• Sonuç bulunamadı

D. Örgüt İdari Yapısı

V. GENÇLİK VE SPOR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

2. Spor-Hukuk İlişkisi ve Spor Hukuku

Yukarıda verilen tanımlarından yola çıkarak, bir insan eylemi olarak sporun ve hukukun etkileşme sürecini sıralayalım:

Öncelikle, insanın doğadaki ilk hareketini spor olarak kabul edersek, insanlar, günlük yaşamlarını devam ettirebilmek için avlanma, tırmanma, yakalama, ok atma gibi çeşitli sporları zorunlu olarak yapmaktaydılar. Toplumların sanayileşmesinden sonra, insan gücüyle yapılan birçok iş, makineler eliyle yapılmaya başlayınca, insanların da boş zaman sahibi olmalarına olanak sağlanmıştır. Bu aşamada spor, insanların boş zamanlarını değerlendirmek, eğlenmek, sağlıklarını kazanmak ve korumak, zihinsel ve bedensel yeteneklerini artırmak amacıyla yapılan her türlü vücut ve zihin etkinliği olarak belirmiştir.

Öte yandan estetik yönü de bulunan kimi spor dalları büyük seyirci kitleleri çekmeye başlamıştır. Gittikçe spor, yalnızca boş zamanları değerlendirmek, eğlenmek ve sağlık için yapılan hareketler olmaktan çıkarak, ekonomik bir boyut da kazanmıştır. Sporun kitlesel bir etkinlik olması ve kimi dallarda büyük bir ekonomik getiri sağlaması, şirketlerin (ortaklıkların) bu alana yönelmesine neden olmuştur.

Aynı zamanda devletler de sporun bu geniş alanını hukuksal anlamda düzenleme eğilimine gittikleri gibi, sportif alanda kazanılan başarıların, devletlere büyük bir saygınlık kazandırdığı olgusundan hareketle spora büyük yatırım yapmışlardır73. Bu nedenlerle, toplumsal yaşamın bir düzen içinde kurallara bağlanmasını amaç edinen hukukun74 yine toplumsal bir olgu olan sporla etkileşimi ve ilgisi kaçınılmaz olmaktadır75. Soğuk savaş döneminde, kimi demirperde ülkelerinin, uluslararası yarışmalara katılan sporcularına büyük teknik ve parasal destek

73

Çağlayan;a.g.y.,s.14. 74

Turhan Esener, “Hukuk Başlangıcı, Genel Hukuk Bilgisi”, Beşinci Baskı, Alkım Yayınevi, 2002, İstanbul, s.21.

75

Türkiye Cumhuriyeti tarihinde Spor Hukuku üzerine yapılan ilk araştırmalardan birisi olarak Necdet Azak’ın “Spor Bakımından Hukuki Bir Tetkik, Spor Hukuku” başlıklı yazı dizisi karşımıza çıkmaktadır. “Beden Terbiyesi ve Spor” adlı dergide yayınlanan bu makalelerde, yazar, o tarihte şu sözcüklere yer vermektedir: Spor kulüpleri bir cemiyet olarak kabul edilince ve cemiyet de aslında bir içtimai teşekkülden ibaret bulununca, manevi şahsiyeti haiz olan bu topluluğun nefsinde mündemiç bir hukukun da olması tabiidir. Hakikat şudur ki bugün tam manasıyla bir spor hukuku mevcuttur ve bu hukuk, diğer hukuk sahaları ile mütemadi bir temas halindedir. Necdet Azak, ““Spor Bakımından Hukuki Bir Tetkik, Spor Hukuku””, Beden Terbiyesi ve Spor Dergisi, No.24,1940, s.13.

sağlayarak, alınan başarıları siyasal bir gösteri ve propaganda aracı olarak kullandıklarını da biliyoruz.

Sporun bilimsel temellere oturtulması için yeterli ve gelişmiş hukuk kurallarına ve kurumlarına gereksinim duyulmaktadır. Hukuk, kişiler arasındaki hukuksal ilişkileri düzenleyen bir disiplindir. Bu açıdan spor etkinliklerinde, hukukun düzenlemek zorunda olduğu ne gibi hukuksal ilişkilerin ortaya çıkacağı da yakından incelenmelidir. Her şeyden önce hukuk, spor yapmak isteyen kişiler ile onlara bu olanağı sunan kişi ve örgütlerin ya da devletin karşı karşıya gelmesini düzenler. Bunun dışında hukuk düzeni, sporcular arasındaki sportif etkinliklerin spor kurallarına uygunluğunu sağlamak, eşit yarışma koşulları yaratmak sportif etkinlikler sırasında doğabilecek uyuşmazlıkları çözmek zorundadır.

Öte yandan kulüplerin, spor federasyonlarının ve uluslararası spor örgütlerinin birbirleriyle olan ilişkileri de hukuksal düzenleme alanına girmektedir. İzleyicisi çok sayıda olan kimi spor dallarında (örneğin futbol), spor aynı zamanda ekonomik ve ticari etkinliktir. Son olarak bir kamu hizmeti olarak kabul edildiğinde devlet, spor etkinliklerini yönlendirme ve destekleme görevi yapmak zorundadır. Bu nedenle devlet ile sporcular ve spor örgütleri arasında bu kapsamdaki ilişkiler de bir kamu hukuku dalı olarak spor hukukunun düzenleme alanına girmektedir76.

Spor ve hukukun etkileşim alanını genel hatlarıyla böylece açıkladıktan sonra öğretide yer alan kimi spor hukuku tanımlarına yer verelim: Spor Hukuku, sporcular ile kulüpler, kulüpler ile kulüpler, kulüpler ile federasyonlar ya da sporun öteki özneleri arasında ortaya çıkan sorunların çözümüne spor ruhuna uygun hukukun genel ilkeleriyle bağdaşır çözümler bulan bir disiplindir77.

