• Sonuç bulunamadı

2. SPOR, SPOR KATILIMI ve İLGİLENİM

2.1 SPORUN TANIMI ve ÖNEMİ

2.1.2 Sporun Bireysel ve Toplumsal Açıdan Önemi

İnsanların sosyal hayata entegrasyonunda sportif faaliyetler oldukça etkilidir. Sportif faaliyetlerin kişiyi hem bireysel olarak hem de sosyal anlamdaki uyumluluk konusunda geliştirdiği de aşikârdır. Bu nedenle sporu ferdin yalnızca fiziki ve psikolojik olumlanmasına katkı sağlayan bir araç olarak ele almak hatalıdır (Akça, 2012). Spor, bireysel anlamda bizatihi kişinin ilişkilerini geliştiren bir aktivitedir ve bu açıdan sosyal anlamda kişiyi ön plana çıkartan bir katkısı vardır. Sporun sosyal anlamda kişiyi geliştirmesinin temelinde, her şeyden önce sporun bir aktivite olduğu gerçeği ve buradan hareketle de her aktivite gibi toplumsal bir veçhesinin bulunuyor olması yer almaktadır. Bedensel aktivite, tamamen yalnız ve yalıtılmış bir şekilde yapılsa dahi, sonuçları ve hazırlanışı itibariyle toplumsal bir meseleye dönüşmektedir.

Sosyal gelişme ile doğrudan bir bağı olan sosyoloji, bu kavramı, bireylerin çeşitli yerlerden ve çeşitli şekillerde maruz kalmış bulunduğu sosyal uyarıcılara, özellikle de birlikte/topluca yaşamanın beraberinde getirdiği baskı, zorluk ve güçlüklere karşı geliştirilen duyarlılık olarak tanımlamaktadır. Bu açıdan sosyal gelişme, kişinin, yaşadığı toplumda ya da sahip olduğu kültürde, öteki insanlarla geçinebilmesi ve onlara uyum sağlayabilmesi şeklinde bir anlam kazanmaktadır. Çünkü insanlar, içerisinde bulundukları toplumun, sosyal ve kültürel kriterlerine göre sosyalleşebilmek için, yine içinde bulundukları topluma sosyalleşme süreci içerisinde uyum sağlamaya çalışırlar (Öztürk, 1998). Toplumdan tamamen yalıtılmış ve

18

tamamen yalnız bir şekilde varlığını sürdürmesi mümkün olmadığı için kişinin, sosyal gelişme kavramının işaret ettiği uyum meselesi son derece mühimdir.

Sosyal gelişme, toplumsallığın koşullarını ve devamlılığını da bünyesinde barındırdığından dolayıdır ki sosyolojinin en önemli konularından birisidir. Sosyal gelişme, genel hatlarıyla, insanların sosyal uyarıcılara, bilhassa toplumun ve toplum yaşamının bizatihi kendisinin yarattığı baskı ve zorluklar karşısında, belli bir duyarlılık geliştirerek, toplumsalda ve yaşadığı toplumun kültürünün içerisinde, aynı toplumu paylaştığı diğer insanlarla uyumlanabilme yeteneğidir. İnsanlar yaşadıkları sürece bir sosyalleşme süreci içerisindedirler ve bu süreç kapsamında, yaşadıkları toplumun sosyal ve kültürel değerlerine uyma çabası içerisindedirler (Öztürk, 1998). İşte spor, tam da burada bir kez daha önem kazanmaktadır, çünkü spor bir sosyalleşme aracı olarak da işlevsel bir alandır.

Diğer yandan, sporun, kişilerin sosyalleşme süreci ve toplumla uyumlanabilme çabasına olumlu katkılarının yanında bilinen bir diğer olumlu etkisi ise insanlara kazandırmış olduğu bedensel ve ruhsal sağlıktır. Çalışmada daha önce belirtildiği üzere, düzenli, sistemli ve programlı sportif aktivite yapan insanların dünyayı ve kendilerini algılama biçimleri olumlu yönde gelişmekte, insanlar spor sayesinde kendileriyle ve hayatın kendisi ile daha kolay barışabilmekte ve böylece ruhsal ve fiziksel olarak iyi olma hâlini oluşturmaktadırlar.

