışma olmamakla birlikte az tercih edildiğini ortaya koymuştur. Aynı zamanda bu alanda yapılacak çalışmalara ihtiyaç olduğunu ortaya koymuştur. Başka çalışmalarda da (Cloos, 2005; Rollman ve diğerleri, 2005; Chavira ve Stein, 2002; Dannon ve diğerleri, 2002 akt. Rummel-Kluge ve diğerleri, 2009) ansiyete bozukluklarına yönelik psiko-eğitim çalışmalarının etkili olduğu, tedaviye cevap oranını artırdığı, belirtileri düşürdüğü ve yaşam kalitesini artırdığı görülmektedir. Niles ve diğerlerinin (2014) sağlıklı yetişkin örnekleminde dışavurumcu yazı yazmanın ana etkilerini ile arabulucularını (duygusal dışavurumculuk, duygusal süreç ve duygusal dışavurumdaki iki değerlilik) incelediği çalışmasında bağımlı değişken anksiyete belirtileridir. Araştırmanın sonucunda, anksiyete üzerinde yazma koşulunun önemli etkileri bulunmamasına karşın, duygusal dışavurumun anksiyete sonuçlarında önemli bir aracı olduğu bulunmuştur. Dışavurum yazım grubu içinde, dışavurumu yüksek düzeyde olan katılımcıların, 3 aylık izleme döneminde anksiyetelerinde önemli düzeyde azalma olduğu saptanmış ve dışavurumu düşük düzeyde olan katılımcıların ise anksiyetelerinde önemli bir artış olduğu gözlenmiştir. Kang, Choi ve Ryu (2008) farkındalık temelli stres azaltma (MBSR) programının, öğrencilerinin anksiyete düzeylerinde önemli düzeyde azalmayı sağladığını bulmuştur. Day, McGrath ve Wojtowicz (2013) çalışmasında, bireysel olarak uyarlanabilir, internet tabanlı, kendi kendine yardım programlarının, üniversite öğrencilerinin anksiyete düzeylerinde önemli ölçüde azalmayı sağladığı bulunmuştur. Kashani, Kashani, Moghimian ve Shakour (2015) kanser hastalarında stres aşılama eğitiminin anlamlı bir biçimde anksiyeteyi azalttığını saptamıştır. Nouri ve diğerleri (2015) araştırmasında affetme eğitim programının ergen kızlarda anksiyete üzerinde önemli bir azalmaya yol açtığını bulmuştur.

İlgili yazındaki çalışmalarda, anksiyete belirtilerinin psiko-eğitim programları yoluyla azaltılabileceği bulunmuştur. Bu araştırmadan elde edilen bulgular, literatür ile birbirini desteklemekte ve anksiyete ile psiko-eğitim programları arasındaki ilişkiyi açık bir şekilde ortaya koymaktadır.

Benzer Belgeler