Spor Hukuku, sportif faaliyetlerle (etkinliklerle) ve sportif örgütlerle ilgili hukuk kurallarını sistematik (düzenli) bir şekilde (biçimde) inceleyen hukuk dalıdır78. Spor Hukuku, spor öznelerinin (kişiler ve spor kuruluşları) birbirleriyle münasebetlerini (ilişkilerini) düzenleyen,

76

Spor Hukuku’nun düzenleme alanı hakkında ayrıntı bilgi için bkz. Ertaş, Petek; a.g.y., s.28 vd., Fişek; a.g.y.,s.90 vd., Çağlayan; a.g.y.15 vd., Durmuş Ali Genç, “Spor Hukuku”, Alfa Yayınevi, Birinci Baskı, 1998, İstanbul, s.61 vd.

bunların hak ve yükümlülüklerini ortaya koyan kurallar bütününü sistematik biçimde inceleyen disiplindir79.

Kanımızca, spor hukuku, spor etkinliklerine yön veren kamu ve özel hukuk tüzelkişileri ile bu etkinlikler içinde yer alan gerçek kişiler ve tüzelkişiler arasındaki ilişkileri, ortaya çıkan uyuşmazlıkları, spor etkinliğin özelliği nedeniyle öteki hukuk dallarıyla doğrudan ilişkili olarak çözümleyen bir hukuk dalı olarak tanımlanabilir. Belirtildiği gibi, spor etkinlikleri içinde yer alan özeneler, gerçek ya da tüzelkişilerdir. Kimi spor dalları, bireyler tarafından tek başlarına yapılabildiği gibi (örneğin yüzme, kayak, koşu gibi), kimi spor dalları ise bireyler ya da takımlar arasında yapılmaktadır (örneğin futbol, hentbol, basketbol, güreş gibi). Spor hukuku da, bir spor dalı içinde, o spor etkinliğinin hangi kurallar altında ne gibi yöntemlerle yapılabileceğini, spor hakkının nasıl yerine getirileceğini ya da sınırlandırılabileceğini, o spor etkinliği içinde yer alan gerçek ya da tüzelkişilerin ne gibi hak ve yükümlülüklerinin bulunduğunu düzenleyen, bunların bir disiplin altına girmesini sağlayan bir hukuk dalıdır.

Genel kabul edilen biçimi ile hukuk, öngördüğü kuralların özelliklerine göre iki ana bölüme ayrılır. Bu alanlar Kamu Hukuku ve Özel Hukuk’tur. Öte yandan hukuk kuralları uygulandıkları yere, alana göre de Ulusal Hukuk ve Uluslararası Hukuk olarak da ikiye ayrılabilir. Spor hukuku öğretisinde, “Spor hukuku hangi hukuk dalı içinde yer almaktadır?” biçiminde bir tartışmanın yapıldığını görmekteyiz. Buna göre öğreti egemen olan görüşe göre, spor hukukunu özel hukuk ya da kamu hukuku ya da ulusal ya da uluslararası hukuk türlerinden yalnızca birisi içine yerleştirmenin olanaklı olmadığının, sayılan tüm hukuk dalları ile ilişkisi olduğundan, spor hukukunun “karma bir hukuk dalı” olarak kabul edilmesi gerektiği kabul edilmiştir80. Ancak öğreti yer alan bir görüşe göre de81, spor hukuku, hukuk sistematiği açısından ele alındığında özel hukukun bir parçası olduğu savunulmaktadır. Bu görüşe göre, sporun öznelerine bakıldığında gerçek kişiler (sporcular), tüzelkişiler (kulüpler) ve federasyonların tümü özel hukuk özneleridir ayrıca sporun çok hızlı bir biçimde gelişmesi ortaya çıkan sorunların çoğalması, bunların hızlı ve kolay bir biçimde çözüm bulması sonucunu doğurmakta, bunu da ancak özel hukuk disiplinin çözebileceği savunulmaktadır.

79

Çağlayan; a.g.y.,17. 80

Çağlayan; a.g.y., s.19; Ertaş, Petek; a.g.y., 31. 81

Kanımızca, öncelikle sporun anayasal bir hak olarak başta Anayasa’da düzenlenmiş olması, spor hakkının kullanılmasında Devlete pozitif bir yükümlülük getirilmesi, spor yapma hakkının sosyal bir hak olarak anayasa tarafından güvence altına alınması ve son olarak spor etkinliklerinin bir kamu hizmeti olarak kabul edilmesi karşısında, spor hukuku kamu hukuku ile ilişkilidir. Öte yandan spor etkinlikleri içinde yer alan gerçek ya da tüzelkişilerin tüm işlem ve eylemlerinin bir disiplin altına alması nedeniyle spor hukuku; sporcu yönünden bir uğraş alanı olarak İş Hukuku ile, kulüpler yönünden Dernekler Hukuku ve Ticaret Hukuku ile, sporcuların kulüpleri ile yaptıkları sözleşmeler yönünden Borçlar Hukuku ile, sporcu ve kulüplere verilen disiplin cezaları yönünden Ceza Hukuku ile, spor federasyonlarının uluslararası karşılaşmalarda ortaya çıkan uyuşmazlıkların giderilmesi için başvurdukları tahkim yönüyle de Uluslararası Hukuku ile ilişkilidir. Bu nedenlerle, spor hukuku “karma bir

hukuk dalı” olarak tüm hukuk dalları ile doğrudan ilişkili olduğu kabul edilmelidir.

B. Sosyal Bir Hak Olarak “Spor Hakkı”nın Anayasalarımızdaki