İnsanın özgün nitelikleri ve bu nitelikler sayesinde gelişen yetkinliğin tam kapasite bir biçimde hayata yansıyabilmesi için sağlıklı olmak ve sağlıklı yaşam birincil öneme sahiptir. Aksi bir durumda, kişiler, kapasitelerini tam olarak hayata ve kendi yaşamlarına yansıtamazlar. Bu nedenle bedensel aktiviteler, küçük yaşlardan başlayarak bir yaşam pratiği hâline getirilmelidir. Bu anlamda uygun olan program, hareketin her çeşidinin ve tüm hareket prensiplerinin içerisine dâhil edildiği bir beden ve spor eğitimidir (Akça, 2012).

Toplumsalı ya da toplumsal yaşamı oluşturan şey, sosyal ilişkilerdir. Sosyal sözcüğünün kökenine bakıldığı zaman Latince Socius kelimesinden geldiği öğrenilmektedir. Socuis kavramının işaret ettiği anlam ise, “birliktelik” ve “birlikte” kelimeleri ile ifade edilir. Bir arada yaşam, beraberinde insanlar arasında zorunlu bir karşılıklı birlikteliği ve iletişimi doğurmuştur.

19

Doğaları gereği oldukça çeşitli ve karmaşık bir yapıya sahiptir insan ilişkileri. Yine bu ilişkiler, gerek yazılı, gerekse örf ve adet gibi yazısız kanunlara göre şekillenir, gelişir ve gerçekleşir. Toplumsal yaşamı oluşturan bu ilişkileri geliştiren ve güçlendiren birtakım toplumsal kurumlar mevcuttur. Dil, eğitim gibi kurumlar nasıl ki bu ilişkiyi güçlendiren kurumlar ise spor da aynı etkiyi yaratan bir diğer kurumdur. Sporun bir diğer avantajı ise barışçıl olması, dünyanın her yerinde aynı kurallar çerçevesinde gerçekleştirilmesi ve bu nedenle yalnızca kişinin yaşadığı toplumla değil, dünyanın diğer toplumları ile de entegre olmasının önünü açmasıdır. Spor aracılığı ile insanlar yaşadıkları toplumun dışındaki toplumlarla da güçlü bir ilişki kurabilmekte ve bu ilişkileri geliştirebilmektedirler (Öztürk, 1998).

Sporun toplumsal yaşamdaki rolünün oldukça önemli olduğu kabul edilen bir gerçekliktir. Gerek kültürel kaynaşmayı teşvik etmekteki olumlu etkisi, gerek sosyal davranış kültürünü ve sosyal ilişkileri geliştirmeye katkısı, gerekse insanların boş zamanlarını barışçıl ve birçok artı katkı sağlayan spor ile değerlendirmesi düşünüldüğünde sporun toplumsal yaşamdaki rolü daha iyi anlaşılabilecektir. Sporun bir topluma millî özellikler kazandırmasının altında, kişilerin ve kişiler dolayısıyla toplumun davranışlarını ve düşüncelerini şekillendirerek kültürel unsurları etkileme gücü yatmaktadır. Sözgelimi bir spor faaliyetindeki kimi hareketler, toplumsal reflekslere ve hareketlere de yansıyabilmektedir (Akça, 2012).

Diğer yandan spor toplumsal bir örgütlenme zeminini de hazırlamak gibi bir işleve sahiptir. Bilhassa uluslararası müsabakalarda ülkede yaşayan insanları örgütlemekte, insanları bir amaç ve/veya istek doğrultusunda bir araya getirmekte ve böylece toplumun kültürel kimliğini canlı tutmaya katkı sunmaktadır (Erkal; Güven; Ayan, 1998).

Benzer Belgeler