• Sonuç bulunamadı

Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de spor dalları arasında en yaygın ve en çok tutulanı futboldur94. İlkçağlardan günümüze kadar ,değişik adlar altında ve yapılış yöntemleriyle oynanan futbol (ayaktopu), artık her sınıftan insanı etkileyen bir spor dalı olarak karşımıza çıkmaktadır.

Günümüzde futbolu yalnızca bir spor dalı kabul etmek olanaklı değildir. Futbolun ekonomik, toplumsal, hukuksal ve siyasal (KKTC ambargosu) yönleri bulunmaktadır. Genellikle dernek biçiminde örgütlenen futbol kulüpleri tarafından yürütülen sportif etkinlikler öteki ülkelerde olduğu gibi Türkiye’de de oldukça önemli bir ekonomik etkinliğin konusu durumuna gelmiştir95. Kitle iletişim araçlarının yaygın kullanımına bağlı olarak, spor (futbol) hızlı bir biçimde kârlılığı (kazancı) artan bir mal ve/veya hizmet olma özelliği kazanmıştır. Birçok organizasyon (üretici, pazarlayıcı ve üniversiteler gibi), sporla ilgilerine bağlı olarak, önemli oranlarda gelir elde etmeye başlamıştır. Buna bağlı olarak spor (futbol-ayaktopu), ekonomik yapı ve etkinlik içinde önemli bir yere sahip olmuştur96.

Öte yandan temel ideolojik ve sosyal bölünmeler, en baştan beri futbol dünyasının içinde yer almıştır. Bölge takımları ya da ulusal takım, halkın tüm isteklerini sırtlanır. Toplumda gerilimin yükseldiği dönemlerde, maçlar bunu sahaya yansıtır. Böylece spor karşılaşmaları politik, ideolojik ya da dini bir çatışmaya dönüşür97.

94

Futbol; onbirer kişilik takım arasında oynanan, küre biçimindeki özel bir topun eller kullanılmadan ayak, kafa ve bedenin öteki bölümleriyle vurularak rakip kaleye sokulmasına dayalı spor dalı (dır). “Spor Ansiklopedisi”, Milliyet Yayınları, 1991, s.99; onbirer kişiden oluşan iki takım arasında oynanan ve oyuncuların, şişirilmiş bir topu el ve kollarını kullanmadan rakip kaleye atmaya çalışmasına dayanan oyun (dur). “AnaBritannica, Genel Kültür Ansiklopedis”i, Cilt 13, s.49; onbirer kişilik iki takım arasında küre şeklinde bir topu sadece ayak, vücut (eller dışında) ve kafa vuruşlarıyla rakip kaleye sokmayı hedef tutan oyun (dur). “Meydan Larousse Büyük Lügat ve Ansiklopedisi”, Cilt 4, s.881.

95

Sebahattin Devecioğlu, Bilal Çoban, “Türkiye’de Spor Kulüplerinin Halka Arzı”, Standart Dergisi, Yıl.42, Sayı. 493, Ocak 2003, s.78.

96

Nazım Ekren, A.Bülent Çağlar, “Spor Ekonomisi: Teorik Bir Çerçeve”, Active Bankacılık ve Finans Dergisi, Yıl.6, Sayı. 32, Eylül-Ekim 2003, s.6.; FIFA’nın resmi rakamlarına göre futbolun tüm dünyada yılda 250 milyar dolarlık bir iş hacmi yarattığı hesaplanıyor. FIFA, 2002 ve 2006 yılındaki dünya kupalarının ticari yayın haklarını ise 1.6 milyar dolara satmış durumda… Spor artık dünyanın her tarafında aynı zamanda ekonomi demektir. Cahit Uyanık, “Spor Aynı Zamanda Ekonomidir” Standart Dergisi, Yıl.41, Sayı.4, Temmuz 2002, s. 11 vd.

97

Alfred Wahl, “Ayak Topu, Futbolun Öyküsü”, Çev: Cem İleri, Yapı Kredi Yayınları, 2005, İstanbul, s. 118; 2007 yılının Mayıs ayında, Sudan Hükümeti, ülkede 400 bin kişinin ölümüne neden olan içsavaşı durdurmak için Galatasaray Futbol Kulübünün iki oyuncusuna barış elçiliği daveti yapmıştır. Hükümet yetkilileri, kendi ülkelerinde Darfur’da yaşanan içsavaşı sona erdirmek için yoğun çaba harcadıklarını, Sudan’da yapılan araştırmada, Hakan Şükür ve Hasan Şaş’ın çok sevildiğini söylemişlerdir. Afrika kökenli Müslümanlar ile Arap kökenli Müslümanlar arasında yaşanan bu istenmeyen olayların iki oyuncunun Sudan’a gelmesi ve her iki

Spor etkinlikleri içerisinde futbol, halkça tutulma düzeyinin sürekli artmasına koşut olarak toplumsal önemini ve etkisini artırmıştır. Geniş kitlelerin yakından ilgilenmesi, futbol alanına yapılan yatırımların ekonomik büyüklüğü, ulusal etkinliğinin yanında uluslararası etkinliğe de sahip bulunması, toplumsal barış kadar uluslararası ilişkilerin iyi düzeyde yürütülebilmesi için de önemli olması açısından, karşılaşmaların yapılış biçimi itibariyle kalabalık bir seyirci kitlesi önünde gerçekleştiriyor olması ve bunun kimi riskler taşıması futbol alanının diğer spor disiplinlerine göre daha öncelikli düzenlemelere tabi tutulması sonucunu doğurmuştur98.

Başka bir deyişle, bir spor dalı olarak futbolun öteki spor dallarından sportif açıdan olmasa bile “yönetimi”, “kurumsal yapısı” ve bu “yapının işleyişi” açılarından farklılıkları vardır. Türkiye’de kanunla örgütlenme süreci incelenirken belirtileceği gibi, futbol, yirminci ve yirmibirinci yüzyılın en çok sevilen, en çok tutulan; başka bir deyişle bireylerin büyük ilgisini üzerinde toplayan bir spor dalı olmuştur. Ülkemizde, futbol yönetiminin sporun içinden gelen kişi ya da organlar tarafından yönetilmesinin ilk adımı olan (TİCİ) döneminin son bulup, devlet eliyle yürütülmesi dönemine kadar geçen sürede futbol giderek etki alanını genişletmiş ve büyük bir ekonomik uğraş durumuna gelmiştir. Belirtilen bu nedenlere de dayanılarak 1988 yılında futbol yönetiminde yeni bir dönem başlamıştır. Bu yeni dönemle birlikte, gerek futbol federasyonun hukuksal yapısı ve işlevi ve gerekse merkezden yönetimle olan ilişkileri nedeniyle hukuksal ve siyasal tartışmalar başlamıştır.

grubun takımlarında 10’ar dakika oynamalarının bile gergin havanın yumuşatılmasını sağlayacağını savunmuşlardır. Milliyet; 03.05.2007, s.29. Futbolun, toplumlar üzerindeki ruhbilimsel etkisine başka bir örnek ise Irak’ta yaşanmıştır. Irak ulusal futbol takımının, ülkede işgal gücü olarak görülen Avustralya’nın ulusal futbol takımını Bangkok’ta yapılan Asya Kupası A Grubu karşılaşmasında 3-1 yenmesinin ardından başkent Bağdat başta olmak üzere birçok kentte halk kendini sokağa atarak coşkulu kutlamalarda bulunmuştur. Ölümle, %70 işsizlikle yüz yüze yaşayan Iraklılar için bu futbol zaferi, belki yıllardan bu yana görünen tek gerçek sevinç kaynağı olmuştur. Futbol karşılaşmalarının politik ve ideolojik etkisine örnek olarak da Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC)’de yaşananlar gösterilebilir. (KKTC)’deki Çetinkaya futbol takımı ile İngiltere’nin birinci lig takımlarından Luton Town arasında yapılması planlanan dostluk maçının Kıbrıs Rum Kesimi’nin girişimleri sonucunda gerçekleşmemesinin ardından Türk Dışişleri Bankalığından yapılan açıklamada, (KKTC)’deki özel bir spor karşılaşmasının bu biçimde engellenmesinin, Kıbrıs Türkünün en temel haklarından birini kullanmaktan bir kez daha yoksun bırakıldığı kaydedildi. Milliyet; 15.07.2007, s.12.